“Muhabbet tellalı, fuhuşa aracılık eden” anlamına gelen “gavat” sözcüğünün kökeninin İran hükümdarı 1. Kubad / Kavad’a dayandığı iddiası doğru değil

Yanlış İddia

 

Halk arasında hakaret amaçlı kullanılan “gavat” sözcüğünün kökeninin M.S 488-531 yılları arasında Sasani İmparatorluğu’nun hükümdarı olan 1. Kavad’ın eşini, tehlikeli faaliyetlerini önlemek için reformist fikirleriyle ünlü Mazdek’e sunmasına dayandığının sanıldığına şahit oluyoruz.

 

6. yüzyılda yaşamış Sasani hükümdarı 1. Kavad’ın ayaklanan Mazdek’i sakinleştirmek için karısını gönderdiği, bu hareketinden dolayı isminden “gavat” sözcüğünün türediği ileri sürülmüş. Dönemin İran’ında çıkan Mazdek isyanı esnasında sarayı basılan Şah Kavad, isyancıların eşini paylaşması talebini yerine getirdiği için ismi bu şekilde kullanılmaya başladığı da iddia edilmiş. Bir diğer iddiaya göre gavat sözcüğünün kökeninin, Mazdek dinine inandığı için ortak mülkiyet inancına sahip olan 1. Kavad’ın her konuda ortaklığa inanması ve kadınları mülk olarak kabul etmesi nedeniyle mülkiyetten vazgeçtiğini ortaya koymak için eşini Mazdek’e sunmasına dayandığı öne sürülmüş.

 

Gavat kelimesinin kökeninin 6. yüzyılda yaşayan Sassani İmparatorluğu Şahı 1. Kavad’a dayandığı iddiasını ileri süren aktarımlar şöyle örneklenebilir:

 

Tarihi Merak Ediyoruz (@tarihiiimerak):

“Gavat kelimesinin kökeni MS 6. yüzyılda yaşamış Sassani imparatorluğu Şahı 1. Kavad’dan gelir. 1. Kavad halkı perişanlık içindeyken dışarıdan gelen göçmenlere bedava hizmet eder, eğer aynı dinden ise onlara ülkesinin kızlarını sunarmış”

 

gavat-sassani-imparatoru-kavad

 

Sakalar İskitler(Gizlenen Eski Anadolu Halkı):

“Niye KAVAT denir? “Şah Kavat’ın” yaşadıkları… M.S 4. yy’ın son çeyreğinde Persler’in Hristiyan olduğu bir dönemde Mazdek önderliğindeki devrimci(!) ve anarşist Mazdekîler, İran şahı Kavat’a karşı halkı kışkırtmaya başlatırlar. Şah Kavat kendisi zenginlik içerisinde yaşarken,

1-…Şah Kavat kendisi zenginlik içerisinde yaşarken, halkı da fakirlik ve sefalet içinde yaşadığı için, bu kışkırtmalar git gide fazlalaşır ve olay Kavat için tehlikeli hâle gelir.

2-Şah Kavat önce Mazdekile anlaşma yoluna gitti ise de, sonrasında para, pul ile de yanına çekemeyince, Mazdekiler’den etkilenerek güzel karısını Mazdek’e ikram(!) eder…

3-Kavat’ın müsamaha göstermesiyle, Mazdek etkinlik kazanıp ülkeye hakim olunca, yayılan ahlaksızlar ve bozulan düzen yüzünden yaptığı hatayı anlayan ve pişman olan Kavat, Mazdekîler ile başa çıkamayınca…

4-çareyi zamanın savaşçı ve dürüst diye tanınan Türkler’den güçlü Akhun’ların yardımını istemiştir. Türk anlayışının kavrayamayacağı hatta nefretle bakacağı şeyleri öğütleyen Mazdekîler’in görüşlerine çok kızan Akhunlar, büyük bir orduyla İran’a girerler ve belki…

5-…Ve belki yüzbinlerce kimseyi öldürerek ülkeyi tertemiz hâle getirirler ve tahtı tekrardan Kavat’a geri verirler. Ama gelin görün ki; Kavat’ın adı çıkmıştır bile…

6-Bu yüzdendir ki karısını Mazdekîler’den etkilenip Mazek’e sunan sapıklığı yüzünden Türkler o gün bugündür aynı fiili yapan şerefsizleri, bu hükümdarın adıyla yani “Kavat” sözüyle anarlsr! İranlılar bu yüzden Ak Hunları da KaraHunları da ATA’sı sayarlar.”

