Lozan Antlaşması İle Çanakkale Arıburnu’nun İngiliz Toprağı İlân Edildiği İddiası Doğru Değil

Yanlış İddia

 

Lozan Anlaşmasının orjinalini ya da Türkçe tercümesini açıp okuma zahmetine girilmeyerek dile getirilen bir rivayet: Lozan’da Arıburnu’nun İngilizlere bırakıldığı ve günümüzde Arıburnu’nun İngiliz toprağı olduğu iddiası.

Öncelikle sosyal medyaya ve basına yansıyan iddialara bir göz atalım…

Türkiye Gazetesi yazarı Fuat Uğur “Onbinlerce şehidin düştüğü bu toprakları (Çanakkale-Arıburnu) İsmet Paşa’nın İngilizlere bağışladığını biliyor musunuz?” notuyla bu iddiayı paylaşanlardan olmuştu.

 

arıburnu ingilizlere bağışlandı iddiası
Fuat Uğur’un Arıburnu’nun İngilizlere bağışlandığını öne sürdüğü paylaşımı

 

Ergün Diler ve Bekir Hazar tarafından sunulan Yaz Boz adlı programda dile getirilen bu iddia Takvim gazetesi tarafından “Arıburnu İngiliz Toprağı” başlığıyla “İngiliz İmparatorluğu mezar bulunmayan arazileri de kapsayarak Arı Burnu’nda (Anzak Burnu) toprak sahibi oldu” vurgusuyla haberleştirilmişti.

 

arıburnu ingiliz toprağı
Takvim’in “Arıburnu Ingiliz toprağı” başlıklı haberi

 

Türkiye sınırları içinde Çanakkale’de İngiliz toprakları var” ya da “Lozan ile birlikte on binlerce şehit verdiğimiz topraklarda, Anzak Koyu’ndaki 1500 metrekarelik Arıburnu toprağını İngilizlere verdiğimizi biliyor muydunuz?” söylemiyle bu iddianın sosyal medyada da paylaşıldığına şahit oluyoruz.

 

Lozan Antlaşması ile Arıburnu'nun İngilizlere verildiği
Lozan Antlaşması ile Arıburnu’nun İngilizlere verildiği iddiasını içeren paylaşımlardan bazıları

 

AKP Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşçu’nun Mehmet Hakan Sağlam tarafından yazıldığı öne sürülen metni içeren görseli paylaşması ile 2015 yılında tekrar gündeme gelmişti. Bahse konu metin ve paylaşım görseli şu şekilde idi:

“Masa başında toprak nasıl kaybedilir içimizdeki hainleri anlatalım; Lozan Barış Antlaması madde 129: Türk hükümetince Anzak (Arıburnu) bölgesindeki toprak parçaları İngiliz İmparatorluğuna bırakılacaktır… Evet, uğruna 253 bin şehit verdiğimiz Arıburnu İsmet İnönü tarafından İngiltere toprağı haline getirilmiştir. Gelibolu Arıburnu sahilinde Türk devleti asker bulunduramaz, hiçbir şey inşa edemez. İnanmayan Geziciler, ulusalcılar, CHP’liler Lozan Antlaşmasının 129. maddesini okusun da Lozan’ın başarı mı yoksa hezimet mi olduğunu öğrensin. Cumhuriyetin lider sultası Lozan’da; Suriye, Mısır, Irak, Filistin, Kudüs, Yemen, Cezayir, Libya, 12 Adalar ve Balkanları verip geldi.”

 

arıburnu ingilizlere verildi iddiası
Tülay Babuşçu’nun Mehmet Hakan Sağlam tarafından yazıldığı öne sürülen Arıburnu’nun İngilizlere Lozan’da verildiği iddiasını aktaran metni içeren paylaşımı

 

Bahse konu iddianın Süleyman Şah Türbesi’nde bulunan Süleyman Şah ve iki muhafızının naaşının taşındığı 22 Şubat 2015 günü gerçekleştirilen Şah Fırat Operasyonu’nun akabinde daha yaygın şekilde paylaşılmaya başlandığı anlaşılıyor.

