Osmanlı Devleti’nde Okuma Yazma Oranının % 66,2 Olduğu İddiası Doğru Değil
36 şehrin ortalama yüzde 66,2’lik okuryazarlık oranıyla Osmanlı Devleti’nin kültür düzeyinin yüksek olduğunun ortaya koyulduğunu iddia eden tablo, kendisine kaynak olarak gösterilen Kemal Karpat’ın eserlerinde yer almamaktadır. Kemal Karpat’ın “Osmanlı Nüfusu 1830-1914” adlı kitabında yer alan 1894-95 yıllarında Osmanlı Devleti’nde okuma yazma bilmeyen kişi sayısı üzerinden çıkarım yapılarak okuma yazma oranının % 66,2 olduğunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Karpat’ın kitabında yer alan orijinal tablo incelendiğinde Osmanlı Devleti’nde okuma yazmama oranının % 46 olduğunun belirttiği görülmekle; bu veri üzerinden Osmanlı Devleti’nde 1894/95 yıllarında okuma yazma oranının % 54 olduğu anlaşılmaktadır.
1928 yılında gerçekleştirilen Harf Devrimi’nin eğitim ve kültür hayatımıza ne yönde sirayet ettiği her ne kadar Türk entelijansiyası tarafından yoğun şekilde tartışılıyor olsa da net şekilde ortaya konulamamıştır. Yoğun bilgi karmaşası ve doğruluk payı bulunmayan iddialarla birlikte harf devrimiyle birlikte yeni alfabeye geçiş yapılmasının halkı bir gecede cahil bıraktığı, harf devriminden önce % 66,2 olan okuma yazma oranının bir anda tek haneye düştüğü öne sürülmektedir. Ancak, bu iddianın doğruluk payı bulunmamaktadır.
“Osmanlıda okur – yazarlık oranı 1894 -1895 Osmanlı genel % 66.2 Hani halk cahildi(!)? Okuma yazma bilmiyordu.(!) Hani Osmanlıca zordu!” yorumuyla paylaşılan yanlış iddia ve kendisine eşlik eden tablo şu şekilde:
Independent Türkçe Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek’in 8 Ağustos 2017 tarihinde sosyal medya hesabında bahse konu tabloyu paylaşmasıyla ülke gündemine gelen bu tablonun iddia edilenin aksine gerçeklik ve doğruluk payının olmadığını Teyit.org “Osmanlı Devleti’nde okuryazar oranının yüzde 66 olduğu iddiası” başlıklı analiziyle ortaya koymuştu.
Harf devriminden önce okuma yazma oranının dönemin önde gelen diğer devletlerinden yüksek olduğu hâlde, harf devrimiyle okuryazarlık oranının bir anda çakıldığı ve düşünce ve kültür hayatımızın gerilediğinin yanı sıra Osmanlıcanın zor bir dil olmadığını iddiasına eşlik eden bu tablo, ünlü tarihçi yazar Kemal Karpat’a ait değildir.
Kaynak olarak Kemal Karpat’ı gösterildiği, Osmanlı döneminin 1894-1895 yılları arasında 36 şehirdeki okuryazarlık oranını içerdiği ve genel okur yazarlık oranını % 66,2 olarak aktaran bu tablonun Kemal Karpat’ın “Osmanlı Nüfusu 1830-1914” (“Ottoman Population 1830-1914“) adlı kitabında yer aldığı iddia edilse de, Karpat’ın anılan eserinde böyle bir tablo yer almamaktadır. Karpat eserlerinde Osmanlı’da okuryazarlık oranını gösterdiği iddia edilen tabloda belirtilen verilere söz konusu eserinde yer vermemiştir. Karpat’ın bahse konu kitabında okuma yazma bilmeyen kişilere dair verilerin “Osmanlı Devleti’nde Okuma Yazma Bilmeyenlerin Sayısı (1894/95)” başlıklı bir tabloda aktarıldığı, bu tablo üzerinden hareket edilerek okuma yazma bilen kişi sayısının tümdengelim yöntemiyle çıkartılmış olduğu anlaşılmaktadır. Orijinal tablonun dipnotunda aktarılan bilgi ışığında Kemal Karpat’ın 1894-95 yıllarında Osmanlı Devleti’nde okuma yazma bilmeme oranının % 46 olduğunu belirttiği görülmektedir. Bu durumda, Osmanlı Devleti’nde 1894/95 yıllarında okuma yazma oranının % 54 olduğu anlaşılabilir.
Bahse konu yanlış bilgi içeren tabloda Osmanlı Devleti’nde okuryazar oranının en yüksek olduğu illerin sırasıyla Diyarbekir (% 90), Hicaz (% 80,4), Dersaadet / İstanbul (% 78), Musul (% 73,6) ve Şehremaneti Mülhakati’nin (% 73,5) olması da hayatın olağan akışına uygun bir sonuç değildir.
28 Ekim 1927 tarihinde yapılan nüfus sayımı sonuçlarını yansıtan “28 Teşrinievvel 1927 Umumi Nüfus Tahriri, Fasikül 3, Usuller Kanun ve Talimatnameler Neticelerin Tahlili” başlıklı çalışmaya göre Harf Devrimi’nden 1 yıl önce eski alfabeyle okuma yazma oranı erkeklerde % 12,99 kadınlarda % 3,67 olmak üzere nüfusun genelinde % 8,61’dir.
