Sosyal medya platformlarında Mustafa Kemal Atatürk’ün sofrasında yaptığı konuşmaya ait olduğu iddiasıyla paylaşılan ses kaydına değineceğiz…
Sarhoşken şu hale gelmessek namerdiz pic.twitter.com/3ytzax0lBN
— Agayef (@jacobinrousseau) November 21, 2024
“Atatürk’ün Rakı Sofrası Konuşması (1934)” gibi başlıklarla internet forumlarında paylaşılan söz konusu ses kaydında duyulan ifadeler şu şekilde:
“Efendiler, arkadaşlar… Biz, bu milleti, ilk şeklinden daha yüksek mertebelere çıkarmakla mükellef adamlarız: Bu yükseliş yalnız ve yalnız meydan muharebelerinde kazandığımız şereflerle olamaz. Bu, buna kâfi değildir! Asıl yükseliş, iktisat sahasında yükseliş olacaktır. Büyük memnuniyetle görüyorum ki, iktisadın başında bulunan arkadaşım Celal Bey mühim surette bu istikâmeti yayıyor, görüyor, muvaffak oluyor. Bu istikâmetteki muvaffakiyeti Türk Milleti anladığı zamandır ki, en büyük zafer tecelli edecektir. Ben, bu zaferin muhakkak olduğuna kâni bir adam olarak mesut ve mesrurum. (Çok yaşa, bravo sesleri, alkışlar.)”
Bahsi geçen ses kaydının yapay zekâ uygulaması ile hazırlandığının iddia edildiği görülüyor. Sanılanın aksine söz konusu kayıt, yapay zekâ uygulamalarının yaygınlaşmasının öncesinde dolaşımdaydı.
Ses tonu, konuşma tarzı ve telaffuzdan hareketle kaydın Atatürk’e ait olamayacağı, Atatürk’ün misafirlerini ağırladığı sofrada böyle bir ses kaydı almayacağı ileri sürüldü.
Ancak, sesin Atatürk’e ait olduğu anlaşılıyor.
Bulguları sıralayalım…
Atatürk’ün 1934 yılında dönemin İktisat Bakanı Celal Bayar hakkındaki sözlerinin yer aldığı plakta, yaptığı başarılı çalışmaları öven aynı ifadelerin yer aldığı biliniyor.
Bahsi geçen ifadelerin Atatürk’ün Bütün Eserleri adlı derlemenin 27. cildinde “İktisat Vekili Celal Bayar’a Hediye Edilen Plak Kaydı” başlığıyla (Sf: 116) yer aldığı görülüyor.
“Plağın Dr. Nilüfer Gürsoy tarafından verilen ses kaydı Atatürk’ün Bütün Eserleri Arşivi’ndedir. Ayrıca bkz. Celâl Bayar, Atatürk’ten Hatıralar, Sel Yayınları, İstanbul, 1955, s. 112-113; S. Eriş Ülger, Özgün Belgeler ve Fotoğraflarla Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi Vakfı Yayınları, Ankara, 1996, s. 142-143. Celâl Bayar, kitabında bu konuda şunları anlatmaktadır: …”
Eriş Ülger’in TBMM Vakfı Yayınları’ndan çıkan “Özgün Belgeler ve Fotoğraflarla Atatürk” adlı eserinde (Sf: 142-143) Atatürk’ün bahsi geçen sözlerine yer verildiği görülüyor.
Celal Bayar’ın “Atatürk’ten Hatıralar” adlı hatıratında Atatürk’ün kendisini metheden sözler sarf ettiği kaydın hikâyesi şöyle anlatılmış (1955. Sel Yayınları. İstanbul. Sf: 111-113):
Atatürk’ün Celal Bayar’a hediye ettikleri tarihi plak
Bir gramofon plâğı müessesesinin İngiltere’deki merkezi, bir cemile olarak, Atatürk’e, ufak ve otomatik bir plâk doldurma makinesini gramofonu ile beraber hediye etmişti.
Atatürk’ün sesi güzeldi. Bazan sevdiği arkadaşlarile, bazan yalnız kaldığı zamanlar şarkı söyler veya dinlerdi.