 

Arıburnu İngiliz Toprağı Değil!

Lozan Antlaşması ile “Anzak bölgesi” olarak tabir edilen Arıburnu dahil olmak üzere yabancı askerlerin mezarlarının yer aldığı arazilerin Britanya İmparatorluğu, Fransa ve İtalya’ya bırakıldığı doğru. Ancak, yapılan bu tahsisin mahiyetinin yorumu yanlıştır.

25 Nisan 1915 tarihindeki çıkarma ile başlayan ve 19 Aralık 1915 tarihindeki geri çekilmeye kadar süren çarpışmalarda Arıburnu, Çanakkale Savaşı’nın en kanlı muharebelerine tanıklık etmiş ve her iki taraf bu bölgede önemli kayıplar vermişti. Yaşanan kayıplarla birlikte müzakereler esnasında “mezarlık” konusu da ele alınmıştır.

Lozan Antlaşması’nın 128 ve 129 maddeleri ile Britanya, Fransa ve İtalya’ya ait askerlerin, savaş tutsaklarının ve sivil tutukluların ülkemizde yer alan mezarları, mezarlıkları, ceset çukurları ve adlarına dikilmiş anıtların yer aldığı arsalar süresiz olarak taraflarına bırakılmıştır. Anılan maddelerdeki “bırakma” hükmüyle mezarlıkların sahipliği ve koruması hedeflenmiştir. Lozan Antlaşması’nda bırakılan alanlar mezarlık kullanımı içindir. Egemenlik haklarına aykırı bir tahsis söz konusu değildir. Bırakılan alanların kullanımına yönelik koşullar Antlaşma’nın ilgili maddelerinde belirtilmiştir. İlgili maddeler, tahsis edilen mezarlık alanlarının belirlenen kullanma amacından başka biçimde kullanılamayacağına dair bir hüküm de içermektedir. İddia edildiği gibi bir toprak kaybı veya toprak verilmesi söz konusu değildir. Bahse konu tahsis mütekabiliyet esası çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Benzer şekilde Anlaşmanın 136. maddesi ile bahse konu devletler aynı hakkı ülkemize de tanımıştır. Diğer ülkeler de Antlaşma’daki bir madde ile sınırlarımız dışında vefat eden askerlerimizin, sivil tutuklularımızın ve savaş tutsaklarımızın mezarlarının ve anıtlarının yer aldığı arsaları ülkemize tahsis etmiştir.

Burhan Sayılır “Çanakkale Savaşı Sonrasında Mezarlıklar İle İlgili Ortaya Çıkan Sorunlar Ve Yapılan Tartışmalar” başlıklı yazısında Türkiye’nin mütekabiliyet ısrarı ve İngiliz ve Fransız heyetinin mezarlıklar üzerinden toprak ele geçirme düşüncesini şöyle özetlemişti:

“Çanakkale Savaşları’nın sona ermesiyle birlikte mezarlıklarla ilgili tartışmalar başlamış ve bu tartışmalar günümüze kadar gelmiştir. İngiliz ve Fransız yetkililer Sevr Anlaşmasında ve Lozan Antlaşması’nda, Türk topraklarında mezarları bulanan İngiliz ve Fransız askerlerinin bulundukları mezarlıkların mülkiyetinin kendilerine verilmesini içeren isteklerinde ısrarlı olduklarını açıkça ortaya koymuşlardı. İngiliz ve Fransızlar ilk zamanlarda mezarlarla ilgili çeşitli asılsız iddiaları gündeme getirerek bu mezarların bulunduğu toprak parçalarının mülkiyetini ele geçirme düşüncesini, Türklerle yapılan her anlaşmada gündeme getirmeye çalışmışlardı. Ancak her defasında İngiltere ve Fransa’nın Çanakkale’nin stratejik öneme sahip olan kara parçalarını, hayatta olduklarında ele geçiremeyen askerlerinin, mezarları sayesinde ele geçirme girişimleri Türk Devleti tarafından sonuçsuz bırakılmıştır. Daha sonraki yıllarda da Türkiye’nin dışındaki, Çanakkale Savaşı’na katılan devletlerce değişik projeler ortaya atılarak buranın uluslararası bir alan olarak ve uluslararası bir komisyon tarafında yürütülmesi ya da ilgili devletlerin denetimine bırakılması gibi öneriler dillendirile gelmiş, Türkiye ise bu proje ve görüşleri kabul etmeyerek, savuna geldiği görüşlerinden geri adım atmamıştır.”

