Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Filistin için “umrumda değil” dediği iddiası The Atlantic’te yayımlanan ve Suudi yetkililerin doğru olmadığını belirttiği aktarıma dayanıyor.
7 Ekim 2023 günü Gazze sınırından İsrail’e giren Hamas’a bağlı Kassam Tugayları ve diğer Filistinli militanların saldırılarının ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve ambargosu hâlâ sürüyor.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığından dün yapılan açıklamada, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 16 bin 795’i çocuk, 11 bin 378’i kadın olmak üzere 41 bin 586 Filistinlinin öldüğü, 96 bin 210 kişinin yaralandığı belirtildi.
Gazze’de insanlık dramının sürdüğü günümüzde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın “Filistin meselesi kişisel olarak umrumda değil. Kendi ülkemi düşünüyorum.” sözünü sarf ettiği iddiası basında ve sosyal medyada yaygın şekilde paylaşıldı.
Bu yöndeki aktarımlardan bazı örnekler şöyle sunulabilir:
BPT (@bpthaber): “Suudi Veliaht Prensi Selman: “Filistin meselesi kişisel olarak umrumda değil. Kendi ülkemi düşünüyorum.””
Zeki Bahçe (@zekibahce): “Suudi Veliaht Prensi Selman: “Filistin meselesi kişisel olarak umurumda değil. Kendi ülkemi düşünüyorum.” Hadi gel de sövme?”
Muhammed bin Selman’ın İsrail işgali altındaki Filistin için “umrumda değil, kendi ülkemi düşünüyorum” sözlerini sarf ettiği iddiası The Atlantic adlı ABD merkezli kültür temalı dergide 25 Eylül 2024 günü yayımlanan “Bitmeyen Savaş” (“The War That Would Not End“) başlıklı içerikteki -Suudi yetkililerin doğru olmadığını belirttiği- aktarıma dayanıyor.
Söz konusu içerikte ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’ın 2024 yılı Ocak ayında Suudi Arabistan’a yaptığı ziyarette Suudi Arabistan’ın el-Ula kentinde bir araya gelerek, İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden savaşı sırasında Körfez krallığının İsrail ile ilişkilerini normalleştirme olasılığını ele aldığı belirtilen içerikte Suudi veliaht prensin şu ifadeleri kullandığı ileri sürülmüş:
“Nüfusumun yüzde yetmişi benden daha genç. Çoğunun Filistin meselesi hakkında pek bilgisi yok. Ve ilk kez bu çatışma sayesinde bu konuyla tanışıyorlar. Bu çok büyük bir sorun. Filistin meselesi kişisel olarak umurumda mı? Ben umursamıyorum ama halkım umursuyor, dolayısıyla bunun anlamlı olduğundan emin olmam gerekiyor.”
The Atlantic, söz konusu içeriğinde kendilerine konuşan bir Suudi yetkilinin bahsi geçen görüşmede bu ifadelerin kullanıldığı iddiasını reddettiğini aktarmış.
Muhammed bin Selman’ın (MBS) Anthony Blinken ile görüşmesine değinen içerikten ilgili kısmın İngilizce orijinali ve Türkçemize tercümesi şu şekilde:
MBS told Blinken that the Biden administration represented his best chance for realizing his plans: Two-thirds of the Senate needed to ratify any Saudi-U.S. defense pact, and he believed that could happen only in a Democratic administration, which could help deliver progressives’ votes by building a Palestinian state into the deal. He had to move quickly, before the November election risked returning Trump to power.
“What do you need from Israel?” Blinken wanted to know.
Above all, MBS said, he needed calm in Gaza. Blinken asked if the Saudis could tolerate Israel periodically reentering the territory to conduct counterterrorism raids. “They can come back in six months, a year, but not on the back end of my signing something like this,” MBS replied.
He began to talk about the imperative of an Israeli commitment to Palestinian statehood.
“Seventy percent of my population is younger than me,” the 38-year-old ruler explained. “For most of them, they never really knew much about the Palestinian issue. And so they’re being introduced to it for the first time through this conflict. It’s a huge problem. Do I care personally about the Palestinian issue? I don’t, but my people do, so I need to make sure this is meaningful.” (A Saudi official described this account of the conversation as “incorrect.”)
He wanted Blinken to know that he was pursuing this deal at the greatest personal risk. The example of the assassinated former Egyptian President Anwar Sadat weighed on him, an unshakable demonstration that the Muslim Brotherhood would wait patiently to exact murderous revenge on an Arab leader willing to make peace with Israel.
“Half my advisers say that the deal is not worth the risk,” he said. “I could end up getting killed because of this deal.”
“MBS Blinken’e planlarını gerçekleştirmek için en iyi şansının Biden yönetimi olduğunu söyledi: Senato’nun üçte ikisinin herhangi bir Suudi-ABD savunma anlaşmasını onaylaması gerekiyordu ve bunun ancak bir Filistin devletini anlaşmaya dahil ederek ilericilerin oylarını almaya yardımcı olabilecek bir Demokrat yönetimde gerçekleşebileceğine inanıyordu. Kasım seçimleri Trump’ı yeniden iktidara getirme riskini doğurmadan önce elini çabuk tutması gerekiyordu.
“İsrail’den ne istiyorsunuz?” Blinken bunu bilmek istiyordu.
MBS her şeyden önce Gazze’de sükunete ihtiyacı olduğunu söyledi. Blinken, Suudilerin İsrail’in terörle mücadele baskınları düzenlemek için periyodik olarak bölgeye yeniden girmesini tolere edip edemeyeceğini sordu. MBS, “Altı ay, bir yıl sonra geri gelebilirler ama benim böyle bir şeyi imzalamamın ardından değil,” diye cevap verdi.
İsrail’in Filistin devletine bağlılığının zorunluluğu hakkında konuşmaya başladı.
“Nüfusumun yüzde yetmişi benden daha genç,” diye açıkladı 38 yaşındaki hükümdar. “Çoğunun Filistin meselesi hakkında pek bilgisi yok. Ve ilk kez bu çatışma sayesinde bu konuyla tanışıyorlar. Bu çok büyük bir sorun. Filistin meselesi kişisel olarak umurumda mı? Ben umursamıyorum ama halkım umursuyor, dolayısıyla bunun anlamlı olduğundan emin olmam gerekiyor.” (Bir Suudi yetkili görüşmenin bu şekilde aktarılmasını “yanlış” olarak nitelendirdi).
Blinken’in bu anlaşmayı büyük bir kişisel risk alarak yürüttüğünü bilmesini istiyordu. Suikasta kurban giden eski Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat örneği, Müslüman Kardeşler’in İsrail’le barış yapmaya istekli bir Arap liderden ölümcül bir intikam almak için sabırla bekleyeceğini gösteren sarsılmaz bir kanıt olarak üzerinde duruyordu.
“Danışmanlarımın yarısı bu anlaşmanın risk almaya değmeyeceğini söylüyor,” dedi. “Bu anlaşma yüzünden öldürülebilirim.””
Geçmişte Muhammed bin Selman, ülkesinin İsrail ile diplomatik ilişkileri başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti kurulmadan tesis etmeyeceğini belirtmişti. Filistin devletini tanıma çağrısı yapan Bin Selman İsrail’in Filistin halkına karşı uluslararası hukuku ve uluslararası insancıl hukuku hiçe sayarak işlediği suçları Suudi Arabistan’ın en güçlü şekilde kınadığını ve reddettiğini söylemişti.