Görsellerin Üzüntü, Değişim, Soğan ve Gülme Etkisiyle Akan Göz Yaşının Mikroskop Altındaki Görünümüne Ait Olduğu İddiası Doğru
Ancak, Farklı Duygular veya Etkenler Nedeniyle Akan Gözyaşları Aynı Yapıya Sahip Değil
Üzüntü, değişim, soğan ya da gülme gibi duygu ve dış faktörlerin etkisiyle dökülen gözyaşlarına ait olduğu vurgusuyla paylaşılan görsel şu şekilde:
Anılan görseli söz konusu iddiayla sunan paylaşımlardan bir örnek şöyle sunulabilir:
“Gözyaşlarının bileşimi gözyaşı tipine bağlıdır. Bu nedenle mikroskop altında inanılmaz derecede farklı görünebilirler. Fotoğraflarda solda sağa sırasıyla üzüntü, değişim, soğan ve gülme sonucunda akan gözyaşlarımızı görüyorsunuz. 💦
📷Rose-Lynn Fisher”
Mikroskop altındaki gözyaşlarına ait olduğu belirtilerek paylaşılan görseller gerçek… Gözyaşlarının mikroskop altında görüntülenmesiyle oluşturulmuşlar…
Görsellerin kaynağı Rose-Lynn Fisher’ın “Gözyaşı Topografisi” (“The Topography of Tears“) adlı kitabı.
Rose-Lynn Fisher, dijital mikroskop kamerasına monte edilmiş bir optik standart ışık mikroskobu kullanarak kendi gözyaşlarını fotoğraflamış. Kuruttuktan sonra mikroskop altında görüntülediği kendi gözyaşlarının görünümü üzerinden sanatsal yorumlarda bulunmuş.
Mikroskopla görüntülenen gözyaşları farklı duyguların ardından dökülmüş. Ancak, farklı duyguların etkisiyle dökülen gözyaşlarının aynı yapı kalıplarına sahip olduğu doğru değil. Bir duygunun neden olduğu gözyaşlarının diğerlerinden “yapısal olarak farklı” olduğu gerçeği yansıtmıyor.
Gözyaşlarının mikroskobik görünümü birçok dış değişkenden etkilenerek şekillenmekte olup, bu sürecin nasıl ilerlediği bilim insanlarınca henüz net şekilde ortaya konulamamış durumda.
Mikroskop altında görülen gözyaşları, büyük ölçüde kristalize tuz içerdiğinden, sahip olunan koşullar farklı şekil ve formasyonlara yol açabilir. Bu nedenle tamamen aynı kimyasal yapıya sahip iki gözyaşı damlası dahi mikroskop altında çok farklı görünebilir.
Fisher da gözyaşlarının mikroskop altında farklı görünüme sahip olmasına neden olan etkenler için “çok fazla değişken var – kimya, viskozite, ayar, buharlaşma hızı ve mikroskobun ayarları var” yorumunda bulunmuştu.
Her biri farklı bir biyolojik süreçle üretilen ve kendine özgü yapıya sahip gözyaşı türlerinin bulunduğu biliniyor.
Yapı ve kimyasal bileşen olarak (i) temel (bazal), (ii) refleks ve (iii) duygusal olmak üzere 3 değişik tipte gözyaşı bulunmaktadır.
Gözyaşı tipleri şu şekilde kısaca açıklanabilir:
Temel (bazal) gözyaşı: Bu gözyaşı üç farklı katmana sahip olduğundan karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu katmanlar gözü kaplar, gözün dış yapılarına besin sağlar ve gözün kurumasını önler. Fark etmeseniz bile gözleriniz sürekli olarak bazal gözyaşı döker. Bu gözyaşları korneayı korur ve gözü sürekli yağlı tutar. Gözlerinizde toz, folikül veya döküntü yaşadığınızda, gözlerinizi temizleyen gözyaşlarına bazal gözyaşları denir.
Refleks gözyaşı: Göz, fiziksel veya kimyasal bir uyaran ile karşı karşıya kaldığında buna tepki olarak Refleks gözyaşı üreterek gözün tahriş olmaması için bu uyaranları gözden uzaklaştırır. Refleks gözyaşına en bilindik örnek soğan doğrarken gözden dökülen yaşlardır.
Duygusal gözyaşı: Duygusal gözyaşı, yüz kaslarının değişimi ile birlikte gözyaşı bezlerinden sıvı salgılanması ile ortaya çıkan karmaşık bir salgı-motor (secretomotor) tepkimedir. Duygusal gözyaşları içgüdüsel sesler ve bazı durumlarda hıçkırıkla birlikte ortaya çıkar.
