Prof. Dr. Naci Görür, 2014 Yılında İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyeliği Görevinden İstifa Etmedi, Yaş Haddinden Emekliye Ayrıldı
Görür’ün Cumhuriyet gazetesinin haberinde 2014 yılındaki haberinde yanlış aktarıldığını beyan ettiği istifa iddiası tekzip edilmesine rağmen hâlâ varlığını sürdürüyor.
Bugünkü konumuz, 2014 yılından bu yana varlığını sürdüren, İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, üniversitelerin son on yılda bilimden koparak saçma sapan bir yola girdiğini ve bilimden uzaklaştığını ifade edip akademisyenliği ve başında bulunduğu Marmara Denizi’nde süren deprem araştırmalarını bırakma kararı aldığı iddiası.
Prof. Dr. Naci Görür’ün Marmara Denizi’nde beklenen depremle ilgili tüm çalışmalarından istifa kararı aldığı iddiası son günlerde yeniden paylaşılmaya başlandı:
Editör (@Kemalistilkay): “MANİFESTO GİBİ TARİHİ BİR İSTİFA AÇIKLAMASI Üniversitelerin bilimden uzaklaştığını belirterek İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, akademisyenliği ve başında bulunduğu Marmara Denizi’nde süren deprem araştırmalarını bırakma kararı almış.”
MANİFESTO GİBİ TARİHİ BİR İSTİFA AÇIKLAMASI
Üniversitelerin bilimden uzaklaştığını belirterek İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, akademisyenliği ve başında bulunduğu Marmara Denizi’nde süren deprem araştırmalarını bırakma kararı almış. pic.twitter.com/4vmh3WYIm2
— Editör (@Kemalistilkay) January 13, 2025
Prof. Dr. Naci Görür, son günlerde yeniden dolaşıma giren, görevinden istifa ettiğine dair iddiayı X hesabından yaptığı paylaşımda yalanladı.
Görür’ün ilgili paylaşımı şu şekilde:
“Sevgili arkadaşlar, bugünlerde benim Türkiye’deki akademik dünya ve üniversitelerle ilgili bir demecim dolaşıyor ve tüm deprem ile ilgili çalışmalardan istifa edeceğim söyleniyormuş. Arkadaşlar bu yazı eski. Ben 2014 yılında İTÜ’den emekli oldum. Bir çok özel üniversite bana çeşitli görevler teklif etti. Ben de artık ülkemizdeki üniversitelerle ilgilenmediğimi söyledim. İstifa falan yok. Zaten emekli oldum. Türkiye’de en iyi üniversiteler arasında önde gelen üniversite İTÜ, gerisini siz düşünün. Bugün hakkımda okuduğunuz yazı 10 senelik. Ülkemi, sizi seviyorum ve ölünceye kadar hizmet edeceğim, sevgiyle”
Sevgili arkadaşlar, bugünlerde benim Türkiye’deki akademik dünya ve üniversitelerle ilgili bir demecim dolaşıyor ve tüm deprem ile ilgili çalışmalardan istifa edeceğim söyleniyormuş. Arkadaşlar bu yazı eski. Ben 2014 yılında İTÜ’den emekli oldum. Bir çok özel üniversite bana…
— Prof. Dr. Naci Görür (@nacigorur) August 3, 2024
Görür, bu iddiayı geçmişte birçok kez tekzip etmişti.
“Sevgili arkadaşlar, yine sosyal medyada benim İTÜ’den bir mektup yazarak istifa attiğim falan söylenerek güya mektubun içeriği açıklanıyor. Doğruluk adına daha önce düzelttiğim bu durumu bir kez daha düzeltiyorum. Ben İTÜ’den istifa etmedim ve 2014 senesinde emekli oldum. Ben sadece TÜBİTAK MAM başkanlığından 2003’de istifa ettim. Medyada akademik dünya ve üniversitelerle ilgili belirtilen görüşlerim büyük ölçüde doğrudur. O açıklamayı da “Herhangi bir üniversitede görev alacak mısınız?” sorusu üzerine yapmıştım. Benim hayatım İTÜ’de geçti. İTÜ Öğretim üyesi aday adayı bursunu alarak okudum. Orası benim yuvam. Tabii ki yuvamın uluslar arası alanda bilimsel ve teknolojik üretim kapasitesi ve kazandığı ün ile anılmasını, hertürlü siyasi hesap ve faaliyetin dışında olmasını isterim. Sevgilerimle”
Sevgili arkadaşlar, yine sosyal medyada benim İTÜ’den bir mektup yazarak istifa attiğim falan söylenerek güya mektubun içeriği açıklanıyor. Doğruluk adına daha önce düzelttiğim bu durumu bir kez daha düzeltiyorum. Ben İTÜ’den istifa etmedim ve 2014 senesinde emekli oldum. Ben…
— Prof. Dr. Naci Görür (@nacigorur) February 5, 2021
