Tabiatta Doğal Biçimde Siyah Gül Yetiştirilebildiği ve Halfeti’nin Yeryüzünde Siyah Güllerin Yetiştirildiği Tek Yer Olduğu İddiası Doğru Değil

Yanlış İddia

 

Dünyada “siyah gül”ün sadece Şanlıurfa ili Halfeti ilçesinde yetiştirildiği iddiasını ele alacağız.

 

Öncelikle iddiayı örnekleyelim:

 

“Türkiye’nin Güneydoğusundaki Halfeti İlçesi yeryüzünde siyah güllerin yetiştirildiği tek yer.”

 

siyah-gullerin-yetistirildigi-tek-yer

 

Tabiatta tamamen siyah renkte bir gül bulunmuyor.

Özel boya uygulaması, mavi mürekkepte bekletme ya da genetik modifikasyon yoluyla güllerin rengi siyaha çevrilebiliyor. Tam siyah çiçekli güllerin yerli olmadığı, Avrupa’dan ithal edilen genleriyle oynanmış modern güller olduğu bilinmektedir. Renk ayarıyla koyulaştırma yapılarak siyah renkli gül görselleri üretildiği de görülebiliyor. Yahut, çok koyu kırmızı renkte güllerin tamamen siyah renkli sanıldığı anlaşılıyor.

Halfeti’nin sembolü hâlini alan “Karagül/Siyah Gül” yaşamı boyunca tamamen siyah renge sahip değil. Halfeti Gülü’nün rengi aslında siyah değil koyu kırmızıdır.

Halfeti’de siyaha yakın koyu kırmızı tonlarında güller açan gül türü, Rosa chinensis L. cv. Louis XIV çeşidinden yetiştirilen bir bitkidir.

Halfeti’deki güller yıllar önce Fransa bölgesinden getirilerek yetiştirilmeye başlanmıştır (“Siyah Halfeti Gülü”nün, 1827-1893 yılları arasında yaşamış ünlü gül yetiştiricilerinden J. B. A. Guillot tarafından 1859 yılında Lyon’da üretilen “14. Louis” türü olduğu tespit edilmişti). Yani, siyah gül Halfeti için endemik bir tür değildir. Ancak, karagül Halfeti ile özdeşleşmiştir.

Rosa chinensis cv. Louis XIV çeşidi güller kokulu, kırmızıdan, siyaha yakın koyu kırmızıya kadar değişen renk tonlarında çiçeklere sahiptir.

Halfeti’de yetişen güllerin ekolojik koşulların etkisiyle yaz mevsiminde kırmızı olan çiçek rengi sonbaharda siyaha yakın koyu kırmızıya dönüşmektedir (İbrahim Halil Hatipoğlu ve Bekir Erol Ak (2021). “Halfeti Gülü (Rosa odorata ‘Louis XIV’) ve farklı gül taksonlarının bazı pomolojik ve fizyolojik özellikleri”. Harran Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi. 25(4): 457-468).

 

halfeti-siyah-gul

 

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nden Mustafa Özden, “Halfeti Gülü Siyah mıdır?” başlıklı bildirisinde Harran’da yetişen güldeki renk değişiminin güllerdeki kırmızı, mor ve mavi renklerden sorumlu olan antosiyanin grubu renk pikmentlerinin birikiminden kaynaklanmış olabileceği, gülün geç sonbahar döneminde siyaha yakın renk kazanmasının bitkinin çevre koşullarına uyumu açısından fizyolojik bir tepki olarak değerlendirileceği şöyle aktarılmıştı (Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü. V. Süs Bitkileri Kongresi. Yalova. Bildiriler Cilt I. 6-9 Mayıs 2013):

