Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un Kozmik Oda’ya Girildikten Sonra Devletin Yabancı İstihbarat Servisleri İle Terör Örgütlerine Yerleştirdiği 813 ya da 848 Görevlinin Şehit Edildiğini Söylediği İddiası Asılsız

İddia Bizzat İlker Başbuğ Tarafından Tekzip Edilmiştir

Yanlış İddia

 

Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiası sebebiyle en üst düzey devlet sırrı niteliğindeki bilgilerin saklandığı Kozmik Oda‘ya girildikten sonra, devletin yabancı istihbarat servisleri ile terör örgütlerine yerleştirdiği 813 (bir diğer iddiaya göre 848) görevlinin tamamına yakınının şehit edildiği iddiasının dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tarafından dile getirildiği öne sürüldüğüne şahit oluyoruz.

İddiayı ilk dile getiren kişi olduğu anlaşılan Sabahattin Önkibar’ın ilgili paylaşımı şu şekildeydi:

Önceki Genelkurmay Başkanlarımızdan Orgeneral İlker Başbuğ’un bu ifşası duymazdan gelindi:

– “Kozmik Oda’ya girildikten sonra devletimizin yurtdışındaki yabancı istihbarat servisleri ile terör örgütlerine yerleştirdiği (sızdırdığı) 813 yurtsever görevlimiz şehit edildi’ !!!

 

kozmik oda 813 şehit
Sabahattin Önkibar’ın Kozmik Oda soruşturması nedeniyle 813 görevlinin öldürüldüğü iddiasını dile getirdiği paylaşımı

 

İlker Başbuğ Kozmik Oda İle İlgili Paylaşılan İfadelerin Kendisine Ait Olmadığını Duyurmuştu

Türk Silahlı Kuvvetlerinin 26’ncı Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Mehmet İlker Başbuğ, kişisel internet sitesinde 16 Haziran 2018 tarihinde yayımlanan basın açıklamasında bu iddiayı tekzip etmişti.

Başbuğ’un internet sitesinde “zorunlu basın açıklaması” başlığıyla yayımladığı metin şu şekilde idi:

Medyada yer alan bazı haberlerde müvekkilimiz Sayın İlker Başbuğ’un “Kozmik Oda’ya girildikten sonra, devletin yabancı istihbarat servisleri ile terör örgütlerine yerleştirdiği 813 yurtsever görevlimizin tamamına yakını şehit edildi” şeklinde açıklama yaptığına dair bir iddia yer almaktadır.

Sayın İlker Başbuğ’un iddia edildiği gibi bir açıklamasının olmadığı kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Saygılarımla.
Av. İlkay SEZER

 

kozmik oda 813 şehit
İlker Başbuğ’un Kozmik Oda’ya Girildikten Sonra Devletin Yabancı İstihbarat Servisleri İle Terör Örgütlerine Yerleştirdiği 813 Görevlinin Şehit Edildiğini Söylediği İddiasını Tekzip Ettiği Açıklaması

 

Katıldığı Halk TV’de 16 Aralık 2017 günü yayınlanan Basın Koridoru adlı TV programında İlker Başbuğ Kozmik Oda’ya girilme süreci sonrasında 813 görevlinin şehit edildiğine yönelik iddianın dile getirilmesinin ardından “Ben mi söylemişim? Yalan Yalan Yalan” yanıtını vermişti.

 

 

İlker Başbuğ’un bu ifadeyi kullandığına yönelik iddiayı ortaya atan ya da dile getiren kişilerin söylemi dışında bir bulguya rastlanamıyor.

 

İlker Başbuğ'a Madalya Verilmemesi
İlker Başbuğ

 

Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu’nda (STK) yer alan yüz ve parmak izi tanıma özelliğine sahip, 17 haneli şifreyle açılan, sınırlı sayıda personelin girmek için yetkili olduğu, devletin mahrem olarak nitelenen bilgilerinin arşivlendiği bölüm “Kozmik Oda” olarak nitelenmektedir.

Bülent Arınç’a suikast düzenleneceği iddiasıyla 19 Aralık 2009 tarihinde başlatılan soruşturma kapsamında “Kozmik Oda”da 20 gün boyunca arama yapılmıştı. Seferberlik, savaş ya da işgal durumlarında izlenecek en yüksek stratejilerin yer aldığı belirtilen Kozmik Oda’daki aramanın ardından TSK’nın devlet sırrı niteliğindeki belgelerinin ele geçirildiği ve güvenlik yetkisi çemberi dışına servis edildiği iddia edilmişti.

İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı döneminde yaşanan arama süreci ile ilgili şu yorumlarda bulunmuştu:

“26 Aralık 2009 günü bize geldiler. ‘Hakim kararı lazım’ dedik. Hakim kararı aldılar. Gece hakim geldi. Genelkurmay’a davet ettim. ‘Yaptığınız yanlış, girmenize müsaade etmeyiz’ dedik. 27 Aralık’ta Başbakan’dan randevu aldık. Hakimden o görüşmenin sonucunu beklemesini istedik. Her adımı dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner Paşa ile birlikte sevk ve idare ettik. Başbakan’a da birlikte gittik. Bütün verileri Başbakan’a ve yanındaki ilgili bakanlara anlattık. ‘Örtbas etmeye çalışmıyoruz, çekinmiyoruz ama yasal olarak buraya girilmesi doğru değil’ dedik. Başbakan mahkeme kararına uyulmasını istedi. Aynı gece arama başladı. Biz yine de hukuki itirazlarımızı yaptık. Hatta Adalet Bakanlığı’na başvurarak ‘Kanun yararına bozma’ istedik.

İstihbarat Başkanımız İsmail Hakkı Pekin, Çukurambar’da yakalanan subaylarla ilgili çok detaylı bir araştırma yaptırdı. HTS kayıtlarından, görev çizelgelerinden o gün attıkları her adımı çıkardı. Bir subayı takip ettikleri anlaşıldı. Bunların hepsini siyasilere anlattık ve suikast iddiasının tutarsızlığını gösterdik. Başbakan’a ‘Bu soruşturmayı yapanların niyeti kötü’ dedim. Bu arada izlenen subay da daha sonra çok onurlu davrandı. Bir subay gibi durdu. Haksız yere izlemeye alındığını, haksızlığa uğradığını da açıkladık.”

“Kozmik odalardan tek bir belgenin alınamayacağını, elle not alınmasını istedik. TÜBİTAK ve Genelkurmay’dan bilirkişiler hâkime eşlik etti. Sözcük ile tarama yaptılar. İlk listede Arınç, Çukurambar, Ali Şahin, Sadullah Ergin ve Toyota gibi, iddiayla ilgili 37 kelime aradılar. Planlanmış bir kumpas diyelim, harekât olduğunu gösteriyor. Faili meçhulleri TSK’ya fatura etmek istiyorlardı ve bunun için delil arıyorlardı. Aramaya izin verdik, çünkü suikast iddiası çok çirkindi ve TSK’ya yüklenmeye çalışılan şaibeyi, töhmeti engelledik”

 

Verdiği bir röportajda Başbuğ,  Kozmik Oda’nın açılması sürecine ilişkin şu ifadeleri kullanmıştı:

En kritik ve tartışmalı döneminizi ‘Kozmik Oda’ sürecinde yaşadınız. Arama izniniz yıllardır tartışılıyor. Pişman mısınız?

Hayır, gerekeni yaptığımızı düşünüyorum. Bugün olsa yine Kozmik Oda’yı açardım. Kozmik Oda olayı basında gereğinden fazla büyütüldü. TSK’ya gerçekten samimi duygularla güvenen, seven insanlarımızın psikolojik olarak yüreklerini dağlayan bir olay oldu, üzüntü yarattı. Tenkit edenler olabilir, samimi tenkitlere saygımız var. Ama olayı saptırarak yanlış noktalara götürenlere karşı da pek saygı duyduğumu söyleyemem. Bizim prensibimiz şu oldu: Biz o gün doğru yaptığımızı düşündük, bugün hâlâ öyle düşünüyorum.

 

Ya karşı dursaydınız?

Birincisi “Silahlı Kuvvetler Bülent Arınç’a suikast planlaması yaptı. Burayı açmasaydık ortadaki delilleri kararttılar” diyeceklerdi. Ama bizim için önemli olan ve yüreğimizi dağlayan bir olay var. Burada Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitlioğlu ve Uğur Mumcu suikastlarıyla ilgili bilgi arandı. Biz Kozmik Oda’yı açmasaydık bu cinayetlerin arkasında TSK var denecekti. Genelkurmay’ın tepesindeki bir kişinin gereken işlemi yapmadan bu iddiaları havada bırakması doğru değildi.