 

25 nisan 1915 arıburnu
Düşman kuvvetlerin 25 Nisan 1915’te Çıkarma Yaptıkları Arıburnu Bölgesi

 

Lozan Antlaşması’ndaki Mezarlıklar Hakkındaki İlgili Maddeler 

Sevr Antlaşması ile Osmanlı Devleti’nin geriye kalan sınırları içinde ve savaş alanında can veren, yara, kaza ya da hastalık sonucu vefat eden askerlerin mezarlarının bulunduğu bölgenin tekelci mülkiyeti İtilaf hükûmetlerine geçmişti. Ölü doğan Sevr’in Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşmasıyla birlikte hükümsüz kalması ile birlikte mezarlıklar mevzuu Lozan Barış Görüşmeleri sürecinde de gündeme geldi (Abdurrahman Bozkurt (2012). “Gelibolu Yarımadası’nda İtilaf Blokuna Ait Harp Mezarlıklarının İnşası ve Statüsü“. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt XXVI, Sf: 57-101).

Lozan Antlaşması’nın mezarlıklarla ilgili bölümünü hazırlamakla bir alt komisyon görevlendirilmişti. Anılan alt komisyon, Antlaşma’da yer alan mezarlıklarla ilgili maddelerin taslağını hazırlamış ve bir raporla ana komisyona sunmuştu. İsmet İnönü, 27 Ocak 2023 günü gerçekleştirilen oturumda alt komisyon raporuna ilişkin eleştirilerini aktaran konuşmasında, Türk Temsilci Heyeti’nin, karşılıklı olmak şartıyla, mezarların bakımlı tutulmasına ilişkin bütün tedbirlerin uygulanmasını mümkün olduğu kadar kolaylaştırmayı bir insanlık görevi saydığını söylemişti.

Alt Komisyon raporunu ele alan Komisyon müzakereleri neticesinde mezarlıkların hükmü üzerinde uzlaşıya varılmıştır.

Lozan Barış Antlaşması’nda mezarlıklar hususu 124 ve 136 arasındaki maddelerde ele alınmıştır.

Türkiye Hükümeti’nin İngiltere, Fransa ve İtalya’ya ilgili mezarlık alanlarını ve anıtların yer aldığı alanları bırakmayı kabul ettiği Lozan Anlaşmasının 128. maddesi şu şekildedir:

Lozan Anlaşması 128. Madde

Türkiye Hükümeti, Britanya İmparatorluğu, Fransa ve İtalya Hükümetlerine karşı kendi toprakları, üzerinde onların savaş alanında ya da yaralama, kaza, ya da hastalık sonucu ölmüş olan kara ve deniz askerleri ile tutsak iken ölen savaş tutsakları ve sivil tutukluların mezarları, mezarlıkları, toplu ceset çukurları ve adlarına dikilmiş anıtlarının üzerinde bulunduğu arsaları o devletlere ayrı ayrı ve süresiz olarak bırakmağı yükümlenir. Bundan başka söz konusu mezarlara, mezarlıklara, toplu ceset çukurlarına ve anıtlara serbestçe girilmesine ver gerekiyorsa, cadde ve yolların yapılmasına izin vermeği yükümlenir. Yunan Hükümeti, kendi topraklarına ilişkin olarak, özdeş yükümlülükleri üstlenir. Yukarıdaki hükümler, verilen arsalarda Türk egemenliğini ya da, duruma göre, Yunan egemenliğini zedelemez.

