Dışkının 24 Ayar Altın Renginde ve Işıltılı Olmasını Sağlamak İçin “Gold Pills” Olarak Adlandırılan Altın Hapların 425 Dolara Satıldığı İddiası DOĞRU DEĞİL
Zengin azınlığın tüketim çılgınlığının bir göstergesi olduğu sanılarak, dışkının altın kaplı olmasını sağladığı iddiasıyla paylaşılan 425 ABD doları karşılığı satışa sunulan “gold pills” adlı altın kaplı haplara değineceğiz…
“Gold pills olarak adlandırılan bu Altın Haplar 425$ satılıyor. Özelliği ise yuttuğunuz zaman bokunuz 24 ayar altın kaplı ve ışıltılı olmasını sağlıyor Nerde acep bu haplar umarım Türkiye de yoktur”
“Gold Pills yani altın haplar, $425’dan satılmaktadır ve dışkınızın 24 ayar altın kaplı ve ışıltılı olmasını sağlıyor.”
24 ayar altın kaplı hap satışının gerçekleştirildiği doğru; ancak, bu hapların dışkıyı altın rengine çevirdiği ya da bu amaçla satışa sunulduğu iddiası gerçeği yansıtmıyor.
Tüketilmesi durumunda dışkıyı 24 ayar altın kaplı ve ışıltılı hâle getiren “altın haplar” sanılanın aksine tüketim çılgınlığının nişanesi değil, gereksiz ve lüks tüketim alışkanlığını / akımını eleştiren bir ürün.
Doğrula.org tarafından da aktarıldığı üzere söz konusu 24 ayar altın kaplamalı yutulabilir kapsüller Just Another Rich Kid adlı marka tarafından 425 ABD doları karşılığı satışa sunulmuş durumda.
Söz konusu marka, giderek genişleyen lüks ürün piyasası ile gereksiz ürünün ve talebin oluşumunu konu edinen Indulgences adlı kreasyonun bir parçası olan altın hap ürünün şan, şöhret ve emtiaya olan takıntının bir uzantısı olarak tasarlandığını belirtmişti:
Gold Pills are part of the Just Another Rich Kid’s INDULGENCES range designed in collaboration with Tobias Wong in 2005. As an extension of our obsession with fame, celebrity, and commodities, they designed a line of luxury objects: INDULGENCES (for the man who has absolutely everything). INDULGENCES addressed the creation of and demand for the unnecessary, directly commenting on the ever-expanding market of luxury items in our culture.
24 ayar yenilebilir altın (edible gold) toz ya da yaprak şeklinde, ana yemek, tatlı ve pasta gibi farklı çeşit yiyeceklerin hazırlanması ve servisinde kullanılabiliyor. İnce, hassas ve yumuşak yapıdaki 24 ayar yani saf altın içeren yapraklar, tamamen sindirilebilir yapıda olup, 24 saat içerisinde metabolizmaya zarar vermeden ya da bir yan etki oluşturmadan vücuttan atılabiliyor. Ancak, düşük miktarda saf altın içeren ürünlerin iddia edildiği gibi dışkıyı altın kaplı ve ışıltılı hâle getirebilecek bir amacı ya da niteliği bulunmuyor (425 dolar karşılığında 20 milimetre uzunluğunda 24 ayar altın kaplı sadece 3 kapsül satışa sunulmakta).
