2010 yılı Eylül ayından bu yana Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı (Müsteşarlığı) görevini sürdüren Hakan Fidan hakkında daha önce basın organlarında ya da sosyal medyada izine rastlanamayan, soyadını MİT’in başına geçmeden önce değiştirdiği yönündeki iddia şöyle ileri sürülmüş:

 

Hakan Fidan, MİT Başkanı olmadan önce soyadını Fidan olarak değiştirmiş.

Niye acaba? Eskisi ne idi ki?

 

 

Hakan Fidan’ın MİT’teki görevi öncesinde soyadını değiştirdiği iddiasının bir dayanağı bulunmuyor. İddianın gerçekliğine dair bir emare mevcut değil (Fidan’ın kariyerine yönelik hazırlanan haber içeriklerinde bu yönde bir tespit aktarılmamış).

1968 yılında Ankara’da dünyaya gelen Hakan Fidan, Kara Kuvvetleri Muhabere Okulu’ndan, akabinde Kara Kuvvetleri Dil Okulu’ndan mezun olduktan sonra üniformasını giydiği Türk Silahlı Kuvvetleri’nden zorunlu hizmet süresinin dolmasının ardından 2001 yılında ayrılmış.

Hakan Fidan, 17 Aralık 2003 tarihinde Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi (TİKA) Başkanlığı‘na, 13 Aralık 2007 tarihinde Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığına, 15 Nisan 2010 tarihinde Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşar Yardımcılığına, Emre Taner’in görev süresinin dolmasının ardından 25 Mayıs 2010 tarihinde MİT Müsteşarlığı görevine atanmış.

TSK’daki görevi esnasında akademik çalışmalarını sürdüren Fidan’ın kariyeri boyunca dijital içeriklere yansıyan soyadında bir değişme görülemiyor.

Fidan’ın Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde 1999 yılında yazdığı “İstihbarat ve dış politika: İngiliz, Amerikan ve Türk istihbarat sistemlerinin mukayesesi” başlıklı yüksek lisans tezinde ve 2006 yılında hazırladığı “Bilgi çağında diplomasi: Antlaşmaların doğrulanmasında enformasyon teknolojilerinin kullanımı” başlıklı doktora tezinde soyadının aynı olduğu anlaşılıyor.

 

hakan-fidan-tezler

 

Hakan Fidan’ın S. adlı erkek kardeşinin de aynı soyada sahip olduğu biliniyor.

2010 yılında Odatv‘nin Hakan Fidan’ın erkek kardeşi ile ilgili ortaya attığı (paralel yapı dezenformasyonu olduğu ileri sürülen) iddia MİT tarafından tekzip edilmiş ve Mustafa adlı bir kardeşinin olmadığı, Türkiye’de yaşamını sürdüren kardeşinin hayatı boyunca hiç yurt dışında bulunmadığı belirtilmişti.

 

Yorumunuzu yazınız...