Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) aspartamı “kanserojen olma ihtimali bulunan maddeler” kategorisine eklediğini duyurdu. IARC’ın sınıflandırma sistemi, maddelerin kanserojenlik potansiyelini belirlemek için mevcut bilimsel kanıtları kullanmaktadır. Aspartamın eklendiği “Grup 2B: Kanserojen olma ihtimali bulunan maddeler” kategorisi, bir maddenin ne kadar riskli olduğunu değil, kanserojen olma ihtimali hakkında ne kadar bilimsel veri olduğunu işaret etmektedir. Bu kategoride yer alan maddelerin kansere yol açabileceğine dair güçlü kanıtlar bulunmamaktadır. IARC’nin aspartamı eklediği kategori, aspartamın kansere yol açtığına dair kesin bir hüküm sunmamaktadır.

 

Basın organlarında ve sosyal medya platformlarında aktarılan, düşük kalorili ve kalorisiz ürünlerde tatlandırıcı olarak yaygın olarak kullanılan bir bileşik olan aspartamın yeni araştırma verileri ışığında kanserojen olarak ilan edildiği iddiası büyük ilgi çekti.

Bu süreçte bazı paylaşımlarda aspartamın kanserojenliği hakkında yaygın şekilde yanlış bilgi paylaşıldığı görüldü.

Yapay tatlandırıcı aspartamın kanserojen olarak sınıflandırılacağı iddiasını ele alalım istedik.

 

Tatlandırıcılar, günümüzde birçok gıda ve içecek ürününde kullanılan popüler bileşenlerdir. Bu bileşikler, düşük kalori içeriği ve tatlandırma özellikleri nedeniyle tüketici tercihlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Diyet içecekler, sakız, jelatin, dondurma, yoğurt gibi süt ürünleri, kahvaltılık tahıllar, diş macunu, öksürük ilaçları ve çiğnenebilir vitaminlerde aspartam yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Aspartam, kimyasal olarak bir dipeptit olan bir tatlandırıcıdır. Metil ester ve fenilalanin amino asitlerinin L-aspartik asit ile birleşmesiyle oluşur.

Aspartamın ana kullanım amacı, tatlandırma özelliğidir.

Dünyanın en yaygın yapay tatlandırıcılarından biri olan aspartam tatlandırıcı olarak kullanıldığında, şekerden yaklaşık 200 kat daha tatlıdır.

Aspartam, diğer tatlandırıcılarla birlikte veya tek başına kullanılabilir ve ticari olarak pek çok üründe bulunur. Günümüzde “sıfır kalorili” ve “şekersiz” olduğu vurgusuyla reklamı yapılan diyet içecekler, gazlı içecekler, bazı dondurma ve light yoğurt çeşitleri gibi binlerce ürüne aspartam katılmaktadır.

Aspartam kullanan üreticiler, tüketicilere düşük kalorili veya kalorisiz seçenekler sunarak sağlıklı bir yaşam tarzına yönelik talepleri karşılamayı amaçladıklarını belirtmektedir. Düşük kalorili ve kalorisiz gıdalarda yaygın olarak kullanılan aspartamın tüketicilere tatlı bir lezzet sunarken ekstra kalori alımını azaltmada yardımcı olduğu ifade edilmektedir.

Aspartamın sağlık üzerindeki etkileri hakkında birçok araştırma yapılmış olup, kanserojenlik potansiyeli birçok sağlık kuruluşu tarafından değerlendirilmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) gibi kuruluşlar, aspartamın insan sağlığı için kabul edilebilir olduğunu açıklamıştır. DSÖ, günlük kilogram başına 40 miligram aspartam tüketiminin güvenli olduğunu 1981 yılından bu yana belirtmektedir (Vücut ağırlığının kilogramı başına 0-40 miligram aspartam kabul edilebilir günlük alım miktarı olarak belirlenmiştir. Buna göre 70 kilo ağırlığındaki bir yetişkinin, diğer kaynaklardan ek aspartam almadığı varsayılması durumunda, tipik olarak 200 veya 300 mg aspartam tatlandırıcı içeren kutu şekersiz meşrubat tüketimi dikkate alındığında kabul edilebilir günlük alımı aşması için günde 9-14 kutu içecek tüketmesi gerekiyor).

