Koronavirüse Karşı Geliştirilen mRNA Aşılarının İnsan Vücudunda Üretilmesini Sağladığı Spike Proteinlerinin Sitotoksik Etkilere Neden Olduğu İddiası Doğru Değil
Bu yazımızda, mRNA teknolojisi ile geliştirilen COVID-19 aşılarının vücutta üretilmesini sağladığı spike proteinlerinin, sitotoksik (hücrelerin yapı ve işleyişinde hasara veya hücre ölümüne sebep olan) etkilere yol açtığı iddiasını ele alacağız.
İddiayı savunan bazı sosyal medya kullanıcılarının paylaşımları şu şekilde:
Kamil Ergan:
“Aşının (mRNA) ürettiği spike proteini de virüsün öz malı olan spike proteini kadar zararlıdır”
“mRNA aşılarının üret komutu verdiği spike proteini sitotoksik etkisiyle, kan beyin bariyeri hasarı, miyokardit, perikardit ve çeşitli inflamasyonlara sebep olabilir!”
Spike proteini, koronavirüsün yüzeyinde bulunan ve virüsün hücrelere bağlanmasını sağlayan proteindir. mRNA için ise kısaca “proteinlerin üretim kılavuzu” diyebiliriz. mRNA aşıları ile vücudumuza, koronavirüsün spike proteinlerinin nasıl üretileceğinin kılavuzu verilir ve bu proteinleri kendi hücrelerimizde üretiriz. Bağışıklık sistemimiz üretilen bu spike proteinlerini algılayarak yok ettiğinde de bağışıklık kazanmış oluruz. Daha sonra koronavirüs ile enfekte olduğumuz takdirde bağışıklık sistemimiz spike proteinlerine daha önce nasıl tepki verip onları nasıl yok ettiğini hatırlayarak virüs ile de aynı şekilde savaşır ve bu sayede hastalığı oldukça hafif atlatırız.
Akıllara “Virüste yer alan spike proteinleri zararlı iken aşının vücudumuzda ürettirdiği spike proteinleri nasıl zararsız olur?” sorusu gelebilir. Bunun cevabı, aşıda yer alan mRNA zincirlerinin yapısı ile ilgilidir. mRNA aşıları sayesinde vücudumuzda ürettiğimiz spike proteinleri ile koronavirüse ait spike proteinleri temel olarak aynıdır; ancak sadece iki amino asidin (proteinlerin temel taşı olan organik bileşik) farklı olması nedeni ile spike proteinlerinin hücrelere bağlanma yetenekleri değişmektedir. Aşıların vücudumuzda ürettiği spike proteinlerinin hücrelere bağlanma yeteneği, koronavirüsteki spike proteinlerininki kadar yüksek değildir. Bu fark, proteinlerin üretim kılavuzu olarak zikrettiğimiz mRNA’lar sayesinde mümkündür ve aşıların içerisinde yer alan mRNA’lar bu fark gözetilerek üretilmiştir.
Ayrıca aşılama sonucu vücutta üretilen spike proteinlerinin çok büyük oranının enjeksiyon bölgesi civarında kaldığı ve diğer vücut bölgelerine ulaşmadığı, yapılan çalışmalar ile ortaya konmuştur. Yani aşı sayesinde ürettiğimiz spike proteinleri yapı itibarıyla toksik olmamak ile beraber vücudun farklı bölgelerine taşınıp oralarda zararlı bir etkiye yol açması da söz konusu değildir.
Ürettiğimiz diğer çoğu protein gibi spike proteinleri de vücutta birkaç hafta dayanabilmektedir. Bu sürenin sonunda bağışıklık sistemi tarafından tanınıp yok edilmektedir.
Dünya genelinde oldukça yayılan iddiaya dair pek çok otorite açıklama yapmıştı. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:
• Yıllardan bu yana diğer koronavirüs türlerinin spike proteinleri üzerinde çalışan ve bu çalışmaları, COVID-19 aşılarının geliştirilmesine de fayda sağlamış olan yapısal biyolog Jason McLellan, spike proteininin toksik ya da patojenik olmadığını açıklamıştır.
• ABD İlaç ve Gıda İdaresi (FDA) basın sözcüsü Abby Capobianco, aşı sonrasında spike proteinin toksik etkiye yol açtığına dair herhangi bir bilimsel kanıt bulunmadığını ifade etmiştir.
Özetle, mRNA aşılarının vücutta ürettirdiği spike proteinlerinin zararlı olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Aşılanma sonucu vücutta üretilen spike proteinlerinin hücrelere bağlanma yeteneği, koronavirüslerde bulunan spike proteinlerindeki gibi yüksek değildir. Bu sebepten ötürü koronavirüsteki spike proteinleri toksik etkilere yol açabilirken aşı sonucu oluşan spike proteinlerinin bilinen herhangi bir zararı yoktur.
2 Yorumlar
Malesef aşılarla canimizi okudunuz .Bu kadar halkına düşman bir topluluk olamaz.Asi yapılanlar ya mezarda (genc veya ortayaş ) fark etmez yada hastaliklarla mücadelede… Aşi ölüm demek mis …
Öyle komikler ki ki yığınla paylaşım var iki tane tweet almanıza kafayı takmışlar. tweetler bile bunlardan cidddi. tweet altında gösterilenleri kaynak sanmış angutlar, biyologların söylemlerini anlamıyor bu salaklar, bu kadar büyük bir konuda böylesi bir iddiaya doğru demek için fazla iyimser değiller mi?