Sezen Aksu’nun rüyasında gördüğü kaza üzerine binmekten vazgeçtiği uçağın başka bir uçakla çarpıştığı anlatısı 1976 yılı için anlatılmıştı

 

 

Ünlü sanatçı Sezen Aksu’nun rüyasında Kanada’dan İstanbul’a dönerken bineceği uçağın kaza yaptığını görüp binmekten vazgeçtiği, söz konusu uçağın başka bir uçakla çarpışarak kaza yaptığı anlatısı yeniden sosyal medyada zuhur etti.

 

Türk Magazin Efsaneleri (@magazinciyim): “1975 yılında Sezen Aksu rüyasında Kanada dönüşü uçağının düştüğünü görür. Bunun üzerine biletini iptal eder. Uçak başka bir uçakla çarpışarak havacılık tarihinin en çok ölümünün yaşandığı kaza gerçekleşir.”

 

Söz konusu paylaşımdaki maddi hataların ardından bazı sosyal medya kullanıcıları 1975 yılında bahsedildiği gibi uçak kazasının olmadığını, aktarımın uydurma olduğunu ileri sürdü.

Bazı örnekler:

“1975 yılında öyle bir uçak kazası asla olmadı. 1977 yılında en çok ölümle sonuçlanan, iki uçağın çarpışması sonucu gerçekleşen uçak kazası oldu ve o da Kanada’da değil Tenerife’te oldu. Kısacası sallamayın”

“Dünyanın en büyük uçak kazası 77 ‘de oluyor. Kanada dönüşü o uçağa binmesi mümkün değil ayrıca. Saçma sapan bir paylaşım olmuş.”

“2 sene sonraki uçağa mı bilet almıyor? Bahsedilen uçak 77’de düşüyor çünkü ve Sezen Aksu o tarihte Kanada’da değil. Kim uydurduysa tarihlere pek bakmadan uydurmuş.”

“Tenerife ucak faciasi. En fazla olumun gerceklestigi kaza.Iki adet boeing 747 tipi ucak carpisiyor. 1977 de gerceklesiyor. Nat.Geo.Belgesellerinde iptal edilen biletli yolcular ile ilgili detay yok.1975 deki tek ucak kazasi ise thy izmir-istanbul arasi gerceklesiyor. Kanada degil”

 

İtiraz edildiği üzere, 1975 yılında Kanada-Türkiye güzergâhında bir uçak kazası meydana gelmedi.

Havacılık tarihinin gelmiş geçmiş en çok ölümle sonuçlanan kazası 1977 yılında Tenerife’de iki uçağın pistte çarpışması sonucu uçaklar yerdeyken gerçekleşti.

3 Mart 1974 tarihinde Paris-Londra seferini yapan uçağının (yük kapısının düşük basınç sonucu patlaması nedeniyle) düşmesi sonucu 13’ü mürettebat 333’ü yolcu 346 kişi yaşamını yitirmişti (Bu uçak kazası, ünlü Tenerife Faciasına kadar dünyanin en büyük uçak kazası olarak bilinmekteydi).

Sezen Aksu’nun rüyasında gördüğü uçak kazası aslında 1976 yılından.

10 Eylül 1976 tarihinde British Airways’e ait Trident tipi üç motorlu uçak Londra-İstanbul seferi sırasında Zagrep yakınlarında Yugoslav Havayolları JAT’a ait DC9 uçağı ile çarpıştı. Kazada 25’i Türk 176 kişi hayatını kaybetti.

 

zagrep-ucak-kazasi-1976

 

Sezen Aksu’nun 1976 yılında rüyasında Kanada’dan İstanbul’a dönerken Londra’dan bineceği uçağın kaza yaptığını gördüğü, biletini almış olduğu hâlde binmekten vazgeçtiği uçağın tüm yolculara mezar olduğu anlatılmaktadır.

