“Allah Kadınlara Kıskançlık Vermiştir. Kim Onlara Sabrederse Şehit Sevabı Vardır” Şeklinde Bir Hadisin Olduğu İddiası
Kütüb-i Sitte’de geçmediği, ancak Bezzâr’ın el-Müsned adlı eserinde aktarıldığı bilinen “Allah kadınlara kıskançlık vermiştir. Kim onlara sabrederse şehit sevabı vardır” hadisi, nakledenlerden bir kişinin hakkında töhmet olması nedeniyle hadis usulüne göre zayıf olarak nitelenmektedir.
Sosyal medyada yapılan bazı paylaşımlarda Hz. Muhammed’in “Allah kadınlara kıskançlık vermiştir. Kim onlara sabrederse şehit sevabı vardır” şeklinde bir söz söylediği öne sürülmektedir.
Hadis ilmi konusunda işin uzmanına başvurduk.
Bu konudaki bilgi talebimize Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı tarafından şu yanıtı aldık:
Soru: “Allah kadınlara kıskançlık vermiştir. Kim onlara sabrederse şehit sevabı vardır” (İbni Hacer, Fethul Bari, 2/ 237) şeklinde bir hadis sosyal medyada paylaşılmaktadır. Bu hadis sahih midir? Yoksa sonradan uydurularak paylaşılmaya mı başlanmıştır?”
Yanıt: “Bu hadisi Bezzar Müsnedinde rivayet etmiştir. Hadisin ravileri genelde sika olmakla birlikte ravilerden biri hakkında töhmet vardır. Bu itibarla hadis zayıftır. Ancak kadınlarda kıskançlığın fıtri ve tabii olduğu malum olduğundan maruf ve makul bir mana taşıdığı söylenebilir.”
Bilindiği üzere, kaynağı Hz. Peygambere dayandırılan ve kendisinin değişik olaylar ve sorunlar karşısında veya Kur’an’ın âyetlerini açıklamak için söylediğine inanılan sözlerin, yani hadislerin sahihliği belirli usuller ışığında değerlendirilmektedir. Hadis ilmine göre bu hadis rivayeti incelendiğinde, Bezzâr’ın el-Müsned adlı eserinde geçtiği, (ravi ya da sika olarak nitelenen) nakledenlerden bir kişinin hakkında töhmet olması nedeniyle hadis usulüne göre zayıf olarak nitelenmektedir.
En çok referans alınan 6 hadis kitabı anlamına gelen “Kütüb-i Sitte” hadis külliyatında bu hadis geçmemektedir. Her ne kadar sosyal medyada İbni Hacer’in Fethul Bari adlı eseri bu hadis iddiası için kaynak olarak gösterilse de, Fethu’l Bari’yi temin edemediğimiz için bu iddiayı inceleyemedik.
Arapça dinî metinlerde geçen “gayret” kelimesi “kıskançlık” anlamında kullanılır. Gayret, yani kıskançlıkla verilmek istenen anlam ise “kişinin kendi mahremini koruması yönünde gösterdiği aşırı duyarlılık, izzet-i nefsine, şeref ve namusuna zarar verecek durumlardan sakınıp korunmasını sağlayan duygusal tepki”, daha özel olarak da “erkek veya kadının başkasının cinsel ilgisine karşı kendi eşini koruma ve savunma duygusu”dur.
Dinî metinlerde yine, bencilce dürtüler ile dinî-ahlâkî endişe ve hassasiyetler ayrımı gözetilerek kıskançlığın olumlu ve olumsuz yönleri vurgulanır.
Kütüb-i Sitte’de geçen kıskançlıkla ilgili hadisler şu şekildedir:
Kaynak: | Buhari, Nikah 107; Müslim, Tevbe 36, (2761); Tirmizi, Rada 14, (1168) |
Ravi (r.a.): | Ebu Hüreyre |
Hadis: | Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allah kıskançtır, mü’min de kıskançtır. Allah’ın kıskanması, mü’minin Allah’ın haram ettiği şeyi yapmasıdır. |
Kaynak: | Buhari, Nikah 107, Tefsir, En’am 7, Tefsir A’raf 1, Tevhid 15; Müslim, Tevbe 33, (2760); Tirmizi, Da’avat 97, (3520) |
Ravi (r.a.): | İbnu Mes’ud |
Hadis: | Resulullah (sav)’ı işittim, şöyle diyordu: “Allah’dan daha kıskanç kimse yoktur. Bu sebeptendir ki fevahişin açığını da kapalısını da haram kıldı. Medihten Allah kadar hoşlanan bir kimse de yoktur. Bu sebeptendir ki nefsini medhetmiştir.” |
Kaynak: | Müslim, Li’an 16, (1498); Muvatta, Akdiye 17, (2, 737); Ebu Davud, Diyat 12, (4532) |
Ravi (r.a.): | Ebu Hüreyre |
Hadis: | Sa’d İbnu Ubade (ra) dedi ki: “Ey Allah’ın Resulü, ben zevcemle birlikte bir adam yakalasam, dört şahit getirinceye kadar ona mühlet mi tanıyacağım?” “Evet!” buyurdu Aleyhissalatu vesselam. Sa’d: “Asla dedi, seni hakla gönderen Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun, şahid aramazdan önce kılıncımı indiririm.” Resulullah (sav): “Şu efendinizin söylediğine bakın! Evet (biliyoruz ki) o kıskanç bir adamdır. Ama ben ondan da kıskancım, Allah da benden kıskanç” |
Kaynak: | Müslim, Münafıkun 70, (2815); Nesai, İşretü’n-Nisa 4 (7, 72) |
Ravi (r.a.): | Aişe |
Hadis: | Resulullah (sav) bir gece yanımdan çıkıp gitmişti. (Benim nöbetimde) hanımlarından birinin yanına gitmiş olabilir diye içime kıskançlık düştü. Geri gelince halimi anladı ve: “Kıskandın mı yoksa?” dedi. Ben de: “Evet! Benim gibi biri senin gibi birini kıskanmaz da ne yapar?” dedim. Aleyhissalatu vesselam: “Sana yine şeytanın gelmiş olmalı” dedi. Ben: “Benimle şeytan mı var?” dedim. “Şeytanı olmayan kimse yoktur” dedi. “Seninle de var mı?” dedim. “Evet, ancak ona karşı Allah bana yardımcı oldu da müslüman oldu” buyurdu. |
Kaynak: | Ebu Davud, Büyu 91 (3568); Nesai, İşaretu’n-Nisa 4, (7, 71) |
Ravi (r.a.): | Aişe |
Hadis: | Safiyye (ra) gibi güzel yemek yapanı görmedim. (Bir defasında) Resulullah (sav) benim odamda iken, Safiyye ona yemek yapıp [göndermişti]. Çok şiddetli bir kıskançlık hissettim. Öyle ki beni bir titreme sardı. (Gidip) kabını kırdım, sonra da pişman oldum ve: “Ey Allah’ın Resulü” dedim, “yaptığım bu hareketin keffareti nedir?” “Tabağa aynıyla tabak, yemeğe misliyle yemek” buyurdular. |
1 Yorum
Metnin son bölümü biraz havada kalmış gibi duruyor. Ayrıca kıskançlığın yıkıcı etkilerini daha çok erkeklerin şiddet vakaları üzerinden görürken bu profilin kullanımı -kastın bu olduğunu düşünmesem de- ironik olmuş.