“Komünizm Türk Dünyasının En Büyük Düşmanıdır Her Görüldüğü Yerde Ezilmelidir” Sözünün Mustafa Kemal Atatürk’e Ait Olduğu İddiası Doğrulanamıyor
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Komünizm Türk Dünyasının en büyük düşmanıdır, her görüldüğü yerde ezilmelidir” vecizesiyle yıllarca komünizm tehlikesini işaret ettiği iddiası doğrulanamamaktadır.
Atatürk tarafından dile getirildiği iddia edilen sözün ilk başlarda “Türk âleminin en büyük düşmanı komünizmdir, görüldüğü yerde ezilmelidir” şeklinde paylaşılmasının ardından sonradan “Komünizm Türk Dünyasının en büyük düşmanıdır, her görüldüğü yerde ezilmelidir” şekline büründüğü anlaşılmaktadır.
Atatürk’ün bu sözü söylediğine ilişkin 2 kaynak öne sürülmektedir. İlki 6 Ağustos 1929 tarihinde Eskişehir’de “Komünizm her görüldüğü yerde ezilmelidir” şeklinde bir beyanda bulunduğu ve bu beyanın Eskişehir’de çıkan Sakarya Gazetesi’nde 7 Ağustos 1929 tarihinde neşredildiği yönündedir. İkincisi ise Atatürk’ün bu sözü el yazısıyla kaleme aldığı yönündedir.
Sırasıyla bu 2 olasılığın üzerinden gidelim…
Eskişehir Sakarya Gazetesi’nde Atatürk’ün “Türk Âleminin En Büyük Düşmanı Komünizmdir, Görüldüğü Yerde Ezilmelidir” Sözünün Yayınlandığı İddiası
Atatürk’ün 6 Ağustos 1929 yılında dönemin yargıtay başkanına, hakimlerine, bir grup işçi ve aydına Eskişehir Tren Garı’nda yaptığı iddia edilen konuşma metni şöyledir (Oğuzhan Cengiz (2018). Zindan Okumaları, sf. 438-439):
“Türk Milletinin içtimai nizamını ihlale müteveccih didinmeler boğulmaya mahkumdur. Türk milleti, kendisinin ve memleketinin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen müfsit, sefil, vatansız ve milliyetsiz sebükmağızların (beyinsizlerin) hezeyanlarındaki gizli ve kirli emelleri anlayamayacak ve onlara müsamaha edecek bir heyet değildir.
O, şimdiye kadar olduğu gibi, doğru yolu görür. Onu yolundan saptırmak isteyenler ezilmeye, kahredilmeye mahkûmdur. Bunda köylü, amele ve bilhassa kahraman ordumuz candan beraberdir. Buna da kimsenin şüphesi olmasın.
Hâkim efendiler! Siz, kanun adamlarısınız. ellerinize milletin, vatanın her türlü hak ve menfaatlerini vikaye eden kanunlar tevdi edilmiştir. İşaret ettiğim noktaları işitiniz. Türk milletinin büyük haklarını müdafaa ederken, bu noktalar hatırda tutulmalıdır.
Bu memleketteki komünistler sadece bizim tevkif ve hapsettiklerimizden ibaret değildir. Bu işlerle bizzat yakından alâkadar olacağım.
Şurası unutulmamalıdır ki, Türk âleminin en büyük düşmanı komünistliktir. Her görüldüğü yerde ezilmelidir.”
Atatürk’ün bu sözü söylediğine dair kaynak olarak gösterilen Eskişehir Sakarya Gazetesi’nin 7 Ağustos 1929 tarihli haber metnine erişilememiştir. Bu haliyle Eskişehir Sakarya Gazetesi’nin bahse konu haberi teyit edilememektedir.