Görülebileceği üzere Lozan Antlaşması’nın 128. maddesi hükümleri çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti, meydana gelen savaşlar esnasında kendi topraklarında ölen İngiliz, Fransız ve İtalyan askerlerinin mezarlıklarının ve anıtlarının yer aldığı alanları ilgili ülkelere süresiz olarak bırakmıştır. Söz konusu mezarlara, mezarlıklara, toplu ceset çukurlarına ve anıtlara serbestçe girilmesine ve gerekiyorsa cadde ve yolların yapılmasına izin verilmiştir.

Ancak antlaşma metnindeki 128. madde hükümleri, terk edilen topraklarda Türkiye egemenliğine engel değildir. Mezarlık alanları “Türkiye’nin bu topraklardaki egemenliği devam etmesi koşuluyla” bırakılmıştır. Arıburnu’nun statüsü değişmemiştir. Arıburnu, vatan toprağıdır!

Antlaşma’nın 128. maddesinin nasıl yürütüleceği hususu ise 129. maddesinde detaylandırılmıştır. Antlaşma’daki Britanya İmparatorluğu’na ait mezarlıkların kullanım hakkına dair (Anzak olarak adlandırılan Arıburnu’nun özellikle zikredildiği) 129. madde şu şekildedir:

Lozan Anlaşması 129. Madde

Türkiye Hükümetince verilecek arsalar içinde, özellikle Britanya İmparatorluğu için 3 sayılı haritada gösterilmiş olan Anzak adlı kesim (Arıburnu) de bulunacaktır. Britanya İmparatorluğunun yukarıda belirtilen arsalardan yararlanması şu koşullar içinde olacaktır :

(1) Bu arsalar, işbu Andlaşma ile belirlenen kullanma amacından başka bir biçimde kullanılmayacak; böylece hiç bir askersel ya da ticarî amaçla ya da verilmesine neden olan yukarıda belirli amaca aykırı, başkaca hiç bir amaçla kullanılmayacaktır.

(2) Türkiye Hükümeti, mezarlıklarla birlikte, söz konusu arsaları her zaman denetlemek hakkına sahip bulunacaktır.

(3) Mezarlıkların korunmasında sivil bekçilerin sayısı, her mezarlık için bir bekçiyi geçmeyecektir. Mezarlıkların dışındaki arsalar için özel bekçiler olmayacaktır.

(4) Söz konusu arsalarda, mezarlıkların gerek içinde, gerek dışında, bekçiler için zorunlu konutlardan başka hiç bir konut yapılmayacaktır.

(5) Söz konusu arsaların deniz kıyısı üzerinde, kişi ve inal indirip bindirmeğe yararlı hiç bir rıhtım, mendirek, ya da iskele yapılmayacaktır.

(6) Gerekli tüm resmî işlemler yalnız Boğazların iç kıyılarında yapılabilecek ve arsalara ancak bu işlemlerin yapılmasından sonra girilebilecektir. Türk Hükümeti, olanaklı bulunduğu ölçüde, kolay olması gereken bu işlemlerin, işbu Maddenin öteki hükümleri zedelenmemek koşulu ile, Türkiye’ye giden başka yabancılar için konulmuş işlemlerden daha zor olmamasını ve her türlü yersiz gecikmeyi önleyici biçimde yapılmasını kabul eder.

(7) Söz konusu yerleri ziyaret etmek isteyen kişiler silâhlı olmayacaklardır. Türk Hükümeti işbu kesin yasaklamanın, uygulanmasını izlemek hakkına sahip bulunacaktır.

(8) 150 kişiden fazla olan her ziyaretçi kafilesinin varışından en az bir hafta önce Türk Hükümetine bilgi verilmesi gerekecektir. 