Sevgili arkadaşlar, yine sosyal medyada benim İTÜ’den bir mektup yazarak istifa attiğim falan söylenerek güya mektubun içeriği açıklanıyor. Doğruluk adına daha önce düzelttiğim bu durumu bir kez daha düzeltiyorum. Ben İTÜ’den istifa etmedim ve 2014 senesinde emekli oldum. Ben…
— Prof. Dr. Naci Görür (@nacigorur) February 5, 2021
“Değerli arkadaşlar, sosyal medyada benim İTÜ’den istifa ettiğim ve o zaman üniversite ile ilgili söylediğim şeyler söyleniyor. Burada bir yanlışlık var. Ben İTÜ’den emekli oldum ve o sözleri akademik dünyada devam etmeyeceğim anlamında söyledim. Saygılarımla“
Değerli arkadaşlar, sosyal medyada benim İTÜ’den istifa ettiğim ve o zaman üniversite ile ilgili söylediğim şeyler söyleniyor. Burada bir yanlışlık var. Ben İTÜ’den emekli oldum ve o sözleri akademik dünyada devam etmeyeceğim anlamında söyledim. Saygılarımla
— Prof. Dr. Naci Görür (@nacigorur) February 2, 2020
İstifa iddiası 2014 yılında ilk servis edildiğinde de yaş haddinden emekli olduğunu şöyle duyurmuştu:
“Degerli izleyicilerim. Gazeteye vermis oldugum demec, gazeteci net olarak ifade etmedigi icin yanlis anlasilmis. Ben universiteden istifa Etmedim. Yas haddinden 9 Eylul’ de normal olarak emekli oluyorum. Ancak universite sisteminin bugunku kosullari altinda akademik yasama Devam etmeyecegimi soyledim. Zaten birkac arkadas olarak uluslararasi kurum ve universitelerdeki meslakdaslarimizla birlikte yurutttugumuz Deprem arastirmalarindan da cekildigimi soyledim. Zaten bizim bugune kadar universitemizde yapmis oldugumuz deprem arastirmalarina kendi Universitemiz hic sahip cikmadi. Hicbir sekilde takdir ve tesvik gormedik. Muhtemelen maliyeti milyonlarca avroyu bulan calismalari biz Ulkemizden tek kurus para harcamadan gerceklestirdik. Bugun bu ulkede her kim Marmara Denizi vr bu denizin altindaki faylar hakkinda ne Biliyorsa bu bizim yapmis oldugumuz calismalar sayesindedir. Ama bunu hic kimse takdir etmedi. Ne hukumet, ne universitemiz, ne de gorevi Deprem arastirmak olan ve bunun icin milyonlarca lira butce alan kurumlar bu calismalari umursamadi. Zaten bu calismalari takip edebilecek Yapilari da yok. Degerli arkadaslar bundan boyle ulkeme jeotermal enerji arastirmalariyla hizmet edecegim. Biliyorsunuz sicak su kaynakLari da fayli deprem bolgelerinde oluyor. Saygi ve sevgilerimle”
Degerli izleyicilerim. Gazeteye vermis oldugum demec, gazeteci net olarak ifade etmedigi icin yanlis anlasilmis. Ben universiteden istifa…
— Prof. Dr. Naci Görür (@nacigorur) August 30, 2014
Yanlış iddianın kaynağı Cumhuriyet’in 30 Ağustos 2014 tarihli sayısında 4. sayfada yayımlanan habere dayanıyor.
Naci Görür’ün yanlış aktarım içerdiğini belirttiği, Cumhuriyet’te “İTÜ’nün sembol isminden isyan ve istifa” başlığıyla yayımlanan haber metni şu şekildeydi:
“İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, 9 Eylül’den itibaren akademisyenliği ve başında bulunduğu Marmara Denizi’nde süren deprem araştırmalarını bırakma kararı aldı. Üniversitelerin bilimden uzaklaştığını düşünerek bu kararı alan Görür, çok sert açıklamalar yaptı. İTÜ’nün artık eskisi gibi olmadığını, bir bilim insanının taşıması gereken evrensel ölçütlerin tehdit olarak görüldüğünü söyleyen Görür, “İTÜ, inanılmayacak ölçüde geriye düşen öğretim üyesi profiliyle inanılmayacak düzeyde fukaralaşan üniversiteye dönüştü. Genel olarak üniversitelerde insanlar uluslararası standartlardaki başarıları ile, araştırmaları ile algılanmıyor. Bizden mi bizden değil mi, hangi toplululuğa, hangi düşünceye aidiyeti var gibi saçma sapan bir yolun içine girildi. Eğer belirli bir düşüncenin insanı değilseniz sizi görmezlikten geliyorlar. Öyle olunca da gerçek bilim adamları küstürülüyor. İnsanlar artık kendi üniversitelerine aidiyetlerini yitirdiler” diyor.
Prof. Dr. Naci Görür, emekliye ayrılarak akademi dünyasından ve beklenen büyük İstanbul depremi açısından çok büyük önem taşıyan Marmara Denizi’ndeki araştırmalardan çekilme kararı ile ilgili gazetemize çarpıcı açıklamalar yaptı.