 

Şunu mu diyorsunuz: Kozmik Oda’yı açmasaydık, Uğur Mumcu cinayeti üstümüze kalacaktı!

Gayet tabii. İki gün sonra diyeceklerdi ki “Biz suçüstü yakalamıştık, imha ettiler, izin vermediler vs”. Uğur Mumcu’nun öldürülmesiyle Özel Kuvvetler arasında ilişki kurulması tüylerinizi ürpertmez mi? Biz bu iddiaların çürütülmesinin gerekli olduğu kanaatine vardık. İddialar çok vahimdi. Ciddiye almadan aratmamak olabilir miydi, olabilirdi. Ama iddiaların daha güçlenerek, bugün değil ama yarın Silahlı Kuvvetler’in karşısına getirilmeyeceğinin garantisi var mı? Bu iddianın ortadan kaldırılması bizim için hayatiydi. Kozmik Oda’daki arama 19 Aralık 2009’da başladı, 20 Ocak 2010’da bitti. Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda bakılan her şey, Genelkurmay Destek Kıtaları Komutanlığı’nın kasasına çift mühürle kitlendi. Bu süreçte Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndan bir tek kâğıt parçası, belge, bilgi dışarıya çıkmadı. Ne zaman çıktı, 16 Mart 2013… Hassasiyet gösterenler bu konu üzerinde dursunlar. 16 Mart 2013’te bu bilgiler verildi, dönemin Genelkurmay Savcısı da Muharrem Köse’ydi. Tamamen yasadışı. Bu bilgiler nereye gitti, ne oldu? Bunun üzerinde durulmalı. Biz kozmik odayı açarak aslında FETÖ’nün oyununu bozduk.

 

Kozmik Oda’ya Girildikten Sonra 813 Görevlinin Şehit Edildiği İddiasını Dile Getiren Diğer İsimler

848 kişinin “Kozmik Oda”ya girilmesi nedeniyle şehit edildiği iddiası farklı kişiler tarafından da dile getirilmişti. Örneğin Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş katıldığı Halk TV’de yayımlanan Ceviz Kabuğu adlı programda Kozmik Oda’ya girilerek ifşa edilen 848 gizli görevlinin şehit edildiğini öne sürmüştü.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da bu iddiayı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki parti grubu toplantısında şöyle dile getirmişti:

“Efendim bu gazeteci arkadaşlarımız casusluk yapacakmış. Ajan arıyorsan, gideceksin Kozmik Oda’nın kapısını terör örgütüne açanların yakasına yapışacaksın. Devletin sırlarını verdiler, Türkiye Cumhuriyeti devleti lehine çalışan 813 kişi öldü.”

 

kozmik oda 813 kişi
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Kozmik Oda soruşturması nedeniyle 813 görevlinin öldürüldüğü iddiasını aktarmıştı

 

Ancak, açık kaynaklarda bu iddiayı doğrulayacak bir bilgi -konunun mahremiyeti nedeniyle- bulunmamakta olup, ilgili merciler tarafından konuya ilişkin yapılmış teyit ya da tekzip edici bir resmî açıklamaya da rastlanamamaktadır. İddianın kökeninin Sabahattin Önkibar’ın söylemine dayandığı değerlendirilmektedir.

 

İlker Başbuğ’un Tekzip Ettiği Kozmik Oda’ya Girildikten Sonra 813 Görevlinin Öldürüldüğü İddiasını Tarafından Dile Getirildiğini Öne Süren Yazarlar

Aydınlık’taki “Kozmik Oda ihaneti ve 813 şehit” başlıklı yazısında (16 Haziran 2018) Sabahattin Önkibar bu iddiayı İlker Başbuğ’a atfederek şöyle yer vermişti:

"Önceki Genelkurmay Başkanlarımızdan Orgeneral İlker Başbuğ’un bu ifşası duymazdan gelindi: - “Kozmik Oda’ya girildikten sonra devletimizin yurtdışındaki yabancı istihbarat servisleri ile terör örgütlerine yerleştirdiği (sızdırdığı) 813 yurtsever görevlimizin tamamına yakını şehit edildi...” Evet, Türkiye kamuoyu bu dehşet ifade ve hakikatı, birileri şahsen zarar görmesin diye gündem bile yapamadı. Kuşkusuz o ihanetin figüranları FETÖ’cü kopillerdi..."

