Atatürk’ün son isteği olan enginar yemeğini yiyemediği iddia edilse de son günlerinde karaciğer rahatsızlığı için uygulanan diyette yer verilen enginarı sıklıkla tüketmişti.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Dolmabahçe Sarayı’nda 10 Kasım 1938 günü sabahı saat 09:05’te vefatı öncesinde son isteğinin enginar yemeği olduğu; ancak, mevsimi olmadığı için enginarın bulunamadığı, Hatay’dan sipariş edilen enginarlar yetişemeden Atatürk’ün komaya girdiği iddiası şu metinle ileri sürülmekte:
“Atatürk, 29 Ekim’den 7 Kasım’a kadarki 10 günü yarı uyur, yarı uyanık vaziyette geçirmişti. Genellikle kendinde değildi. Uyandıkça süt, pirinç ve meyve suyu ile karnını doyurmaya çalışıyordu. 7 Kasım’da Atatürk’ün canı zeytinyağlı enginar yemeği istedi.
Zeytinyağlı enginar, Atatürk’ün uzun yıllardır içten arzu ederek istediği ilk ve son yemekti. Memleketin dört bir tarafına bakıldı ancak mevsimi olmadığı için enginar bulunamadı.
Hasan Rıza Soyak, o yıl henüz Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmamış olan Hatay’dan telefonla enginar sipariş etti. Sipariş edilen enginar İstanbul’a ulaştığında Mustafa Kemal Atatürk, ikinci ağır komaya girmişti.
Sayısız savaşa katılan, 57 yıllık hayatını memleketine, milletine hizmet ederek geçiren ve 85 milyon insanın yaşadığı Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk, yıllar sonra istediği tek yemek olan zeytinyağlı enginarı yiyemeden hayata gözlerini kapadı…”
Bir diğer metin de şöyleydi:
“7 KASIM 1938 – Atatürk’e son defa karnından su alınma işlemi (ponksiyon) yapıldı. 7 Kasım 1938 /
“Son İsteği “Enginar”
Son 3 güne girilmişti. Hastalık, artık son aşamasındaydı. Atatürk 29 Ekim’den 7 Kasım’a kadar ki 10 günü yarı uyur, yarı uyanık vaziyette geçirdi. Genellikle kendinde değildi. Uyku arasında bazı kelimeleri belli belirsiz tekrar ediyor, ayıldıkça süt, pirinç suyu ve meyve sularından oluşan menü ile karnını doyurmaya çalışıyordu.
O günlerde canı enginar yemeği istedi. Fakat o zaman İstanbul’da enginar bulunmadığından Hatay’a ısmarlandı. Enginarlar geldiğinde o ölüm döşeğinde, derin bir uykudaydı. Yemek kısmet olmadı.”
Bu anlatının kaynağının Hulusi Turgut’un “Atatürk’ün Sırdaşı – Kılıç Ali’nin Anıları” adlı kitabında yer verilen Atatürk’ün 8 Kasım 1938’de 2. ağır komaya girmeden önceki hasta yatağındaki son günlerinde Hasan Rıza Royak’ın aktarımına dayandığı anlaşılıyor.
Kitaptan, Atatürk’ün hastalığının son günlerinde Kılıç Ali’ye doktorların niçin kendisine enginar yedirmediğini sorduğu, bunun üzerine mevsimi olmayan enginarın Hatay’dan sipariş edildiği, ancak Atatürk’ün o yemeği yiyemediğini ileri süren ilgili kısım şöyle:
“O günlerde Atatürk’ün canı enginar istemişti. Mevsimi olmadığı için HASAN Rıza Soyak, Hatay’dan telefonla enginar sipariş etmişti. İkinci ponksiyonun (vücuttan iğneyle sıvı çekme) ertesi Sabahı odasına girdiğimde bana sordu.
Ben de kendisine enginar mevsimi olmadığı için Hatay’a sipariş edildiğini ve bu günlerde geleceğini söyledim. Memnun oldu. Bu enginar yemeği Atatürk’ün yanında bulunduğum uzun yıllar içinde içten arzu ederek sipariş ettiği ilk ve son yemekti. Maalesef bunu yemek kendisine nasip olmadı.”
Atatürk’ün uşağı Cemal Granda da hatıratında Atatürk’ün son günlerinde istediği enginarı temininde sıkıntı yaşandığı için yiyemediğini şöyle anlatmıştı:
“O günlerde Atatürk’ün canı enginar istemiş. Mevsimi olmadığı için de Hasan RızaSoyak, telefonla Hatay’dan sipariş etmişti. İkinci su alınmasını ertesi günü Kılıç Ali’ye yakınmada bulunarak :
—«Yahu doktorlar bana niçin enginar yedirmiyorlar?» diye sormuş, o da şöyle karşılık vermişti:
—«Enginar mevsimi olmadığı için Hatay’a sipariş edildi. Bugün yarın gelecek. İnşallah yersiniz.»
Atatürk bu sözlerden çok memnun olmuştu. Enginar Atatürk’ün yaşamında isteyerek ısmarladığı belki de ilk ve son yemekti. Fakat ne yazık ki, bunu yemek kısmet olmadı.”