Ancak, Cumhuriyet Gazetesi‘nin 7 Ağustos 1929 tarihli “Gazi Hz.nin mühim bir hitabesi” başlıklı ve “Türk milletinin içtimai nizamını ihlale müteveccih didinmeler boğulmaya mahkumdur” altbaşlıklı (A.A. kaynaklı) haber metninde bu sözün izine rastlanılamamaktaydı. Gazetedeki söz konusu küpürde Atatürk’ün “milletin bu gibi fesatkâr faaliyetlerini şiddetle ezeceğini ve buna ne halkın ve ne de bilhassa ordunun asla müsaade etmiyeceği” ifadesi yer alırken, “Türk âleminin en büyük düşmanı komünizmdir, görüldüğü yerde ezilmelidir” şeklinde bir sözü geçmemektedir. Bahse konu bölüm şöyledir:
“Bu sırada Milli Mücadele esnasında Eskişehir Müdafaai hukuk reisi bulunmuş olan mebus Ali Ulvi Beyi gördüler ve ona hitaben ve fakat yüksek ve gönülleri teshit eden vakut ahenkdar bir sesle beyanatta bulundular. Ezcümle, Müdafaai Hukuk Cemiyetinin ve daha sonra Cumhuriyet halk Fırkasının teşekkül ve taazzuvı sıralarında bu millî ve vatanî teşekküllerin faeliyetlerini sektedar etmeğe çalışan bazı fesat zümrelerine gene bu istasyonda işaret ettiklerini ve bu menfi faaliyetlerin millet tarafından şiddetle ezildiğini ve bilhassa Halk Fırkasının teşkilinde bu memleket halkını takip eden köylü, esnaf amele velhasıl bilimum milletin âli menfaatini korumak esasını takip ettiklerin ve binaenaleyh, evvelce olduğu gibi bademada milletin bu gibi fesatkâr faaliyetlerini şiddetle ezeceğini ve buna ne halkın ve ne de bilhassa ordunun asla müsaade etmiyeceğini beyan buyurdular.”
Bazı kaynaklarda Atatürk’ün bu sözü 1923 yılında söylediği iddia edilse de, Komünist fırkalıların tutuklanmasının üzerine Atatürk’ün bu demeci 1929 yılında verdiği anlaşılmakla, (Harf Devriminden sonra gazete yayınlarının da Lâtin harfle yapıldığı düşünüldüğünde) 1923 yılında bu sözün söylenmiş olmasının mümkün olamayacağı değerlendirilmektedir.
1929’da da İzmir ve İstanbul’da Komünist Fırkalı Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Hüsamettin Özdoğu, İsmail Bilen’in aralarında bulunduğu 34 kişi tutuklanmıştı.
Atatürk’ün El Yazısıyla “Türk Aleminin En Büyük Düşmanı Komünistliktir. Her Göründüğü Yerde Ezilmeli” Yazdığı İddiası
Atatürk’e izafe edilen bu söz 1967 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) de gündemindeydi. TBMM toplantı tutanakları incelendiğinde milletvekillerinin Atatürk’e atfedilen “komünizm her görüldüğü yerde ezilmeli” sözünün gerçek belgelerini aradıkları görülmektedir. Çetin Altan’ın dokunulmazlığının kaldırılması hususunda Altan’ın bu sözün Atatürk’e ait olmadığına dair iddiası tekrar Meclis gündemine gelmiştir.
Akşam, Milliyet, Hürriyet, Devrim, Güneş ve Sabah gibi gazetelerde köşe yazarlığı ve 1965-1969 arasında Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekilliği yapan Çetin Altan’ın komünizm propagandası yaptığı suçlamasıyla Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesini ihlâli nedeniyle dokunulmazlığının kaldırılması teklifi TBMM’ye sunulmuştu . 20 Temmuz 1967 tarihinde TBMM’de “İstanbul Milletvekili Çetin Altan’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet komisyonlarından mürekkep Karma Komisyon raporu” ele alınmıştı (TBMM (1967). 144. Birleşim (20.07.1967 Perşembe) Tutanağı, Millet Meclisi Tutanak Dergisi, , Dönem 2, Cilt 21, Toplantı 2). Çetin Altan’ın milletvekilliği Meclis tarafından kaldırılmış, sonra ise iade edilmişti.
Komünizm propagandası yapmakla suçlanan Çetin Altan, Atatürk’ün “komünizm her görüldüğü yerde ezilmelidir” cümlesini kullanmadığını iddia etmişti. Bu iddiasını dile getirirken de komünizm kelimesi yerine “köylü ve işçi ihtilâli” ifadelerini kullanarak “Atatürk nasıl olur da ‘köylü ve işçi ihtilâlinin her görüldüğü yerde ezilmesi lâzımdır’ der?” sorusunu yöneltmiştir (Altan’ın tam cümlesi “Atatürk, nasıl olur da köylülerle işçilerin kendilerini sömüren burjuva sınıfına karşı yapacakları ihtilâl hareketinin her görüldüğü yerde ezilmesini söyler. Bunu da olsa olsa Münir Hayri Egeli söyler; 600 bin kişilik Burjuva azınlığının adamları söyler” şeklindedir). Altan’ın “Komünizm her görüldüğü yerde ezilmelidir” sözüne ilişkin “Atatürk, bunu söyleyemez, söylerse kendi kendini inkâr etmiş olur” dediği iddia edilmiştir.
