Mavi Marmara Saldırısında Hayatını Kaybedenlerin Sayısının 9 Olduğu İddiası Doğru Değil
31 Mayıs 2010 tarihinde Gazze’ye insanî yardım taşıyan Mavi Marmara adlı gemiye İsrail silahlı kuvvetleri tarafından düzenlenen saldırıda 9 değil 10 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.
Gazze’ye insani yardım taşıyan 6 gemiye 31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail ordusunun yaptığı müdahale Gazze filosu saldırısı ya da Mavi Marmara katliamı olarak akıllarda yer etti.
Bu saldırı esnasında MV Mavi Marmara adlı gemiye inen İsrailli komandolar ellerinde hiçbir silah bulunmayan Mavi Marmara yolcularına tam teşekküllü silahlarla müdahalede bulunurken açtıkları ateş sonu 9 kişi (İbrahim Bilgen, Ali Haydar Bengi, Cevdet Kılıçlar, Çetin Topçuoğlu, Necdet Yıldırım, Furkan Doğan, Fahri Yaldız, Cengiz Songür, Cengiz Akyüz) hayatını kaybetmişti.
Saldırının ardından 4 yıl komada kalan Uğur Süleyman Söylemez’in 23 Mayıs 2014 tarihinde yaşamını kaybetmesiyle Mavi Marmara şehitlerinin sayısı 10’a yükselmişti.
Mavi Marmara Saldırısında Hayatını Kaybedenlerin Sayısı ve Köşe Yazarları
Gelgelelim, Uğur Süleyman Söylemez’in vefatıyla 10’a yükselen kayıp sayısı, köşe yazarlarının ezberinde 9 olarak kaldı ve bazıları kendini güncelleme gereği duymadı. Örnekleri sıralayalım:
Ekrem Kızıltaş‘ın Takvim Gazetesi’nde 22 Aralık 2016 günü yayınlanan “Halamın bıyıkları olsaydı” başlıklı yazısından:
"Sonrasında Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda yapılan baskınla 9 kardeşimizin şehit edilmesi, birçoğunun yaralanması ve kalanların da esir alınması olayı da hazmedilmeliydi herhalde.."
Elif Çakır‘ın Karar Gazetesi’nde 1 Temmuz 2016 tarihinde “şimdi bakın, şöyle enteresan bir durum var tabi!” başlıklı yazısından:
"O Mavi Marmara ki, aslında Akdeniz sularında Gazze’ye ablukayı kırmaya çalışırken, 9 insanımız şehit olurken, Erdoğan’ı ümmetin liderliğine yükseltiyordu..."
Fuat Uğur’un, Türkiye Gazetesi’nde 28 Haziran 2016 günü yayınlanan “İHH’nın sıkıntısı ve yalanın daniskası” başlıklı yazısından:
"Açıklamalarında “Madem Gazze ablukasını tanıyacaktınız, 9 vatandaşımız neden öldü?” diye sormuşlar."
Ahmet Taşgetiren‘in Star Gazetesi’nde 28 Haziran 2016 günü yayınlanan “İsrail ile ne oldu?” başlıklı yazısından:
"İsrail Türkiye’deki bir insani yardım fonuna yaklaşık 21 milyon dolar transfer edecek, bu para Mavi Marmara’da öldürülen 9 Türkiye vatandaşı ile yaralananların ailelerine aktarılacak."
Yıldıray Çiçek‘in Ortadoğu Gazetesi’nde 12 Mayıs 2015 günü yayınlanan “Mavi Marmara Gemisinde Öldürülen Furkan Doğan’ın Babasına Mektup!” başlıklı yazısından:
"9 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, Mavi Marmara gemisine saldırısı sonrası, Haber Türk ekranlarına çıkan Abdurrahim Dilipak'ın "Mavi Marmara gemisine binen Türklerin tam listesi sadece hükümete verilmişti. Ama bu baskın sırasında görüldü ki, gemiye inen İsrail askerlerinin elinde de birebir aynı liste var. Ve bu listeye dayanarak, İsrail'lilerin infazlar yapmış olma ihtimali var. Yoksa neden açıklamıyorlar bunca süredir gerçek ölü ve yaralı sayısını…" sözleri size neyi ifade ediyor?"
İbrahim Bektaş‘ın Yeni Akit Gazetesi’nde 16 Ekim 2014 günü yayınlanan “Peki Malala Kimin İdolü” başlıklı yazısından:
"İsrail’in Gazze’ye uyguladığı kanunsuz ve zalimce ablukasını delerek, bin bir çile içindeki masum Filistinlilere insani yardım taşırken, İsrail zorbası tarafından dokuz yardımsever üyesinin hunharca şehit edildiği “Mavi Marmara” ya da Nobel Barış ödülü verilmemiştir."
Haydar Çakmak‘ın Yeniçağ Gazetesi’nde 19 Haziran 2014 tarihinde yayınlanan “Sıfır sorun, kutsal yalnızlık ve stratejik çukur” başlıklı yazısından:
"İsrail’e karşı Mavi Marmara olayını tezgahlayıp dokuz yurttaşın hayatını yok ettiler ve İsrail ile sıkıntı yarattılar."
Murat Yetkin‘in Hürriyet Gazetesi’nde 1 Temmuz 2016 günü yayınlanan “İHH da tamam, sıra ‘Hoca’a mı?” başlıklı yazısından:
"Gerisini biliyorsunuz. Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu sert siyasi tepki verdiler. Tepki haklıydı, dokuz silahsız Türk vatandaşı İsrail askerlerince katledilmişti. Daha bir süre önce Suriye ile arasını bulmaya çalışacak kadar iç içe ilişkiler yaşanılan İsrail ile ilişkiler dibe vurmuştu. Düzelmesi için Erdoğan’ın üç şartı vardı: Özür, tazminat ve Gazze “ablukasının” kaldırılması."
Servet Avcı‘nın Yeniçağ Gazetesi’nde 26 Haziran 2014 günü yayınlanan “Mavi Marmara kurban taşır, gemiler petrol” başlıklı yazısından:
"İsrailli komandoların katliamı bittiğinde geride dokuz kayıp, onlarca yaralı ve bir gemi rehine kalmıştı..."
Ahmet Hakan‘ın 27 Haziran 2016 günü Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan ” İsrail’le anlaşarak çok iyi yaptınız yapmasına da” başlıklı yazısından:
"Mavi Marmara, Gazze’ye gitmeye çabaladı. Dokuz can gitti."
Ayşe Hür‘ün Radikal Gazetesi’nde 13 Temmuz 2014 günü yayınlanan “İsrail’i ve Filistin’i yakan ateş” başlıklı yazısından:
"9 kişinin İsrail kuvvetleri tarafından öldürülmesiyle biten Mavi Marmara Olayı’na ilişkin görüşlerimi daha önce Taraf gazetesinde yayımlanan “Turnusol kâğıdı olarak Gazze” başlıklı yazımda şöyle dile getirmiştim."