“Yöre halkı tarafından Halfeti Gülü olarak isimlendirilen Rosa chinensis cv. Louis XIV, 3000 yıllık tarihi bir geçmişi olan Şanlıurfa–Halfeti ilçesinin sembollü olarak yerini almıştır. Halfeti gülü, mevsime bağlı olarak kırmızı rengin farklı tonlarında görülmektedir. Bu araştırmada, Halfeti gülündeki mevsimsel renk değişiminin sebebini fizyolojik olarak ortaya koymak amacıyla, saksılı bitkiler 9’arlı gruplar halinde, Harran Üniversitesi, Osmanbey Kampüsü (1.) Yeni Halfeti (2.) ve Eski Halfeti (3.) olmak üzere 3 farklı lokasyonda aynı toprak ortamı içinde büyüme ve gelişmeleri sağlanmıştır. Eş zamanlı olarak ilgili lokasyonların sıcaklık ve nem değerleri data logger cihazı ile kayıt edilmiştir. Üç farklı zamanda, farklı lokasyonlardaki güllerin petallerinden alınan örneklerde hue (ho ), toplam fenolik (TF, mg GAE/g taze ağırlık), toplam antosiyanin (TA), Toplam flavonoid miktarları ve toplam antioksidan kapasitesi ölçülmüştür. Birinci ölçümler sonunda en düşük renk (21.1 h o ), TF (362.5 mg GAE/g taze ağırlık), TA (11.0 mg/g taze ağırlık) ve toplam antioksidan kapasitesi (2.7 mg/g) birinci lokasyonda ölçülmüşken, aynı ölçümler için en yüksek değerler üçüncü lokasyonda ölçülmüştür. Araştırmada farklı lokasyonlarda kaydedilen gece–gündüz sıcaklık değerlerindeki düşüşle birlikte ilgili parametrelerde bir önemli seviyede artış bulunmuştur. Ayrıca lokasyonlar arasında fark önemli bulunmuştur. Araştırmanın yürütüldüğü koşullara bağlı olarak, araştırma sonuçları, Halfeti gülündeki renk değişiminin hava sıcaklık değerlerindeki düşüşe bağlı olarak artığı belirlenmiş olup, bu renk değişiminin güllerdeki kırmızı, mor ve mavi renklerden sorumlu olan antosiyanin grubu renk pikmentlerinin birikiminden kaynaklanmış olabileceği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla Halfeti gülünün geç sonbahar döneminde siyah renk kazanması, bitkinin çevre koşullarına uyumu açısından fizyolojik bir tepki olarak değerlendirilebilir.

 

Halfeti Karagül için karakteristik özellikleri ile coğrafi alan arasındaki bağlantıyı gösteren kalite işareti olan coğrafi işaret tescili yapılmıştı.

Halfeti Siyah Gülün siyaha yakın koyu kırmızıya kadar değişen renk tonlarına sahip olduğu, coğrafi işaret tescilinde şöyle belirtilmişti:

“Halfeti Karagül / Halfeti Siyah Gül; Şanlıurfa ili Halfeti ilçesinde yetiştirilen Rosa chinensis L. cv. Louis XIV çeşidi taze veya kurutulmuş güllerdir. Rosa chinensis cv. Louis XIV çeşidi güller kokulu, kırmızıdan, siyaha yakın koyu kırmızıya kadar değişen renk tonlarında çiçeklere sahiptir. Halfeti Karagül / Halfeti Siyah Gülün en önemli ayırt edici özelliği siyaha yakın koyu kırmızı rengidir. Halfeti Karagül / Halfeti Siyah Gül çiçekleri büyük, genelde teklidir. Petallerin ortasında beyaz çizgi vardır. Bu çizgi Halfeti Karagülün / Halfeti Siyah Gülünün ayırt edici özelliğidir. Çiçekler yaşlandıkça rengi açılır. Halfeti Karagül / Halfeti Siyah Gül tomurcuk halinde siyah iken, çiçek açılınca rengi de açılır. Halfeti Karagül / Halfeti Siyah Gülün siyaha yakın rengi, coğrafi sınırdaki ışıklanma süresi ve sıcaklık koşullarına bitkinin verdiği fizyolojik tepkiye bağlıdır. Bölgenin kireçli toprakları da siyah rengin oluşumu için önemlidir. Halfeti Karagülün / Halfeti Siyah Gülün elde edildiği fideler, coğrafi sınırın dışında yetiştirildiğinde mor, kadife ve kırmızı renkte çiçek açar.”

 

Dünyada tek siyah renkteki gülün Halfeti’de yetiştiği iddia edilse de, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yetişen 16 siyahî gül genotipi tespit edilmişti (Hasan Özçelik (2018). “Türkiye’nin Siyahi Yediveren Güllerinin Tanıtımı“. KSÜ Tarım ve Doğa Dergisi. 21(3):407-423). Dünyada farklı bölgelerde “Rosa Baccara” adlı siyaha çalan koyu kırmızı renkli gül türünün yetiştirilebildiği de biliniyor.