 

1976-zagrep-ucak-kazasi

Sezen Aksu’nun rüyasında gördüğü kaza üzerine binmekten vazgeçtiği uçağın Yugoslovya havayollarına ait başka bir uçakla çarpıştığı aktarımı gazeteci yazar Fügen Ünal Şen’in “Kuzey Yanım Ayazım” adlı kitabıyla yaygınlık kazandı:

“1976 yılında Sezen Aksu, Engin Aksu ile evli ve Kanada’da yaşıyor… Sezen Aksu Kanadaya gitmeden önce (Yaşanmış Yıllar) diye bir kaset dolduruyor Türkiye’de… Ve henüz tanınmıyor. Kasedi piyasaya sürüldüğünde o artık eşiyle Kanada’ya yerleşmiş durumda. Kanada’da yaşayan Sezen’in ilk plağı Türkiye’de dönmeye başladığında ortalık sarsılıyor. Herkes kim bu kız diye soruyor. Ve arkadaşları çağrı yapıyor Minik Serçe’ye, Herkes seni merak ediyor, şöhretin artıyor artık dön. Sezen de dönmeye karar veriyor 1976 yılında. Dönmesine iki gün kala gördüğü rüyasında bineceği uçağın düştüğünü görüyor. Rüyasında Kanada- Londra- İstanbul uçacak. Ve Londra-İstanbul arasında bineceği uçağın düştüğünü görüyor. Ve ertesi gün… Sezen Aksu hala gece gördüğü rüyanın etkisinde. Sezen Aksu, eşine ‘rüyamda gördüğün düşen uçak tipiyle yarın bineceğim uçak tipi aynıysa ben binmem uçağa’ diyor. Ve Sezen Aksu’nun rüyasında gördüğü uçak ile bineceği uçağın olup olmadığı araştırılıyor hemen. Gerçekten de Londra’dan İstanbul’a geleceği uçağın aynı olduğu öğreniliyor. Sezen o uçağa binmiyor. Aksu’nun binmekten vazgeçtiği uçak dünya tarihinin en büyük uçak facialarından bir olarak karşımıza çıkıyor. Facianın boyutu çok büyük. Tarih 10 Eylül 1976…”

 

Fügen Ünal, adı geçen kitabının tanıtımı için 2005 yılında verdiği bir röportajda uçak kazalı rüyayı Sezen Aksu’dan dinlediğini şöyle anlatmıştı:

Sezen Aksu’nun 1976 yaşadığı hikâyeyi okurken insanın tüylerim ürpertiyor. Ondan mı dinlediniz bu rüyayı?

Sezen’den bizzat dinledim. İstanbul’a ilk geldiğinde ne giydiğini, nasıl olduğunu dinlemek istedim. Bir blucin, lacivert, beyaz kollu bir gömlek varmış üzerinde. Bavulu ondan büyükmüş. Olaya gelince, o dönemde Sezen Aksu’nun sesi daha yeni yeni duyuluyor. “Yaşanmamış Yıllar” ve “Kusura Bakma” adlı iki 45’liği çıkıyor. O Kanada’da Engin Aksu’yla evli. Türkiye’deki arkadaşları “yeni yeni tanınıyorsun, dön” diyorlar. Türkiye’ye gelecek, uyuyor, o gece rüyasında uçağın düşeceğini görüyor ve uçağa binmiyor. Kanada-İngiltere-Almanya-Türkiye, bu yolun bir yerinde bindiği uçağın düştüğünü görüyor ve uçak tipi bir gün sonraki uçakla aynı olduğu için biletini değiştiriyor. Bineceği uçak düşüyor. Uykuya yattı ve hayata uyandı, biraz önce söylediğim gibi.

 

10 Eylül 1976 günü İngiliz Hava Yolları’na ait Londra-İstanbul yolcu uçağı, Zagreb üzerinde Yugoslav Hava Yolları’na ait bir başka uçakla çarpıştığı kaza, havacılık tarihinin en büyük kazası değil; tarihin en çok ölümlü uçak kazalarından biri.

 

“10 Eylül 1976 Zagrep Kazası”nı Firüz Altıngöz şöyle aktarmıştı:

“Dünya sivil havacılık tarihinin kara günlerinden olan 10 Eylül 1976, kural ihlali ve görev ihmalinin havacılıkta, hiç ama hiç affı olmadığını anlatan ibret verici bir felakete sahne oldu.

BE476 tarifeli seferiyle (LHR/EGLL) Londra’dan (IST/LTBA) İstanbul’a gelmekte olan G-AWZT kuyruk işaretli British Airways Havayolları Trident-3B uçağı, JP550 uçuş numaralı charter seferiyle Yugoslavya’nın Split (SPU/LDSP) kentinden Köln’e (CGN/EDDK) gitmekte olan Yugoslav havayolu şirketi Inex-Adria Aviopromet’e ait YU-AJR kuyruk işaretli DC-9 uçağı ile Zagreb’in 16 mil kuzeydoğusundaki Vrbovec kenti yakınlarında Türkiye saatiyle 13.14’de (10.14 GMT) 33.000 feet irtifada çarpıştı. İstanbul’a gelen Capt. Dennis Tann ve yardımcıları Capt. Brian Helm, Capt. Martin Flint idaresindeki British Airways’a ait Trident uçağında 25’i Türk, 54 yolcu ve 9 mürettebat, Capt. Jose Krumpak ile yardımcısı Capt. Dusan Ivanus idaresindeki Yugoslav havayolu Inex-Adria Aviopromet’e ait DC-9 uçağında ise 108 yolcu ve 5 mürettebat bulunmaktaydı.