Uzmanlar, aspartamın mevcut limitlerde kullanıldığında güvenli olduğu görüşündedir. Aspartamın günlük 40 miligramdan daha az tüketilmesinin güvenli olduğu belirtilmektedir. Bu miktar, 60 kilogramlık birinin günde 12-36 kutu içecek tüketmesine eşdeğerdir.

Bir Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşu DSÖ’ye bağlı bir örgüt olan Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’nın (The International Agency for Research on Cancer – IARC) 6-13 Haziran 2023 tarihlerinde Fransa’nın Lyon kentinde yapılan toplantıda aspartamın kanserojenliğine ilişkin ilk değerlendirmeleri kamuoyuyla paylaştı ve aspartamın kanserojenlik sınıflamasında değişiklik yapılacağı işaret edildi.

14 Temmuz 2023 günü yapılan açıklama ile mevcut sınırlı kanıtlara dayanarak aspartam “kanserojen olma ihtimali bulunan maddeler” kategorisine eklendiği açıklandı. Söz konusu açıklamada DSÖ, insanlar için olası kanserojen olarak sınıflandırılan aspartamın özellikle karaciğer kanserinin bir türü olan hepatoselüler karsinoma ile ilgili Grup 2B kategorisine konulduğunu duyurdu.

DSÖ ile Gıda ve Tarım Örgütü (Food and Agriculture Organization – FAO) tarafından oluşturulan Gıda Katkı Maddeleri Ortak Uzman Komitesi (Joint Expert Committee on Food Additives – JECFA), aspartamla ilgili risklerin değerlendirildiği verilerin, kabul edilebilir günlük alımı değiştirmek için bir neden göstermediği sonucuna vardığını açıkladı.

Bahsi geçen sınıflamanın duyurulduğu basın toplantısında DSÖ Beslenme ve Gıda Güvenliği Direktörü Francesco Branca, aspartam hakkında mevcut kanıtlara dair incelemelerin bulgularını sunarken “Aspartam değerlendirmeleri, yaygın olarak kullanılan dozlarda güvenlik önemli bir endişe konusu olmasa da, daha fazla ve daha iyi çalışmalarla araştırılması gereken potansiyel etkilerin tanımlandığını göstermiştir.” ve  “Şirketlere ürünleri geri çekmelerini tavsiye etmiyoruz, tüketicilere tüketmeyi tamamen bırakmalarını tavsiye etmiyoruz. Sadece biraz itidal tavsiye ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Uzun yıllardır süregelen araştırmalarda güvenli bir tatlandırıcı olduğu belirtilen aspartamın kanserojenliği hakkında yapılan yeni sınıflamanın vatandaşları kafa karışıklığına sevk ettiği görüldü.

Bu duruma, IARC’nin “kanserojen olma ihtimali bulunan maddeler” tanımının mahiyeti yol açmaktadır.

IARC, kanserojen maddeleri gruplara ayırarak, bunların kanser oluşturma potansiyellerini belirlemeye çalışmaktadır.

IARC maddeleri kanserojenlik açısından aşağıdaki şekilde sınıflandırmaktadır:

  • Grup 1: Kanserojen maddeler (Carcinogenic to humans)
  • Grup 2A: Muhtemelen kanserojen olan maddeler (Probably carcinogenic to humans)
  • Grup 2B: Kanserojen olma ihtimali bulunan maddeler (Possibly carcinogenic to humans)
  • Grup 3: Sınıflandırılamayan maddeler (Not classifiable as to its carcinogenicity to humans)

IARC’nin kanserojen madde kategorizasyonu şöyle özetlenebilir:

