Hz. Muhammed’in Kabrinden Naaşını Çalmaya Çalışanları Engelleyen ve Hz. Peygamber’in Kabrini Hendek Kazdırıp Kurşunla Daha Korunaklı Hâle Getirdiği Belirtilen Kişi Selahaddin Eyyubî Değil Nureddin Zengî’dir
Aktarılan menkîbeye göre Hz. Muhammed’in naaşını kaçırmak için Medine’ye gönderilen Arapça konuşan kişiler, Hz. Peygamber’i rüyasında gören Selçuklu Şam ve Halep Atabeyi Nureddin Mahmut Zengî Aksungur (1118-1174) tarafından engellenmiştir, Selahaddin Eyyubî tarafından değil. Kaynaklarda ya da aktarılan menkîbelerde Nureddin Mahmut Zengî’nin komutanı olan Selahaddin Eyyubî’nin bu engelleme operasyonunu gerçekleştirdiğine dair bilgi yer almaz. Hz. Peygamber’in kabrinden tünel kazılarak naaşının kaçırılmasını önlemek için kabrin etrafına hendek kazdırıp doldurup çevreleyerek muhafaza altına aldıran kişi olarak Nureddin Zengî’nin ismi zikredilir.
Özellikle Kürt milliyetçiliğine soyunan sosyal medya profilleri tarafından yanlış kumandana izafe edilen bu kurtarma operasyonuna dair yanlış iddiaya ilişkin paylaşılan metin şu şekildedir:
“Büyük Kürt komutan Selahattin Eyyubi’nin Peygamber Efendimizin kabrini çalmaya çalışan Yahudilere karşı Efendimizin kabri ile toprak arasına metal duvar yaptırdığını ve tünel kazıp kabre zarar verilmesini önlediğini biliyor muydunuz?”
Hz. Peygamberin Kabrinden Naaşını Çalmaya Çalışanlara Dair Menkîbeler
Evliya Çelebi’nin “Seyahatnâme” adlı eserinde, Tarih Dünyası Dergisi‘nde, Sultan Polat’ın “Evliya Çelebi ve Ahit Sandığı” adlı kitabında ve aktarılan bu menkıbeyi özetleyecek olursak:
- Nureddin Zengî 1162 yılında bir gece Hz. Muhammed’i rüyasında görür ve rüyasında Hz. Peygamber kendisine mezarından naaşını çalmak isteyenleri gösterir (Bu kişilerin sayısı menkıbeden menkıbeye 2 ile 20 arasında değişir. Bir rivayete göre bu kişiler Papa tarafından tebdil-i kıyafet Medine’ye gönderilmiştir; diğerine göre ise Mağripten/Endülüs’ten gelen papazlardır).
- Nureddin Zengî atına atlayarak beraberindekilerle birlikte Medine’ye hemen yola çıkar (Anlatılar arasında Medine’ye varış süresi 3 ile 15 gün arasında değişir).
- Bir rivayete göre Nureddin Zengî varışının ertesi günü bütün Medine halkın bizzat eliyle sadaka ve ihsan dağıtacağını ilân ettirir ve herkesin teker teker huzurundan geçmesini sağlar. Diğer rivayete göre ise bütün şehrin katılacağı bir ziyafet düzenletir ve herkesin katılmasını sağlar.
- Sadaka dağıtımında / ziyafette Nûreddin Zengî, Peygamberimizin rüyasında gösterdiği adamları katılanlar arasında göremez ve Medine ahalisi arasında ziyafete / sadaka dağıtımına katılmayan kimsenin olup olmadığını sorar.
- Katılmayanların, Müslüman Arap kılığındakiler olduğu aktarılır. Müslüman taklidi yapan bu kişiler huzura getirilir ve Nureddin Mahmut Zengî bu kişilerin rüyasına giren adamlar olduğunu anlar ve bu kişileri tutuklatır. Diğer anlatıya göre ise bu kişileri sorgular ve sonrasında evlerine gidilir. Peygamber Efendimizin kabrinden naaşını çalmak isteyenler oldukları Hz. Peygamberin mezarına çok yakın konumda tuttukları evlerindeki Ravza-i Mutahhara’ya doğru tünelin fark edilmesiyle anlaşılır ve bu kişiler Müslüman olmadıklarını, yerin altından Peygamberin kabrine girerek ve naaşını çalıp Avrupa’ya kaçıracaklarını itiraf ederler.
- Hz. Peygamber’in tünel kazılarak naaşının kaçırılmasını önlemek için kabrin etrafına hendek kazılır ve Peygamberin kabri kurşunla çevrelenerek muhafaza altına alınır.
Hz. Muhammed’in Kabrinin Korunmasına Yönelik Tedbirler
Hz. Muhammed’in kabrinin yapısını ve kabre ilişkin yanlış iddiaları “Hz. Muhammed’in Kabrinin Resmi Olduğu İddiasıyla Paylaşan Görsel Aslında Mevlana’nın Kabrine Aittir” başlıklı yazımızda daha önce ele almıştık.
Hz. Peygamber’in yanı sıra Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer’in de defnedildiği Hz. Ayşe’ye ait bir oda olan Hücre-i Saadet, yıllar içinde daha korunaklı hâle getirilerek bugünkü şeklini almıştır. Süreç içerisindeki temel değişimler şu başlıklarla özetlenebilir:
- Hz. Ayşe oturduğu kısımla kabirler arasına bir duvar ördürüp sadece bir kapı bırakmıştır.
- Hücre-i Saadet’in kapısı -Hz. Hasan’ın hücre içindeki tek kabirlik yere gömülmek istemesine karşı- Emeviler Döneminde tamamen kapatılmış ve dışarıdan görülemeyecek ve içine girilemeyecek hâle getirilmiştir.
- Hicri 88 yılında Ömer bin Abdülaziz tarafından Emevilerin ördürdüğü bu duvarın dışına ikinci bir duvar örülmüştür.
- Daha sonra (Emeviler, Abbasiler ve Osmanlılar Dönemlerinde) gerçekleştirilen tamirat aşamalarında da Hücre-i Saadet’e giriş çıkışları engelleyen bu kapalı yapı korunmuştur.
- Hz. Muhammed’in kabrinden naaşını kaçırmak isteyenlerce tünel kazılması nedeniyle Selçuklu Atabeyi Nureddin Mahmut Zengi Aksungur tarafından Hz. Peygamberin kabrinin etrafına hendek kazılarak kurşun döktürülerek koruma sağlanmıştır.
Hz. Peygamber’in kabrine dair aşağıdaki haritalandırmadan Nureddin Zengi tarafından yaptırılan koruma duvarı görülebilir.