Aşının İçindeki Luciferase Adlı Enzim Hakkındaki İddia

Aşı Çalışmalarında Kullanılan “Lucifer” Yani “Şeytan” Anlamını Taşıdığı Sanılan Luciferase Adlı Enzimin İçinde Bulundurduğu Nano Transistörlerin Aşının Uygulandığı İnsanları Genlerini Değiştirip Radyo Dalgalarını Toplayan Antenlere Dönüştüreceği İddiası ASILSIZ

Aşı karşıtı kitlenin inandığı absürt iddialara bir yenisi daha eklendi. Aşı çalışmalarında kullanılan “Lucifer” yani “şeytan” anlamını taşıdığı düşünülen Luciferase adlı enzimin içinde bulundurduğu nano transistörlerin aşının uygulandığı kişilerin genlerini değiştirip insanları radyo dalgalarını toplayan antenlere dönüştüreceği iddia edildi.

Lucifer adlı diziyi izleyip aşı çalışmalarında kullanılan Luciferase adlı maddeyi görüp, ayrıntıda “şeytan” yakaladığını sanan paylaşımlardan bazıları şöyle:

“Aşı diye satmaya çalıştıkları maddenin içinde “Luciferase” isimli bir enzim var. Luciferase? Evet şeytan ayrıntıda değil ilacın içinde gizli… Genlerinizi değiştirip sizi radyo dalgalarını toplayan antenlere dönüştürebilen nano transistörler içeriyor….!!!”

“Dünya’da dönen her türlü katakulleye asılsız komplo teorisi olarak bakmak iyi bir alışkanlık değil. Çünkü dünyada güçlü ama niyeti bozuk insan sayısı iyice arttı. Örn şu Luciferase enzimi nedir, bu ismin Lucifer ile ilgisi ne, buna kimler niye çok yatırım yapıyor..vs”

“İnsanın DNA sını değiştirecek genetik madde transferi RNA aşısı. Işık altında kimin aşı olup olmadığı anlaşılıyor. Nano partiküller bir anten görevi görüyor. Bill Gates 060606 koduyla patent başvurusu yaptı. Mahremiyetin sonu ve sistemin kölesi olacağız.”

Lusiferaz / Luciferase Enzimi Sanıldığı Gibi İnsanı Antene Çevirmez

Türkçe Lusiferaz olarak isimlendirilen Luciferase, biyolüminesansta rol oynayan oksidatif enzimlerin genel adıdır.

Lusiferaz enzimi çeşitli organizmalarda ışık veren tepkimeleri tetiklemektedir. Örneğin, ateş böcekleri, deniz anaları, fener balıkları ve bazı planktonlar luciferase enzimini organik olarak ışık üretmek için kullanır. Ateş böcekleri, kuyruklarında bulunan luciferase enzimi ve luciferin pigmentinin etkileşime girmesiyle birlikte parlarlar.

Luciferase zararsız bir enzimdir. Yapılan çalışmalar, lusiferaz enziminin hücre metabolizmasında önemli değişikliklere neden olmadığını ortaya koymaktadır.

Lusiferaz, Covid-19 ortaya çıkmadan çok daha önce odaklanılan hücrelerin aktivitelerini incelemek için kullanılmaktaydı. Luciferase enzimi genellikle genetik mühendisliğinde takip ve etiketleme amacıyla kullanılmaktadır. Örneğin, “454 Pirodizilemesi” sürecinde lüsiferaz enzimi kullanılır, bu enzimin ürettiği ışık ile büyümekte olan DNA’ya eklenen her bir nükleotit tespit edilmektedir. Lusiferaz kanser tedavilerinin etkinliğini teşhiste kullanılmaktadır. Bu enzim sayesinde tümör tespiti yapılabilmektedir.

Enzimlerin sonundaki – ase ekinin parçalanmasına yardım ettikleri maddenin adının sonuna eklendiği, luciferase teriminin “şeytanı parçalayan enzim”  anlamına geldiği söylemi de doğru değil.

Latince kökenli Luciferase sözcüğü Latince “ışık” anlamındaki “lux” ile “taşıyan” anlamındaki “-fer” ekinin birleşiminden oluşmaktadır. “Luciferase” enziminin ismi, “şeytan” anlamıyla ön plana çıksa da, kelimenin bir diğer anlamı da “ışık getiren”, “ışık taşıyan” şeklindedir.

Biyolüminesans ise bazı canlı organizmaların gerçekleştirdiği, kimyasal reaksiyonlar sırasında kimyasal enerjinin ışık enerjisine dönüştürülmesi ile ışık üretilmesi ve yayılması olayına verilen isimdir. Kimyasal enerjinin ışık enerjisine dönüştürülmesi olayını tanımlayan biyolüminesansı sağlayan enzime luciferase adının verilme sebebi, lucifer kelimesinin “ışık”la olan bağıdır.

mRNA aşılarında lusiferaz yoktur. Ancak, lusiferaz ile mRNA aşılarının etkinliği test edilebilmektedir.  Lusiferaz ile etkinlik tespitinin diğer yöntemlerden 12 kata kadar daha hızlı sonuç sağladığı belirtilmektedir.

Aşıların temel amacı hastalığa yol açan virüse karşı bağışıklık sisteminin antikor üretmesini sağlamak adına hücrelerin virüse özgü bir antijen oluşturmalarını sağlamak ya da zayıflatılmış antijen vermektir. Aşı iddia edildiği gibi vücudun DNA’sını değiştirmez. Aşıyla vücutta bir bağışıklık tepkisini uyarmak için virüsün DNA ya da RNA’sının bir kısmı dokulara enjekte edilir.

Bu tip komplo teorilerinin ortaya attığı gibi koronavirüse karşı tek bir aşı çalışması bulunmuyor. Birçok ülke ve laboratuvarda virüse karşı aşı geliştirilmeye çalışılıyor. Her aşı çalışmasının aynı şekilde ilerlediği ve şeytanî bir amaca hizmet ettiği algısı da mantığa, hayatın olağan akışına ve realiteye aykırıdır.

“Luciferase” enziminin ses dalgalarıyla bir ilgisi bulunmamaktadır.

Ayrıca, nano transistör üretildiği, bu nano transistörün aşı ile insanlara enjekte edilip insanların antene dönüştürülebileceği iddiası da başlı başına bir saçmalıktır.

Cornell Üniversitesinden Mark Lynas’ın koronavirüs aşılarının insan DNA’sını değiştireceği iddiasına ilişkin Reuters’e verdiği demeçten bir alıntıyla yazıyı noktalayalım:

“Bu sadece bir efsane, aşı karşıtı aktivistler tarafından kasıtlı olarak kafa karışıklığı ve güvensizlik yaratmak için kasıtlı olarak yayılan bir efsane”

 

“Genetik modifikasyon, yabancı DNA’nın bir insan hücresinin çekirdeğine kasıtlı olarak sokulmasını içerir ve aşılar bunu yapmaz.”