Ata, makine geldikten sonra bol bol plak doldurur ve onları çalmaktan hoşlanırdı. Ancak, Gazi plâkları kimseye vermez ve derhal imha ettirirdi. Zaten plâklar 3-4 defa çalındıktan sonra âdeta işe yaramaz hale geliyorlardı.
Toplantıların ekserisinde hazır bulunan ve plâklardan birini hâtıra olarak almak isteyen Celâl Bayar ve Muhiddin Üstündağ’ın katıldığı bir mecliste, gene bermutad Atatürk şarkı söylüyor, bazan diğerleri de iştirak ediyorlar ve sonra plâklar çalınıyordu.. Bir ara Ata’yı dışarıya çağırdılar. Atatürk salona giderken elindeki plâğı, masanın üstüne bırakmıştı. Biraz sonra geri döndüğü vakit, plâğı unutmuştu. Plâğa yakın bulunan Üstündağ, Bayar’dan evvel davranmış ve plâğı almıştı. Aradan zaman geçti.. Beklenmedik bir anda, Atatürk:
– Muhiddin, plâğımı ver, dedi.
Aldı ve kırdı, sonra sözüne devamla:
– Eğer, dedi, plâk vermek istesem, bu önce Celâl’in hakkıdır. Çünkü sizden çok evvel, bana rica etmişti.
Ayağa kalktı ve Bayar hakkında bir konuşma yaparak plağını Celâl Bayar’a hâtıra olarak verdi.
Celal Bayar, bu plağı (Atatürk İnkılâp Müzesi)ne hediye etmiştir. Plâk halen Müzede camekân içinde durmakta ve yanında, üstünde (Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal’in Mahmut Celâl Beye armağanı: 1934) yazılı matbu bir kâğıt görülmektedir. Plak bir gramofona yerleştirilip çalındığı zaman, Ata- türk’ün malûm gür sesi duyulmaktadır. Atatürk’ün sesinde işitilenler aynen şöyledir:
«Efendiler! Kardeşler!
Biz bu milleti bugünkü şeklinden daha yüksek mertebelere çıkartmakla mükellef adamlarız. Bu yükseliş yalnız ve yalnız meydan muharebelerinde kazan- dığımız şereflerle olamaz. Bu, buna kâfi değil… Asıl yükseliş, iktisat sahasında yükseliş olacaktır. (Alkışlar, bravo sesleri)
Büyük memnuniyetle görüyorum ki iktisadın başında bulunan arkadaşım Celâl Bey mühim surette bu istikameti yayıyor, görüyor ve muvaffak da oluyor. Bu istikametteki muvaffakiyetini Türk milleti anladığı zamandır ki en büyük zafer tecelli edecektir. (Çok yaşa! sesleri ve alkışlar)
Ben o zaferin muhakkak olduğuna kani bir adam olarak mes’ut ve mesrurum. (Çok yaşa, bravo sesleri ve alkışlar)”
Celal Bayar ve Muhiddin Üstündağ’ın konuk olduğu, Atatürk’ün az bilinen ses kaydının 5 Nisan 1934 günkü yemekte alındığı anlaşılıyor.
Özel Şahingiray tarafından hazırlanan Atatürk’ün Nöbet Defteri incelendiğinde 5 Nisan 1934 tarihinde İsmet İnönü, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Özalp, Tevfik Rüştü, Şükrü Kaya, Mahmut Esat, Saffet Arıkan, Nuri, Salih, Fuat Bulca, Refik Saydam’dan oluşan kabul listesine yer verildiği görülüyor.
Celal Bayar, 1937’de Atatürk’ün kendisini öven sözlerinin kaydedildiği plağı İnkılap Müzesi’ne hediye ettiğini belirtiyor.
Atatürk’ün Millî Mücadeleyi başlatmadan önce ikâmet ettiği İstanbul’un Şişli ilçesindeki evinin müzeye dönüştürüldüğü binada Atatürk’ün ses kaydını içeren söz konusu plağın “Ata’nın ‘Sahibinin Sesi’ etkiketli ses kaydı olan plak” açıklamasıyla sergilendiği biliniyor.
1968 yılında Ezgi Plak, “hiçbir yerde yayınlanmamış kendi sesiyle Atatürk” başlığıyla “Atatürk’ün 1934 Yılında Yaptığı Bir Sofra Sohbeti” kaydını içeren bir plağı piyasaya çıkarttı.
