Menemen’de Asteğmen Kubilay’ı şehit eden Derviş Mehmet’in eski TBMM Başkanı ve eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın dedesi olduğu iddiası yeniden sosyal medyada dolaşıma girdi.

 

Militer Enstitü (@militerenstitu): “Asteğmen Kubilay’ın başını kesen, kendisini Mehdi olarak tanıtan katil Derviş Mehmet, Bülent Arınç’ın dedesidir.”

bulent-arinc-astegmen-kubilay

 

Bülent Arınç’ın Menemen Olayı’nın sorumlusu Derviş Mehmet’in torunu olduğu iddiası 2007 yılında gündeme gelmişti.

 

İlgili dönemde bu asılsız iddiaileri süren metinler şu şekildeydi:

 

“Peki Bülent Arınç’ın Menemen Vahşetiyle İlişkisi Neydi:

Menemen isyanını Giritli Hüsnü Türk Milletine ve Cumhuriyete karşı düşmanlığı sonucu Yunanistan?a gittikten sonra buradan idare ettiı!!! Olayların tertipleyicileri; hilafet komitesi ve İngiliz casusu Lavrens ile bağlantılı Nakşibendi tarikatı lideri Erbilli Şeyh Esat, işgal döneminin Manisa Valisi Giritli hüsnü (Manisayı Yunana satıp,1922?de Yunanistan?a kaçtı ve Hristiyan oldu, Hüsnüyadis adını aldı) ve onun Giritteki kamplarda İngiliz ve Yunan subayları tarafından eğitilen kardeş çocuğu Derviş Mehmet?tir. Kubilay?ın başını bağ testeresi ile kesen?Menemen isyancısı babadan Girit Rum?u, anadan Mısırlı Arap olan Giritli Derviş Mehmet denen bu mürteci zat eski Meclis başkanı, bugün başbakan yardımcılığı yapan (Bülent ARINÇ) ın dedesidir. ARINÇ(Menemen- Sümbüller Köyü) ikinci eşinden torunudur? ARINÇIN DEDESİ sözde mehdi Giritli Derviş Mehmet, Yüzbaşı Fahri?ye ?Ben mehdiyim, şeriatı ilan ediyorum. Bana kimse mukavemet edemez.!? demişti.

Sonunda isyan bastırıldı. Kurşun işlemeyen sözde Giritli mehdi Derviş Mehmet?e ateş açıldı. Ve bu ateş esnasında Kubilay?ı şehit eden ARINÇIN DEDESİ sözde Giritli mehdi Derviş Mehmet ile birlikte Giritli Sütçü Mehmet ve Giritli Şamdan Mehmet öldürüldü. Aralarında önceden Şeyh Sükuti?nin Menemen belediye başkanlığı yaptığı sırada yönetimde birlikte olduğu bilinen Hayımoğlu Yahudi Jozef, Erbilli Şeyh Esad?ın oğlu Mehmet Ali ve 37 kişinin idamına karar verildi. Tarikatın amacı Cumhuriyet kayıtlarına, ?Hükümeti yıkmak, ATATÜRK ilke ve inkılaplarına aykırı olarak saltanat ve şeriatı getirmek, tekke ve zaviyeleri açmak, şapkayı yasaklayıp yeniden fesin kullanılmasını? sağlamak olarak geçti. Kubilay, bir Cumhuriyet öğretmeni. Henüz 24 yaşında ve askerlik görevini yaparken Bülent Arınç?ın öz be öz dedesi tarafından başı kesilerek öldürülüyor. Tarihe Cumhuriyet karşıtlarının faili olduğu ?Menemen Olayı? olarak geçen olayda bir Türk subayının şehit edilmesinde başrol oynayan bir dedenin torunudur Arınç. Dedesinin eli kanlı bir Cumhuriyet düşmanı olması Bülent Arınç?ın içinde bulunduğu zihniyeti de gösteriyor? Öyle olmasaydı bugün Cumhuriyet Rejimine,TSK’ya karşı bu söylemlerde bulunur muydu? Düşünebiliyor musunuz böyle eli kanlı bir vatan haininin torunu Türkiye?de en yüksek makamlara gelebiliyor ve Türkiye Cumhuriyetini kuran,koruyup,kolluyan Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine konuşma cesaretini kendinde bulabiliyor.Ülkenin ne hale geldiğini,kimler tarafından yönetildiğini görüyor musunuz. Evet dini istismar ederek cahil halkı aldatan, düşmanlarla işbirliği yaparak Türk askerine saldıran HÜSNİYADİS RUHU HORTLAMIŞTIR. Dedesinin torunu Arınç asker hakkında bugüne kadar olumlu bir tek görüş bildirmemiş, kendi görevlerini askerle uğraşmak uğruna ihmal ve suistimal etmiş bir HÜSNİYADİSTİR.”