 

Meriç Ulukuş:

“Gavat kelimesini günümüzde duyduğumuzda hakaret içeren bir söz olarak kabul ederiz. Peki bu söz günümüze nasıl geldi ve Türkler bunu niçin kullandı dersiniz? Aslında işin özü ve olaylar milattan sonra 4. Yüzyıla Sasaniler dönemine dayanmaktadır. Gavat, bir kelime veya söz değil isimdi. Sasaniler döneminde hükümdar olan İran Şahı Kavad diğer adı ile Kubad’dan gelmektedir. Şah Kavad, zenginlik içerisinde yaşarken halkı fakirlik ve sefalet içerisinde yaşıyordu. Bunu fırsat bilen Mazdek isimli bir şahıs halkı kışkırtmaya başlar. Mazdek hareketi, Türkçe’de Mazdekiyye ve Mazdek dini olarak adlandırılan, ismini Sâsânîler dönemi İran’ında Kubâd’ın (Kavâd) saltanatı sırasında (488-496, 498-531) yaşayan ve bir çeşit komün toplum yapısını savunan İranlı reformist Mezdek b. Bâmdâd’dan almıştır. Kendilerine “derist-dênân” (doğru din mensupları) denildiği de bilinmektedir. Mazdekler dini inançları ve yaşayış tarzları bakımından döneminin toplumlarına göre oldukça farklı bir topluluktu. Mezdekîliğin her şeyden önce dinî bir akım olup kaynağını Maniheizm’den aldığını, Grekçe kaynaklarda da böyle nitelendirildiği söylenmektedir.”

 

Murat Çalık: “M.S 4. yy’ın son çeyreğinde Persler’in Hristiyan olduğu bir dönemde Mazdek önderliğindeki anarşist Mazdekîler, İran şahı Kavat’a karşı halkı kışkırtmaya başlatırlar…

Şah Kavat kendisi zenginlik içerisinde diktatör gibi yaşarken, halkı da fakirlik ve sefalet içinde yaşadığı için, bu kışkırtmalar gitgide fazlalaşır ve olay Kavat için tehlikeli hâle gelir.

Şah Kavat önce Mazdek ile anlaşma yoluna gitti ise de, sonrasında para, pul ile yanına çekemeyince, Mazdekiler’den etkilenerek güzel karısını Mazdek’e ikram(!) eder…

Kavat’ın müsamaha göstermesiyle, Mazdek etkinlik kazanıp ülkeye hakim olunca, yayılan ahlaksızlar ve bozulan düzen yüzünden yaptığı hatayı anlayan ve pişman olan Kavat, çareyi zamanın savaşçı ve dürüst diye tanınan Türkler’den güçlü Akhun’ların yardımını istemekte bulmuştur.

Türk Töresi’nin ve anlayışının kavrayamayacağı hatta nefretle bakacağı şeyleri öğütleyen Mazdekîler’in görüşlerine(1) çok kızan Akhunlar, büyük bir orduyla İran’a girerler ve belki  de yüzbinlerce kimseyi öldürerek ülkeyi tertemiz hâle getirirler ve tahtı tekrardan Kavat’a geri verirler.(2)

Ama gelin görün ki; Türk’ün hafızasında Kavat’ın adı çıkmıştır bile…

Bu yüzdendir ki karısını Mazek’e sunan sapıklığı yüzünden Türkler o gün bugündür aynı fiili yapan şerefsizleri, bu hükümdarın adıyla yani “gavat-kavat”(3) sözüyle adlandırırlar.

gavat, fuhuş, zina, livata…v.s gibi kelimeler Türklerin bu filleri bilmemesinden dolayı Türkçe değildir ve bu kelimelerin Türkçe karşılığı yoktur…”