Münir Hayri Egeli’nin “Ben o sözü o belgeden cama dayıyarak kopya çektim” şeklinde itirafta bulunduğunun TBMM tutanaklarına da yansıdığı anlaşılmaktadır (TBMM (1967), “B:145, 21.7.1967, O:1). Çetin Altan, Atatürk tarafından bizzat kaleme alındığı iddia edilen sözün başkası tarafından oluşturulduğunu şu sözlerle iddia etmişti:
“Eğer Bornova Savcısı Atatürk’e mal edilmiş uydurma söz arıyorsa, o söz işçi ve köylü ihtilâlinin her görüldüğü yerde ezilmesi gerektiğine aidolan sözdür ki, onu da Münir Hayri Egeli bizzat uydurduğunu yarı yarıya itiraf etmiştir. Atatürk’ün yazısını cama koydum, kopya çektim; ortalıkta dolaşan o kopyadır, demiştir. Ve asıl yazı, o kadar aramamıza rağmen, bir türlü ortaya çıkmamıştır.”
Çetin Altan, “Atatürk’ün Sosyal Görüşleri” (Dönem Yayınları, İstanbul, İkinci Basım, sf. 58-60) adlı kitabında Atatürk’e ait olduğu iddia edilen el yazısının (Atatürk’ün el yazısı olduğu bilinen metinlerin fotokopileriyle birlikte) Avrupa’da bir kriptoloji merkezinde incelettirip sahte olduğunu ortaya çıkardığını şu satırlarla iddia etmişti:
Bu arada Atatürk’ün el yazısı olduğu iddia edilen ve klişeleri şurada burada sık sık yayınlanan bir de söz vardı:
‘Şurası unutulmamalıdır ki Türk aleminin en Büyük düşmanı komünistliktir. . . Her göründüğü yerde ezilmeli. . . ‘
‘Atatürk’ün Sosyal görüşleri’nin birinci baskısında, Atatürk’ün ‘Komünizm her göründüğü yerde ezilmeli’ sözünü, bu sözün fotokopilerini gördüğüm için kaydetmiş fakat kaynak gösterememiştim. Yazar dostlarım ve okuyucular bu sözün kaynağını soruyorlardı. İkinci baskıda daha geniş bilgi vermek için bu sözün kaynağını aramıya başladım ve gazetede arka arkaya dip notu olarak bunu ilan ettim.
Bu sözü Atatürk’ün elyazısından fotokopi olarak ilk defa Cemal Kutay 15 Mayıs 1947 tarihli ve 67 sayılı Millet Dergisinde yayınlamıştı. Ve aynı klişe 4 Kasım 1948 tarihli ve 143 sayılı Millet Dergisinin 10. sayfasında tekrar, ve 10 Kasım 1 950 tarih ve 236 sayılı Millet Dergisinin son sayfasında daha büyük bir klişe halinde bir kere daha yayınlanmıştı. Klişede Atatürk’ün bu sözü bir kitabın son sayfasına «Son» kelimesinin altına yazmış olduğu tesbit ediliyordu. Altında imza ve tarih yoktu.
Bu belgenin orijinalinin kimde olduğunu aramıya başladım. Cemal Kuray ‘Bana geldiği yerde duruyorsa, halen de, Türk Tarih Kurumu arşivlerinde olması gerekir’ diyordu. Türk Tarih Kurumunda böyle bir belge yoktu.
Murat Seroğlu dostum ise o tarihlerde Millet dergisinin yayınlandığı binada çalıştığını ve dergide görevli bulunan bir gazeteci arkadaşın kendisine:
– Bütün bu el yazılarını Münir Hayri Egeli taklit ediyor, dediğini söylemişti bana
Bunun üzerine Atatürk’ün el yazısıyla İsmet Paşa’ya yazdığı bir mektubun fotokopisi ile Millet Dergisinde Atatürk’e ait olarak yayınlanan yazıyı İsveç Devlet Kriminoloji Enstitüsü’ne incelemeleri için gönderdim.
