“Üslûb-ı Beyân Ayniyle İnsandır” Sözünün Atasözü Olduğu ya da Ziya Paşa Tarafından Dilimize Çevrildiği İddiası Doğru Değil

Yanlış İddia

 

Bugünkü konumuz, Ziya Paşa (1825-1880) tarafından dilimize çevrilen bir atasözü olduğu iddiasıyla paylaşılan “üslub-ı beyan ayniyle insan” sözü.

 

Örnek hatalı aktarımla şöyle sunulabilir:

 

Emre Kongar:

 

“18.yüzyıl Fransız bilim adamı ve düşünürü Buffon, “Le style est l’homme meme” demiş…

Ziya Paşa, bunu “Üslubu beyan aynıyla insan” diye dilimize aktarınca, atasözü olmuş.”

 

Ayşe Sucu:

 

“Fransız Buffon’un“Üslup insanın ta kendisidir”cümlesi; Ziya Paşa’nın bunu kültürümüze “Üslubu beyan, ayniyle insan” olarak aktarması; Hz. Mevlana’nın “Testinin içinde ne varsa, dışarıya o sızar” betimlemesi, Meksikalı Oktavio Paz’ın “İnsan sözcüklerden oluşur, sözcükler de insandan” tespiti, aynı hakikatin ifadeleridir.”

 

Üslûb-ı beyân ayniyle insandır” sözü aslında Georges-Louis Leclerc de Buffon’un (7 Eylül 1707 – 16 Nisan 1788)  1753 yılında Fransız Akademisi’nde yaptığı konuşmada kullandığı “Le style est l’home mêmevecizesinin Türkçemize tercümesi. Yani, kaynağı belirli olan bu söz bir atasözü olarak değil, vecize olarak nitelenmeli.

Sözü Türkçemize çeviri ile aktaran kaynak ise Ziya Paşa değil Recâîzâde Mahmûd Ekrem (1847 – 1914).

Recâizâde Mahmud Ekrem, G. L. Leclerc’in “Le style est l’home même” vecizesini Türkçemize “üslûb-ı beyân ayniyle insandır” şeklinde çevirerek “Ta’lı̂m-i Edebiyyât” (تعليم ادبيّات) (1897) adlı edebiyat bilgi ve teorisi kitabı niteliğindeki eserinde alıntılamıştı.

Ekrem, üslûbu, (i) üslûb-ı sâde, (ii) üslûb-ı müzeyyen ve (iii) üslûb-ı âlî şeklinde 3’e ayırdığı Ta’lı̂m-i Edebiyyât’ta mezkûr vecizeyi şöyle kullanmıştı:

“Üslûb dediğimiz şey her şahsın efkâr u mülâhazâtını ta’birdeki tarz-u mahsûsudur. Herkesin üslûb-ı ifadesi ise efkâr u mülâhazâtının kâlibidir: Söylediği, yazdığı şeyler o kâlibe girdikçe sâhibini teşhî edecek kadar başka bir sûret ü iktisâb eyler.

 

Fransa üdebâyi’-i hükemâsından (Buffon)un Üslûb-ı beyân ayniyle insândır. sözü sahîhen bir bedâyi’-i hakîkat denmege şâyândır.

 

Zirâ dikkat olunda her şahsın üslûb-ı beyânı mizâcının, ahlâkının, etvârının, evzâ’ının mir’ât-ı in’itâfidır.”

 

talimi edebiyat uslup

 

Örneğin Halid Ziya Uşaklıgil, Recâizâde Mahmud Ekrem’in bu aktarımını şöyle yorumlamıştı (1955. Sanata Dair III – Türk Şair ve Edipleri. Maarif Basımevi. Sf: 87):

Bize gençliğimizde Fransız hâkim ve edibi Buffon’dan istimdat ederek ‘üslûp insanın ta kendisidir’ derlerdi. Üstat Recaizade de ‘Talim-i Edebiyat’ta bu tarifi biraz daha süsliyerek ve sec’a müracaat ederek ‘üslûbu beyan ayniyle insandır’ demişti.

Mevlâna’ya izafe edilen “testinin içinde ne varsa, dışarı o sızar” ya da diğer bir deyişle “Her kap kendi içindekini sızdırır” sözünü hatırlatan “üslûb-ı beyân ayniyle insandır” sözü kişinin duygu, düşünce ve hayallerini, istek ve dileklerini yazılı ya da sözlü olarak aktarma yönteminin aslında kendini anlatma biçimi olduğunu ifade etmektedir.

Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük, “üslup” sözcüğünü şöyle tanımlamıştı:

  • “Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz”
  • “Bir sanatçıya, bir çağa veya bir ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem, stil”
  • “Sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi, biçem, tarz, stil”

 

Bu vecizeyi Ziya Paşa’nın dilimize kazandırdığı bir atasözü olarak sunan ya da sahipliğini Ziya Paşa’ya atfeden diğer yazarlardan tespit edebildiklerimiz şöyle sıralanıyor:

 

* Tespit: Ekrem Güzel

Yorumunuzu yazınız...