Türkiye’deki doğrulama sitelerini tanıtmak ve çalışma pratiklerini saptamak amacıyla yürütülen bir projeye sunduğumuz Malumatfuruş hakkında detaylı bilgi sunan söyleşi metni:

 

Türkiye’de ve Dünyada Doğrulama Pratiklerine İlişkin Görüşler

Sizce dijital çağda neden yalan/yanlı haberlerin sayısı arttı?

  • Klasik yanıt elbette kişiler arası etkileşim teknolojilerinin ilerlemesiyle birlikte kamuoyunun habere erişimin artması, kamuoyunun daha etkin bir şekilde haber kaynağı ve yayıcısı olarak faaliyet göstermesi.
  • Yalan/yanlı haberi ortaya ilk atan ya da bunların yayılmasına vesile olan kişiler hakkında çok düşündüm, birçok şehir efsanesinin kaynağını araştırdım, hangi kanallardan yayıldığına baktım. Gözlemlerimin sonucunu şöyle özetleyebilirim. Yalan haber, bilgi ya da belgeyi ilk oluşturan ya da yayan kişiler 3’e ayrılıyor: i. bakış açısı politikayla zehirlenmiş, militan hale gelmiş, gerçeği kirletmekten ar etmeyen ve kasıtlı olarak hareket eden kişiler, ii. yalan haber, bilgi ya da belge üretmekten ve paylaşmaktan haz alan siyasi saikle hareket etmeyen kişiler (troller özellikle bu gruba giriyor), iii. doğruyu yanlıştan ayırt etmekten imtina eden ya da cahilliği nedeniyle edemeyen kişiler. Bu 3 grubun temsilcilerinin sayısı bir hayli arttı. Bu kişilerin karşısında doğru bilgi için mücadele eden kişilerin sayısı ve etkisi ise aynı hızda artmadı. Zamanında ve etkili şekilde edilmesi gereken mücadele gecikti. Politize olmuş, önyargıya düşmüş zihinlerde tortular birikti ve kökleşti. Haliyle, aleyhte bir durum oluştu.

Fact-checking konusunda Türkiye’yi diğer ülkelerden ayıran özel koşullar var mı? Türkiye’de doğrulama süreçlerini dünyanın diğer ülkelerindeki benzer süreçler ile kıyaslarsanız neler söyleyebilirsiniz?

  • Haber doğrulama süreçleri aslında tüm ülkelerde aynı tekniklerle aynı şekilde ilerlemesi gerekiyor. Teoride durum bu ancak pratikte pek de öyle olmuyor. Ülkemizin komplo teorileriyle bezenmiş bilinçaltı ile eğitim seviyesi, kutuplaşmış politik yapısı bizi diğerlerinden farklı bir noktaya koyuyor. Tefrikada ittifak etmiş homojen olmayan bir toplum yapısına sahibiz. Yıllardır yaşadığımız toplumsal olaylar, yaşananları ve iddiaları nesnel bir gözle hurafelerden ve komplolardan arınmış şekilde okumamızı engelliyor. İlaveten, okuma alışkanlığımız yok, medya okuryazarlığımız hiç olmadı gibi. Araştırma ve doğrulama yetimiz sınırlı, eğitim seviyemiz sandığımız kadar ileri değil. “İnternette yazan her şey doğrudur” algısı hala mevcut.

Türkiye’deki doğrulama siteleri yeterli mi? Bu sitelere gereken destek sağlanıyor mu? İhtiyaçlarınız, paydaşlarınızdan beklentileriniz nelerdir?