 

İddianın gerçek dışılığını vurgulayan Furkan Shen adlı Twitter profilinin paylaşımları şu şekildeydi:

“Saf siyah gül bulunmamakda ya da direk destekleyen kanıt yok . Siyah olarak adlandırılan birçok tür olmasına rağmen, hiçbirinin saf siyah rengi yoktur. Bunun nedeni ,gerçek bir siyah renk üretebilecek herhangi bir gül türünün genomunda uygun genlerin bulunmamasıdır.

 

Gerçekte, bunlar son derece koyu bir kıpkırmızı, bordo, mor ve hatta kırmızı tonuna sahiptir. Yine de, bir bahçe manzarasında gözlendiğinde neredeyse siyah görünürler. Bu arada, aynısı mavi güller için de geçerlidir – bunlar da gerçek değildir…

 

Ancak son yıllarda genetik modifikasyonlarla elde edilen taç yapraklarının mavi pigmentasyonunda bir miktar başarı elde edilmiştir…

 

Sözü daha fazla uzatmadan bir gülü siyaha çevirmek gerçekten istiyorsanız en kolayı uygulandıktan sonra kuruması sadece birkaç dakika süren özel bir boya püskürtmektir. Aslında çiçekçideki gülü boyamak için kullandığı yöntemlerden biri..

 

Bir başka iyi yol da siyah mürekkebi suyla dolu bir vazoya koyup gül yapraklarının en koyu tona dönüşmesini beklemektir.”

 

Siyah gül ve Halfeti bahsi geçmişken, “Karagül’ü Hikâyesi” başlığıyla sunulan anlatıyı (Halfeti’de yetişen siyaha yakın kırmızı renkteki güllerin Fransa’dan getirtilerek yetiştirildiğini, Halfeti’deki güllerin bir anda kara renkte açmaya  başlamadığını vurgulayarak) alıntılamış olalım:

“Rivayete göre Günümüzde yarısı sular altında kalan ulu caminin Ermeni ustası Ardır’ın, Gül anlamına gelen Vartuhi adında güzeller güzeli bir kızı varmış. Evlerinin avlusunda Halfeti’nin en güzel kırmızı gülünü yetiştirirmiş. Bu kız babasının göz bebeğiymiş.
Nehrin karşı kıyısında da güvercin, keklik yetiştiren Fırat adında kimsesiz bir delikanlı varmış. Bir gün kaçan güvercinin peşinden Vartuhi’nin Güllerinin avlusuna gelmiş. Burada gen kızı görmüş ve birbirlerine aşık olmuşlar. Ancak babası biricik kızının bu delikanlıyla evlenmesine karşı çıkmış. Bunun üzerine delikanlı kızı kaçırır. Kaçırır kaçırmasına fakat daha uzaklara yetişmeden Fırat kenarında etrafları sarılır. Teslim olsalar belki bir daha hiç kavuşmayacağız düşüncesiyle el ele ikisi de Fırat’a atlar kısa bir süre sonra gözden kaybolurlar. VE O GÜN BU GÜNDÜR HALFETİ de BÜTÜN KIRMIZI GÜLLER KARA AÇMAYA BAŞLAMIŞ. Halfeti’den alıp götürmeyin başka yerlere çünkü başka hiçbir yerde öyle mağrur öyle kara bakamaz Güllerimiz…
Siyah… çoğu zaman veda, matem hüznüdür.. Renklerin en asili ,en zerafetlisidir….
Gül… Gökkuşağından ödünç renkleri, her biri sonsuz anlamlar taşıyan mis kokusuyla çiçeklerin en insana ve duygulara ait olanıdır…
Siyah ve Gül bu iki kelime bir araya geldiğinde ise nadir bulunan bir güzellik , bir efsanenin vücut bulmuş hali, doğanın insanı şaşkına çeviren karmaşası içinde bir nevi imkansızlığın dokusunu ve asaletini Fırat’ın tılsımından yer alan bu güllerin fidanını yada tohumunu alıp başka yerde yetiştirmek isterseniz de başaramazsınız, doğa Fırat’ın soğuk suları altında kalan tarihe, medeniyetlere, anılara yas tutma görevini Karagül’e vermektedir..”

 

karagulun hikayesi

 

Kapak görseli: Shutterstock / Forestman72

 

Yorumunuzu yazınız...