“Şapka Devrimi İle Hatalı Şekilde İlişkilendirilen İdam Fotoğrafı” serimizde Konya’da İstiklal Mahkemesince idam edilmeyi bekleyen vatandaşlara ait sanılan fotoğrafa daha önce değinmiştik. Bugün, Konya’da irtica bahanesiyle İstiklal Mahkemesi kararıyla 3 gün içinde 805 kişinin idam edildiği iddiasını ele alacağız.
Saltanat ve hilâfetin kaldırılmasının gündemde olduğu dönemde Konya’da halkın gelişmelere tepkisini göstermek amacıyla bir yürüyüş düzenlemesinin ardından İstiklal Mahkemesinin kurulduğu ve 3 günde 805 kişinin asıldığı öne sürülüyor. Bu iddia, Mecliste yapılan oylamada oy çokluğu ile Konya’nın irticacı olduğu kararının çıktığı, tüm Konya’nın tutuklanması yönünde bir emir verildiği, gezici İstiklal mahkemesinin Konya’nın Bozkır ilçesine gönderildiği, 2300 kişinin tutuklandığı ve bu kişilerin 805’inin 3 gün içinde idam edildiği şeklinde de dile getiriliyor.
Son dönemde bu iddiayı aktaran sosyal medya paylaşımları şöyle örneklenebilir:
Özlem Doğan (@ozlemdogan_): “İrtica bahanesiyle Konya Bozkırında 3 gün içinde 805 kişinin idam edildiği Konya! Saltanat ve hilâfetin kaldırılmasının gündemde olduğu dönemde Konya’da halk tepkisini göstermek amacıyla bir yürüyüş düzenledi. Bu tepkilere karşı, normalde görevi asker kaçaklarıyla mücadele olan İstiklâl Mahkemeleri devreye sokuldu. TBMM arşivine 242 numaralı dosya olarak kaydedilen olaylarda, Meclis’ten çıkan karar hayret vericiydi: “Konya bölgesi gericiliğe elverişli bir zemin oluşturduğundan tüm halkın tutuklanmasına.” Bu kararla üç üyeli gezici İstiklâl Mahkemesi Konya’ya gönderildi. Sadece üç gün içinde Konya’da 2.300 kişi tutuklandı. Bunlardan 805’i idam edildi, kalanlar ise kürek, bende, ömür boyu hapis gibi çeşitli ağır cezalara çarptırıldı.”
Erdal Tursun (@erdaltursun23): “Sadece #Konya ‘da 3 günde 805 kişi asılmış! Zalimler için yaşasın Cehennem”
Konya’da idam edilenlerin sayısının “binlerce” olduğunu ileri sürenler de oldu.
Furkan Bölükbaşı (@furkancerkes): “Konya’da İstiklal Mahkemeleri kaç bin müslümanı suçsuz yere idam etmişti? Tarihi kayıtlara göre onbinlerce masum Müslüman İslam’ı savunduğu için uydurma delillerle idam edildi. Bize göre hepsinin hükmü şehittir. Allah size akıl, izan, insaf versin. Hiç mi yüreğiniz kalmadı. Allah’tan da mı çekinmiyorsunuz. Yazık gerçekten, çok yazık. Kimlere beğendirmeye çalışıyorsunuz kendinizi.”
Caner Arabacı: “Konya İstiklâl Mahkemesi 2,5 ayda tam 3600 kişiyi yargılar. Bu üç bin altı yüz kişiden 43’ü idam edilir. 3122’sine ceza verir. 500 kişi ise beraat eder. Daha sonra Konya’da bir İstiklâl Mahkemesi daha kurulur. 7 Ağustos 1921 ile Ocak 1922 arasında 14071 kişi yargılanır. Bunlardan 1645 kişi idam edilir. 368’i ağır hapis cezasına gönderilir. 4841 kişi ise değişik idamlara uğrar.”