‘İçime sindiremiyorum’
Görür, emekli olduktan sonra üniversitelerde öğretim üyeliğine devam etmenin mümkün olduğunu, birçok üniversiteden teklif de aldığını belirterek “Özel üniversitelerden teklif var, iyi de para veriyorlar. Gidip orada da bu işi yapabilirim ama ben içime sindiremiyorum. Bu üniversite sisteminde bir şeylerin yapılabileceğini düşünmüyorum” dedi.
‘Standardımı düşürdüm’
Görür, öğrencinin de bu kokuşmuş üniversite düzeni içinde daha kolay nasıl mezun olacağına baktığını, birçoğunun neredeyse hiç çalışmadan diploma aldığını vurguladı. Görür, “Bunları dekanlığa, rektörlüğe yazdım. Ben işi ciddiye aldığım için öğrenci açısından da hedef haline geldim. ‘Naci Hoca’nın dersinden geçersen üniversite bitmiştir’ gibi bir algı oluşmuş. Halbuki zor bir hoca değilim. Ben sınav kâğıtlarını ciddi ciddi okursam kimse geçemiyor. Bunun ürküntüsü ile ben de standardımı düşürdüm, buna rağmen unvanım bu. Düşünün artık üniversite ne hale gelmiş” yorumunu yaptı.
‘Profesör olmak kolaylaştı’
İTÜ’de evrensel bilim kriterlerinin tehdit olarak görülüp içinin boşaltıldığına dikkat çeken Görür, “Bu değerler ne kadar sulandırılırsa profesör, doçent olmak, kadro almak daha kolay oluyor. İşin bu hale gelişinde siyasetin büyük etkisi var. Üniversiteler siyasallaştı. Her dönemde bu oldu ama benim asistanlığımdan, yani 1971’den bu yana hiçbir dönemde bu son 10 senedeki gibi üniversiteler siyasallaşmadı” diye konuştu.
Kimse dert edinmiyor
Türkiye’de üniversitelerin durumunun hiç de iç açıcı olmadığını, evrensel ölçütlerde bilim üretilmediğini, araştırma yapılmadığını söyleyen Görür, eğitimin kalitesinin de buna bağlı olarak düştüğünü vurguladı. İTÜ’deki durumun da aynı olduğunu ifade eden Görür, “Üniversitenin yetkili organlarına da bildirdim. Gördüm ki bunu kimse dert edinmiyor. Siyasi iktidar artan üniversite sayısı ile övünüyor” diye konuştu.
‘Yok sayıyorlar’
Prof. Görür, Türkiye’de bilim insanı profilinin fukaralaştırıldığını vurgulayarak şunları söyledi: “Dünyada bir bilim adamı akademik basamakta yükseltilecekse yayınlarına, aldığı atıflara, yazdığı kitaplara, dünya bilim camiası ile ne kadar iç içe olduğuna bakılır. Bizde ise kesinlikle öyle değil. Eğer uluslararası bilimsel kriterlere uyuyorsan tehdit olarak bakıyorlar. Belki kolayca bileğini büküp harcayamıyorlar ama seni yok saymaya çalışıyorlar. Çünkü o tür ölçütler üniversitedeki insanları rahatsız ediyor. O ölçütlerin gelmesi demek onların değersizleşmesi demek. İşlerinin zorlaşacağını, belirli akademik basamaklara tırmanamayacaklarını düşünüyorlar. Onun için o değerleri bırakıp yeni yeni eften püften değerler üretip kendilerine değer biçiyorlar.”
‘Yerlerde sürünüyoruz’
Kendi fakültesinde yaptığı bir incelemede 40 akademisyen içinde sadece üçünün Avrupa veya Amerika’da profesör olabilecek niteliğe sahip olduğunu gördüğünü ifade eden Görür, “Yerlerde sürünüyoruz. Ama bundan kimse rahatsız olmuyor” dedi.
‘Laboratuvarımızı almaya çalıştılar’
Depremle ilgili Marmara Denizi’nde yaptıkları çalışmalar nedeniyle de hedef haline geldiklerini söyleyen Görür şöyle devam etti:
“Türkiye’de deprem araştırmaları fazla yapılmıyordu. Uluslararası kaynaklar, projeler bulup biz yaptık. İTÜ’de deprem araştırmaları yapılıyor, kurumsal desteği var gibi anlaşılıyor ama öyle değil. Biz fazla etkin oluyoruz diye üniversitemiz rahatsız. Laboratuvarımızı elimizden almaya bile çalıştılar. Üretmeyeceksin, çalışmayacaksın. Üretirsen fark yaratıyorsun. O farkı yarattığın zaman da rahatsız oluyorlar. O fark oluşmasın diyorlar. Marmara’yı dünyanın en iyi bilinen denizi haline getirdik. Bunun için sürekli yurtdışından gemiler getirdik, araştırmalar yaptık, aletler yerleştirdik, bizzat çalıştık. Kendi kurumlarımızdan destek istedik, çoğu kez de alamadık.” Görür, artık jeotermal enerji ile ilgili araştırmalar yapacağını belirterek “Bilgi birikimi ve tecrübemle araştırmanın tam içinde olarak Türkiye’ye hizmet edebileceğimi düşünüyorum” dedi.”
Naci Görür Kimdir?
Elazığ, 1947 |