Kazadan sonra enkaz üzerinde yapılan incelemede Trident uçağının DC-9’a sol kanat dikey hizasında, kokpit tarafından çarptığı, DC-9’un sol kanat, dış tarafından 5 metrelik bölümün Trident’in kokpiti ile devamında yolcu kabininin bir bölümünü kestiği, yırtılan kokpit ve kabinde oluşan ani dekompresyonun Trident’in gövde ön bölümünün havada parçalanmasına neden olduğu anlaşıldı. Şiddetli çarpışmanın etkisiyle parçalanarak kontrolden çıkan uçaklar hızla düştü. DC-9, Dvoriste köyünün 1 km doğusunda, Trident-3 ise Vrbovec yakınlarındaki Gaj köyünün 1,5 km güneyinde yere vurdu. Birbirlerine 4 mil uzaklıkta düşen uçaklardaki 176 yolcu ve mürettebattan kurtulan olmadı.”

 

“Kazanın soruşturulması için oluşturulan İngiliz, Alman ve Yugoslav yetkililerin yer aldığı ortak komisyon, sürdürdükleri 3 aylık çalışma sonunda ayrıntılı bir ön rapor hazırladı. Rapora göre kazaya, Zagreb hava trafik kontrol merkezinde görevli Tasic Gradimir adlı hava trafik kontrolörünün dalgınlığının yol açtığı ihmalin ve beraberindeki bazı olumsuz tesadüflerin sebep olduğu bildirildi. Zagreb savcısı Jeceslav Jakovec, kazada görev ihmali bulunan kontrolör Tasic Gradimir ile birlikte kaza sırasında görevde olan diğer hava trafik kontrolörlerinin tutuklanmaları talebiyle gıyaplarında ceza davası açılması yönünde hazırladığı iddianamesini, soruşturma komisyonunun kontrolör Gradimir Tasic’in British Airways Trident 3B uçağının bulunduğu irtifayı unutarak Yugoslav DC-9 uçağının aynı irtifaya tırmanmasına izin verdiği yönündeki raporuna dayanarak düzenledi. Savcı Jeceslav Jakovec’in iddianamesiyle Zagreb bölge mahkemesinde açılan ve 11 Nisan 1977’de Yargıç Branko Zmajevic başkanlığında başlayan ceza davasında kontrolör Gradimir Tasic ile birlikte suçlu görülen Zagreb hava trafik kontrol merkezinde görevli kontrolörler Gradimir Tasic, Nenad Tepes, Bojan Erjavec, Gradimir Pelin, Mladen Hoehberger, Vardiya Şefi Julio Dajcic, üst düzey yetkililerden Zagreb Uçuş Kontrol Servisi Başkanı Antere Deliç, Zagreb Uçuş Kontrol Bölge Başkanı Milan Mujlas’ın da aralarında bulunduğu sekiz kişi hakkında yirmişer yıl ağır hapis cezası istendi. Toplanan delillerin değerlendirildiği davanın 16 Mayıs 1977’deki son duruşmasında yedi sanık suçsuz bulunarak serbest bırakıldı. Duruşma sırasında görev ihmaliyle kazaya sebebiyet verdiği kanaatine varılarak suçlu bulunan hava trafik kontrolörü Gradimir Tasic yedi yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tasic’in avukatı verilen hapis cezasının yarıya düşürülmesi için karara itiraz ederek Yargıtay’a başvurdu. Bu arada davayı takip eden Tasic’in bağlı bulunduğu meslek örgütü IFATCA (International Federation of Air Traffic Controller’s Associations) harekete geçerek verilen hapis cezasında indirime gidilmesi için konuyu dilekçe ile Yugoslavya Devlet Başkanı Josip Broz Tito’ya (Mareşal Tito) intikal ettirdi. Tito’ya sunulan dilekçe beklenen olumlu etkiyi yarattı ve Tasic Gradimir iki yıl tutuklu kaldıktan sonra 29 Kasım 1978’de serbest bırakıldı.”

 

Yorumunuzu yazınız...