Yiyeceklerde yenilebilir altın kullanımına dair basına ve sosyal medyaya yansıyan aktarımları örnekleyecek olursak…
Tunus’da yenilebilir altın yapraklarıyla süslenen pizza 360 dolar yani yaklaşık 2 bin 760 TL’ye satılıyor. Restoran sahibi, “Ülke krizden geçerken neden böyle pahalı bir pizza yaptığımızı sorguluyorlar. Ama bu pizzayı herkes için değil, lüks ürünler tüketenler için yaptık” diyor. pic.twitter.com/PoztOntHr8
— Medyanın Elli Tonu (@Medyanin50Tonu) March 9, 2021
Kolombiya'da altın kaplama hamburger
Kolombiya'da iki şubesi olan "Toro McCoy" ismindeki restoran, koronavirüs salgınının yeni normalleşme sürecinde müşterilerin ilgisini çekebilmek için menüsündeki hamburgerleri 24k yenilebilir altın yaprakları ile süsleyerek servis ediyor. pic.twitter.com/9JjKYKfJMP
Yenilebilir altın tozu ve yenilebilir altın yaprağı, yenilebilen altın türleridir.
Tarihi çok eskilere, Mısır firavunları dönemine kadar dayanmaktadır. Yaprak altın, o dönemler, firavunların mezarlarının süslenmesinde kullanılmıştır. Aslında Mısırlılar da ilk başlarda altını mücevher gibi kullanmış.
Ancak zamanla sıvı altından yapılmış iksirler geliştirmişler. Bu iksirleri gençliği korumayı ve hastalıklardan korunmak amacıyla kullanmışlardır.
Japonlar başta olmak üzere çeşitli Uzakdoğu ülkelerinde de yaprak altının yüzyıllar boyunca yiyecek ve içeceklerde, hatta bazı hastalıkların tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir.
Yaprak altının Avrupa’ya gelişi 16’ıncı yüzyılın ortalarına denk gelmektedir. Altın tüketimi Avrupa’da bir anda yaygınlaşmış. Buna karşılık altın kaynaklarının tükenmemesi için bir öğünde en fazla 2 tabakta kullanılması yönünde kısıtlamalar getirilmiştir.
Rönesans döneminde ise, modern tıbbın kurucusu olarak bilinen Paracelcus, altının da dahil olduğu farklı metalleri karıştırarak bazı ilaçlar geliştirmiştir.
Altın, antienflamatuar özelliğe sahiptir. Bu nedenle 1929 yılından bu yana altın bileşimleri romatoid artrit tedavisinde kullanılan bazı ilaçlara katılmıştır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda ise altın bileşimlerinin potansiyel HIV virüslerine karşı ve bazı kanser türlerinin tedavisinde faydalı olduğu ortaya konmuştur.
Yapılan araştırmalar sonucunda altının kullanımının artrit, rahim ağzı kanseri, prostat kanseri, alzheimer, sinir sistemi ve yaşlanma yavaşlatma gibi alanlarda tedavi edici özellikleri olduğu ortaya konmuştur. Üstelik bu çalışmalar sırasında altın kullanımının herhangi bir yan etkiye veya zarara sebep olmadığı da kanıtlanmıştır.
Günümüzde altın tozu ve altın yaprağı, Avrupa ve Amerika başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde tüketilmektedir.
Ünlü gurme Vedat Milör ise yenilebilir altın kullanımına şöyle değinmişti:
“Yemeğe yenilebilir altın koymaya nasıl yaklaşmalı? Bir defa doğal olarak verilecek ilk tepki bunun anlamsızlığı. Çünkü tada etki eden bir yönü yok. Özellikle lezzet açısından nötr bir unsur. Bu açıdan lüzumsuz bir statü ifadesi. ANCAK…
Mesela Monaco’daki üç Michelin yıldızlı Le Louis XV’de 1980’lerin sonundan beri yapılan chocolate croustillant’ın üst yüzeyi çikolata ile kaplı ama durgun bir gölün yüzeyi gibi görüntüyü yansıtıyor. Bunun üstüne altın parçası estetik olarak belki anlam ifade ediyor denebilir.
Bence gastronomik açıdan yenilebilir altın yaprakları trüf yağı denilen garabetten de çok daha makbul. Bir de işin gastrophysics tarafı var. Yani yemeğin estetik yönünün tadı nasıl etkilediği yönünde yeni araştırmalar mevcut. Açıkçası gördüğümde beni olumlu değil olumsuz etkiler.”
