Eski Başbakan Bülent Ecevit’in 1999 Yılında Vaşington’da Oval Ofis’te Dönemin ABD Başkanı Bill Clinton Karşısında Ayakta Görüntülendiği Fotoğrafın, 1999 Yılında ABD’nin Irak Operasyonuna Türkiye’nin Destek Vermeyeceğinin Bildirilmesinin Ardından Sızdırıldığı İddiası Doğrulanamıyor.
16. ve 34. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit’in (28 Mayıs 1925 – 5 Kasım 2006) 1999 yılındaki ABD ziyaretinde Beyaz Saray’da Bill Clinton karşısında görüntülendiği, hafızalarda yer edinen fotoğrafına değineceğiz…
Bülent Ecevit’in yoğun şekilde eleştiri alan fotoğrafının, ABD Başkanı Bill Clinton’a ABD’nin Irak’a girmesine Türkiye’nin sıcak bakmadığını söylemesinin ardından sızdırıldığı ileri sürüldü:
Doğan Subaşı (@DoanSubasi):
“1) ECEVİT’İN KEHANETİ
“Sayın Clinton,
Eğer ABD Irak’a girerse, Ortadoğu’da en az 30 yıl sürecek savaşlar dönemi başlar. Milyonlarca insan ölür.
Türkiye böyle bir olayın parçası olamaz.
Irak operasyonunun kuzeyden Türkiye’den yapılmasına bu nedenle onay ve yardım veremeyiz.”
Bu cümlenin konuşulmasından 15 dk. sonra, aşağıdaki malum fotoğraf, Türk basınına servis edildi.
Fotoğraf, “Ecevit Clinton önünde el pençe” manşetleri ile sunuldu. (27 Eylül-2 Ekim 1999 tarihleri arasında Ecevit’in Başbakan olarak yaptığı ABD ziyareti.)
Kısa bir süre sonra Ecevit Hükümeti düştü. Başka bir Hükümet geldi.
Yeni Hükümetin ilk işi, Irak operasyonu için 60.000 ABD askerinin Türkiye’de konuşlanmasına ve Karadeniz limanlarının bile ABD kullanımına izin veren tezkereyi Meclise sevk etmek oldu.
Meclis tezkereyi çoğunluk oyu kabul demesine rağmen, usul gereği (daha yüksek oy çoğunluğu gerektiği için) red etti. (1 Mart 2003) ABD, red kararından ordunun sorumlu olduğunu ilan etti.
Kısa bir süre sonra, ABD askerleri tarafından Irak’taki askerlerimizin başına çuval geçirildi. (4 Temmuz 2003)
Bir süre sonra da malum Silivri davaları başladı.
Ecevit’in o lafı söylemesinden (1999) bu yana, 25 yıl geçti.
Kaldı 5 yıl!”
1) ECEVİT’İN KEHANETİ
“Sayın Clinton,
Eğer ABD Irak’a girerse, Ortadoğu’da en az 30 yıl sürecek savaşlar dönemi başlar. Milyonlarca insan ölür.Türkiye böyle bir olayın parçası olamaz.
Irak operasyonunun kuzeyden Türkiye’den yapılmasına bu nedenle onay ve yardım veremeyiz.”… pic.twitter.com/Mwi0Yhd5a4
— Doğan Subaşı (@DoanSubasi) December 10, 2024
“Prestij sorunu” ve “utanç kaynağı” olarak görülen ve büyük tartışma yaratan Ecevit’in Beyaz Saray’daki ünlü fotoğrafı, 28 Eylül 1999 günü Vaşington’da gerçekleşen toplantının ertesi günü gazetelerin manşetlerindeydi.
26 Eylül 1999 günü beraberindeki heyetle Vaşington’a giden Bülent Ecevit, ABD Başkanı Bill Clinton ile 28 Eylül’de görüşmesinin ardından 30 Eylül’de New York’a geçti ve 2 Ekim 1999 günü yurda döndü.
Ecevit’in 26 Eylül-1 Ekim 1999 tarihleri arasında New York ve Vaşington’ı kapsayan ABD ziyaretinde ikili ilişkiler, ticaret, mali yardım, terörle mücadele, Bakü-Ceyhan boru hattı, Kosova’da yaşanan gelişmeler, Körfez Savaşı’nın etkileri, Kıbrıs sorunu, depremin etkilerini giderme çalışmaları gibi konular gündeme geldi.
