Süngü sözcüğünün kökeninin kemik sözcüğüne dayandığı iddiası şöyle paylaşılmıştı:
“SÜNÜK-SÜNGÜK-SÜNGÜ Süngü kelimesi eski Türkçe “Süngük” kelimesinden gelir. Sünük ya da Süngük “Kemik” demektir. Eskiden kemikten yapılmış silahlar ve ok uçları kullanılırdı.”
İsmet Zeki Eyüboğlu’nun Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü’nde (Sosyal Yayınlar. İstanbul) süngü kelimeleri için bu yönde bir açıklama sunulmuştu.
“Süngü, es. tr. süngük (Kemik)ten süngü…
Eski Türklerde, savaş araçlarının, kargıların ucuna takılan delici, kesici kemik. Kemiğin yontulup sivriltilmesinden oluşan bu savaş aracının adından dolayı süngü. Bunun sünük biçiminde söylenişi de var: Sünğük-sünük…
Süngülemek, süngülenmek, süngüleşmek, süngü takmak, süngüyü göstermek…”
Vikisözlük‘teki “süngü” başlığı da ihtimal vurgusuyla bu aktarımı içeriyor:
sünük (belirtme hâli sünüğü, çoğulu sünükler) [1] (anatomi) kemik Vücudun iskeletini oluşturan beyazımsı, sert madde.
Köken
Türkiye Türkçesinde kullanılmayan kelimenin, süngü (<ET. süñüg), süngüleş- (<ET. süñüş-) kelimeleriyle anlam ilgisi bulunmaktadır. Bu organ adı, sü (ordu) ve sın- (kırmak) köklerinin karışmasından, sün-üg-ük > süngük/süñük/süyek/söök biçiminde türetilmiş olabilir.
Ancak, süngü kelimesinin kökeninin kemik kelimesine dayandığı fikir birliği içeren bir husus değil. Süngü kelimesinin kökeni hakkında araştırmacılar arasında bir uzlaşı bulunmuyor.
Süngü sözcüğü için Türk Dil Kurumu şu anlamları sunmuş:
Tüfek namlusunun ucuna takılan küçük kılıç biçiminde delici silah:
Mezar başına nişan olarak dikilen sırık.
Isıtma kazanında kömürün karıştırılmasını sağlayan demir çubuk.
Kavlakları düşürmek için kullanılan sivri uçlu, uzun çelik çubuk.
Gerard Clauson’ın “An Etymological Dictionary Of Pre-Thirteenth-Century Turkish” adlı çalışmasında (1972. Oxford At The Clarendon Press. Sf: 834) “süŋ-” kökünden türediğini belirtmektedir.
Nişanyan Sözlük de “süngü” sözcüğünün kökenine dair şu açıklamayı sunmuştu:
Eski Türkçe süŋüg veya süŋgü “mızrak” sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Eski Türkçe süŋ- “batmak, sinmek, içine girmek” fiilinden Eski Türkçe +gU ekiyle türetilmiştir.
Eski Türkçe batrak > bayrak sözcüğüyle eş anlamlıdır.
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler)Eski Türkçe: [Orhun Yazıtları, 735]süŋüg batımı karıg söküpen [mızrak batımı karı aşıp]Eski Türkçe: [Kaşgarî, Divan-i Lugati’t-Türk, 1073]süŋgü [[mızrak, kargı]]
Gülşen Yılmaz, “‘Süngü’ Kelimesinin Etimolojisi Üzerine” başlıklı çalışmasında süngünün kökeni hakkında bir mutabakatın bulunmadığını belirterek farklı görüşleri sıralayarak kanaatini şöyle aktarmıştı (2020. Palimpsest / ПАЛИМПСЕСТ. 5(9). 67-74):
İncelenen sözlükler ve çalışmalar doğrultusunda sözcüğün kökeniyle ilgili yedi farklı görüş elde edilmiştir:
1. “Tüfek namlusunun ucuna takılan küçük, kılıç biçiminde delici silah ve ok, mızrak” açıklaması etrafında birleşerek herhangi bir kökene dayanmadan süŋü, süŋi, sünüg, süngü biçimli ifade edenler: Hasan Eren, Tuncer Gülensoy, Sevortyan, Alan Godward, Bedros Efendi Kerestedjian, Ayşe Melek Özyetgin, Bülent Gül, Ferruh Ağca. (Eren, 1999: 379-380; Gülensoy, 2007: 821-822; Sevortyan, 2003: 356; Godward, 1999: 345; Kerestedjian, 1912: 230; Özyetgin, 2003: 1416; Gül-Ağca, 2018: 50).
2. “Kemik” anlamındaki süngükten geldiğini ifade edenler: İsmet Zeki Eyüboğlu, Mine Nakipoğlu (Eyüboğlu, 1941: 615; Nakipoğlu, 2008: 329).