“TBMM Arşiv Kaynağı: Dosya No: 242 / Karar No: 276 ve 5 Zarf 48 deki kayıtlara göre” Konya’da (Delibaş İsyanı’ndan bağımsız olarak) tek seferde 805 idamın infaz edildiği ileri sürüldü:
Nevzat Çiçek (@nevzatcicek): “TBMM Arşivi Konya İstiklal Mahkemeleri T14 No5 Zarf48: Konya merkezde 2300 kişi tutuklanmış,805 kişi 3 gün içerisinde sırayla idam edildi”
Konya’da İstiklal Mahkemelerinin 805 kişiyi astırdığı iddiası gerçeği yansıtmıyor.
Konya İstiklâl Mahkemesi 1 Ekim 1920’den 18 Şubat 1921’e kadar 3600 kişiyi yargıladı.
Konya İstiklal Mahkemesi’nin faaliyette bulunduğu süreç içerisinde aldığı kararlar incelendiğinde çoğunluğu ayaklanmalarla ilgili çeşitli suçlardan 805 kişiyi cezalandırdığı, sadece (1’i gıyaben olmak üzere) 3 kişi hakkında idam kararı aldığı görülüyor.
Konya İsyanı’ndan dolayı çok sayıda kişinin idam edilmesi Konya İstiklal Mahkemesi’nin değil, bu mahkemenin Konya’da göreve başlamadan önceki süreçte Konya’da ve bazı kazalarında kurulan Divan-ı Harp Mahkemelerinin verdiği kararlarla olmuştur.
İstiklal Mahkemeleri, Cumhuriyetin ilanından önce oluşan otorite boşluğundan kaynaklı soygun, yağmacılık ve askerden firar edenlere yönelik olarak iç güvenliği sağlamak amacıyla 11 Eylül 1920 tarih ve 21 numaralı “Firariler Hakkında Kanun” ile kurulmuştur. 1920-1927 yılları arasında aktif olarak çalışmıştır. Bu süreç zarfında İstanbul, Elcezire, Eskişehir, Isparta, Şark, Birinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi, İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi, Konya, Kastamonu, Pozantı, Yozgat ve Amasya İstiklal Mahkemeleri faaliyet göstermiştir. 1949 yılında İstiklal Mehakimi Kanunu’nun yürürlükten kaldırılmasıyla resmi olarak kapanmıştır.
TBMM, belgelerini erişime açtığı İstiklal Mahkemelerinin kuruluşu ve sonlanışı hakkında şu özeti sundu (TBMM (2015). İstiklal Mahkemeleri (Kanun, Gerekçe ve Genel Kurul Tutanakları) Cilt – 1. TBMM Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı Basımevi. Ankara).
|
Millî Mücadele döneminde Konya bölgesinde (gericilik esasına dayanan) Birinci Bozkır İsyanı (27 Eylül-4 Ekim 1919) ve İkinci Bozkır İsyanı (20 Ekim-4 Kasım 1919) ile (asker kaçaklarını yanına toplayan, İstanbul’dan idare edilen çıkarcılar aracılığıyla yayılan) Konya (Delibaş) İsyanı (2 Ekim-22 Kasım 1920) meydana geldi. Adı geçen ayaklanmalar Kuvay-ı Millî tarafından bastırılarak bölgede asayiş sağlandı.
– “5 Mayıs 1920’de Konya’da, halka beyanname okuyup, ayaklanmaya kışkırtan 8’i asker kaçağı 36 kişi harp divanına verilmişlerse de, orada bulunan Mustafa Kemal Paşa suçluları af etmişti.”