Ezgi Plakları tarafından çıkarılan bu plak daha sonra, sesin Atatürk’e ait olmadığı iddia edilerek toplatıldı ve Ezgi Plak’ın kurucusu, plağın yapımcısı Aykut Sporel hakkında Atatürk’ü Koruma Kanunu’na aykırılık gerekçesiyle beş yıl hapis istemiyle dava açıldı.
Türk radyo programcısı ve Türkiye radyolarının ilk diskjokeylerinden Aykut Sporel, yargılandığı davada yaptığı savunmada Atatürk tarafından Celal Bayar’a imzalanmış plağı Kılıç Ali Paşa’dan alıp çoğalttığını söyledi.
Mahkeme heyeti, Atatürk’ü ve sesini yakından tanıyan Münir Nurettin Selçuk ve Safiye Ayla’yı bilirkişi olarak dinledi. İki sanatçı da plaktaki sesin Atatürk’e ait olduğunu doğruladı.
Atatürk’ün sahte olduğu ileri sürülen plaktaki sesi hakkında yapılan yargılamadaki bilirkişi incelemesi Cumhuriyet gazetesinin 19 Nisan 1969 tarihli sayısında (Sf: 1) şöyle haberleştirildi:
Onuncu Yıl Nutku plağı için bilirkişi incelemesi yapıldı
Atatürk Kanununa aykırı davranıştan sanık müzik eleştirmecisi Aykut Sporel’in yargılanmasıyla ilgili bilirkişi incelemesi, dün yapılmıştır. Dâva konusu olan ve sahteliği öne sürülen «Onuncu Yıl Nutku » ve Atatürk’ün sohbetleriyle ilgili plâğı dinleyen bilirkişi Münir Nurettin Selçuk ve Safiye Ayla, plâktaki sesin, çok iyi tanıdıkları Atatürk’ün sesi olduğunu söylemişlerdir. Sanık Sporel de, ‘Atatürk’ün arkadaşı olan Kılıç Ali, yakınımdır. Bu eserleri, ondaki banttan plâğa aldım ve çağalttım’ demiştir.
Ezgi Plak, bilirkişi heyetinin ses hakkında olumlu görüş verdiği yargılamanın 5 yıl akabinde 1973 yılında Atatürk’ün ses kaydını içeren aynı plağı “Cumhuriyetin 50. yılı armağanı” ibaresiyle yeniden piyasaya sürdü.
Cumhuriyetimizin 50. yılı şerefine hazırlanan plakta şu açıklama metnine yer verildi:
“Bu plâkta Atamızın şimdiye kadar hiçbir yerde yayınlanmamış bir konuşmasını duyacaksınız. Atatürk çağını yaşıyanlar O´nun sofrabaşı sohbetlerinin ne denli, ünlü, ünlü olduğu kadar da ne denli önemli olduğunu bilirler. Bu bakımdan sevgili Atamızın gizli kalmış bir yönünü kendi sesiyle sizlere duyurabildiğimiz için çok mutluyuz. Ayrıca bu plâkta, Atatürk´ün kendi sesiyle elde kalan iki ünlü söylevini daha dinleyeceksiniz: Onuncu yıl söylevi ile 1935 yılındaki Kurultayı açış söylevi. Tarihsel açıdan önemi büyük olan bu plâğın plâklığınızdaki değerini söylemek gerekmez bile. Teknik yönden plâğın ses kalitesi, üzülerek söyliyelim, kötüdür. Atatürk çağının gelişmemiş ses kayıt tekniğini elimizden geldiğinde düzeltmeye çalıştık. Dinleyince sizde göreceksiniz, şimdiye kadar duyduğunuz Atatürk seslerinin en açık, en seçik olanını elde ettik. Şunu da hemen hatırlatalım, tarihsel bir belgede ileri bir teknik aramak belki de yersiz.”
Söz konusu sesin, Cumhuriyetimizin 50. Yılı vesilesiyle 1973 yılında Türkiye İş Bankası tarafından hazırlanan belgeselden alıntı olduğu iddiası ise doğrulanamadı.