Terk Edilmiş Bebeklerin Kimliklerine Anne ve Baba Adı İçin Havva ve Âdem Yazılması Yönünde Bir Kural Bulunduğu İddiası Doğru Değil
Terk edilen bebeklerin kimliklerine anne ve baba adı bölümüne ne yazılacağı konusunda sosyal medyada paylaşılan yanlış bilgiye değineceğiz.
İddiaya göre, bulunmuş bebeklerin kimliklerinde anne adı Havva, baba adı ise Âdem olarak belirtilmektedir.
alın bu bilgiyi ne yapıyorsanız yapın (@ortamdasatarsin):
“Terk edilmiş bebeklerin kimliklerinde anne adına Havva baba adına Adem yazılır”
Terk edilmiş bebek vakalarında güvenlik güçlerinin ya da sağlık görevlilerinin ismini verdiğinin basına yansıdığı aktarımlara mutlaka şahit olmuşsunuzdur. Bulunmuş bazı çocukların anne ve babasının adlarının Havva ve Âdem şeklinde konulduğu biliniyor. Ancak, bu yönde genele matuf bir kural bulunmuyor (Görüş aldığımız sosyal hizmet uzmanları da bu hususu teyit etti).
Bu gibi durumlarda, bulunmuş bebeğe ya da anne ve babasına verilecek isimlerin belirlenmesinde mevzuatın getirdiği gereklilik izlenmektedir. Bulunmuş bebeğe, anne ve baba adı için Havva ve Âdem isimlerinin konulması gibi bir zorunluluk yoktur. Anne ve babası belli olmayan çocuklara bulundukları yer Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı kuruluşlarca ya da nüfus müdürlüğünce re’sen bir ad ve soyad ile ana ve baba adı verilmektedir. Terk edilmiş bebeğin anne ve babası için belirlenecek isim için bir standart bulunmamakla birlikte, ilgili kamu görevlisinin tercih ettiği isim konulmaktadır.
Yaşı küçük olduğu için kendini ifade edemeyen bulunmuş çocuklar için, haklarında düzenlenen tutanaklarda herhangi bir bilgi sunulmamışsa, adı, soyadı, anne ve baba adı ilgili nüfus müdürlüğünce verilmektedir. Bulunmuş çocuklar, bulundukları yere ait aile kütüğünün son aile sıra numarasından sonra yeni bir aile sıra numarası altında kütüğe yazılırlar. Bu prosedürün yasal dayanağı, nüfus işlemlerine dair yasal yükümlülükleri içeren 5490 sayılı 25 Nisan 2006 tarihli Nüfus Hizmetleri Kanunu‘dur.
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 19. maddesinde bu süreç şöyle aktarılmıştır:
“Bulunmuş çocuklar ve zihinsel engelli kişiler
MADDE 19- (1) Yaşının küçüklüğü nedeniyle kendisini ifade edemeyen bulunmuş çocukların nüfus kütüklerine kaydedilmesi, kolluk görevlileri veya ilgili kurumların bu durumu belirten tutanaklarına veya ilgililerin beyanlarına dayanılarak bulundukları yerin nüfus müdürlüğünce yapılır.
(2) Zihinsel engelli olup da bulunmuş onsekiz yaşından büyük kişileri, mahkemece tayin edilecek olan kayyımları bildirmekle yükümlüdür. Bildirimin tam teşekküllü devlet hastahanesinden alınacak sağlık kurulu raporu ile nüfus müdürlüğüne yapılması zorunludur.
(3) Bu kişiler hakkında düzenlenen tutanaklarda doğum tarihi, adı ve soyadı ile ana ve baba adı belirtilmemiş ise; nüfus müdürlüğünce ad ve soyad ile ana ve baba adı verilir. Doğum tarihi belirlenmemişse resmî sağlık kuruluşunca tespit edilmesi sağlanır.”
Nüfus Müdürlükleri de internet sitelerinde bulunmuş çocuklara dair işlemlere dair 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun yukarıda alıntılanan ilgili maddesini alıntılamaktadır:
“Bulunmuş Çocukların ve Zihinsel Özürlülerin TesciliYaşının küçüklüğü nedeniyle kendisini ifade edemeyen bulunmuş çocukların nüfus kütüklerine kaydedilmesi, kolluk görevlileri veya ilgili kurumların bu durumu belirten tutanaklarına veya ilgililerin beyanlarına dayanılarak bulundukları yerin nüfus müdürlüğünce yapılır.Zihinsel özürlü olup da bulunmuş onsekiz yaşından büyük kişileri, mahkemece tayin edilecek olan kayyımları bildirmekle yükümlüdür. Bildirimin tam teşekküllü devlet hastahanesinden alınacak sağlık kurulu raporu ile nüfus müdürlüğüne yapılması zorunludur.Bu kişiler hakkında düzenlenen tutanaklarda doğum tarihi, adı ve soyadı ile ana ve baba adı belirtilmemiş ise; nüfus müdürlüğünce ad ve soyad ile ana ve baba adı verilir. Doğum tarihi belirlenmemişse resmî sağlık kuruluşunca tespit edilmesi sağlanır.”
“İlçe nüfus müdürlükleri, aile kütüklerine tescil edilmemiş bir yaşından büyük çocukların varlığını haber aldıkları takdirde, çocukların ana, baba veya vasilerini, bunların bulunmaması halinde, ikinci dereceye kadar hısımlarını veya çocukları yanlarında bulunduranları ya da muhtarları doğum bildiriminde bulunmak üzere beyana davet etmeye yetkilidirler.”
