Tayfun Talipoğlu’nun araç muayene istasyonunda bir sürücü ile yaptığı röportaj 2010 yılından bu yana bazı vatandaşlarca kurgu olduğu idrak edilemeden paylaşılıyor.
“TÜVTÜRK araç muayene videosu” başlığıyla aktarılan görüntüde “araç muayenesinden şikayet eden vatandaş” ile gazeteci Tayfun Talipoğlu (3 Ağustos 1962 – 21 Mart 2017) arasında şu diyalog geçmişti:
Tayfun Talipoğlu: “Evet efendim arabanızı getirdiniz, kaçıncı defa getirdiniz ve nasıl durum?”
Vatandaş: “Kaç sefer getirdim? 3 sefer getiriyorum bu 3. oluyor daha kaç sefer getiricem bilemiyorum. Bunu açıkça burada ifade edem. Geliyorum ben Karayolları’na gidiyordum Allah seni inandırsın bir kere geliyordum veriyorduk parayı neyse işimiz bitiyordu gidiyorduk. Şimdi 3 sefer geldim daha kaç sefer gelicem Allah bilir. Ben caydım diyebilirim Sayın Tayfun Bey.”
Tayfun Talipoğlu: “Bu sizin sağlığınız için gerekli Avrupa Birliği standartları var çünkü.”
Vatandaş: “Ben bu Avrupa Birliği diyorsun. Ben kendim muayene olamıyorum. Arabanın arka koltuğunda şeyine bile bakıyorlar. Neymiş… Ulan… Senin telefon mu o? He… Alo… Şimdi aramayın ben röportajdayım. Muayene daha bitmedi. Ne zaman bitecek Allah bilir. Kapat. Ben seni sonra arayacağım. Kusura bakmayın. Karı arıyor. Ben buraya geliyorum. Avrupa Birliği diyorsun. Bu yollar sanki Avrupa Birliği mi? Neymiş arka koltukta emniyet kemeri diyor. Ulan benim ön tarafta emniyet kemeri kim takıyor? Bana bir söyle. Takan kaç tane insan var? Geliyorum yine asabım bozuluyor. Burada kendi paramızla rezil oluyoruz. Geldim oraya ne yiyecek bir lokma bir şey bulunuyor. Sabahtan beri kaç defa geliyorum. Yağmur yağıyor söz temsil. Oraya git diyor buraya gitme diyorlar. Orada durma oraya git. Araba orada bir maskara oluyor. Ben kendim kaç gündür işten kaytarır oldum. Şimdi asabım bozuldu neymiş Avrupa Birliği. İstemiyorum ben böyle Avrupa Birliği olacaksa. Ne güzel Karayolları’nda biz bunu yaptırıyorduk. O zaman ne oluyordu? Hiçbir şey olmuyordu. Şimdi kusura bakma azıcık sinirlendim. Ben böyle Avrupa Birliği istemiyorum. Neymiş senin iyiliğin için. Ulan benim iyiliğim işte araba ne güzel gidiyor. Ben bunu kaç senedir kullanıyorum. Çoluk çocuk kullanıyoruz her yere gidiyoruz.”
İnternet forumlarında ve sosyal medya platformlarında bu video “TÜVTÜRK vatandaşın muayene isyanı” başlığıyla gerçek sanılarak paylaşılmıştı.
Gerçek sanılan röportaj aslında kurgu bir çekim.
Araç sahibi rolündeki kişi de tiyatro sanatçısı Müfit Kayacan.
Müfit Kayacan’ın muhteşem bir performans sergilediği video TÜVTÜRK tarafından reklam olarak çekilmiş.
Çukur adlı dizini “Cumali Amcası” Müfit Kayacan’ın Talipoğlu ile araç muayenesi konulu farklı bir videosu daha mevcut:
Müfit Kayacan, şahane oyunculuğunun arka planına TÜVTÜRK’ün 2018 yılı son çeyreğinde çıkardığı İstasyon adlı dergiye verdiği röportajda şöyle değinmiş:
TÜVTÜRK’le işbirliğiniz nasıl gerçekleşti?