Bu madde ile ilgili toprak parçasının mülkiyet hakkı İngilizlere verilmemiş ve sadece antlaşmada yazılı amaçlar için, mezarlık ve arsa olarak kullanılmasına izin verilmiştir.

Türk Heyeti’nin karşılıklı hakları koruma prensibi itirazı göz önünde bulundurularak Lozan Antlaşması’nın 136. maddesine Türkiye Hükümeti’nin de aynı haklardan yararlanma hükmü eklenmiştir.

Böylelikle sınırlarımız içindeki ilgili mezarlıklara dair sunulan hakların aynısından ülkemiz de Lozan Antlaşması’nın 136. maddesi gereğince diğer ülkelerin sınırları dahilinde yararlanabilmektedir. Yani, Türkiye’nin kaybettiği topraklar üzerindeki askerlere, siyasi tutuklulara ve savaş tutsaklarına ait mezarlıklar ve anıtlar da ülkemizin kullanımına sunulmuştur.

Lozan Anlaşması 136. Madde

Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetleri, Türkiye’den ayrılan topraklarda bulunanlarla kendi Hükümetlerine bağlı topraklarda gömülü Türk kara ve deniz askerleri için mezarlar, mezarlıklar, toplu ceset çukurları ve anıtlar kurulması için 128. Madde ile 130. uncudan 135. inciye dek olan Maddeler hükümlerinden yararlanmak hakkını Türkiye Hükümetine tanımayı yükümlenirler.

Sınırlarımız dışındaki şehitliklerimiz ve şehitlerimizin mezarları ve anıtları üzerindeki haklarımızın temeli işbu maddeye dayanmaktadır. Yurt dışı şehitliklerimiz listesi ve ilgili ikili ya da çok taraflı anlaşmalar incelendiğinde görülecektir ki, bu tip hükümler genellikle barış anlaşmalarının mütemmim cüzü hükmündedir.

I. Dünya Savaşı’nda şehit düşen askerlerimize ait yurt dışı şehitliklere dair detay bilgi için Cengiz Dönmez’in “I. Dünya Savaşıyla İlgili Yurt Dışındaki Türk Şehitlikleri” başlıklı makalesine (Akademik Bakış. Cilt 7. Sayı 14. Yaz 2014) göz atılabilir.

 

Lozan Antlaşması İle Arıburnu’nun İngilizlere Verildiği İddia Eden Yazarlar

Fuat Uğur, Türkiye Gazetesinde 29 Nisan 2014 günü yayınlanan “Lozan ihaneti ne zaman konuşulacak?” başlıklı yazısında Lozan Anlaşması hakkında afaki konuşmuş:

"Derin bir nefes alın. Ve nihayet Lozan anlaşmasının 129. Maddesi:
Türkiye Hükümetince verilecek arsalar içinde, özellikle Britanya İmparatorluğu için 3 sayılı haritada gösterilmiş olan Anzak adlı kesim (Arıburnu) de bulunacaktır.
Yanlış okumadınız.
Şu anda, Türkiye sınırları içinde Çanakkale'de İngiliz toprakları var. İşte o düşmana geçit vermemek için on binlerce şehidin verildiği topraklar; Anzak Koyu'ndaki 1500 metrekarelik Arıburnu toprağı İngilizlere verilmiş.
Aklınızdaki soruyu cevaplayayım.
Evet, ben bunu yeni öğrendim.
Ama bu durum, İnönü'yü Lozan kahramanı olarak takdim edip İngilizlere toprak verdiğini gizleyenlerin ortak sorumluluğunu, suçunu görmezden gelmemizi gerektirmiyor."