 

Kızlar Soruyor:

“Mazdek İsyanı, ilkel bir komünizm isyanı gibi görünmesi ve bunu benimseyip halkına yaymak isteyen kimsenin Kavat adlı şahıs olması, o dönemlerden birtakım unsurların günümüze ulaşmasına neden olmuştur. Bugün, Komünizm’i yerme maksatlı ”Madem her şeyi paylaşacaksınız bari kadınlarınızı da paylaşın.” tabiri çok kez dile getirilir. Karısının başka erkeklerle ilişki yaşamasına ses çıkarmayan hatta buna aracılık eden psikolojik yönden hastalıklı erkekler için ”kavat” kelimesi kullanılır. 1500 yıldan fazla bir süre önce ortaya çıkan ve bunu savunan bir akımı, kendi halkına benimsetmek isteyen I. Kavat’ın ismi, günümüzdeki ”kavat” kelimesinin nereden geldiğini bizlere açıkça göstermektedir.”

 

Hüseyin Avni Coş’un vatandaşa “gavat demesinin ardından kelimenin kökenine yönelik bu iddia yaygın şekilde paylaşılmıştı

 

Hüseyin Avni Coş, Adana Valisi olduğu dönemde 2013 yılında 10 Kasım Atatürk ‘ü anma törenlerinde kendisine hakaret ettiğini öne sürdüğü bir kişiyi işaret ederek korumalarına ‘Allah belanı versin diyen o gavatı al’ emri vermişti. Akabinde Vali Coş, “gavat” değil “kavas” dediğini ileri sürmüştü. Sonrasında ise, görüntüleri izlediğinde ağzından “gavat” kelimesinin çıktığını fark ettiğini belirtmiş ve “istemeden ağzımızdan çıkmış bir kelime ama halka değil o küfürbaz şahsa yöneliktir” demişti.

 

“Muhabbet tellalı, pezevenk, fuhşa aracılık eden, fuhuş ticareti yapan” anlamına gelen, “eşlerinin başka erkeklerle yatmasına izin veren erkekler için” kullanılan “gavat” sözcüğünün İran hükümdarı I. Kubad / Kavad adından türediği iddiası asılsız…

Gavat sözcüğünün kökeni Sassasi hükümdarı I. Kavad’a dayanmıyor.

 

Gavat sözcüğü Arapça “sürmek/gütmek” anlamındaki “ḳwd” kökünü haiz “ḳawwād” (قوّاد) sözcüğünden gelmektedir.

Türkçe sözlüklerde “gavat” sözcüğü için Arapça kökenli olduğu bilgisi aktarılmış.

 

Nişanyan Sözlük‘te “gavat” kelimesi için şu açıklama yapılmış:

“Arapça ḳwd kökünden gelen ḳawwād قوّاد “muhabbet tellalı, fuhuşa aracılık eden” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça ḳāda قَادَ “önayak oldu, iş bitirdi” fiilinin faˁˁāl vezninde meslek adıdır.

 

Ek Açıklama:

Belki Arapça *ġawwāṭ “götçü, çukurcu” < ġawṭ “çukur, anüs”. Ermenice kavat “bardak” sözcüğüyle anlam ilişkisi kurulamaz.”

 

Tarihçe:

“hakaret terimi” [Dede Korkut Kitabı, 1400? yılından önce]
Mere kavat oğlı kavatlar ata turur-iken oğul elin mi öperler?

 

“Ötüken Türkçe Sözlük’te (Orhun yazıtlarından günümüze Türkiye Türkçesinin söz varlığı. 2. cilt) ise “gavat , [ Ar . kavvad = > kavat > gavat ] { ağız } sf . Yasal olmayan cinsel birleşmelerde aracılık eden” açıklaması sunulmaktadır.

“Büyük Lûgat ve Ansiklopedi” adlı yayında (Meydan Yaninevi. 7. Cilt. 1985) gavatın anlamı ve kökeni için “( ar . kiyade veya kiyādet kavvad’dan ) . « Muhabbet tellali , pezevenk » anlamında sövgü sözü olarak kullanılır.” açıklaması aktarılmış.

