Üç semavi dinin de kutsal mekânlarının bulunduğu Doğu Kudüs, 1967 Altı Gün Savaşı’nda İsrail tarafından işgal edildi. 1949 yılından sonra Ürdün kontrolünde bulunan Kudüs’ün doğusunu ele geçiren İsrail 1980 yılında şehrin tamamını başkenti ilan ettiğini duyurdu. İsrail, Müslüman, Yahudi, Hristiyan ve Ermeni mahallelerini içeren, Mescid-i Aksa’nın da yer aldığı Eski Şehir bölgesinde kontrol edip Filistinlilerin topraklarını gasp etti. Bu süreçte İsrail, işgal ettiği Doğu Kudüs’te farklı kazı çalışmaları yürüttü.
Mescid-i Aksa’nın çevresinde yapılan kazılar ve açılan tüneller Filistinlilerin ve uluslararası kamuoyunun tepkisini çekti. Eski Şehir’in altındaki arkeolojik tünellerdeki kazıların Mescid-i Aksa altında Hazreti Süleyman mabedini aramak için yapıldığı ileri sürüldü. İsrailliler ise Yahudi tarihine dair bir bulguya ulaşma amacıyla yürüttüklerini iddia etti.
Uluslararası hukuka göre işgal altında kabul edilen Doğu Kudüs’te İsrail’in Eski Şehir bölgesinde kazdığı tüneller, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “Kudüs Günü” kutlamasında yayınladığı video ile yeniden gündeme geldi.
Doğu Kudüs’ün işgali ve Kudüs’ün İsrail işgali altında birleştirilmesini kutlayan Binyamin Netanyahu Eski Şehir bölgesinde kazılan bir tünelde çekilen videoda “Eski (Şehir) ve yeni Kudüs bizim elimizde ve daima bizim elimizde kalacak” dedi.
Netanyahu’nun bu videosu, Mescid-i Aksa’nın altında, kutsal mabedin çökmesine neden olabilecek bir tünelin içinde kaydedildiği, söz konusu tünelin Süleyman Mabedi kalıntılarını aramak için açıldığı ileri sürüldü.
gdh (@gundemedairhs): “İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ordusunun Mescid-i Aksa’nın altına kazarak inşa ettiği tünelden video yayınladı. Netanyahu: Kudüs sonsuza kadar bizim kalacak.”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ordusunun Mescid-i Aksa’nın altına kazarak inşa ettiği tünelden video yayınladı.
Netanyahu:
Kudüs sonsuza kadar bizim kalacak. pic.twitter.com/4X9I1PO7Ak
— gdh (@gundemedairhs) May 27, 2025
Ekip Haber (@ekiphabercom): “Terör lideri Netanyahu Mescid-i Aksa’nın altında açtıkları tünelden görüntü paylaştı. Mescid-i Aksa’yı yıkıp Süleyman mabedi yapmak isteyen Siyonistler Mescid-i Aksa’nın altında tünel açmışlardı. Terör lideri Netanyahu sosyal medya hesabından Mescid-i Aksa’nın altındaki tünelden görüntüsünü paylaştı.”
Terör lideri Netanyahu Mescid-i Aksa’nın altında açtıkları tünelden görüntü paylaştı
Mescid-i Aksa’yı yıkıp Süleyman mabedi yapmak isteyen Siyonistler Mescid-i Aksa’nın altında tünel açmışlardı.
Terör lideri Netanyahu sosyal medya hesabından Mescid-i Aksa’nın altındaki… pic.twitter.com/Dzs1ZGK7R0
— Ekip Haber (@ekiphabercom) May 27, 2025
Mustafa Kurnaz (@Heyula_Frekans): “Netanyahu, Mescid-i Aksa’nın altını oyup tünel inşaa ettiklerini bu video ile itiraf etti. Komplo dedikleri ne varsa bir bir gerçekleşiyor. Bu tünel aslında 3. Süleyman tapınağı için yapıldı. Sahte moşiyah bu tünelden geçecek.”
Netanyahu, Mescid-i Aksa’nın altını oyup tünel inşaa ettiklerini bu video ile itiraf etti. Komplo dedikleri ne varsa bir bir gerçekleşiyor. Bu tünel aslında 3. Süleyman tapınağı için yapıldı. Sahte moşiyah bu tünelden geçecek. pic.twitter.com/eP0jjt4JBU
— MUSTAFA KURNAZ (@Heyula_Frekans) May 27, 2025
İsrail başbakanının video çektiği tünel aslında Mescid-i Aksa’nın tam olarak altında değil.

İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994’te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunan Mescid’i Aksa’nın konumuna daha önce “Mescid-i Aksâ, Kubbet-üs Sahra ve Kıble Mescidi Farkı” başlıklı yazımızda değinmiştik.
Doğu Kudüs’teki “Hac Yolu” (ya da “Hacılar Yolu”) (“Pilgrims’ Road“) kazısı olarak bilinen arkeolojik proje, İkinci Tapınak döneminde (M.Ö. 516 – M.S. 70) Yahudi hacıların Kudüs’e geldiklerinde ritüel temizlikleri sonrası tapınağa ulaşmak için kullandıkları ana güzergâhı izleyen, Siloam Havuzu’ndan başlayarak Tapınak Dağı’na kadar uzanan yaklaşık 600 metrelik bir tünel içeriyor.
“Hacılar Yolu” tabiri, özellikle bu yolun İkinci Tapınak döneminde hacılar tarafından kullanılmasına atıfta bulunmaktadır. O dönemde Yahudiler, üç büyük hac bayramı (Hamursuz, Şavuot ve Sukot) için Kudüs’e gelirler ve Tapınak Dağı’nda ibadet ederlerdi. Bu ritüeller öncesinde Siloam Havuzu’nda yıkanmak önemli bir gelenekti.
Siloam Havuzu, Kudüs’ün eski şehir bölgesinin güneyinde, Davut Şehri (City of David) olarak bilinen arkeolojik alanda yer alan, hem Yahudilik hem de Hristiyanlık için büyük öneme sahip olan tarihî bir su havuzudur. Yahudi geleneğine göre havuz İkinci Tapınak döneminde (MÖ 516 – MS 70) Kudüs’ün su ihtiyacını karşılayan önemli bir kaynaktır. Hristiyan geleneğine göre ise, İncil’de (Yuhanna 9:7) İsa’nın doğuştan görme engelli bir erkeği bu havuzda yıkayarak iyileştirdiği anlatılmaktadır. |
M.S. 70 yılında Roma İmparatorluğu’nun Kudüs’ü ve İkinci Tapınağı yıkmasıyla birlikte, bu yol da büyük ölçüde terk edilmiş ve zamanla moloz ve toprak altında kalmıştır.
Hac Yolu’nun yeniden keşfinin, 2004 yılında bölgede bir su borusu patlaması sonucu tesadüfen gerçekleştiği aktarılmaktadır.
Yolun büyük bir kısmı, modern Silwan mahallesinin altından geçtiği için kazılar, yer altı tünelleri aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.
Kazılar, İsrail Eski Eserler Kurumu (IAA), İsrail Milli Parklar Otoritesi ve City of David Vakfı iş birliğiyle yürütülmektedir.
350 metrelik bir bölümün açılışı 2024 yılında yapılan tüneldeki kazıların tamamlanmasıyla birlikte yolun tamamen halka açılması hedeflenmektedir.
Kazılar sırasında, yol boyunca birçok tarihi eser bulunmuştur. Bunlar arasında, ticari faaliyetlerin yoğun olduğunu gösteren sikkeler, ağırlıklar ve özel tartı masaları yer almaktadır. Ayrıca, yolun altındaki antik bir drenaj kanalında, Yahudi isyancıların Roma askerlerinden saklandığına dair kanıtlar bulunmuştur. Bu kanalda, yemek kapları, yağ lambaları, Büyük İsyan dönemine ait yüzlerce bronz sikke ve bir Roma lejyonerine ait kılıç gibi eşyalar keşfedilmiştir.
Kazı çalışmaları, özellikle Mescid-i Aksa ve Tapınak Dağı gibi hassas dini alanlara yakınlığı nedeniyle tartışmalara yol açmıştır. Filistinliler, bu kazıların İslamî mirasın altını oyduğunu ve yapısal hasara yol açabileceğini iddia ederken, İsrailli yetkililer kazıların tamamen arkeolojik ve bilimsel amaçlı olduğunu savunmaktadır.
1 Yorum
Ulan size pek terbiyeli iki mısrâ düzerdim de;
Okumaya beyninizi de yetmez, yüreğiniz de!!!
– Buht-i Nassar –