Bu noktada Tayfun Talipoğlu’nu burnumun direği sızlayarak özlemle anmak istiyorum. Kendisi Bam Teli programı için yolculuk yaparken, bir arkadaşımız onu Gazipaşa’nın Beyrebucak köyünde bizim tiyatro turnemize davet etmişti. İlk kez orada tanışmıştık. Daha sonra TÜVTÜRK, kuruluş aşamasında, halkı bilinçlendirmek için ondan vurucu ve biraz esprili görüntüler çekmesini istemiş. O zamanlar TÜVTÜRK çok yeni olduğu için henüz halk tarafından benimsenmemişti.
Normalde geçiştirmeye alıştıkları için daha kurumsal, zorlayıcı ve ayrıntılı muayene onları zorlamıştı. Ben önce onları dinledim. Ardından, Tayfun Talipoğlu’yla bir araya geldik ve doğaçlama bir söyleşi gerçekleştirdik. Tayfun da aynı şekilde sözleri yazıp hazırlanmaktan ziyade doğaçlamadan yanaydı. Hakim olduğum Kaş şivesiyle, ayrıntılı araç muayenesinden şikayet eden bir adamı canlandırdım. İyi ki gerçekleştirmişiz. O video yayınlanmadı ama Youtube’a kondu, ardından benim tanıtım kartım gibi oldu. O videodaki gerçeklik, doğallık ölçü olarak kabul edildi ve beni bazı önemli filmlere ve yönetmenlere kadar götürdü. Aynı doğallıkta Tayfun’un dostluğunun bende yarattığı coşkunun da payı olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle onu hep özleyeceğim. Bu ülke onu özleyecek.
TÜVTÜRK’ün, YouTube’daki Doğan Kabak’ın kanalında da muayene süreçlerini anlatan videoda aynı “dayıyı” gördük. Nasıl bir karakter o?
O dayı benim eniştem aslında. Şu an hâlâ sağ. Kaş’ta uzun yıllar berberlik yaptı. Hatta TÜVTÜRK Genel Müdürü Kemal Ören “Bu karakter nereden çıktı?” diye sormuştu. Ben de taklit ederek anlatmıştım. Ömrünü Kaş’ta geçirmiş ama hâlâ yüzme bilmeyen bir adam. Verdiği karşılık şu: “Yüzeceğime inanıyorum ama cesaretim yok.” Her konuda abartılı ama samimi. O adamı iyi gözlemlemişim herhalde ki TÜVTÜRK için çektiğimiz videoda da iyi aktarabildim.
Videoda canlandırdığınız karakter aracını muayene ettirmekten hoşlanmıyor…
Bizim yurdun insanı şu mantalitededir genelde: “Araba gidiyorsa muayeneye gerek yoktur, durduğu ana kadar sağlıklıdır.” Yaşarken de kendisi sigarayı içer, içer; KOAH başlangıcında gece öksürüklerini falan doktora gitme gerekçesi saymaz. Ne zaman hasta olduğuna inanır? Artık yürüyemez hale geldiğinde. Bu zihniyet, araçlarımız için de geçerli. Erken teşhis, önleyici muayene gibi kavramlardan uzak yetişmiştir. Lastik patlayana kadar, motor susana kadar. Benim dayım köylüler arasında yolcu taşıma işleri yapmıştı. Sonra arabası çalışamaz hale geldi, hurdaya ayrıldı. Köydeki lakabı “haşat turizm” idi. Çağdaş hizmetlerden nasibini almamış anlayışların keyfiyetinin ismidir bu.
Emrah Kaman, Murat Kaman ve Eray Kaman’ın Son Kabile adlı Youtube kanalının “İşin İçinden” başlıklı programına konuk olan Müfit Kayacan, araç muayenesinden şikâyet eden vatandaş rolünü idrak edemeyenlerden şöyle bahsetmiş:
“Geçen araç muayeneleri % 150 gibi bir zam olmuş. Geçen gün benim adımı da kullanarak o videoyu koymuşlar. İsyan bir şeyi sosyal medyada yeni o zammın altına bu adam haklıymış diye. Birileri de ‘ulan bu Çukur’daki Amca değil mi dayı’ falan filan ‘ulan bu adam yürümüş oyuncu olmuş’ falan yazanlar var. Hâlâ yani ‘ulan be şansa bak adam nereden yürümüş buradan bu videodan ben bunu şurada da gördüm’ diye böyle şeyler de var.”