– (Delibaş İsyanı’nın ardından) “İleride tekrar böyle bir isyanın çıkmaması için, isyanın çıkmasında rol oynayan kışkırtıcılar ile yardım edenlerden yakalananların bir çoğu, milli kuvvet kumandanları tarafından kurulan olağanüstü Divan-ı Harplere sevk edilerek suçlu bulunanlar idam edildi.” – “Divan-ı Harp Mahkemesi’nin gerek Konya mebusları hakkında verdip;i bu karar ve gerekse isyana katılan suçluların yargılanmasında gösterdiRi sert ve acımasız tutum Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde” tartışmalara yol açtı.” – “Mahkeme üyelerine göie bu isyanın çıkmasında iç ve dış mihraklar oldukça önemli roller oynamışlardır. Bilhassa İngilizler ve bunun yanı sıra İngilizlerle işbirliRi içerisinde İstanbul’daki Damat Ferit Paşa Hükumeti ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası, İngiliz Muhipleri Cemiyeti ve Teali-i İslam Cemiyeti gibi, Milli Mücadele aleyhtarı çevrelerin işbirliRinin bir sonucu olarak Konya İsyanı çıkmıştı.” – “Konya İstiklal Mahkemesi 27 Kasım 1920’den itibaren, Divan-ı Harp Mahkemelerinden devir aldığı davalara bakmaya başladı.” – “Mahkeme üyelerine göie bu isyanın çikmasında iç ve dış mihraklar oldukça önemli roller oynamışlardır. Bilhassa İngilizler ve bunun yanı sıra İngilizlerle işbirliği içerisinde İstanbul’daki Damat Ferit Paşa Hükumeti ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası, İngiliz Muhipleri Cemiyeti ve Teali-i İslam Cemiyeti gibi, Milli Mücadele aleyhtarı çevrelerin işbirliğinin bir sonucu olarak Konya İsyanı çıkmıştı.” – “İsyanın çıkmasında Konya halkının cehaleti ve saflıRIndan fazlasıyla istifade eden işbirlikçi Damat Ferit Paşa Hükumeti, siyasi parti ve cemiyet,lerin halkın dini duygularına hitap ederek, onları isyana dahil etmek istemişler ve bunda da büyük ölçüde başarılı olmuşlardı. Öyle ki, Kuva-yı ‘Milliye kuvvetlerinin Afyonkarahisar cephesinde Yunanlılatla değil Halife ordusuyla savaş yaptıRım söyleyecek kadar halkı iğfal ve aldatmaya gayret etmişlerdir.” – “Rapordan da anlaşıldığına göre, mahkeme üyeleri, kendilerinden önceki dönemde yapılan yargılamaları ve verilen cezaları oldukça sert ve ağır bulmakta ve Divan-ı Harp Mahkemeleri’nin verdiği kararları büyük ölçüde tasvip etmemektedirler. Onlar böyle şiddet yoluyla Konya halkının Milli Mücadele lehine kazanılmayacawnın bilincinde olup, kendi kararlarının daha yumuşak ve adil olduğunu ve olacağını söylemektedirler.” Osman Akdere (2004). “3 Numaralı Konya İstiklal Mahkemesi’nin Konya İsyanı” ile İlgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na Sunduğu Raporu”. Atatürk Dergisi. Yıl: 2004 Cilt: 4 Sayı: 2. Sf: 59-96 |
Millî Mücadele’ye karşı en ciddî ve tehlikeli isyanlardan birinin bastırılmasının ardından Konya İstiklâl Mahkemesi kurularak Konya İsyanı’nın çıkış nedenini tespit etmek, isyana doğrudan iştirak etmiş olanların yargılanmasını sağlamak, şehirde huzur ve asayişi yeniden tesis etmekle görevlendirildi.
18 Eylül 1920 tarihli 45 numaralı Meclis Kararı ile kurulan, görev bölgesi Konya, Afyon ve Aksaray illerini içeren Konya İstiklal Mahkemesi 17 Şubat 1921 tarihli 97 numaralı Meclis Kararı ile kaldırıldı. 22 Temmuz 1921 tarihli 140 numaralı Meclis Kararıyla yeniden kurulan, Konya, Burdur, Denizli, Isparta, Antalya, Adana ve Mersin bölgelerini gözeten Konya İstiklal Mahkemesi faaliyetlerine 31 Temmuz 1922 tarih ve 249 sayılı kanun ile 1 Ağustos 1922 tarihli 274 numaralı Meclis Kararı ile son verildi.
Konya İstiklâl Mahkeme üyeleri tarafından hazırlanan raporda Konya İsyanı’na “bir iki kaza ve köyü hariç” Konya vilayetinin tamamının kaza, nahiye ve köyleriyle bu isyana katıldığı aktarıldı.
18 Eylül 1920 – 17 Şubat 1921 ile 22 Temmuz 1921 -1 Ağustos 1922 tarihleri arasında faaliyetini sürdüren Konya İstiklal Mahkemesine ait karar metinleri TBMM Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı Yayınları tarafından Latin alfabesine aktarılarak yayımlandı.