Gelen rapor şöyle idi:
DEVLET TEKNİK KRiMİNOLOJİ LABORATUARI
Box 1090, Solna
30 Ağustos 1965 tarihli yazınızda, 143 numaralı türkçe «MİLLET> gazetesinin 4 Kasım 1948 tarihli nüshasının, onuncu sayfasında bulunan aşağıdaki , satırların tetkik edilmesini istemiştiniz:
«Şurası unutulmamalıdır ki Türk aleminin en büyük düşmanı komünistliktir. Her göründüğü yerde ezilmeli . . . »
Bu araştırmanın gayesi, adı geçen metnin Cumhurreisi Kemal Atatürk tarafından yazılıp yazılmadığıdır. Bize mukayese imkanı veren bilgiye göre, Atatürk’ün zamanın Başvekili lnönü’ye kendi elyazısı ile yazdığı mektuptur. Fotoğrafta mektubun sadece bir kısmı bulunmaktadır.
Adı geçen satırlar ile yazılmış olan mektup arasında muhtelif harf şeklinin benzediği görülmüştür. Bu benzerlik, çoğu zaman doğu Avrupalıların lâtin harfleri kullandıkları zaman meydana gelen tipik bir örnektir. Buna göre yukarıda adı geçen benzerlikler hakiki hüviyet tesbitinde ölçü olamaz. Bilhassa, hele aşikar birkaç benzemeyen nokta mevcut olursa. Birbirine benzeyen harfler arasında S-harjinin nisbetsizliği, K-harfinin sağ aşağı kısmı (büyük ve küçük k), Z-harfinin yazılış şekli ve t-harfinin yazılışında benzemiyen taraflar mevcuttur.
Yazı ve mektubun orijinalinin elimizde mevcut olmaması araştırmamızı güçleştirmiştir. Bu arada yazış sürati tetkik edilememiştir. Eğer bu mektup adı geçen satırların yazıldığı tarihte, Atatürk’ün elyazısına iyi bir örnek teşkil ediyorsa, yaptığımız araştırmalar neticesinde adı geçen satırların onun tarafından yazılmadığı tesbit edilmiştir.
Araştırma büro müdürü Gunnav Sandström tarafından yönetilmiştir. Evrakınız da bu mektupla iade edilmektedir.
Solna 1 Eylül 1965
(Gunnar Sandström)
(Nist Land’in)(Bu yazının çevirisi, «Yukarıdaki tercümenin ilişikteki aslına uygunluğu tasdik olunur» kaydı ile Stockholm Büyük Elçiliği Konsolosluk şubesi tarafından tasdik olunmuştur.)
Şimdi resmi hüviyete sahip bilimsel bir kurul, durumu bir kere daha gözden geçirmeli ve gerçeği kamu oyuna açıklamalıdır. Atatürk’ün el yazıları içinde hangileri sahtedir, hangileri değildir, ortaya çıkmalıdırr. Ayrıca bu sahteciliklere neden başvurulduğu da belirtilmelidir.
Kaldı ki Atatürk’de el yazısı taklit edilerek ileri sürülen fikirlerin tersi de fazlasile mevcuttur.”
Atatürk’ün komünistlik hakkında görüşü olduğu iddia edilen el yazılı metin şöyledir (Uzmanı olmasak da bu yazının (andırsa da) Atatürk’ün el yazısı olmadığını söyleyebiliriz):
1920 yılından Mustafa Kemal Paşa’nın (Osmanlıca) elyazısı ile Türkiye’nin ilk resmî Komünist Partisi’nin kuruluş talimatı olduğu belirtilen yazılı metin kamuoyuyla daha önce paylaşılmıştı.
Dipçe: Komünizm “maddî servetlerin ortak hale getirilmesini amaçlayan teori, üretim ve mübadele araçları üzerinde ortak mülkiyet, üretilen malların herkesin ihtiyacına göre bölüştürülmesi ve toplumsal sınıfların kaldırılması gibi ayırt edici özellikleri olan ekonomik ve sosyal yapı” olarak tanımlanmaktadır (Atatürk Araştırma Merkezi (2006). Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri I-III, 2006, Divan Yayıncılık Ltd. Şti).