29/9/2006 tarihli ve 2006/11081 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik‘te bulunmuş çocukların tescili şöyle detaylandırılmıştır:
Bulunmuş çocukların tescili
MADDE 32 – (1) Yaşının küçüklüğü nedeniyle kendisini ifade edemeyen bulunmuş çocuklar kolluk görevlilerinin veya ilgili kurumların bu durumu belirten tutanaklarına veya ilgililerin beyanlarına dayanılarak bulundukları yerin nüfus kütüklerine tescil edilir. Küçük çocuk bulanlar, köylerde muhtarlara, kasaba ve şehirlerde kolluk kuvvetlerine bildirmekle ödevlidir.
(2) Bu haberi alan köy muhtarı veya kolluk kuvvetleri çocuğun ana ve babasını araştırır. Bulunamadığı takdirde; çocuğun cinsiyetini, üzerinde bulunan eşyayı ve ileride tanınmasına yardımcı olacak özelliklerini belirtir üç örnek tutanak düzenleyip bir örneği ile birlikte 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununa göre işlem yapılmak üzere çocuğu yetkili kuruma teslim ederler. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı kuruluşlarca belirlenen doğum tarihli iki örnek tutanak da o yerin nüfus idaresine verilir.
(3) Bu tutanakları alan nüfus müdürlüğü evrak kayıt defterine kaydeder. Bulunmuş çocuğa Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı kuruluşlarca ad, soyadı, baba ve ana adı konulmamış ise çocuğa ad ve soyadı ile baba ve ana adı koyarak üç örnek doğum tutanağı düzenlenir. Bildirimi yapan alanına güvenlik makamlarınca verilen tutanağın tarih ve sayısı yazılarak memur tarafından imzalanır. Bulunmuş çocuklar, bulundukları yere ait aile kütüğünün son aile sıra numarasından sonra yeni bir aile sıra numarası altında kütüğe yazılırlar. Doğum düşünceler alanına bulunmuş çocuk olarak tescil edildiği açıklamasında bulunulur.
(4) Bu çocuklara ait işlemler öncelikle yapılır. Çocuğun nüfus cüzdanı ve nüfus kayıt örneği bir yazı ekinde çocuğun teslim edildiği kurumun yetkililerine nüfus cüzdanı almaya yetkili olduğunu gösterir belgenin ibraz edilmesi üzerine verilir. Yetkili tarafından ibraz edilen belge, nüfus cüzdanının düzenlenmesine esas olan doğum tutanağı ile birlikte “Nüfus cüzdanı dosyası”na takılır.
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 8 Ekim 2021 tarihli “Nüfus Mevzuatının Uygulanmasına İlişkin Açıklama” başlıklı notta “bulunmuş çocukların bildirimi ve tescili” başlığında şu hususlar aktarılmıştı:
“Bulunmuş Çocukların Bildirimi ve Tescili
Bulunmuş çocuklar, köylerde muhtarlara, diğer yerleşim yerlerinde kolluk kuvvetlerine bildirilir.
Kolluk kuvvetlerince bulunan çocuğun ana ve babası araştırılır. Bulunamadığı takdirde çocuğun; cinsiyetini, üzerinde bulunan eşyayı ve ileride tanınmasına yardımcı olacak özelliklerini belirten tutanak düzenlenip bir örneği ile birlikte 2828 sayılı Kanuna göre işlem yapılmak üzere çocuk yetkili kuruma teslim edilir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı kuruluşlarca doğum tarihinin de belirtildiği iki örnek tutanak düzenlenerek kurumun yetki verdiği görevli tarafından o yer nüfus müdürlüğüne bildirilir.
Nüfus müdürlüğünce; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı kuruluşlarca bulunmuş çocuğa ad, soyadı, baba ve ana adı konulmamış ise ad ve soyadı ile baba ve ana adı konularak doğum bildirim formu düzenlenir. Doğum bildirim formunun bildirimi yapan alanına tutanağın tarih ve sayısı yazılarak kurumun yetki verdiği görevli tarafından imzalanır. Bulunmuş çocuklar, bulundukları yer aile kütüğünün son aile sıra numarasından sonra yeni bir aile sıra numarası altında kütüğe tescil edilir.
Çocuk için kimlik kartı başvurusu oluşturulur ve düzenlenen geçici kimlik belgesi ilgili kurumun yetki verdiği görevliye teslim edilir.”
Terkedilmiş bebeklerin anne ve baba adı için sosyal hizmetlerin ilgili birimi ya da nüfus müdürlüklerince uygun bulunan bir isim verilmekle birlikte, sırada bekleyen uygun aileye evlatlık verilmeleri hâlinde kimlik bilgileri yeniden düzenlenerek ilgili ailenin kütüğüne kaydettirilmektedir.
Bulunmuş bir çocuğun soybağının belli olması durumunda Türk Medeni Kanunu‘nun 42. maddesi gereğince ilgili kütüğe çocuğun kaydı yapılmaktadır.
TMK md. 42 şu şekildedir:
“Doğum kütüğünde değişiklikler
Madde 42- Kişisel durumdaki değişiklikler, özellikle evlilik dışı bir çocuğun tanınması veya
hâkimin babalığa karar vermesi, soybağının düzeltilmesi, evlât edinme ya da bulunmuş bir çocuğun
soybağının belli olması, ilgili kanun hükümlerine göre kütüğe işlenir.”
1 Yorum
Her yerde bu iddia yanlıştır yazılıyor, fakat ben de bulunmuş bir çocuğum ve evlat edilinene dek kimliğimde anne adım Havva baba adımsa Adem olarak kaydedilmiş. Bu bir kanuni zorunluluk sayılmasa da ve oraya yazılacak isimler tamamen insiyatife bağlı olsa da bu çok genel bir uygulama. O yüzden yanlıştır iddiası yanlıştır. Zorunluluk değildir, ama yanlış da değildir.