 

“Bülent Arınç 1948 yılında sıcak bir mayıs ayının 25’inde Bursa’da dünyaya geldi.
Doğumuyla da her insan gibi olmayacağının, aykırı cephede yer alacağının işaretlerini veriyordu.
Arınç’ın doğumu sıradan bir doğum değildi. Önce bacakları görünmüş, paniğe kapılan ebe, onu ana karnında düzeltmeye çalışmışsa da beceremez, bacaklarından tutarak çekip çıkartır.
13733688728 T.C numaralı Bülent Arınç 25.05.1948 tarihinde Bursa’da ters bir doğumla gözlerini işte böyle dünyaya açtı.
Manisa Merkez ilçe Büyük Sümbüller Köyü’nde yer alan kütüğü 1959 yılında Manisa merkez ilçeye nakledildi.
Her ne kadar babasını “Komutan” olarak tanımlasa da 13748688218 kimlik numaralı babası İbrahim Arınç, subay ya da astsubay değil, Jandarma uzatmalısı olarak orduda görev yaptı.
Arınç’ın dedesinin kütükte geçen ismi Ahmet, nenesinin adı ise Raziye olarak yer alıyor. Baba Arınç 28.12.1908 Tarihinde Manisa’da doğdu.
İbrahim Arınç’ın annesi Raziye’nin, 13691690184 numaralı kimlik bilgilerinden gördüğümüze göre baba adı Mehmet, annesinin ismi ise Gılman’dı. Gılman ismini Yahudiler kullanıyordu.
Raziye Hanım Bergama’da doğmuştu.
Bergama’ya da Girit’ten gelmişlerdi. Girit’e gitmeleri ise Siirt’in Baykan ilçesi Arınç köyünden olan, Arınç ailesinin Tunceli ve yöresinde isyana kalkışmaları sonucuydu.
Böylece Tayyip’in karısı Emine’den, Abdullah Gül’den, Beşir Atalay’dan sonra Siirt kökenli olduğu belgelenen Arınçlar, Bedirhan aşiretinin uzantılarındandılar.
Osmanlı bunları Girit’e sürdükten sonra Girit isyanları başlamıştı.
Arınç’ın İbrani kökenli dedeleri Osmanlı’ya başvurarak bugünkü deyimle Koordinatörlük istemişler, koordinatör olmalarının ardından Girit elimizden çıkmış, Yunanistan’ın emrine geçmiştir.
Girit’in elimizden çıkmasının ardından Yahudi Arınç ailesi Yunanlılarca Girit’ten kovulurlar. Tüm sülale derme çatma kayıklarla Girit’ten kaçarlar ve Manisa’ya yerleşirler.
Manisa, Yunan’a kurşun atmadan teslim olan tek ilimiz olarak tarihte yerini alıyordu.
Manisa’da yetişen Bülent Arınç, Meclis Başkanı olduğu zaman 12 mil olayının Yunanistan lehine kabul edilmesini istiyordu.
Oysa Bülent Arınç, Mekke’de sarı, kırmızı ve yeşil renkli bir çadırda yaptığı açıklama da Yunanistan’ı Helencilikle, Megalo İdea peşinde koşmakla suçluyor ve ardından kükrüyordu: “Kahpe Yunan”…
Bülent Arınç’ın annesi Ayşe Sevdiye ise 13745688372 numaralı kimlik bilgilerine göre; 01.07.1919 yılında Alanya’da dünyaya gelmişti. Annesinin adı Emine, babası ise Kazım’dı.
Anne Sevdiye ve Baba İbrahim 10.03.1937 tarihinde evleniyorlardı. Bu evlilikten Bülent Arınç’ın dışında; 15.02.1938 tarihinde Yıldıray, 26.01.1940 yılında Kutlay, 19.05.1943’de Ümit Doğay ve 12.07.1956’ya geldiğimiz de Tülay isimli çocukları oluyordu.
21.05.2007 tarihinde Manisa ETV Televizyonunda yayınlanan konuşmasında Bülent Arınç, annesinin, büyükbaba ve büyük annesinin Bergama ve Yunt Dağı bölgelerinde doğup büyümüş kişiler olduğunu söylüyordu.
Oysa yukarıda da belirttiğimiz gibi annesi Ayşe Sevdiye 13745688372 numaralı kimlik bilgilerine göre; 01.07.1919 yılında Alanya’da dünyaya geliyordu.
Arınç’ın annesi Sevdiye Mısır’dan Alanya’ya göçen bir Arap ailenin kızıydı.
Mısır kökenli ve İskenderiye doğumlu bir başka milletvekili ise Tayyip’in sırdaşı Emin Şirin’di.
Emin Şirin kendini tanımlarken; “Bende Türk kanından başka her kan var” diyordu.
Arınç’ın büyük babası Mehmet, Derviş Mehmet olarak tanınıyordu.
Büyük baba ölünce Arınç’ın kütükte Ahmet adı ile kayıtlı dedesi, Derviş Mehmet diye çağrılmaya başlanıyordu.
Bilindiği gibi Derviş Mehmet, Asteğmen Kubilay’ı şehit eden gurubun başını çekiyordu.
Bülent Arınç’ı çok yakından tanıyan ve onun çocukluk arkadaşı olan Nedim Çakmak, “Bülent, çocukluk ve gençlik yıllarında, Manisa sokaklarında “Dedemin intikamını alacağım” diye dolaşıyor” diyordu.
Arınç, Manisa kökenli ve İzmir Karşıyaka’da oturan Yahudi Sara Hanım’ın derslerine katılıyor, onun tekkesinden çıkmıyordu.”