Toplantıda Bill Clinton Türkiye’nin demokratikleşme yolunda attığı adımları övdü, BM gözetimindeki görüşmelerin devamını arzu ettiğini, AB ve Bakü-Ceyhan boru hattı konusunda Türkiye’yi desteklediğini belirtti.
Beyaz Saray’da Oval Ofis’te yaptığı toplantıda Bill Clinton koltuğa dayalı şekilde rahat görüntüsü karşısında Bülent Ecevit’in ayakta duruşu, ilgili toplantının ertesi günü kamuoyunca tartışıldı.
Örneğin Sabah gazetesi, 30 Eylül 1999 tarihli sayısında ünlü isimlerin ve köşe yazarlarının görüşlerini “Tartışılan Fotoğraf” başlığıyla şöyle sundu:
Timur SELÇUK: “Bu fotoğrafta sakınca görmüyorum. Görüntü rahatsız etmedi. Art düşünce yoksa tabii ki. Güzel bir çözüm varsa bizi mutlu eder. Başbakanımız geldiğinde anlatır.”
Ataol BEHRAMOĞLU: “Dostane hasbehal İlk izlenimim dostane bir hasbehal olayını andırıyordu. 60’lar kuşağından gelen Clinton, rahat bir dialoğa açık bir kişiyle konuşmanın rahatlığını paylaşır gibiydi.”
Ayşegül ALDİNÇ: “Rahatsız oldum Ecevit’in fotoğraftaki pozisyonunun kibarlığından kaynaklandığını düşünüyorum. Ama Ecevit’in karşısında bir Amerikalı’nın rahatlığı ve genişliği beni rahatsız ediyor.”
Füsun ÖNAL: “Samimi davranmış Clinton’un da Ecevit’le samimiyeti nedeniyle bu şekilde davrandığını düşünüyorum. İnce eleyip sık dokumamalıyız. Güzellikleri bulandırmamalıyız.”
Metin SÖZEN: “Önemli olan sonuç Biri koltuğa yaslanmış. Biri ayaktaydı. Bu buluşma somut bir sonuç getirebilir mi? Bu atmosfer içinde iki tarafın beklentilerinin zaman içinde çözümü somut sonuçlara gitmesine engel teşkil edebilir.”
Haşmet BABAOĞLU: “Ciddi erozyon Ecevit’in sağlığı ve iktidar kimliğinin ciddi bir erozyon içinde olduğunu gördüm. Clinton rahatlığıyla yeni yüzyılın işaretlerini taşıyor, Ecevit militer kültürün temsilcisi.”
Mahsun KIRMIZIGÜL: ” Ecevit’i beğendim Ecevit’in ise çok rahat ve mütevazi duruşu beni çok etkiledi. Ecevit ülke adına bizim için ricalarda bulunuyor. Bu çok güzel, çok takdir ediyorum ve bizim onu desteklememiz gerekiyor.”
Nasuh Mahruki: “Görüşme önemli Fotoğrafın şekli önemli değil. Önemli olan kapalı kapılar ardında neler görüşüldü, görüşmenin içeriği ve olumlu bir şekilde sonuçlanmış olması. Gerisi önemli değil.”
Hande ATAİZİ: “Taviz vermeyelim Ecevit ve ekibindekiler öylesine beklentilerle gittiler ki Amerika’ya ortaya böyle bir fotoğraf çıkınca bunun yanlış mesajlar vermesi doğal. Kişiliğimizden taviz vermemeliyiz.”
Çetin Altan: “Geçmişe bakalım Bir fotoğrafın ne anımsattığına bakmak işe yaramaz. ABD başkanlarıyla Özal’ın, Yılmaz’ın, Çiller’in hangi anlaşmalar yaptığına bakarak Ecevit’i değerlendirebilirsiniz.”
Güngör MENGİ: “Kusur Ecevit’te Burada kusur, halkının duyarlılığını hesaba katarak böyle bir pozda yakalanmaması gerektiğini Ecevit’in düşünememesidir.”