Ve devam etmiş Fuat Uğur:

"Üstelik Lozan'da kaybedilenler bununla sınırlı değil. Dr. Mehmet Hakan Sağlam'a telefon açtım. Hastanedeydi, elinden ameliyat olmuştu. Aşağıdakiler bunlardan sadece biri:
"Lozan'da kaybedilen aslında 12 milyon metrekare topraktı. Türkiye devleti Lozan'da masaya oturduğunda Orta Doğu'dan Sudan'a kadar geniş toprakların sahibiydi. Ulusalcıların iddia ettiği gibi Sevr Anlaşması adlandırılan metin değildi İsmet'in elini kolunu bağlayan. Çünkü Sevr Anlaşması diye adlandırılan o metni ne Osmanlı onaylamıştı, ne İngiltere, ne de Fransa meclislerinden geçirmemişti. Hiçbir bağlayıcı değeri yoktu. Ama İsmet İnönü Lozan'da öyle bir anlaşma yaptı ki Sevr'in içindeki maddelerin yüzde 50'si orada yer aldı zaten."
Savaşı kazanan taraf olarak oturulan bir barış masasında, en hafif deyimiyle ülkesini hovardaca bağışlayan bir başka heyet var mıdır dünyada?"

Lozan’da masaya oturulduğunda Fuat Uğur’un zikrettiği toprakların neredeyse tamamı kaybedilmiş ya da İtilaf Devletlerince işgal edilmiş durumdaydı. İstanbul’un da işgal altında olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Söylenecek yığınla şey var tabiki. Ama bu noktada susup Ekşisözlük’ten what makes you think i’m not a superhero Fuat Uğur’a bu yazısıyla ilgili mektubunu okumak daha anlamlı olur.

Burada paylaşalım, belki dikkatini celbeder Fuat Uğur’un bir vesileyle:

sn. uğur,

birazdan yazacaklarım size ve hayasızca savunduğunuz çıkarcı politikalarınıza ne kadar anlam ifade edecek bilmiyorum. ama yine de deneyeceğim.

29.04.2014 tarihli türkiye gazetesinde çıkan yazınız, ya bilgisizlikten veya dizginlenemez artniyetinizden kaynaklanan yanlış ithamlarla ya da iftira ve yalanlarla dolu. ben ilkinin olduğunu düşünmek istiyorum. zira türkiye cumhuriyeti’nin kurulmasında emeği olan ismet paşa gibi bir komutana hakkını helal etmeyeceğini söyleyecek kadar saldırmak, yalan ve iftiralarla bile o kadar kolay değil.

öncelikle verdiğiniz resimde görünen askerler itilaf devletleri askerleri. kafalarındaki miğferlerden rahatlıkla bunu anlayabilirsiniz. onları da şehadet mertebesine yükselttiğiniz için büyük britanya hükümeti size belki teşekkür bile edebilir.

129. madde. belli ki tarihten ve araştırmadan uzak, işkembe-i kübradan sallayarak gazetecilik mesleğini icra ediyorsunuz. lozan’ın 129. maddesi, tazminat veya ganimet olarak verilecek topraklara ilişkin hükümleri değil, mezarlıklar ile ilgili şartları düzenleyen 5. kesim çeşitli hükümler’in 2.maddesine tekabül eder. yani söz konusu toprak, mezarlık olarak kullanılacak bir kara parçasını ifade eder. bu maddenin tamamını okuma zahmetine girseydiniz eğer (ya da okudunuz işinize gelmedi doğruyu açıklamak) benzer şartların türkiye için yunanistan’a da uygulandığı, ve 136. maddeyle de tamamen çarpıttığınız 129. maddedeki hakların aynılarının türkiye’den ayrılan topraklarda hayatlarını kaybeden şehitler için itilaf devletleri tarafından da türk tarafına tanındığını öğrenir, bilgisizliğinizi giderirdiniz. suriye’deki süleyman şah türbesi bunun en güncel ve en bariz örneğidir. benzer mütekabiliyete uygun yurtdışı şehitliklerimizin (tamamı türk toprağı gibi muamele görür) bir listesine şurdan ulaşabilirsiniz.
http://www.msb.gov.tr/…ikler/yurtdisi/yurtdisi.html