Kâzım Yedekçioğlu’nun “Kayseri ağzı: Sözcükler” adlı çalışmasında (1989) “pezevenk, alçak, yüreksiz” anlamları sunulan “gavat” için “Arapça kökenli olan sözcük, olduğu gibi dile yerleşmiş” notu düşülmüş.

 

Arapça-Osmanlıca kaleme alınmış en önemli sözlüklerden biri olan el-Okyânûs’un (El-Okyânûsü’l-Basit Fî Tercemeti’l-Kâmûsi’l Muhît) 4. cildinde “el-kavvat” kelimesinin anlamı “koyun sürüsünü yahud yüz ‘aded olanını ra’y eden çobana denir.” şeklinde aktarılmış. El-Okyânûsü’l-Basit, 1329-1414 yılları arasında yaşayan İranlı dil, edebiyat, hadis, fıkıh ve tefsir alimi Fîrûzâbâdî’nin el-Ḳāmûsü’l-muḥîṭ adlı Arapça sözlüğünün Mütercim Âsım Efendi (1755-1820) tarafından yapılan ve Kāmus Tercümesi diye bilinen Türkçe tercümesinin asıl ismidir. Yani, İranlı Fîrûzâbâdî’nin yaşadığı dönemde gavat kelimesinin kökeninin Arapçaya dayandığı aktarılmaktaydı…

 

gavat-el-kavvat

 

Murat Bardakçı da Habertürk gazetesinde yayımlanan 15 Kasım 2013 tarihli “El Kavvââât!” başlıklı yazısında “gavat” kelimesinin kökeninin “Kuvat” adlı hükümdara dayandığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, eski sözlüklerde gavat kelimesinin Arapça kökeninin aktarıldığını şöyle ifade etmişti:

“Bu lügatlerin başında, Arapça’nın en mükemmel lügatlerinden olan ve Türkçe’ye tâââ 18. yüzyılın sonlarında, Üçüncü Selim zamanında tercüme edilen koskoca üç cildlik Kamus-ı Okyanus gelir.

Okyanus’ta kelimenin doğru imlâ ile yazılmış şekline, yani “El Kavvât”a baktığınızda hemen yanında “Koyun sürüsünü yahut yüz adet olanını ra’ay eden (otlatan, güden) çobana denir” dendiğini görürsünüz. Araplar’ın eski zamanlarda bu mânâda kullandıkları “kavat”ın çobanın sürüyü gütmesi şeklindeki anlamı Türkçe’ye zamanla mânâsı değişerek, yani “kadınları gütme” şeklinde geçmiş ve kalın “k”nın halk dilinde “g” olması üzerine de “gavat” hâlini almıştır. Okyanus’ta “kavat”ı “kavad” diye aradığınız takdirde de “idare eden, liderlik yapan” demek olan “kaade” kökünden gelen “el-kavvâd” kelimesini bulursunuz ki, bu da mânâ ve ses değişimi neticesinde bugünkü “gavad” ile aynı gibidir.”

 

(Tahminî olarak 9-11. yüzyıla tarihlenen) Dede Korkut Hikâyeleri’nde yer alan “Kam Büre Bey – oğlu Bamsı Beyrek Boyu” adlı hikâyede “gavat” sözcüğü hakaret olarak kullanılmış.

Kam Büre’nin önce kendi elinin değil de oğlunun elinin öpülmesi nedeniyle bezirganlara “gavat” hakaretinde bulunduğu ilgili kısım şöyle (Orhan Şaik Gökyay. Dede Korkut Hikâyeleri. Kültür Bakanlığı Yayınları 252. Milli Eğitim Basımevi. İstanbul. 1976. Birinci Basım. Sf: 53):

Birden bezirganlar yiğidin, Bay Büre’nin sağında oturduğunu gördüler. Yüzlerini yere koyup yürüdüler, o yiğidin elini öptüler. Bunlar böyle edince Bay Büre Bey öfkelendi. Bezirganlara:

Bre kavat oğlu kavatlar, ata dururken oğul elini mi öperler, dedi.