1921 – 1922 yıllarında Konya, Aksaray, Afyon, Burdur, Denizli, Isparta, Antalya, Adana, Mersin ve Aydın gibi çok geniş bir bölgede faaliyet gösteren Konya İstiklal Mahkemesi’ne ait 630, 631, 632 ve 633 esas numaralı karar defterlerinin tıpkıbasımlarını içeren TBMM’nin Konya İstiklal Mahkemesi başlıklı 4 ciltlik (Cilt 1, 2, 3, 4) çalışması incelendiğinde 805 kişinin idam edildiğine dair karar bulunmuyor.
Kayıtlara göre Konya İstiklal Mahkemesi 805 kişiyi çeşitli cezalara çarptırdı, ancak 1’i gıyaben olmak üzere sadece 3 idam kararı verdi.
Ergün Aybars, İstiklal Mahkemeleri adlı eserinde Konya İstiklâl Mahkemelerinin cezalandırdığı 805 kişinin suçunun dökümünü şu şekilde sunmuş (1975. Bilgi Yayınları. İstanbul. Birinci Basım. Sf: 117-122):
Ahz-ü gasb: 11
Casus: 24
Dai-i şüphe: 1
Dövme: 1
Düşmana hizmet: 6
Irza tecavüz: 22
Kaçakçılık: 2
Kadın kaçırma: 2
Kanuna muhalif: 4
Katil: 10
Düşmana yataklık: 2
Düşmana yardım: 8
Emre itaatsizlik: 1
Eşya-yı askeriyenin ziyanına sebebiyet: 2
Fiil-i şini: 2
Firar: 241
Firara sebebiyet: 7
Firar ve şekavet: 7
Firara teşvik: 3
Firariyi himaye: 5
Fuhşa teşvik: 1
Hakaret: 5
Hırsızlık: 23
Hiyanet-i vataniye: 8
Hükümet aleyhtarı: 1
İhtilâs: 1
İsyan: 157
İsyana iştirak: 6
İsyan ve katil: 1
İşkence: 4
Katil Şekavet: 4
Mahkûm kaçırma: 1
Mal kaçırma: 2
Mal satmak: 1
Menfi propaganda: 2
Mirî mal satmak: 1
Muhalefet: 3
Rüşvet: 15
Rüşvet ve firar: 1
Sahtekârlık: 18
Serseri: 1
Silah saklamak: 5
Silah taşımak: 4
Şekavet: 94
Şüpheli şahıs: 20
Tahkir: 3
Tezvirat: 1
Vapura adam kaçırma: 2
Vatana ihanet: 43
Vazifeden firar: 1
Vazifeyi ihmal: 1
Vazifeyi su-i istimal: 9
Vazifeyi terk: 1
Yağmacılık: 1
Yalan beyan: 1
Yalan ihbar: 1
Yaralama: 1
Yataklık: 10
TOPLAM: 805
Mahkemenin 1 Ekim 1920 – 18 Şubat 1921 tarihleri arasındaki uygulamaları ise şöyle listelenmiş:
Mahkemeye gelen maznun miktarı: 3600
Adem-i mes’uliyet ve beraat: 575
İdam: 2
Müeccelen idam: –
Gıyaben idam: 1
Kal’a-bend ve kürek: 105
Muhtelif cezalarla mahkûmiyet: 2917
İstiklal Mahkemeleri kayıtları üzerinden yapılan derlemede, yurt sathında toplam 1054 idam, 2696 müeccelen (ertelenen) idam, 243 gıyaben idam kararı verildiği görülüyor (Cezaları infaz edilenler ise 1049 kişidir).

Ergün Aybars, adı geçen eserinde Konya İstiklâl Mahkemesi hakkında şu bilgileri sunmuş:
Konya İstiklâl Mahkemesi, bu bölgede çıkan ve «Konya İsyanı» diye isimlendirilen Delibaş ayaklanmasının soruşturmasını yürütmek, çıkış sebepleri hakkında Meclis’i aydınlatmak, bu bölgede Meclis otoritesini sağlamak amacıyle kuruldu. B.M.M. Başkanı M.Kemal’e de bu konuda aydınlatıcı bir rapor verdi. Konya İstiklâl Mahkemesi konusu önemiyle diğer İstiklâl Mahkemelerinden ayrı bir durum gösterdi. 8.11.1920 tarihinde göreve başlayan mahkeme 18.2.1921’e kadar karar verdi.