sevr konusu: demişsiniz ki o metni ne osmanlı onaylamıştır, ne de ingiliz ve fransız meclislerinden geçmiştir. doğrudur. sadece yunanistan, zahmet edip meclisinde onaylatmıştır. ancak sevr’e oturulduğunda türkiye’nin ortadoğudan sudan’a kadar toprak sahibi olduğu büyük bir palavradır. daha sevr’e gelmeden (10 ağustos 1920) itilaf devletleri sudan’ı falan bırakın, istanbul’u bile işgal etmişlerdir (16 mart 1920), meclis basılmış ve sevr’i imzalamadığını söylediğiniz vahdettin tarafından işgal kuvvetlerinin bilgisinde dağıtılmıştır. sevr’e gelene kadar olan bütün bu facialar mondros mütarekesi ile yaşanmıştır. ve mondros müterakesini vahdettin onaylamıştır. dolayısıyla padişah nezdinde onaylanan mondros müterakesinin genel hükümlerle sonuca bağlandığı sevr anlaşması’na, çıkan kurtuluş savaşı nedeniyle “onaylanmadı” demek laf ebeliğinden başka birşey değildir. bununla beraber sevr’e gerçek bir tepki olarak yapılan ve sevr’in bir türlü işleme alınmamasındaki bilinmeyen etkenlerden olan inönü muhaberelerinin başındaki komutan da sizin hakkınızı helal etmediğinizdir.

yazınızın sonunda iyice işi magazine döktüğünüz ve düşman kuvvetlerinin delegelerine dayandırdığınız (düşmana toprak verdi diyebaşlayıp ismet paşa’yı düşmanın gözünden eleştirmek! ne kadar tutarlısınız), “ismet paşa içip içip herşeye gülerdi, bitse de gitsek havasında herşeyi vermeye hazırdı, halı satıcısı, baş tüccar” gibi ipe sapa gelmez aşağılamalarınıza girmiyorum.

ancak 1.dünya savaşı’nda ıı. ordu kurmay başkanlığı, sonrasında doğu ve suriye cephelerinde dördüncü, yirminci ve üçüncü kolordu komutanlığı görevini yapmış, kurtuluş savaşı esnasında istanbul hükümeti tarafından idama mahkum edilmiş, kurtuluş savaşı esnasında önce genelkurmay başkanlığı, sonra da garp cephesi kumandanlığı görevinde 1. ve 2.inönü, sakarya, başkumandanlık gibi zaferlerde ordulara liderlik yapmış bir komutanı “alelade subay” olarak nitelendirmek tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır.

çok tahmin etmiyorum ama yazdığım yazıya karşı argümanlarınız var ise, cevabınızı duymaktan memnuniyet duyacağım.

saygılarımla,

 

Bu hatalı iddiayı paylaşan bir diğer yazar ise Akdenizbulten.com’daki “Çanakkale’deki İngiliz toprağı” başlıklı yazısıyla (25 Temmuz 2018) Ali Tongülüs:

"İşte o düşmana geçit vermemek için on binlerce şehidin verildiği topraklarda; Anzak Koyu’ndaki 1500 metrekarelik Arıburnu toprağı İngilizlere verilmiş.."

 

Mustafa Armağan 25 Temmuz 2022 tarihli paylaşımında mezarlıklara dair Lozan Antlaşmasında tarafların birbirine mütekabiliyet esasıyla sunduğu hakkı tek taraflı bir vazgeçiş olarak lanse etmiş…:

“Lozan’ın 128. ila 136. maddelerinde egemenlik hakkımıza ağır bir kısıtlama getirilmişti Bunlar bize kalan topraklar üzerindeki İngiliz, Fransız ve İtalyan mezarlıklarıdır Mezarlık arsalarını bu ülkelere “ayrı ayrı EBEDİYYEN (SONSUZA KADAR) TERK ETMEYİ TAAHHÜT ETTİK (MD 132)”

 

lozan mezarlik arsalari

 

Yorumunuzu yazınız...