İşbu aktarımların aksine Atatürk, son günlerinde karaciğer rahatsızlığı için uygulanan diyette yer verilen enginarı sıklıkla tüketmişti.
Tutulan zabıtlarda Atatürk’ün son günlerinde sıklıkla enginar yediği görülebiliyor. Yani, Atatürk’ün çok istediği enginarı hiç yiyemediği iddiası gerçeği yansıtmıyor.
Atatürk, son defa 8 Kasım 1938 günü bir şeyler yiyip içebilmiş, ağzına saat 18.35’te küçük bir buz parçası konmuş ve vefatına kadar başka hiçbir gıda tüketememiş.
Özel Şahingiray tarafından hazırlanan, 1 Ekim 1938 Cumartesi günü başlayıp; 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 9’u 5 geçe sona eren, Atatürk’ün sağlık durumu, doktorların müdahaleleri, test sonuçları, ziyaretler ve öğünler gibi detayları içeren Atatürk’ün Son Nöbet Defteri adlı eserde yer verilen Atatürk’ün son günlerindeki menülerde enginarın sıkça yer aldığı görülüyor.
Atatürk’ün Son Nöbet Defteri’nde 1 Ekim 1938 ile 10 Kasım 1938 günleri arasında Atatürk’e tatbik edilen diyetin daha çok şekerli, sulu gıdalar, çeşitli meyve suları, hoşaf, çorbalar ve sebze püreleri içerdiği anlaşılıyor.
Murat Bardakçı, Atatürk’e 1 Ekim – 8 Kasım 1938 tarihleri arasında doktorlar tarafından gramlarına kadar belirlenerek verilen yiyecekler ve içeceklerin listesini “İşte, Atatürk’e son 40 gününde doktorların verdikleri yemekler: Ağzına en son 8 Kasım akşamı bir kalıp buz konmuştu!” başlıklı 10 Kasım 2021 tarihli yazısında listelemişti.
Bahse konu yazıdan 1 Kasım’dan komaya girdiği 8 Kasım gününe değin Atatürk’ün öğün listesi şöyle aktarılmış:
1 Kasım 1938, Salı:
06.50: 150 gram sütlü salep
10.00: 150 gram süt
12.00: Zeytinyağlı enginar, 15 gram ekmek
14.00: 150 gram elma, portakal suyu
15.50: 150 gram poriç yulaf
18.00: 150 gram süt
20.00: Enginar, 15 gram tereyağlı ekmek
22.20: 150 gram üzüm, elma, portakal suyu
2 Kasım 1938, Çarşamba:
00.55: 100 gram portakal suyu
03.50: 150 gram süt
07.45: 150 gram sütlü poriç yulaf
10.00: 150 gram sütlü salep
12.10: 150 gram sütlü poriç yulaf
14.00: Enginar, 20 gram tereyağlı ekmek
18.00: 150 gram süt
20.00: Bezelye püresi, 30 gram ekmek, 50 gram Taşdelen suyu
22.00: 150 gram poriç
23.15: 100 gram meyve suyu 6 kaşık şeker
23.20: 25 gram su
3 Kasım 1938, Perşembe:
00.35: 25 gram Çiçek suyu, su
03.40: 140 gram meyve suyu 6 kaşık glikoz
07.10: 150 gram sütlü salep
08.10: 150 gram süt, 6 kaşık glikoz
09.50: 100 gram su
10.15: 150 gram portakal üzüm suyu
12.00: Enginar, 20 gram tereyağlı ekmek, üzüm suyu
14.00: 150 gram süt
16.00: 150 gram poriç
18.00: 150 gram süt
20.00: Bezelye, 20 gram ekmek, 100 gram portakal suyu
22.00: 150 gram meyve suyu
24.00: 150 gram portakal suyu
6 Kasım 1938, Pazar:
07.00: 150 gram sütlü salep
09.30: 150 gram sütlü salep
12.00: Bamya, 20 gram ekmek
13.40: 150 gram meyve suyu
16.00: 150 gram poriç
17.30: 150 gram süt
19.30: 150 gram enginar
21.30: 150 gram meyve suyu
22.50: 150 gram süt
8 Kasım 1938, Salı:
06.00: 150 gram sütlü kahve
08.25: 150 gram sütlü çay
11.05: 150 gram yulaf poriç
13.05: 150 gram süt
15.10: 150 gram çorba
17.15: 150 gram elma suyu
18.35: 1 buz
Murat Bardakçı, Atatürk’ün Mutfağı adlı kitabında bu iddianın gerçeği yansıtmadığını şöyle belirtmişti (Sf: 13):
“Atatürk’ün sofrasıyla ilgili bir diğer iddia hiç enginar yemediği, Dolmabahçe Sarayı’ndaki son günlerinde canının enginar çekmesine rağmen mevsimi olmadığı için getirtilemediği şeklindedir. Ama arşivde bu iddianın da doğru olmadığını gösteren kayıtlar mevcuttur ve enginarın senelerce alındığı, üstelik Atatürk’ün hastalığının ağırlaştığı 1938’in 1 Ekim’i ile 8 Kasım’ı arasında 8 defa enginar yediği görülmektedir.”
Bardakçı, adı geçen kitabında yukarıda alıntılanan Atatürk’ün son günlerindeki öğün listesine de yer vermiş.