“Kızı Olmalı İnsanın” Adlı Şiir Nâzım Hikmet’e Değil, Dr. Ahmet Fidan’a Ait

 

Bugün 11 Ekim. Dünya Kız Çocukları Günü (International Day of the Girl Child).

Kız çocuklarının cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldığı eşitsizlik konusundaki farkındalığın artırılması amacıyla 2012 yılında Birleşmiş Milletler tarafından alınan bir kararla her yıl 11 Ekim günü kutlanan bu gün vesilesiyle anlamlı bir yanlışlama yayımlayalım istedik.

Nâzım Hikmet’e ait olduğu iddiasıyla paylaşılan “bir kızı olmalı insanın” dizesiyle müsemma şiir şöyle:

 

Bir kızı olmalı insanın

Canını emanet ettiğin, elin,

ayağın, gözün, kulağın, her şeyin.

Bir kızı olmalı insanın. Bir hata yaptığında,

gözlerinin içine baktığın, bakar bakmaz

masumiyetiyle saniyeler içinde eridiğin, vefasına taptığın.

Bir kızı olmalı insanın.

Evinde babasına, annesine karşı nazlı niyazlı Sokakta cadılığından ve hışmından korktuğun.

Bir kızı olmalı insanın.

Herkes terk ettiğinde seni,

varlığında da yokluğunda da

evliyken de, bekarken de

babacığım ya da anneciğim

diye kucak açtığında, gözyaşlarıyla bağrına bastığın.

Bir kızı olmalı insanın.

Demlediği çayı süzülerek getirdiğini seyrettiğin,

Pişirdiği kahvenin tadına gizlediğin, özenle bezediğin.

Bir kızı olmalı insanın. Canıyla canlandığın, varlığıyla anlamlandığın,

Özlemiyle ve iç çekişlerinle dağ dağ efkarlandığın.

Bir kızı olmalı insanın.

“Dünya bir yana, kızım bir yana” diyebildiğin.

 

“Kızı Olmalı İnsanın” adlı şiir Nâzım Hikmet’e değil, Dr. Ahmet Emin Fidan’a ait.

Nâzım Hikmet’in şiirine ekleme yapılarak yazıldığı sanılan şiiri, müellifi Ahmet Fidan “Can kızım Rûze için yazmış olduğum şiir” notuyla aktarmış.

Ahmet Fidan’ın şiirinin tamamı şöyle:

 

Kızı olmalı insanın,

Alabildiğine sadık, vefakar,

Alabildiğine zorlu ve nazenin.

Kızı olmalı insanın,

Canını emanet ettiğin, elin, ayağın, gözün kulağın, her şeyin.

Kızı olmalı insanın,

Hata yaptığında gözlerinin içine baktığın,

bakar bakmaz masumiyetiyle saniyeler içinde eridiğin, vefasına taptığın.

Kızı olmalı insanın,

Evinde babasına annesine karşı nazlı niyazlı, sokakta cadılığından ve hışmından korktuğun.

Kızı olmalı insanın,

Herkes terkettiğinde seni, varlığında da, yokluğunda da, evliyken de bekarken de, babacığım (veya anneciğim) diye kucak açtığında gözyaşlarıyla bağrına bastığın.

Kızı olmalı insanın,

Demlediği çayı süzülerek getirmesini seyrettiğin, pişirdiği kahvenin tadına gizlediğin, özenle bezediğin.

Kızı olmalı insanın,

Canıyla canlandığın, varlığıyla anlamlandığın özlemiyle ve iç çekişlerinle dağ dağ efkarlandığın.

Kızı olmalı insanın,

“Dünya bir yana kızım bir yana” diyebildiğin, üzerine titrediğin için onun eşini / dostunu dahi çok sevdiğin.

* * * * *

Eski Arapları duydukça dumur olurum kendimi bildim bileli.
Kız çocuklarını diri diri gömerlermiş ya hani.
İslam Peygamberinin yok ettiği
Lanet olası bir adetin temsilcileri.
Yüce yaratıcı kız babalarına ayrı bir merhamet göstermekte.
Bunu bizzat ben yaşamaktayım her zaman ve her yerde.
Kızın bereketini hissetmişimdir her daim içimde.
* * * * *
Küçükken nereye yürüsen,
Peşinden gölge gibi takip eder ya seni,
Yerden bitme, o yaşlarda küçük parmağına sarılırken
Bütün bir dünyaya sarılır ya hani!
büyüdükçe de sen onun varlığıyla güçlenirsin.
Adeta, gittiğin her yerde gölgeni arar olursun.
* * * * *
Çoğu baba ilk çocuğunun erkek olmasını ister eminim,
Ben de o gafillerden biriyim.
Şimdi keşke demenin çaresizliği içindeyim.
İlk çocuğun kız olmalı, ne derseniz deyin.
* * * * *
Eğer ebeveynler kendilerini kopyalamak isterlerse,
Kızlarına baksınlar. Hayal kurmasınlar boş yere.
* * * * *
Çünkü kız çocukları hem annenin hem babanın
kopyası olmaya çoktan hazırdır zaten yine.
Ne tuhaf, ne gariptir ki,
böylesi bereket kaynağı, can yoldaşı varlıklar,
hep oğuldan sonra göze görülmüş,
yer yer insan olduğu unutulmuş,
yer yer alınıp satılmış, hatta atılmış.
* * * * *
Toplum bile çifte standart uygular kızlarımıza,
koskoca toplum oğullara / erkeklere taraf çeker.
Analar bile bu taraf tutmada rol alır,
unutuverir kızlığını, acı ki ne acı.
* * * * *
Görmek için bakmak gerek,
Kızınıza bakın dostlar.
Onu sevginizle büyüleyin.
Onlar zaten sınırsız özgürlük istemezler,
Alışık ta değildirler hem.
Genlerinde de yoktur erkekler gibi
Alıp başını gitmek.
Siz zaten onları sıkmadıkça
Onlar sizin yamacınızdan ayrılmazlar.
Siz onlara arkadaş olursanız,
Paylaşırlar, hem her şeylerini.
Ketum da olmazlar erkek kardeşleri gibi.
Yalan bile söylemeye gerek görmezler
Arkadaş olursanız,
Hem onu / onları iyi tanırsanız.
Anlarsınız zaten, onlar da sizin anladığınızı
Veya anlayacağınızı bilir
Buna teşebbüs bile etmezler.
* * * * *
Yüce yaratıcıya şükürler olsun ki,
Kızımı lutfetmiş bana.
Ve ben bu mutluluğu yaşamakta olan biriyim.
Canım kızım, Ruze,
hep varol, mutlu ol,
Gözüm kulağım elim ayağım ol
Mutlu yaşa her gittiğin yerde.

 

Nâzım Hikmet adına açılan hayran sayfalarında 2018 yılında “Ahmet Emin Fidan 18.07.2010 Balıkesir” notuyla paylaşılan şiir, zaman içerisinde Nâzım Hikmet’e ait hâle gelmiş…

 

 

Şiir 2020 yılı sonrasında Nâzım Hikmet imzasıyla paylaşılmaya başlanmış.

 

Nazım Oratoryosu’nun sevilen bölümü “Kız Çocuğu” ile yazıyı sonlandıralım:

 

Kız Çocuğu

 

Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.

 

Hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.

 

Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.

 

Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kağıt gibi yanan çocuk.

 

Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.

 

 

Yorumunuzu yazınız...