Harf İnkılâbı öncesinde yapılan nüfus sayımından okuma yazma sonuçları “Nüfusun okumak bilenler itibarile inkisamı” başlıklı bölümde şöyle aktarılmış:
“Arap harflerile okumak bilen nüfus erkeklerde % 12,99 kadınlarda % 3,67 olmak üzere umum nüfusta % 8,61 nisbetir.de olup okumak bilen nüfusun miktarı 1,111,496 kişiden ibarettir. (A) tablosu her vilâyette okumak bilen ve bilmiyen nüfusun yüzde nisbetlerini tafsilen havi bulunmaktadır. Eğer kadın ve erkek nüfustan tahsil sinninde olmıyan yani 7 yaşına kadar olan nüfus çıkarılarak nisbetler hesap edilirse erkeklerde okumak bilenler nisbeti % 17,42, kadınlarda % 4,63 olmak üzere nüfusu umumiyede % 10,58 nisbetine baliğ olur.”
1927 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre iller bazında yedi yaş ve üzeri nüfusta okur yazar oranına dair şu aktarım da dikkate alınmalı (Mustafa Köse (2010). 1927 Nüfus Sayımı ve Sonuçlarının Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi. Afyonkocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı):
“Türkiye Cumhuriyeti’nde Harf İnkılabı’na 1928 yılında geçildiği ve ilk nüfus sayımının 1927 yılında yapıldığı hatırlanacak olursa ilk nüfus sayımı sonuçlarına göre okuma yazma bilenlerin tamamının Latin harfleriyle değil, Arap harfleriyle okuyup yazabildiği hatırdan çıkarılmamalıdır. Bunların bir kısmı ise yazı okuyabilen ancak yazamayan kişilerdir.
Öğrenim çağı olan 7 yaş ve üzeri nüfus esas alındığında okur yazar kişilerle, okuyabilen ancak yazamayan kişilerin toplamının genel nüfusa oranları şöyledir: Erkeklerde % 17.42, kadınlarda % 4.63 ve genel ortalama % 10.58’dir.
Balkan Savaşları ve 1. Dünya Savaşı’nda eğitimli genç nüfusumuzun önemli bir bölümünün şehit olması ve 1920’li yılların son derece kıt imkanları sonucu Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında okuma yazma oranının % 10’lar seviyesine düşmesine sebep olmuştur.
…
1927 Türkiye’sinde okur yazar oranı ülke genelinde oldukça düşük bir seviyededir. Bununla birlikte okur yazar oranları bölgeden bölgeye değişmektedir.
…
Yedi yaş ve üzeri genel nüfusun okur yazarlık oranı Türkiye ortalaması yaklaşık % 11’dir. Tablo 7’de illerimizin tamamında genel okur yazarlık % 50’nin altında kalmıştır. Tabloya göre 49 ilde okur yazar ortalaması Türkiye ortalamasının altında kalmıştır. 14 ilde ise Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu görülmektedir.
Osmanlı’da Okur Yazar Oranının % 66,2 Olduğunu İddia Eden Yazarlar
Osmanlı döneminde okuma yazma oranının yüzde kaç olduğu hususunda yukarıda aktarılan asılsız tablo ile birlikte yanlış bilgi paylaşan yazarlardan tespit edebildiklerimizi aktaralım:
Independent Türkçe Genel Yayın Yönetmeni ve aynı zamanda köşe yazarı Nevzat Çiçek, sosyal medya hesabından yaptığı 8 Ağustos 2017 tarihli paylaşımında bahse konu asılsız Osmanlıda okur yazar oranı tablosuna yer vermişti.
2017 Eylül ayında düzenlenen bir eğitim çalıştayına katılan tarihçi yazar Şükrü Altın Osmanlı’da okur yazar oranını yüzde 66,2 olarak aktararak hataya düşmüştü:
“Osmanlı’da genel okuryazar oranı yüzde 66.2 iken aynı dönemlerde bu oran Rusya’da % 17, İspanya’da % 39, İtalya’da % 45 seviyesindeydi”
4 Yorumlar
10 yaşın altını niye dahil edersiniz ki saçmalık bir de yalan haber demişsiniz sonuç olarak 10 yaş üstünde %64 yani verilen bilgi doğru
He kanka 10 yaş kalkti bi anda 64lere yukseldi matematige aykiri bi kere 😀
Peki 1927 tarihi neden hiç ilginizi çekmiyor önceki 30 yılı 1.dünya savaşı kurtuluş savaşları olmak üzere neredeyse ülkenin tamamında savaş durumu var ayrıca okuma yazma oranı yüksek bir çok toprak kaybedilmiş ve savaşlarda okuma yazma bilen çok ciddi bir nüfus şehit olmuş
Osmanlı’nın cahil cühela geri kalmış medeniyetsiz olduğunu göstermek için okuma yazma oranı yüzde yüzde ikiyi üçü geçmez diyorlar. Devlet İstatistik Enstitüsü’nün yayınlarında Osmanlı nüfusunun yüzde sekizinin ilkokulda okumakta olduğu yazıyor. DİE başkanı bile utanmadan okuma yazma oranı yüzde sekizi geçmez diyor. “Kemal Karpat’ın 1894-95 yıllarında Osmanlı Devleti’nde okuma yazma bilmeme oranının % 46 olduğunu belirttiği görülmektedir. Bu durumda, Osmanlı Devleti’nde 1894/95 yıllarında okuma yazma oranının % 54 olduğu anlaşılabilir.” Burada da görüldüğü gibi Osmanlı’da okuma yazma oranı hiç bir zaman yüzde ellinin altına düşmemiştir.