Slaughterbots adlı kısa filmden alınan bilimkurgu içerik gerçek hayattan bir sunum gibi aktarılmış

 

 

Sivil alanda kolayca temin edilebilen, modifiye edilebilir, izlenmesi zor ve düşük maliyetli bu sistemler, geleneksel koruma yöntemlerinin yetersiz kaldığı yeni bir güvenlik açığı yaratıyor.

Son yıllarda hem savaş alanlarında hem de siyasi hedeflere yönelik operasyonlarda kullanılan dronelar, yalnızca istihbarat toplamakla sınırlı kalmayıp, taşıdıkları küçük patlayıcılar ya da kinetik yükler sayesinde doğrudan öldürücü etki yaratabilecek bir araca dönüştü.

Birkaç yüz dolarlık bir cihazın, programlanmış uçuş rotasıyla hedefe yönlendirilmesi veya uzaktan kontrol edilerek bir kalabalığın içine sokulması, güvenlik önlemlerinin aşılması bakımından son derece etkili ve tehlikeli asimetrik tehdit olarak öne çıktı.

Küçük droneların yol açabileceği zararlar ilerleyen dönemde daha vehim bir hâl alabilir:

  • Radar izinin küçüklüğü ve gürültüsüz hareket kabiliyeti, onları hem fiziksel hem dijital izleme sistemleri açısından “görünmez” kılabilir.

  • Sürü teknolojisi, aynı anda birden fazla küçük dronenun bir hedefe yönlendirilmesini mümkün kılabilir. Bu, savunma sistemlerinin kapasitesini aşabilecek kadar sofistike saldırıların önünü açabilir.

  • Yapay zeka entegrasyonu, hedef tanıma, takip ve saldırı kararlarını otonom biçimde verebilecek sistemlerin ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu da insan müdahalesine gerek olmadan “katil dronelar” devrini başlatabilir.

Yalnızca gökyüzünden gelen bir tehdit değil, aynı zamanda istikrarsızlık, korku ve güvensizlik ikliminin tetikleyicisi olma potansiyeli taşıyan bu tehlikeye karşılık geliştirilen anti-drone radarları, elektromanyetik karıştırıcılar, drone takip sistemleri ve fiziksel imha sistemleri kullanılıyor.

 

 

Düşük maliyetiyle yüksek etkili suikast eylemlerinin aracı olma potansiyeli taşıyan yapay zekâ ile yönlendirilen küçük droneların potansiyel tehlikesi, son günlerde sosyal medyada paylaşılan bir “suikast silahı” videosuyla yeniden gündeme geldi.

 

Yapay zekâ ile kamera ve sensörle yönlendirilen, taşıdığı patlayıcıyla suikast silahı olarak kullanılan drone tanıtımı olduğu sanılarak paylaşılan görüntü şu şekilde:

 

 

Görüntüyü gerçek bir ürün olarak sunan sosyal medya paylaşımı şöyle örneklenebilir:

 

R E M (@REM__BEN):

“Oha.. Dehşet verici bir suikast silahı

Yüz tanıma sistemiyle şişek hızında kurbana yaklaşıp başından vuruyor”

 

 

“Yapay zekanın korkutan özelliği” notuyla paylaşılan, kendi kendine uçabilen, mobil cihazlardaki gibi kameralara ve sensörlere sahip, yüz tanıma sistemi içeren, 3 gram şekilli patlayıcı taşıyan uçan drone görüntüsü, “Slaughterbotsadlı kısa filmden alınmış.

 


2017 yapımı kısa metrajlı bilimkurgu türündeki filmde, mikrodrone sürülerinin yapay zeka ve yüz tanıma yazılımı kullanarak siyasî muhaliflere önceden programlanmış kriterlere göre suikast düzenlediği bir yakın gelecek kurgusu aktarılmış.

 

 

 

Bahsi geçen filmin tanıtımı şu şekilde yapılmış:

“In a dystopian world a new form of A.I. weaponry has been created. All these drone bots need is a profile: age, sex, fitness, uniform, and ethnicity. Nuclear is obsolete. Take out your entire enemy virtually risk free. Just characterize him, release the swarm, and rest easy.”

“The 7 minute film opens with a Silicon Valley CEO-type delivering a product presentation to a live audience a la Steve Jobs. The presentation seems innocuous enough at first—the presenter seems to be unveiling some new drone technology—but takes a dark turn when he demonstrates how these autonomous drones can slaughter humans like cattle by delivering “a shaped explosive” to the skull.The audience eats it up, clapping and laughing along with the CEO as if they hadn’t witnessed anything more dangerous than the unveiling of the iPhone X. The CEO goes further, showing videos of the tiny killer drone in action. “Let’s watch what happens when the weapons make the decisions,” the CEO says, as the bot executes a number of people on the massive screen behind him. “Now trust me, these are all bad guys.” What follows is a deeply unsettling portrait of a dystopian world where these small weaponised drones use their onboard technologies—“cameras like you use for your social media apps, facial recognition like you have on your phones!”—to make autonomous decisions about who lives and who dies.”

 

Türkçemize çevirisi şöyle yapılabilir:

“Distopik bir dünyada yeni bir yapay zekâ silahı yaratılmıştır. Bu insansız robotların ihtiyacı olan tek şey bir profil: yaş, cinsiyet, fitness, üniforma ve etnik köken. Nükleerin modası geçti. Tüm düşmanınızı neredeyse risksiz bir şekilde ortadan kaldırın. Sadece onu karakterize edin, sürüyü serbest bırakın ve rahatlayın.”

“7 dakikalık film, Silikon Vadisi’nden bir CEO’nun Steve Jobs gibi canlı bir izleyici kitlesine ürün sunumu yapmasıyla açılıyor. Sunum ilk başta yeterince zararsız görünüyor – sunucu yeni bir drone teknolojisini tanıtıyor gibi görünüyor – ancak bu otonom drone’ların kafatasına “şekilli bir patlayıcı” vererek insanları sığır gibi nasıl katledebileceğini gösterdiğinde karanlık bir dönüş yapıyor. iPhone X’in tanıtımından daha tehlikeli bir şeye tanık olmamışlar gibi izleyiciler bunu yiyor, CEO ile birlikte alkışlıyor ve gülüyorlar. CEO daha da ileri giderek küçük katil drone’un iş başındaki videolarını gösteriyor. CEO, arkasındaki devasa ekranda bot birkaç kişiyi infaz ederken, “Silahlar karar verdiğinde neler olduğunu izleyelim” diyor. “Şimdi bana güvenin, bunların hepsi kötü adamlar.” Bundan sonrası, bu küçük silahlandırılmış insansız hava araçlarının yerleşik teknolojilerini – “sosyal medya uygulamalarınız için kullandığınız kameralar, telefonlarınızdaki gibi yüz tanıma!”- kimin yaşayıp kimin öleceğine dair otonom kararlar vermek için kullandıkları distopik bir dünyanın son derece rahatsız edici bir portresidir.”

 

 

Yorumunuzu yazınız...