 

Asteğmen Kubilay ile birlikte Hasan ve Şevki adlı bekçilerin şehit olduğu gerici isyanın elebaşı olan, mehdilik iddiasında bulunan 33 yaşındaki Girit göçmeni Derviş Mehmet, Bülent Arınç’ın dedesi değil. Arınç’ın dedesinin adı Derviş Mehmet değil.

Aslen Büyüksümbüller, Manisalı olan Arınç, 25 Mayıs 1948 tarihinde Jandarma Astsubay (Kıdemli Başçavuş) İbrahim Arınç ile (Alanyalı Alanyalı Yönet Ailesi’nin kızı) Ayşe Sevdiye Arınç’ın (1919-2003) dördüncü çocuğu olarak, babasının görev yaptığı Bursa’nın Demirtaş beldesinde dünyaya geldi.

 

 

2007 yılında TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın dedesinin Menemen Olayı’nda rol aldığı yönündeki iddiaları TBMM Başkanlığı yalanladı. TBMM Basın Müşavirliğinden yapılan açıklamada, Arınç’ın dedesinin Giritli Mehmet değil Sarıhüseyin oğlu Ahmet Efendi olduğu bildirildi. 1800’lü yıllarda Horasan’dan Manisa’ya göç eden bir Yörük ailesinin oğlu olan Sarıhüseyin oğlu Ahmet Efendi’nin, Çanakkale Savaşı’na katılıp gazi olduğu kaydedildi.

 

 

Menemen Olayı Nedir?

23 Aralık 1930 günü İzmir Menemen’de “Yaşasın Şeriat!” sloganları atarak yürümeye başlayan Derviş Mehmet Efendi liderliğindeki şeriat isteyen bir grup tarafından yedek subay öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay ve yardımına koşan bekçiler Hasan ve Şevki’nin öldürülmesi tarihimizde “Menemen Olayı” olarak adlandırılmaktadır.

 

dervis-mehmet-menemen-olayi
Vakit – 24 Aralık 1931

 

Menemen’deki gerici isyanın gelişimi ve sonuçlanması şu şekilde aktarılmaktadır:

“23 Aralık 1930 sabahı Manisa’dan Menemen’e gelen dördü silahlı altı kişi, bir camiden aldıkları yeşil sancağı sabah namazından sonra ilçe meydanına dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalıştılar. 

Halkın katılmasıyla isyancı grup kısa zamanda büyüdü. İlk eylemciler arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamlı Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan ve Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet cemaate kendini mehdi olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi. Arkalarında 70 bin kişilik halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söyledi.

Eylemciler meydana diktikleri ve şeriat sancağı olarak adlandırdıkları yeşil bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye ve zikretmeye başladılar. “Şapka giyen kafirdir. Yakında yine şeriata dönülecektir.” diye bağırarak bir isyan hareketi başlattılar. Bayrağın altından ahaliden bazı kişileri geçirdiler. Bunlar arasında fabrikada işçisi Hayimoğlu Jozef gibi gayrimüslimler de vardı. Eyleme katılan vatandaşların bir kısmının halife ordusunun geleceği endişesiyle boyun eğdiği iddia edilir,

Olayların ilçedeki askeri birlikte duyulması üzerine alay komutanı, yedek subay Kubilay’ı bir manga askerle birlikte olay yerine gönderdi. Kubilay askerlerin yanından ayrılarak tek başına eylemcileri arasına girdi ve teslim olmaya ikna etmeye çalıştı. Silahlı eylemcilerden biri ateş ederek Kubilay’ı yaraladı. Bunu gören askerler ateşle karşılık verdiler ancak tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardı. Elebaşlarından Derviş Mehmet “Bana kurşun işlemiyor.” diyerek halkı kutsal bir vazifesi olduğuna ikna etmeye çalıştı.

Kubilay yaralı halde uzaklaşarak cami avlusuna sığındı ancak Derviş Mehmet ve arkadaşları peşinden geldiler. Derviş Mehmet, çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkardı ve Kubilay’ın başını bedeninden ayırdı.

Kesik başı yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalıştılar ancak başaramadılar. Bunun üzerine kesik başı bayrağın sopasına iple bağladılar. Olay yerine sonradan gelen Bekçi Hasan ateş edip gruptan birini yaraladı ancak açılan ateş sonucu o da öldü. Arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki de açılan ateş sonucu öldü.

Olay yerine gelen takviye birliklerin “Teslim ol!” çağrısına uymayan eylemciler ile askerler arasında çatışma çıktı. Göstericilerden bazıları öldü. Kaçmaya çalışan elebaşları ve eylemcilerin hepsi tutuklandı.”

 

esad-erbili-menemen-olayi
Menemen’de Kubilay Asteğmen’i şehit eden Derviş Mehmet’e ait sanılan fotoğraf

 

 

 

 

Yorumunuzu yazınız...