  • Grup 1: Kanserojen maddeler
    • Bu grup, kansere yol açtığı bilimsel olarak kanıtlanmış olan maddeleri içerir. İnsanlarda kansere neden olduğu kanıtlanmış veya çok güçlü kanıtlarla hayvan deneylerinde kansere neden olduğu gösterilmiş maddeler bu grupta yer alır. Grup 2A: Muhtemelen kanserojen olan maddeler
    • Bu grupta, insanlarda kansere yol açabileceğine dair sınırlı kanıtlar bulunan maddeler yer alır. İnsan çalışmaları sınırlı olsa da hayvan deneyleri kanserojenlik potansiyelini gösterebilir. Bu gruptaki maddelerin etkisi kesin olmamakla birlikte önemli bir kanserojenlik olasılığı vardır.
  • Grup 2B: Kanserojen olma ihtimali bulunan maddeler
    • Bu grup, insanlarda kansere neden olabileceği konusunda sınırlı sayıda kanıta sahip olan maddeleri içerir. Hayvan deneylerinde bazı kanıtlar olsa da insanlarda etkisi henüz net olarak belirlenmemiştir. Bu maddelerin kanserojenlik potansiyeli olabilir, ancak daha fazla araştırma ve kanıt gerekmektedir.
  • Grup 3: Sınıflandırılamayan maddeler
    • Bu gruptaki maddelerin kanserojenlik potansiyeli hakkında yeterli veri bulunmamaktadır. İnsanlarda veya hayvanlarda kansere neden olup olmadığı hakkında yetersiz kanıtlar mevcuttur veya hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Bu maddelerin kanserojenlik potansiyelini belirlemek için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.

IARC’nin kanserojen madde sınıflandırması, bilimsel verilere dayalıdır ve dünya çapında birçok ülkede referans olarak kullanılmaktadır.

Bu sınıflandırma, bir maddenin ne kadar riskli olduğunu değil, kanserojen olup olmadığına dair kanıtların mevcudiyetini göstermektedir.

IARC’nin aspartamı eklediği “Grup 2B: Kanserojen olma ihtimali bulunan maddeler” kategorisi IARC’nin en düşük riskli kanserojenlerini içermekte olup, aspartamın kansere yol açtığına dair kesin bir hüküm sunmamaktadır.

Grup 2B – kanserojen olma ihtimali bulunan maddeler” kategorisine, insan veya hayvan deneylerinde kanserojenliği hakkında “az sayıda kanıt” bulunan maddeler dahil edilmektedir. Cep telefonu frekansları, kuru temizleme, aloe vera, dizel benzin ve sebze turşuları gibi kansere yol açabileceği fikrine dayanan güçlü kanıtlara sahip olunmayan maddeler bu kategoride yer almaktadır (Tütün ürünleri, asbest, arsenik gibi maddeler “Grup 1: Kanserojen maddeler“e dahildir. Kırmızı et gibi bazı maddeler de “Grup 2A – muhtemelen kanserojen olan maddeler” grubundadır).

Aspartamın “muhtemelen kanserojen” olarak sınıflandırılması, kansere neden olduğunun kesin olarak kanıtlanamadığını işaret etmektedir. Aspartamın kanserojenlik kategorisi önem sırasına göre dört grup içinden üçüncüdür.

Bazı çalışmalar yüksek miktarda tatlandırıcı tüketimini yüksek kanser riskiyle ilişkilendirse de aspartamın insanlarda kansere yol açtığına dair henüz net bir kanıt bulunmamaktadır.

Geçmişte yürütülen bazı araştırmalar farelerde aspartamı kanserle ilişkilendirmişti. Ancak diğer çalışmalar bu yöndeki bulguları eleştirmiş ve diğer hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde bir kanser riskinin tespit edilemediğini aktarmıştı.

IARC’ın kanserojenlik kategorileri geçmişte de kafa karışıklığına neden olmuş ve tartışmalara yol açmıştı. Gerçek riski abartarak halkta gereksiz endişeye neden olduğu gerekçesiyle eleştirilmişti.

 

 

Yorumunuzu yazınız...