Suudi Arabistan’ın Mekke şehrinde, Kâbe’nin hemen doğusunda bulunan kuyudan asırlardır akmaya devam eden, İslamiyete göre büyük bir manevi değere sahip olan, hac ve umre ibadetlerini yerine getiren milyonlarca Müslüman tarafından içilen ve dünyanın dört bir yanına taşınan zemzem suyunun kaynağının görüntülendiği iddiasıyla sosyal medya platformlarında bir video dolaşıma sokuldu.

İslam inancında mübarek ve kutsal kabul edilen zemzemin kaynağına ait sanılan görüntü şu şekilde:


Söz konusu videoyu Zemzem suyuyla ilişkilendiren sosyal medya paylaşımlarından örnekler şöyle sunulabilir:

 

Ayşe Hatun (@Aisezisan) & M. Mustafa Uzun (@mmustafauzun):

” Kabe’nin altında binlerce yıldır akan Zemzem suyu bir mucize. Her gün 15 milyon litreden fazla su sağlayarak milyonlarca hacıya hiç susuz kalmadan besin sağlıyor. Vermeyi hiç bırakmayan ilahi bir armağan.”

 

 

 

Sanılanın aksine paylaşılan video zemzemin kaynak kuyusuna ait değil.

Suudi Arabistan’da kaydedildiği zannedilen video, Suriye’nin Halep kentinde kaydedilmiş.

 

 

 

Suriye’de sondajla su kuyusu açan TikTok kullanıcısının paylaştığı görüntü sonradan Suudi Arabistan’ın Mekke kentindeki zemzem kuyusundanmış gibi kullanılmış.

@user2174963399605♬ صلى الله على محمد – Inshad Islami

 

 

Bahsi geçen görüntüyü kaydeden sosyal medya kullanıcısının profilinde, benzer şekilde Suriye’de açtıkları su kuyularından videoların paylaşıldığı görülüyor.

 

@user2174963399605♬ الصوت الأصلي – قرآن كريم

@user2174963399605♬ الصوت الأصلي – ️༒☬احہٰمد☬༒

@user2174963399605♬ original sound – Kosar Graphic

@user2174963399605♬ الصوت الأصلي – الاحيـويۦ،

 

 

 

Zemzem Suyu, Kaynağı, Tarihi…

Mescid-i Haram’ın kalbinde, Hacerü’l-Esved’in tam karşısında ve Kabe’den sadece yirmi bir metre uzaklıkta yer alan Zemzem kuyusu, İslam medeniyetinin en güçlü manevi sembollerinden biri olmasının yanı sıra hidrojeolojik yapısıyla da yüzyıllardır merak uyandıran bir fenomendir.

Tarihsel kökleri yaklaşık 4.000 yıl öncesine, İbrahimî geleneğin en dramatik anlatılarına dayanan bu su kaynağı, yalnızca bir inanç nesnesi değil, aynı zamanda Mekke’nin kurak coğrafyasında yaşamın sürekliliğini sağlayan stratejik bir yaşam damarı olmuştur.

Zemzem’in tarihsel serüveni, teolojik anlatılara göre Hz. İbrahim’in eşi Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail’in, çorak bir vadide yalnız kalmalarıyla başlar.

İslam inancına göre, Hz. İbrahim, eşi Hz. Hacer ve kundaktaki oğlu Hz. İsmail’i Allah’ın emriyle o zamanki kurak ve ıssız Mekke vadisine bırakır. Su ve yiyecekleri bitince, Hz. Hacer çaresizlik içinde su aramak için yakındaki Safa ve Merve tepeleri arasında yedi kez koşar. Bu esnada, küçük İsmail’in topuklarını yere vurması ya da Cebrail’in kanat darbesiyle, Allah’ın bir lütfu olarak yerden bereketli bir su fışkırır. Rivayete göre, Hz. Hacer suyun etrafını çevrelerken “Zem zem! (Dur, dur!)” diye seslenmiş ve su bu isimle anılmaya başlar.

“Zemzem” nidasıyla kontrol altınan bu pınar, tarihsel süreç içerisinde Cürhüm kabilesinin Mekke üzerindeki hakimiyetini kaybetmesiyle birlikte kapatılarak yeri belirsiz hale gelmiş ve uzun bir unutuluş dönemine girmiştir.

