Balina yavrusunun %50 yağdan oluşan yoğunluğuyla suda çözülmeyen balina sütünü doğrudan okyanustan içtiği anı yansıttığı iddiasıyla bazı görseller sosyal medyada paylaşıldı.
Şevki Adem (@sevkiadem): “Balina sütü %50 yağdan oluşur ve o kadar yoğundur ki suda çözünmez, bu da yavruların doğrudan okyanustan süt içmesine imkan tanır. Yaratıcıların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir! Mü’minûn Sûresi 14. Ayet”
Balina sütü %50 yağdan oluşur ve o kadar yoğundur ki suda çözünmez, bu da yavruların doğrudan okyanustan süt içmesine imkan tanır.
Yaratıcıların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir!
Mü’minûn Sûresi 14. Ayet pic.twitter.com/dh0ogvSlo0
Anne balina sütünün bileşimi, karasal memelilerinkinden belirgin ölçüde farklıdır ve tamamen yavrunun hızlı büyüme ve kalın bir yağ tabakası (blubber) oluşturma zorunluluğuna adapte olmuştur. Bu süt, sıvıdan ziyade diş macunu kıvamında ya da koyu kremsi bir yapıya sahiptir.
Balinalar yavrularını emziririken süt görseldeki gibi vücuttan dışarı suya doğru fışkırtılmaz, meme bezinden doğrudan yavrunun ağzına verilir. Anne sütü basınçla püskürtülse de dışarı sızarak bulut gibi dağılmaz, yavru diliyle memeyi çevreleyip suya karışmadan emer.
Balina Sütünün Yapısı Nasıldır?
Anne balinaların sütü, deniz memelileri arasında en yoğun ve besleyici sütlerden biridir.
Balina sütü, su altında emzirmenin fiziksel koşullarına uyum sağlamıştır.
Son derece yağlı ve kıvamlı bir sıvı formunda olan balina sütü (türüne bağlı olarak) ortalama % 30 ila 50 oranında yağ içermektedir.
Olağanüstü yüksek yağ içeriği ile karakterize olan bu oran, inek sütündeki yağ miktarının yaklaşık on katına karşılık gelmektedir.
Balina sütü yalnızca bir besin değil, yaşamın erken evresinde metabolik dayanıklılığın temeli olarak işlev görmektedir. İçerdiği yüksek yağ oranı, yavrunun vücut ısısını korumasına, su geçirmez bir yağ tabakası (blubber) geliştirmesine ve hızlı bir şekilde büyümesine olanak tanımaktadır.
Protein açısından da zengin olan balina sütü, kas ve doku gelişimini destekleyen amino asitlerle doludur. Buna karşılık laktoz oranı oldukça düşüktür. Bu durum, (yüksek laktoz sindirimi için gerekli enzimlerin yavrularda sınırlı düzeyde bulunmasının etkisiyle) deniz memelilerinde sık görülen bir adaptasyondur.
Balinalar Yavrularını Nasıl Emzirir?
Sualtı ortamında emzirme, yüzey gerilimi ve suyun seyrelme etkisi nedeniyle özel bir adaptasyon gerektirmektedir.
Yavru balinalar, diğer memelilerdeki gibi uzun süreli emme eylemini gerçekleştiremezler. Bunun yerine, annenin meme bezleri, özelleşmiş bir yarığın içine gizlenmiştir.
Emzirme süreci balinalarda doğrudan emme hareketiyle değil, annenin aktif olarak süt püskürtmesiyle gerçekleşmektedir. Anne balina, memelerinin çevresindeki kasları kasarak sütü yavrunun ağzına basınçla göndermektedir. Bu mekanizma, yavrunun su yutmadan sadece sütü almasını sağlamaktadır. Yavru balina genellikle annesinin karın bölgesine paralel biçimde yüzerek, kısa ama sık aralıklarla süt emmektedir. Bu süreçte anne, doğumdan sonraki haftalarda yön bulma ve nefes alma alışkanlıklarını yeni yeni geliştiren yavrusuna rehberlik etmekte ve onu korumaktadır.
Anne balina süt üretimini yalnızca hormonal döngüyle değil, yavrusunun varlığına verdiği davranışsal tepkilerle de düzenlemektedirr. Yavrunun temasları ve hareketleri, oksitosin salgısını artırarak süt salınımını teşvik etmektedir. Bazı türlerde, örneğin kambur balinalarda, emzirme süresi 6 ila 10 ay arasında sürerken, gri balinalarda bu dönem bir yıla kadar uzayabilmektedir. Yavru, bu süreçte günde yüzlerce litre süt tüketebilmekte ve haftalar içinde vücut ağırlığını ikiye katlayabilmektedir.
Bu yoğun beslenme rejimi, açık deniz koşullarında hayatta kalmanın biyolojik ön koşuludur. Soğuk okyanus sularında hızlı yağ dokusu gelişimi, hem enerji rezervi sağlar hem de termal yalıtım işlevi görmektedir.
