* Kapak görseli: Naci Püskülcü / “Kar Örtüsü Altında Lala Paşa ve Yakutiye” Kartpostalı

 

“Eskiden, Kar Yağardı Erzurum’a” Adlı Şiirin Sabahattin Ali’ya Ait Olduğu İddiası Doğru Değil

Yanlış İddia

 

Sabahattin Ali’ye ait sanılarak paylaşılan “Eskiden Kar Yağardı Erzurum’a” başlıklı şiir şu şekilde:

 

Eskiden kar yağardı Erzurum’a
Toprak damlarda sırt sırta yaşardık
Sabahnan kalkar damlarımızı kururduk ya,, Allah
Kardan tayalar olurdu, mehlerin onünde
Tuneller açar, yola kavuşurduk
Eskiden, kar yağardı Erzurum’a
Henüz ayrılmamıştık,henuz bölünmemiştik
Ayni mahledeydik,zengini,fakiri,esnafı,
yoksulu, birarada birliktik,toprak damlarda omuz omuza sım sıcak
ve kar yagardi Erzurum’a, bembeyaz, lapa lapa

Henüz bölünmemiştik, henüz ayrılmamıştık.
Henüz icat olmamıştı, koperatifler, siteler
Dubleksler,tripleksler,olmaz olası kartonpiyerler.
Gariban sıkışınca kime gidebileceğin bilir
Zengin kimi gözetecegini bilir,
esnafnan memur gül gibi geçinip giderdi
ve kar yağardı Erzurum’a, bembeyaz lapa lapa
henüz ayrılmamıştık henüz bölünmemiştik…
memurlar bir koperatife esnaflar bir siteye,
zenginler dubkeslere triplesklere
garibanlar geber olan gece kondular kalmamisti
ve kar yağardı Erzurum’a bembeyaz lapa lapa
henüz, fakir zengini hırsızlıkla
zengin, fakiri tembellikle suçlamazdı
çünkü kar yağardı lapa lapa

çünkü kar yağardı bembeyaz
çünkü karın temizliği yüreklerimize vurmuştur

eskiden kar yağardı Erzurum’a
yoktu, çeşit çeşit makinelerimiz
dev ,ekran televiziyonlarımız
no frost buzdolablarımız
ama kilerlerimiz gırtliğine kadar doluydu
yüreklerimiz gibi
çünkü kar yağardı Erzurum’a
çünkü kar rahmetti
çünkü kar bereketi
eskiden, kar yağardı Erzurum’a
adam boyu, adamlarda adamdı o zamanlar
ne Cumhuriyet Caddesi’nde
onun bunun namusuna kötü gözle bakar
ne de laf atardılar
çünkü senin namusun benim benimkisi senindi
biridik bizidik
ve kar yağardı Erzurum’a
adam boyu ve adamlar adamdılar o zamanlar

kar sendin, kar bendim, kar bizdik
eridik, eridik, eridik, eridik…!

 

Sanılanın aksine, Sabahattin Ali’ye ait sanılan dizeler, Aşık Reyhani’nin “Giderim” ya da “Öz Canımdan Çok Sevdiğim Erzurum” adıyla bilinen şiirinin ilgili kayıtta Murat Balkuş’un “Eskiden Kar Yağardı Erzurum’a” başlıklı şiirin bileşimi…

1948 yılında yaşamını yitiren yazar ve şair Sabahattin Ali’ye ait olması beklenemeyecek (no frost buzdolabı, dev ekran televizyon, kooperatif site, tripleks ev gibi) sözcükleri barındıran şiir aslında Murat Balkuş’a ait.

Şiirin “Söz ve müzik: Aşık Reyhani – Şiir: Murat Balkuş” notuyla seslendirildiğine şahit oluyoruz.

 

 

Sosyal medya hesabında 10 Ocak 2015 tarihinde söz konusu şiiri paylaşan ve Twitter hesabında “‘Eskiden Kar Yağardı Erzurum’a’ şiirinin yazarıyım” ifadesini kullanan Murat Balkuş, şiiri seslendirdiği bir kayıta “söz müzik Reyhani söyleyen Şahin ve kar yağardı Erzurum’a şiiri bendeniz Murat Balkuş” sözleriyle başlamıştı.

 

 

Aşık Reyhani’nin “Giderim” ya da “Öz Canımdan Çok Sevdiğim Erzurum” adıyla bilinen şiirinin ilgili kayıtta Murat Balkuş’un “Eskiden Kar Yağardı Erzurum’a” başlıklı şiiriyle birlikte okunması, şiirin Aşık Reyhani’ye ait olduğu algısına da yol açmış.

