Bir Kadının Evde Beslediği ve Birlikte Uyuduğu Piton Yılanının Kendisini Yemek İçin Hazırlandığını Öğrendiği İddiası Şehir Efsanesidir
Beslemek için aldığı piton yılanıyla birlikte yaşayan kadının, pitonun yemeyi içmeyi bırakmasının ardından veterinere hayvanı götürdüğü ve veterinerden pitonun kendisini yemeye hazırlandığını öğrendiğine dair anlatı, pitonun doğasıyla uyumlu olmayan asılsız bir şehir efsanesi örneğidir.
-Mişli / -Muşlu ibretlik hikâyeler sarmış dört bir yanımızı. Bir kadının evde beslediği ve birlikte uyuduğu piton yılanının kendisini yemek için hazırlandığını öğrendiğine dair anlatı da bunlardan biri.
Hikâye o ki, bir kadın evde beslemek için piton yılanı almış. Büyüyünce evin içine salmaya başlamış. Kadın pitonla birlikte uyuyormuş, ve yılan kadını çevreleyip sarıyormuş. Bir noktadan sonra piton yemek yememeye başlamış ve kadın pitonu veterinere götürmüş. Veteriner kadına piton yılanının aslında yavaş yavaş avını, yani kendisini yemeye hazırlandığı uyarısında bulunmuş. Meğer piton avını her çevrelediğinde nasıl sindireceğini hesap ediyormuş. Pitonun yemek yemeyi bırakmasının nedeni de buymuş çünkü büyük bir yemek için midesini boş bırakıyormuş.
Söz konusu şehir efsanesine dair aktarılan metin şu şekilde:
“Kadın her gece evde beslediği pitonuyla uyuyordu. Şaşırılacak bir haber olmasa da daha sonra yılanla uyumanın ne kadar tehlikeli olduğunu anladı. Her gece kadın yılanıyla beraber uyuyordu. Yılanı kadına sarılırcasına hareketler yapıyor ve vücudunu çevreliyordu. Piton birden yemek yemeyi kesti ve kadın endişelenmeye başladı.
Yılanını veterinere götürdü. Veteriner, kadınla pitonun her gece beraber uyuduğunu duyunca şok oldu.
Veteriner, kadın ve pitonun her gece beraber uyuduğunu duyunca çok endişelendi. Kadına, ona sarılırcasına hareketler yapıp yapmadığını sorunca kadından ‘evet’ cevabını aldı. Veteriner daha sonra yılanın aslında kendisine sarılmaya çalışmadığını açıkladı.
Yılan kadının vücudunu her çevrelediğinde bir sonraki avını nasıl sindireceğini hesap ediyormuş. Pitonun yemek yemeyi bırakmasının nedeni de buymuş çünkü büyük bir yemek için midesini boş bırakıyormuş. Piton aslında yavaş yavaş kadını yemeye hazırlanıyormuş.”
Aslı astarı olmayan bu hikâyeyi ana akım basının ve internet haber sitelerinin tık avcılığı uğruna haberleştirerek okuyucularına gerçekmiş gibi sunduğunu görüyoruz.
Ancak, anlatılan bu hikâye tipik bir şehir efsanesi. Hikâyenin, şehir efsanelerinin yer, zaman ve kişi yönünden kaynaksızlık ve hayatın olağan akışına aykırılık gibi özelliklerini bünyesinde barındırdığını görüyoruz. Piton besleyen kadının kimliği, veterinerin kim olduğu, pitonun nerede beslendiği meçhul. Ayrıca, evde piton yılanıyla birlikte yaşandığı ve pitonun yemeyi bırakarak kadını yemek için kendini hazırladığı gibi gündelik hayat akışı içerisinde denk gelinemeyecek çarpıcı unsurlar taşıyor.
Bu hususun yanı sıra yukarıdaki anlatı, piton yılanlarının yemek alışkanlıklarıyla ilgili hatalı bilgiler içeriyor.
Pitonlar yemeklerini yemeden önce avlarının boyutlarını ölçmezler. Piton yılanların doğası, avlarını yakaladıklarında sarıp sıkıp yeme yönündedir. Plan yapıp, tasarlayıp uygulamaya koyma yönünde değildir. Piton yılanları yakaladıkları avlarının boyutları hakkında düşünme süreci geçirmezler. Doğasının gereğini yerine getirirler. Ayrıca bir piton, avını yemek için plan yapacak olsaydı avının boyunu değil enini ölçmek için harekete geçmesi yeterdi. Nadir de olsa bazı insanların evlerinde evcil hayvan olarak yılan beslendiği bilinmektedir. Ancak, evde beslenen bu yılanların ağız boyutunun bir insanı tamamen yiyebilecek ölçüde olmasının düşük olduğu değerlendirilmektedir.
Ayrıca, yılanların oldukça uzun süre yiyeceksiz kalabildiği, yemek yemeden hayatını devam ettirmelerinin normal bir durum olduğu bilinmekle birlikte bu hususun farkında olan bir veterinerin yemek yemeden kesilen bir yılan için sahibini yemeye hazırlandığı yönünde değerlendirme yapmasının pek olası olmadığı düşünülmektedir.
Yılanın avının boyutunu ölçmeye çalıştığı, yemek yemeyi bırakarak avını yemeye hazırlandığı yönündeki bu şehir efsanesinin 2008 yılı Şubat ayında Avustralya’da pitonun ailenin birlikte yaşadığı köpeği yemeye hazırladığı versiyonuyla anlatıldığı bilinmektedir.