Orhan Uğuroğlu Yeniçağ Gazetesindeki “Başbuğ: Kozmik Oda, FETÖ, 18 ada ve CHP” başlıklı yazısında (15 Aralık 2018) İlker Başbuğ’un tekzip ettiği Sabahattin Önkibar’ın iddiasına yer vermişti:

"Duayen gazeteci, yazar ve televizyoncu kardeşim Sabahattin Önkibar 16 Haziran 2018 tarihinde Aydınlık gazetesindeki köşesinde Başbuğ'un şu açıklamasını yazdı:"Kozmik Oda'ya girildikten sonra devletimizin yurt dışındaki yabancı istihbarat servisleri ile terör örgütlerine yerleştirdiği (sızdırdığı) 813 yurtsever görevlimizin tamamına yakını şehit edildi..."Ve Önkibar şu soruyu sordu: "FETÖ'cü savcılar Kozmik Oda'ya girmek isterken, dönemin Genelkurmay Başkanı olan İlker Başbuğ'un siyasi otoriteyi arayıp, "Ne olur bunları oraya sokmayalım" yakarışına aldırmayanların hiç günahı yok mudur?"

İddiayı aktaran diğer yazarlar şu şekilde:

Sabah Gazetesindeki “Başbuğ’ın Kozmik Oda sırrı -2” başlıklı yazısıyla (2 Mayıs 2017) Mahmut Övür:

"Başbuğ, çevresine, gece sabahlara kadar 21 fotokopi makinesiyle çalıştıklarını, 8.5 milyon belgenin 25 gün boyunca kamyonlarla taşındığını anlatıyor ve asıl içini acıtanın ise devlet adına yasadışı örgütlerde çalışan 813 elemanın o bilgiler alındıktan sonra tasfiye edilmesi olduğunu söylüyor."

Yurt Gazetesindeki “İlker Başbuğ’un Çıkışları, Kimlerin Uykusunu Kaçırmıştı?” başlıklı yazısıyla (26 Şubat 2020) Ahmet Akgül:

"Şimdi yine yeniden size soruyorum İlker Bey, "813 yurtsever görevlinin şehit olmasından" sen de sorumlu değil misin?"

Bursaarena.com.tr’deki “Kozmik Oda Açılınca Deşifre Olan 848 Gizli Görevli Şehit Edildi” başlıklı yazısıyla (3 Mayıs 2020) Remzi Dilan:

Yargı mensuplarının Kozmik Oda’ya girmesine dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın isteği üzerine izin verdiğini açıklayan 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, en yaralayıcı sonucu yıllar sonra şöyle dile getirmişti: “Kozmik Oda’ya girildikten sonra devletimizin yurtdışındaki yabancı istihbarat servisleri ile terör örgütlerine yerleştirdiği (sızdırdığı) 813 yurtsever görevlimizin tamamına yakını şehit edildi...”

Yeni Akit’teki “Çok fazla iyilikten maraz hasıl olur” başlıklı yazısıyla (14 Eylül 2017) Nurettin Veren:

"İlker Başbuğ Paşanın da şu uyarısını da buraya eklemek gerekir: Kozmik odaya girildikten sonra, yurt dışında yabancı servis ve terör örgütlerine yerleştirilmiş Türk istihbarat görevlisi 813 kişi, tasfiye edildi ve pek çoğu şehit edildi."

Gunboyugazetesi.com.tr’deki “Cemaat, tarikat, menzil” başlıklı yazısıyla (20 Temmuz 2019) Yağmur Ozan Özben:

"İlker Başbuğ'un dediğine göre "Kozmik Oda'ya girildikten sonra devletimizin yurt dışındaki yabancı istihbarat servisleri ile terör örgütlerine yerleştirdiği (sızdırdığı) 813 yurtsever görevlimizin tamamına yakını şehit edildi...""

 

Hulki Cevizoğlu ise bir sosyal medya paylaşımında Kozmik Oda’ya girildikten sonra 848 görevlinin öldürüldüğü iddiasını paylaşmıştı:

"inanılmaz şok açıklamalar devam ediyor kozmik odaya girilmei ile 848 kişi öldürülmüş."

 

* Kapak görseli: Freepik

Yorumunuzu yazınız...