Rose-Lynn Fisher, kişisel internet sitesinde “Gözyaşı Topografisi” hakkında şu nota yer vermişti (Türkçemize çeviride Google Translate’ten istifade edilmiştir):
“Gözyaşı Topografisi, optik, standart bir ışık mikroskobu, 1970’lerin sonlarından kalma eski bir Zeiss ve dijital mikroskop kamerasıyla fotoğraflanan gözyaşlarının görsel bir araştırmasıdır.
Bu projeye 2008 yılında yaşam değişiklikleri ve keder döneminde başladım. Mikroskop, gözyaşlarımı incelemek ve bunun ötesinde, görünmeyen duygular alemini görsel olarak uyandırmak için ortam sağladı.
Büyütülmüş gözyaşlarında bulduğum rastgele kompozisyonlar, duygusal arazinin havadan görüntüleri gibi, genellikle bir yer duygusu uyandırıyor. Gözyaşlarının ampirik doğası su, proteinler, mineraller, hormonlar, antikorlar ve enzimlerin bir bileşimi olsa da, gözyaşlarının topografisi anlık bir manzaradır, rüyadaki birinin parmak izi gibi geçicidir. Bu dizi geçici bir atlas gibi.
Bu görüntüler arasındaki çeşitliliği birçok değişken etkiler: gözyaşının havayla kurutulmuş veya sıkıştırılmış olup olmadığı, gözyaşı sıvısının hacmi, kimyasal/biyolojik varyasyonlar, mikroskop ve kamera ayarları ve fotoğrafı nasıl işleyip bastığım. Diğer değişkenler bilinmeyen kalır; duygusal gözyaşlarındaki görsel ve kimyasal farklılıklar hakkında sınırlı bilimsel veri bulunmaktadır.
Gözyaşları, ölüm kadar amansız, açlık kadar temel ve bir geçiş ayini kadar karmaşık anlarda en temel dilimizin aracıdır. Onlar, içsel yaşamımızın sınırlarını aştığının, bilince taştığının kanıtlarıdır. Sözsüz ve kendiliğinden, bizi yeniden hizalanma, yeniden birleşme, arınma, kısa devreli inatçı direniş olasılığına bırakıyorlar. Gözyaşı dökmek, eski deriyi dökmek. Sanki her bir gözyaşımız, okyanusun bir damlası gibi, kolektif insan deneyiminin bir mikrokozmosunu taşıyor.”
Fisher, -işbu yazının başlangıcında sunulan üzüntü, soğan, değişim ve gülme etkisiyle dökülen gözyaşlarına ait olduğu belirtilen görsel hakkında- Snopes‘a yaptığı açıklamada şu hususları vurgulamıştı:
“(Görsel) değişim, keder, gülme ve soğan nedeniyle dökülen gözyaşlarını sanki kategorileri temsil ediyormuş gibi etiketlerle tasvir ediyor. Grafik yalnızca çalışmamı yanlış temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu görseli içeren metnin bir kısmı, görsellerimin, sanki bu grafik tarafından temsil edilen yerleşik, kesin bir gerçekmiş gibi gözyaşlarının farklı kimyasal ve biyolojik yapısını betimlediğini ima ediyorum”
“Grafikteki resimler benim resimlerimden kırpılmış ve bu serideki kendi çalışmamın doğasını yanlış yansıttıkları için asla onaylamayacağım bir şekilde bir araya getirilmiştir.”
“‘Gözyaşı Topografisi’ projeme düşünceli ve görsel bir araştırma olarak, sanat olarak yaklaştım. Gözyaşlarının neye benzediğini merak ettim ve keder gözyaşlarının sevinç gözyaşlarıyla aynı görünüp görünmeyeceğini merak ettim.”
“Mikroskop altında baktığım her gözyaşının kendine has nitelikleri vardı – kendi ‘imzası’ – aynı duygudan mı yoksa farklı duygulardan mı? Örneğin, keder gözyaşları aynı anda dökülseler bile birbirinden farklı görünebilir. Ve benzer kalıplar bazen farklı duyguların kışkırttığı gözyaşlarında ortaya çıktı. Duygusal arazinin havadan görüntüleri gibi bir yer duygusu uyandıran bu gözyaşı görüntülerini sık sık düşündüm ve doğanın organik yapılarının ve kalıplarının her ölçekte nasıl tekrarlandığını merakla gözlemledim.”