Konya isyanının yarattığı tehlike üzerine, özellikle M. Kemal’in isteği ile Ferid, Fuad ve Şevki Beyler’den kurulu bir araştırma kurulu gönderilmesi önerildi. Daha sonra 41 imzalı bir önergeyle yedi kişilik bir kurulun bu ayaklanma hakkında rapor hazırlaması, ayaklanmayla ilgisi olup da hatır için bırakımış olanlarla iftiraya uğramış olanların mağduriyetine sebep olanlanır İstiklâl Mahkemesine verilmeleri istendi. Ayaklanmadan sonra Konya’da bir harp divanı kurulmuştu. İstiklâl Mahkemelerinin bulunduğu bölgelerde harp divanı bulunması kanuna aykırı olduğu gibi, bu organların çalışmalarından da hoşlanılmıyordu. Sonuçta hükümetin isteği kabul edilerek, üç kişilik bir kurul gönderildi.
Hürriyet ve İtilâf Fırkasına dahil Zeynelabidin ve Delibaş’m kalabalık bir toplulukla 2 Ekim 1920’de Konya’da çıkarmış oldukları isyan, askerî ve milis kuvvetler tarafından şiddetle bastırıldı. Bundan sonra İstiklâl Mahkemelerinin çalışmaları ile Konya Ovası Millî Mücadele’nin en verimli bölgesi oldu.
Ayaklanma çıkaranların amacı geçici bir hükümet kurmak ve hareketi kazalara kadar yaydıktan sonra Yunanlılar’la birleşip, Ankara’ya saldırmak ve İstanbul yolunu açmaktı. Halkı bozguncu ve gerici propaganda ile «kim bunlarla (Millî Mücadelece katılanlâr) birlikte Yunanlılar’a karşı giderse şer’an kâfirdir» diyerek Millî Mücadele’ye karşı kışkırtıyorlardı.
Konya isyanı sonucu davaların çoğalması İstiklâl Mahkemesi’nin işini zorlaştırdı. Bu yüzden 2.12.1920’de İzmit Mebusu Hamdi Namık Bey Konya’ya iki veya üç adet İstiklâl Mahkemesi gönderilmesini istedi. 9.12.1920’de bir mahkeme daha kurulması için Meclis Başkanlığına önerge verdi. Konya’ya giden araştırma kurulu da yine bu konuda B.M.M. Başkanlığı’na 22. 12.1920’de gönderdiği yazı ile, ayaklanma olayı yüzünden davaların çok arttığını ve bir mahkemenin bu işin altından kalkamayacağı için en kısa zamanda bir İstiklâl Mahkemesi daha gönderilmesini istedi. Konya’ya bir mahkeme daha gönderilmedi. Bu durum büyük tehlikeler karşısında İstiklâl Mahkemelerinin önemini ve bu mahkemelere duyulan ihtiyacı göstermektedir.