3. “Savaşmak” anlamındaki süŋ- farazi kökünden türediğini ifade edenler: Sir Gerard Clauson, Paşa Yavuzarslan (Clauson, 1972: 838; Yavuzarslan, 2013: 148).
4. “Batmak, sinmek, içine girmek” anlamındaki süŋ- fiilinden türediğini ifade edenler: Sevan Nişanyan ((https://www.nisanyansozluk.com/?k=süngü).
5. “Bozguna uğramak” anlamındaki sanç- kökünden türediğini ifade edenler: Egorov (1964: 182).
6. “Uzamak, uzatmak, uzanmak” anlamındaki sün- kökünden türediğini ifade edenler: Deniz Karakurt, Çiğdem Topçu (Karakurt, 2011: 285; Topçu, 2012: 6).
7. Sü ve sın- köklerinin karışımından türediğini ifade edenler: Cahit Başdaş (Başdaş, 2006: 52).
Kelimelerin kökeninin semantik değerlendirmesiyle birlikte morfolojik gelişimi ve değişimi konusuyla ilgili görüşler:
1. Eski Türkçede → süñüg (Özyetgin: 2003: 1416),
2. Uygur Türkçesinde → söngi ̴ sönggü ̴ söngü ̴ süngü (Caferoğlu, 2015: 209),
3. Çağatay Türkçesinde → süngü (Ünlü, 2013: 1016),
4. Osmanlı Türkçesinde → süngi ̴ süngü ( Sami, 1989: 825),
5. Hasan Eren’e göre → süŋüg ̴süñü ̴ süŋi (1999: 379-380),
6. Bedros Efendi Kerestedjian → süngü ̴ sünüg ̴ süngük gelişiminden (1912: 230),
7. İsmet Zeki Eyüboğlu → süngük ̴ süngü gelişiminden (1941: 615),
8. Egorov → “sanç-“ kökünden türediğini (1964: 182).
9. Sir Gerard Clauson → ”savaşmak “anlamındaki “*süŋ-“ farazi kökünden türediğini (1972: 838),
10. Tuncer Gülensoy → Eski Türkçedeki “süŋü” kelimesine getirilen “+g” isim yapım ekiyle türediğini (2007: 821-822),
11. Sevan Nişanyan → “batmak, sinmek, içine girmek” anlamındaki “süŋ-“ fiiline getirilen “+gU” isim yapım ekiyle türetildiğini, (https://www.nisanyansozluk.com/?k=süngü),
12. Talat Tekin → <*süȠ+GU biçiminde verse de “süŋüg” biçimine de olumlu bakar (2013: 401)
“Yapılan incelemeler neticesinde “süngü” kelimesinin kökeni hakkında araştırmacılar arasında bir fikir birliği olmadığı görülmektedir. Elde edilen verilere göre bir kısım araştırmacı; morfolojik bir köken bilim açıklamasında bulunmamakla beraber anlamsal olarak kelimenin kökünü “tüfek namlusunun ucuna takılan küçük, kılıç biçiminde delici silah ve ok, mızrak” olarak açıklar. Bir kısmı ise, “kemik” anlamındaki süngükten geliştiğini; bir kısmı “savaşmak” anlamındaki *süŋ- farazi kökünden, bir kısmı “batmak, sinmek, içine girmek” anlamındaki süŋ- fiilinden, bir kısmı “bozguna uğramak” anlamındaki sanç- kökünden geliştiğini, bir kısmı sü ve sın- kökünün karışmasından, bir kısmı ise “uzamak, uzatmak, uzanmak” anlamındaki sün- fiilinden geliştiğini ifade eder.
Bütün veriler göz önüne alındığında bu çalışmada diğer köken bilgisi yorumlarından ziyade tarafımızca iki ihtimal üzerinde yoğunlaşılmaktadır. Bu ihtimallerden birincisi kelimenin “kemik” anlamındaki süngükten geliştiği, ikincisi ise “batmak, sinmek, içine girmek” anlamındaki süŋ- fiilinden türediğidir.
İncelemeler sonucunda birinci ihtimale varılmasının sebebi süngü kelimesinin “kemik” anlamındaki sünügten gelişiyor olmasıdır. Çünkü Eski Türklerde savaş aletleri kemikten de yapılıyor ve kemik yontulup sivriltilerek yani bugünkü işlevine getirilerek kullanılıyordu.
İkinci ihtimal olan “batmak, sinmek, içine girmek” anlamındaki *süŋ- fiilinden türediği düşüncesidir. “Süngü”nün kullanım amacını ve yöntemini göz önüne aldığımızda ve Yakutçada süngünün karşılığı olan üŋü<üŋ-‘nün anlamının “batırmak, boynuzları ile vurmak anlamında kullanılıyor olması da bu ihtimali güçlendirmektedir.”