 

Yukarıdaki bağlantıdaki kayıtta Erzurum konulu iki farklı şiir birlikte okunmuş (kalın yazılı bölümler Aşık Reyhani’ye ait):

 

“Eskiden kar yağardı Erzurum′a

Torpak damlarda sırt sırta yaşardık

Sabanan kalkar damlarımızı kürüdük ya Allah

Kardan tayalar olurdu mehlelerin önünde

Tüneller açar yola gavuşurduk

Eskiden kar yağardı Erzurum’a

Henüz ayrılmamıştık henüz bölünmemiştik

Aynı meheledeydik zengini fakiri esnafı

Yoksulu bir arada birdik

Toprak damlarda omuz omuza sım sıcak

Ve kar yağardı Erzurum′a bembeyaz lapa lapa

 

Öz canımda çok sevdigim Erzurum

Çaresiz dişimi sıktım gidirem hey

Ele gafillerden darbe yedi gururum

Gaderime boyun büktüm gidirem hey

Ele gafillerden darbe yedi gururum

Gaderime boyun büktüm gidirem hey

Gidirem hey hey

 

Henüz bölünmemiş tik henüz ayrılmamıştık

Henüz icat olmamıştı kooperatifler siteler

Dübleksler tripleksle olmaz olası kartonpiyerler

Gariban sıkışınca kime gidebileceğini bilir

Zengin kimi gözeteceğini bilir

Esnafnan memur gül gibi geçinip giderdi

Ve kar yağardı Erzurum’a bembeyaz lapa lapa

Henüz ayrılmamıştık henuz bölünmemiştik

Memurlar bir kooperatife esnaflar bir siteye

Zenginler düblekslere triplesklere

Garibanlar geber ulan gece kondulara kalmamıştı

Ve kar yağardı Erzurum’a bembeyaz lapa lapa

Henüz fakir zengini hırsızlıkla

Zengin fakiri tembellikle suçlamazdı

Çünkü kar yağardı lapa lapa

Çünkü kar yağardı bembeyaz

Çünkü karın temizi yüreklerimize vurmuştu

 

Sırtıma verdiler sitem yükünü

El ne bilsin sebeblerin kökünü

Ogul elli yıldır bekledigim ekini

Harmana gökmeden yakdım gidirem hey

Hele elli yıldır bekledigim ekini

Harmana dökmeden yakdım gidirem hey

Gidirem hey hey

 

Eskiden kar yağardı Erzuruma

Yokdu çeşit çeşit makinelerimiz

Dev ekran televizyonlarımız

No frots buzdolaplarımız

Ama kilerlerimiz gırtiğine kadar doluydu yüreklerimiz gibi

Çünkü kar yağardı Erzurum′a

Çünkü kar rahmetti

Çünkü kar bereketi

Eskiden kar yağardı Erzurum′a

Adam boyu adamlarda adamdı o zamanlar

Ne Cumhuriyet caddesinde

Onun bunun namusuna kötü gözle bakar

Nede laf atardılardi

Çünkü senin namusun benim benim kisi senindi

Bir idık biz idık

Ve kar yağardı Erzurum’a

Adam boyu ve adamlar adamdılar o zamanlar

 

Reyhaniyim derdim gamım bitmedi

İftira darbesi cana sinmedi

Oğul Zeynel Horasana gitti dönmedi

Buda benim gara bahtım gidirem hey

Hele Zeynel Horasana gitti dönmedi

Buda benim gara bahtım gidirem hey

Gidirem ben hey

 

Kar sendin kar bendim kar bizdık

Eridik eridik eridik”

 

Aşık Reyhani’nin “Giderim” ya da “Öz Canımdan Çok Sevdiğim Erzurum” başlıklı şiiri ise şu şekildeydi:

 

Öz canımdan çok sevdiğim Erzurum
Çaresiz dişimi sıktım giderim
Gafillerden darbe yedi gururum
Çaresiz dişimi sıktım giderim

 

Selam olsun ecdat ile abaya
Abdurrahman Gazi Habip Babaya
Tuz ektiler çalıştığım çabaya
Kaderime boyun büktüm giderim

 

Benim canım feda idi bin cana
Bin can az derlerse iki bin cana
Kırk senelik gözyaşımı fincana
Kattım Karasu’ya aktım giderim

 

Kırılmış sazımı astım tavana
Çevirdim yönümü döndüm divana
Gurbet kelepçedir yurdu sevene
Bilerek koluma taktım giderim

 

Nazar ettim solu ile sağına
Sanki matem düşmüş yar otağına
Seyreyledim Palandöken dağına
Üç kez geri döndüm baktım giderim

 

Yel devirsin sebeplerin kökünü
Sırtıma verdiler sitem yükünü
Kırk senedir beklediğim ekini
Harmana dökmeden yaktım giderim

 

Alnımız apaçık yüzüm karasız
Buna rağmen kuyladılar yarasız
Tambura köyünden Emrah çaresiz
Ben de Erzurum’dan çektim giderim

 

Reyhani’yim aşk ateşim dinmedi
İftira darbesi cana sinmedi
Zeynel Horasan’a gitti dönmedi
Bu da benim kara bahtım giderim

 

* Tespit: Semihat Karadağlı

Yorumunuzu yazınız...