– Hânım, bu yiğit senin oğlun mudur, dediler.

– Evet, benim oğlumdur, dedi.

– Öyle ise incinme sultanım, ilkin onun elini öptüğümüze. Eğer senin oğlun olmasaydı bizim malımız Gürcistan’a gitmişti, hepimiz tutsak olmuştuk, dediler.

 

Mazdek’in dinî inanışını yaymasına müsaade etmesi nedeniyle gavat kelimesi I. Kavad’ın ismine dayandırılmış.

Mazdek’in öğretisini seçen ve bu inanışa saygı göstermek isteyen Şah 1. Kavad’ın eşinin Mazdek ile beraber olmasına müsaade ettiği aktarılmaktadır.

Ancak, gavat sözcüğü Arapça kökenli ve anlamının I. Kavad’la bir ilgisi bulunmuyor.

Gavat kelimesi, Sasani Şahı 1. Kavad’ın isminin değişmiş hâli değil.

Sasani hükümdarı I. Kavad’ın adının günümüzde hakaret için kullanılan gavat kelimesiyle bir etimolojik ilişkisinin bulunduğuna dair muteber bir kaynak atfına rastlanamıyor.

 

I. Kavad, Sasani İmparatorluğu’nun M.S. 488 yılından 531 yılına kadar (488 ile 496 yılları arası ve daha sonra 498 ile 531 yılları arasında iki farklı dönemde) hüküm süren 31. hükümdarıdır.

Babası I. Peroz 484 yılında Bizanslılara karşı savaşta öldürüldü.  Kavad, amcası Balaş tarafından tahttan indirildi. Ancak, 488 yılında amcası Balaş’ı tahttan indiren Kavad kendi saltanatını başlattı.

Sasani krallarının otoritesinin ve statüsünün büyük ölçüde sona erdiği çökmekte olan bir imparatorluğu miras alan Kavad, uygulaması oğlu ve halefi I. Hüsrev tarafından tamamlanan birçok reform yaparak imparatorluğunu yeniden düzenlemeye çalıştı.

Kavad, imparatorluğunu yeniden düzenlemek amacıyla şu adımları attı:

  • Merkezi otoriteyi güçlendirmek için bir dizi reform yaptı.
  • Orduyu yeniden organize etti ve güçlendirdi.
  • Ekonomiyi canlandırmak için adımlar attı.
  • Din ve kültürde çeşitliliğe izin verdi.

Kavad’ın reformları, imparatorluğun yeniden toparlanmasına yardımcı oldu.

Ancak, Kavad’ın saltanatı, dinsel çatışmalar ve Bizanslılarla savaşlar tarafından da gölgelendi.

Kavad I’in hükümdarlığı döneminde İmparatorluğu çeşitli iç ve dış sorunlarla karşı karşıya kaldı. Kavad I, Roma İmparatorluğu ile çeşitli savaşlar ve anlaşmazlıklar yaşadı. Özellikle İtalya’da Ostrogotlar ile mücadelede Roma İmparatorluğu ile işbirliği yaptı. Bu dönemde Bizans İmparatoru Anastasius ile bir anlaşma yaparak İmparatorluğun doğu sınırlarını korumak için yardım aldı.

Kavad’ın saltanatı sırasında gerçekleşen bazı önemli olaylar şunlardır:

  • 499’da Kavad, Mazdak dinini kabul etti. Mazdak, zenginlerin eşlerini ve servetlerini fakirlerle paylaşmasını talep eden bir dindi. Bu, imparatorluk içinde büyük bir kargaşaya yol açtı.
  • 522’de Kavad, Bizanslılara karşı savaş başlattı. Bu savaş, 532’de imzalanan bir barış antlaşmasıyla sona erdi.
  • 527’de Kavad, oğlu Hüsrev’i veliaht ilan etti.

I. Kavad, 531 yılında öldü.

Yerine oğlu I. Hüsrev geçti.

 

 

İddiayı Doğrula.org da incelemişti.

 

Yorumunuzu yazınız...