“Dini ve Namusu Olanlar Aç Kalmaya Mahkumdurlar” Sözünün Atatürk’e Ait Olduğu İddiası
Konuşmalarının ve vecizelerinin derlendiği kaynaklarda ve kendisi tarafından yayınlanan eserlerde yer almayan “Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkumdurlar” vecizesinin Atatürk tarafından söylediğinin yegane tanığı ve kaynağı Kâzım Karabekir Paşa’dır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkumdurlar” vecizesini söylediği iddiası, son dönemde sosyal medyada sıklıkla dile getirilmektedir.
Ankara İstasyonu Özel Kalem Binası’nda 10 Temmuz 1923’te söylendiği iddia edilen bu sözün izine Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri derlemesinde rastlanamamaktadır (Atatürk Araştırma Merkezi (2006). Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri I-III, 2006, Divan Yayıncılık Ltd. Şti). Atatürk’ün vecizelerinin derlendiği diğer kaynaklarda, Nutuk’ta, Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri‘nde de bu vecizeye rastlayamadık. Dönemin kaynaklarında Atatürk’ün bu sözü söylediğine dair bir tanıklık da yoktur.
Atatürk’ün bu sözü söylediğinin yegane tanığı ve kaynağı Kâzım Karabekir Paşa’dır (1882-1948). Paşaların Kavgası adlı kitabında Karabekir Paşa, Mustafa Kemal Atatürk’ün kullandığı ifadeleri şu sözlerle aktarmıştır (Kazım Karabekir. Paşaların Kavgası: Atatürk-Karabekir, Emre Yayınları, 1995, sf. 142.):
“Diğer taraftan da Ankara’da yeni bir hava esmeye başladı. “İslâmlık terakkiye mani imiş.” Halk fırkası lâdini ve Lâahlaki olmalı imiş! Macarlar ve Bulgarlar gibi ufak milletler bizim gibi, Almanya tarafında bulunarak mağlup oldukları halde, istiklâllerini muhafaza ediyorlarmış. Medeniyete girmişlermiş. Türkiye, İslâm kaldıkça, Avrupa ve hele İngiltere müstemlekelerinin çoğunun halkı İslâm olduğundan, bize düşman kalacaklarmış! Sulh yapmayacaklarmış!..”
“10 Temmuz 1923 Ankara istasyonundaki kalem-i mahsus binasında Fırka nizamnamesini müzakereden sonra, Gazi ile yalnız kalarak hasbihallere başlamıştık.
“Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkumdurlar” dediler. Kendisini hilafet ve saltanat makamına layık gören ve bu hususlarda teşebbüslerde de bulunan, din ve namus lehinde türlü sözler söyleyen ve hatta hutbe okuyan, benim kapalı yerlerde baş açıklığımla latife eden, fes ve kalpak yerine kumaş başlık teklifimi hoş görmeyen Mustafa Kemal Paşa, benim hayretle baktığımı görünce, şu izahatı verdi:
“Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkumdurlar! Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Bunun için önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz. Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz!””
Gazeteci yazar Uğur Mumcu da “Kazım Karabekir Anlatıyor” adlı kitabında Kâzım Karabekir’in Atatürk’ün “din ve namusu olanlar aç kalmaya mahkumdurlar” sözünü söylediğini aktarmıştı (Uğur Mumcu (1996). Kâzım Karabekir Anlatıyor, Umag Vakfı Yayınları, sf. 75). Uğur Mumcu, Cumhuriyet Gazetesinde 18 Haziran 1990 tarihinde yayınlanan “Kâzım Karabekir Anlatıyor” başlıklı dizi-röportaj yayınında Kâzım Karabekir’in Atatürk’ün “Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkumdurlar” dediğini yayınlamıştı.
Düzenlemesi İsmet Bozdağ tarafından yapılan “Paşaların Kavgası” adlı kitapta geçen “Bunun için önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz” sözünden farklı olarak Uğur Mumcu’nun “Kâzım Karabekir Anlatıyor” adlı kitabında Atatürk’ün “Bunun için önce din ve namus telakkisini kaldırmalıyız” sözünün yer aldığı görülmektedir. “Kâzım Karabekir Anlatıyor adlı kitapta Atatürk’ün söylediği öne sürülen sözler şu şekilde geçmektedir:
“Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar. Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Onun için önce din ve namus telâkkisini kaldırmalıyız. partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz. Bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur.”
Tarafımızca teyit edilmemiş olsa da, Doğu Perinçek’in “Atatürk, Din ve Laiklik Üzerine” adlı kitabında da Kâzım Karabekir’in Atatürk’ten bu sözü aktardığının belirtildiği dile getirilmektedir (Doğu Perinçek (1999). Atatürk Din ve Laiklik Üzerine, Kaynak Yayınları, 3. Basım, sf. 251-252).