Kuyu uzun yıllar sonra, Hz. Muhammed’in dedesi Abdülmuttalib’in gördüğü rüyalar neticesinde kuyunun yerini yeniden tespit edip kazmasıyla yeniden ortaya çıkarılmıştır. Bu keşif, Kureyş kabilesi içinde Abdülmuttalib’in prestijini artırmakla kalmamış, aynı zamanda Hac organizasyonunun su tedariği (sikaye) görevini ailenin uhdesine geçirerek bölgenin politik dengelerini de etkilemiştir.

Müslümanlar için zemzem, sadece susuzluğu gideren bir su değil; şifa ve bereket kaynağı olarak görülen zemzem hakkında Hz. Muhammed’in bir hadisinde “Zemzem ne niyetle içilirse, o niyetle fayda verir. Şifa niyetiyle içersen Allah sana şifa verir, açlığını gidermek arzusuyla içersen Allah seni doyurur, susuzluğunu gidermek için içersen Allah senin susuzluğunu giderir.” buyrulmuştur. Zemzem içerken besmele çekilmesi, kıbleye dönülmesi, ayakta ve üç yudumda içilmesi tavsiye edilmektedir.

Jeolojik ve fiziksel özellikleri açısından incelendiğinde Zemzem, sıradan bir kuyu suyundan oldukça farklı parametrelere sahiptir. Yaklaşık otuz metre derinliğindeki kuyu, alüvyon tabakası ve geçirgen kayaçlardan beslenen bir sistem içermektedir. Suyun kimyasal analizleri, içeriğinde yüksek oranda kalsiyum ve magnezyum tuzları barındırdığını, bu durumun da suya hafif tuzlu ancak ferahlatıcı, kendine has tadını verdiğini göstermektedir. Ayrıca içerdiği yüksek florür miktarı, suyun doğal bir germisit (mikrop kırıcı) özelliğe sahip olmasına neden olarak, yüzyıllardır yosun tutmadan veya biyolojik bozulmaya uğramadan tazeliğini korumasını sağlamıştır. Mekke’nin sert iklim koşullarına ve değişen yağış rejimlerine rağmen kuyunun debisinin yüzyıllardır kurumadan, zaman zaman saniyede 18,5 litreye varan bir akış hızıyla devamlılığını sürdürmesi, bölgenin hidrojeolojik yapısının bir mucizesi olarak kabul edilir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde kuyu ve çevresinin imarına büyük özen gösterilmiş, suyun kirlenmesini önlemek ve hacıların rahatça faydalanabilmesi için kuyunun etrafına mermer bilezikler ve koruyucu yapılar inşa edilmiştir. Ancak Zemzem’in modernleşme süreci ve günümüzdeki durumu, Suudi Arabistan yönetiminin devasa altyapı projeleriyle bambaşka bir boyuta taşınmıştır. 1950’lere kadar kova ve makara sistemiyle çekilen su, Harem-i Şerif’in genişletilmesi projeleri kapsamında yer altına alınan modern pompa sistemleriyle yönetilmeye başlanmıştır. Hacı sayısının milyonlarla ifade edildiği günümüzde, kuyunun yönetimi geleneksel yöntemlerden ziyade ileri mühendislik tekniklerine emanet edilmiştir.

Günümüzde Zemzem suyunun çıkarılması, işlenmesi ve dağıtımı, Kral Abdullah Zemzem Suyu Projesi kapsamında son derece teknolojik ve hijyenik standartlarda yürütülmektedir. Kuyu ağzı tavaf alanını genişletmek amacıyla tamamen kapatılarak yerin altına alınmış, suyun çekilmesi işlemi ise elektrikli dalgıç pompalar vasıtasıyla gerçekleştirilmektedir. Çıkarılan su, boru hatlarıyla özel tesislere taşınarak burada el değmeden filtrelenmekte, ultraviyole ışınlarla sterilize edilmekte ve kimyasal dengesi sürekli laboratuvar ortamında izlenmektedir. Mescid-i Haram’ın çeşitli noktalarındaki soğutuculara ve tankerlerle Mescid-i Nebevi’ye ulaştırılan su, modern şişeleme tesislerinde paketlenerek dünyanın dört bir yanına taşınmaya hazır hale getirilmektedir. 

 

 

Yorumunuzu yazınız...