Rauf TAMER: ” 2 farklı terbiye Önemli değil… Biri Türk terbiyesini yansıtıyor, öbürü Amerikan terbiyesini…”
Zülfü LİVANELİ: “Eli boş dönecek O kadar yaralanmaya açığız ki jestlerden anlam çıkarıyoruz. New York Times, Ecevit’in eli boş döneceğini yazdı. Önemli olan budur.”
Sedat SERTOĞLU: “Bu poz şık değil Amir-memur görüntüsü verdiği için kötü. İnce ayar yapılmamış. Clinton adamları ile böyle konuşuyor. Ecevit’le bu pozu şık değil.”
Ali KIRCA: “Mesaj değil Amerikalılar’ın davranışlarıyla mesaj verme alışkanlığı olduğunu sanmıyorum. Mesajlarını politikalarla verirler.”
ABD’nin Irak işgali, 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de düzenlenen terör saldırılarının ardından 2003 yılında gerçekleşti.
11 Eylül’ün ardından, George W. Bush yönetimi teröre karşı küresel bir savaş başlattı ve Afganistan’daki Taliban rejimine karşı operasyon düzenledi. Bu süreçte ABD, Irak’taki Saddam Hüseyin rejimini de hedef aldı. Saddam Hüseyin’in kitle imha silahları geliştirdiği ve terör örgütleriyle bağlantılı olduğu iddiaları, işgalin başlıca gerekçeleri arasında gösterildi (İşgal için meşru zemin oluşturmak adına ortaya atılan bu iddiaların gerçeği yansıtmadığı anlaşıldı). Irak’a karşı askerî müdahale için aradığı uluslararası desteği ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden sağlayamayan ABD, İngiltere, Avustralya ve Polonya’dan oluşan müttefik ülkelerle tek taraflı olarak 20 Mart 2003 tarihinde Irak’ı işgal etti.
AK Parti hükûmeti tarafından 25 Şubat 2003 günü TBMM’ye sunulan, ABD’ye Irak’ı işgal amacıyla Türkiye topraklarında asker konuşlandırma izni verecek olan, 1 Mart Tezkeresi olarak bilinen “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için Hükûmet’e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi” genel kurulda reddedildi.
Ecevit, ABD’nin Irak’a yönelik saldırısının gündeme geldiği günlerde, ABD’nin Irak’a karşı kendi başlarına veya Türkiye’den izinsiz olarak bir askeri harekatta bulunması durumunda Türkiye’nin de istemediği halde bu mücadelenin içine sürüklenebileceğini, ABD’nin böyle bir askeri harekattan vazgeçmesi için her türlü girişimde bulunulduğunu, Irak’a yönelik askerî bir harekatın bölgeyi istikraksızlaştırabileceğini, Saddam Hüseyin’e yönelik bir saldırının, onun oluşturabileceği tehditten çok daha büyük olduğunu, Irak operasyonunun Türkiye ekonomisini olumsuz etkileyeceğini söyledi.
Irak’ın işgaline karşı olduğunu açıkça beyan eden Ecevit, ABD’nin Irak’ı işgali ve 11 Eylül saldırıları öncesinde 1997 ve 1998 yıllarında gündeme gelen Irak’a yönelik operasyon planını desteklemediğini, İkinci Körfez Savaşı olasılığını ciddi gördüğünü ve ABD’nin Irak pozisyonları hakkındaki açıklamalarını inandırıcı bulmadığını belirtti.
Özellikle 2001 yılıyla birlikte Bülent Ecevit’in sağlık sorunlarıyla ilgili söylentiler yoğunlaştı. 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan erken genel seçimlerde Demokratik Sol Parti’nin barajı aşamamasıyla Ecevit TBMM dışı kaldı. Kamuoyunda sağlığı hakkında endişelerin arttığı bir dönemde 4 Mayıs 2002 günü rahatsızlanarak Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesine kaldırıldı. Tedavisi daha sonra evinde ve hastanede devam etti. Ecevit, 22 Mayıs 2004 tarihinde DSP Genel Başkanlığını, 24 Temmuz 2004 tarihinde yapılan 6. Olağan Kurultay’da aktif siyaseti bıraktı.