Konya istiklâl Mahkemesi ayaklanma suçlarının çokluğu karşısında çok zor durumda kaldı. Bu durumu BiM.M.ne de bildirdi. Ayaklanmaya katılanlarm çoğunluğunu asker kaçakları meydana getiriyordu. Mahkeme ayaklanmanın oluş sebebini, kışkırtıcıları ve elebaşıları saptayıp, olayları yakından izliyor, davasına bakacağı suçlan öğrenmiş oluyordu. Halkın bozguncular tarafından kolayca ayaklandırılabilmesi şu üç sebebe dayanıyordu: «l – Nâ’mağlûp İngilizler’e karşı savaşın delilik olduğu ve padişahın İngilizlerle sulh yaptığı, 2 – Kuva-yi Millîye’- nin halifeye karşı savaştığı ve ona iştirak edenlerin cani olacağı, 3 – Askerliğin terhis edildiği ve vergi toplanmasının uygun olma dığından Kuva-yi Millıye’ye karşı kıyamın caiz olduğu». Bu çeşit propaganda ayaklanmaya büyük etki yaptığı için bozguncular ağır şekilde cezalandırılacaklardır. Mahkeme bir iki kaza dışında bütün Konya ve civarının ayaklanmış olduğunu kabul ediyordu. Bunların kanunen idamı gerektiğini, fakat idam gibi sert bir cezanın, suçları ağır olanların başkalarına ibret olması ve suçun tekrarına engel ve suçlunun hak ettiği cezanın yerine getirilmesi için uygulanması görüşündeydi. Bütün Konya halkına ceza verilemeyeceğinden, olayla ilgili olanları suçlarına göre üçe ayırıp, «1 – Zorla ayaklanmaya katılanlarla, 2 – Cahil, kandırılmış ve fikir yönünden etkisi olmayanların yumuşak. 3 – Kişisel ve malî yönden halka etki eden ve bu yolla ayaklanmaya katılanıarm şiddetli» cezalandırılmaları uygun görüldü.
Konya’da 10’u aşkın harp divanının hızlı çalışmasına rağmen merkezde 800 ve civarında 1500’den çok tutuklu bulunuyordu. Hapishanelerde yer kalmamıştı. Yüzlerce insan «isyana katılmıştın> diye bir iki satırlık bir yazıyla tutuklanı yordu. Tutuklananlann ayaklanmaya katıldıkları, katılma derecesi ve ilişkisi nedir, delil var mıdır? Bilinmiyordu. Konya İstiklâl Mahkemesi’nin göreve başlamasına kadar geçen süre içinde çeşitli yerlerde çeşitli kuruluşlarca, suçla bağdaşmayan çok sert cezalar verilmişti. Halk bu cezalan intikam olarak gördüğünden, «cezaların uygulanışında intikam hissinin hâkim olduğu»;”görüşünün yıkılması gerekiyordu. Adı geçen kurullar ayaklanmanın yaratıcısı olan memleketin ileri gelenlerine ağır ceza verip, halka örnek olmaları gerekirken bunu yapmamışlardı. İdam gibi ağır cezaların halka uygulandığı ve asıl suçlulara yumuşak cezalar verildiğinden, cezadan beklenen ibret verici sonuç alınamamıştı. Ayaklanmaya katılan iki binden çok suçlunun yedi yüzden çoğuna idam ve geri kalanlara müebbet hapis, kürek, kal’a-bend, nefy ve teb’id cezalan verilmişti. Kuva-yi Tedbiye’ce de birçok yerlerde evler yıkılmış, bir kısım halk delilsiz olarak tutuklanmış ve bütün şehir halkı fark gözetilmeksizin cezalandırılmıştı.
Mahkeme Konya’ya varışının ertesi günü yayınladığı bir bildiriyle harp divanlarının çalışmalarına son verip, ellerinde bulunan davaları devraldı. Daha sonra istiklâl Mahkemeleri’nin amacını belirten ve asker kaçaklarına af tanıyan beyannamesini yayınladı. Tebellüğ listeleri gelmeye başladı. Hakkında delil olmayanların yargılanması ertelendi. Delil olanların davalarına bakılmaya başlandı. Mahkeme şiddetli davranışı uygun görmeyip, yumuşak ve anlayışlı bir uygulamada bulundu. Ayaklanmaya katıldıkları sabit olmayan ve diğer suçlarla ilişkisi bulunmayan** lann serbest bırakılmasına, şüpheli görülenlerin ise tutuklanmasına karar verildi. Diğer davalarda da aynı anlayış hâkimdi.
Konya istiklâl Mahkemesi çoğunluğu ayaklanmayla ilgili çeşitli suçlardan 805 kişiyi cezalandırdı:
Ahmet Nedim ise Ankara İstiklal Mahkemesi Zabıtları adlı eserinde (bir kaynak sunmadan) Konya İstiklâl Mahkemesi’nin 43 kişi hakkında idam kararı verdiğini aktarmıştır (1993. İşaret Yay. İstanbul. Sf: 20).