  • Malumatfuruş, Muhtesip adlı yine köşe yazarı doğrulaması yapan girişimin devamı.Muhtesip, Türkiye’nin ilk doğrulama/yanlışlama internet sitesi aslında. Muhtesip ve Malumatfuruş öncesinde Hakkı Devrim gibi bazı köşe yazarları meslektaşlarının hatalarını köşelerinde yapıyorlardı. 5-10 yıl öncesinde doğrulama ya da yanlışlama yapan girişim sayısı çok azdı. Geldiğimiz noktada ise, konunun önemine binaen önemli bir artış olduğunu görüyoruz.
  • Malumatfuruş amatör şekilde ve gönüllülük esasına dayanarak mütevazı bir kadro ile herhangi bir getiri amacı gütmeksizin çalışmalarını sürdürüyor. Ancak, daha profesyonel bir çerçeveye koyma amacı var. Bu yönde planlama tabiki yapılıyor.
  • Doğrulama çalışmaları insanlarda, internette ya da diğer iletişim platformlarında gördükleri iddialara/bilgilere/belgelere septik yaklaşmasını sağladı. Bunun iyi noktası bariz. Algıda seçicilik oluşturuldu. Kaydadeğer bir kitle artık her gördüğü bilgi ve belgeyi “veri” ve “doğru” kabul etmiyor.
  • İş kazaları için kullanılan klasik bir deyimdir: “iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek ödemekten daha ucuzdur” şeklinde. Benzer durum yalan/yanlı bilgi/belge/haberle mücadelede de söz konusu. Bunları önlemek, daha sonra bedelini ödemekten daha ucuz ve kolaydır. Yalan haberle mücadelede son dönemde önemli adımlar atılmış olsa da bunların geç kaldığı konusunda mutabakat söz konusu. “Geç olsun güç olmasın” deyimi de işte bu noktada devreye giriyor. Hiç olmamasındansa olması yeğdir. 6-7 Eylül olayları gibi birçok talihsiz ve üzücü olay var geçmişimizde. Yanlış/yalan/yanlı bilginin yayılması her ne kadar her durumda bu kadar dramatik olaylara yol açmıyor olsa da, zamanında ve etkili mücadele için daha fazla çaba gerekiyor.
  • Doğrulama çabaları her ne kadar önemli katkılar sunsa da, hâlihazırda hak ettikleri ilgiye mazhar olmuş değiller. Sayıları da hâlâ belki de arzu edilen seviyede değil.
  • Sayılarının yanı sıra kendilerine ayrılan insan, zaman ve parasal kaynak tahsisi de gayet zayıf. Factchecking’in artan önemi ile paralel şekilde bu tip girişimlere daha fazla destek her alanda sağlanmalı. Malumatfuruş, Yalansavar gibi girişimler gönüllü şekilde yapıyor şimdilik doğrulama çabalarını. Hükümete yakın yayın yapan bir girişimin kaynağının nereden olduğunu belirtmeye gerek yok. Teyit.org ve Doğrulukpayı da sivil toplumdan destek arıyor. Finansman sağlanmasının yanı sıra iddiaların analizi ve haber kaynaklarının iletilmesi konusunda kamuoyunun bu tip girişimlere gönüllü şekilde destek vermesi gerekiyor.  Sanılanın ötesinde sayıda vatandaşımız aslında benzer doğrulama çabalarını amatör şekilde yapıyor. Yalan habere, doğru olmayan bilgiye karşı farkındalık yakalayan bu kişilerin süreçlere katılımı önemli.
  • Mevcut doğrulama girişimleri arasında gayrıresmi şekilde kişisel irtibatlardan doğan işbirlikleri mevcut. Doğruluk Payı, Teyit.org, Malumatfuruş ve Yalansavar bu yönde bir çaba ortaya koymuştu ve çevrimiçi bir platform üzerinde önce tanışma, akabinde rastlanılan iddiaların paylaşımı, uzmanlık alanları dahilinde destek sağlanması gibi bir niyet ortaya konulmuştu. Ancak, bu 4 platformun ötesine geçilerek her türlü ön yargının ötesine geçilerek yanlış bilgiye karşı savaş verecek tüm doğrulama girişimlerini bir çatı altında bir araya getirip işbirliği sağlayacak, seslerinin daha yüksek çıkmasına katkı verecek bir platform kurulabilir.
  • Factchecking’e gerekli önemin sadece sivil toplum tarafından değil kamu tarafından da verilmesi gerekli. Anadolu Ajansı ve TRT gibi kamunun basın yayın organları devletin bakış açısını yansıtıp haberler yapıyor. Bu haberler elbette doğrulama ve yanlışlamayı da içeriyor. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, AA, TRT ya da başka bir kuruluş doğrulama/yanlışlama faaliyetlerini bizzat kendisi de yürütebilir ya da mevcut inisiyatiflerce yürütülen çabalara destek de verebilir. Yalan haber, bilgi ve belgeye zamanında müdahale etmemenin toplumda yol açtığı zarar ortadayken, kamunun bu işi sahiplenmemesi ya da bu faaliyeti sürdürenleri desteklememesi düşünülemez.

 

Malumatfuruş Logo

Haber Doğrulama Örgütlenmeleri / Oluşumları ve Çalışma Pratikleri Hakkında Görüşler

Neden böyle bir organizasyona ihtiyaç var? Bu sitenin açılmasındaki motivasyonunuz neydi?

  • Maalesef köşe yazıları uzunca bir süredir, yanlış bilginin yayılmasında önemli bir aracı haline geldi. Kayda değer sayıda köşe yazarı, günlük ya da belirli frekansta yazılarını paylaşıyor. Kayda değer ölçüde okur kitlesine de sahipler. Yaptıkları hatalar kitlelere, arşivlere ve sanal aleme kalıcı ve önemli ölçüde sirayet edebiliyor. Bu nedenle, köşe yazarlarının yazılarındaki hataları, gafları, yanlışları, hurafeleri, şehir efsanelerini, atlanan gerçekleri, yanlış yönlendirmeleri ortaya koymayı; dolayısıyla dezenformasyon ile mücadeleyi amaçlıyoruz.

Yaptığınız işi nasıl tanımlarsınız? Yaptığınız iş sizce gazetecilikle benzeşiyor mu yoksa doğrulama başlı başına özgün bir iş mi?

  • Doğrulama gazeteciliğin ayrılmaz parçası. Her gazeteci aslında bu çabayı her an her haberinde yapması gerekiyor. Ancak gelinen noktada bu önemli pratiğin önyargılar, zamanla yarış, ilgi çekme çabası, manipülasyon çabası, destek arayışı gibi saiklerle kasten ya da bilmeyerek yapmadığını görüyoruz. Ancak, gazeteciliğin mevcut yapısı ve ortaya koyduğu ürün düşünüldüğünde, doğrulama daha niş bir alanda iş bölümü sonucu
  • Çabamızı “köşe yazarı zabıtalığı”, ‘köşe yazarı yanlışlama girişimi’ şeklinde tanımlıyoruz.
  • Maalesef köşe yazıları uzunca bir süredir, yanlış bilginin yayılmasında önemli bir aracı haline geldi. Kayda değer sayıda köşe yazarı, günlük ya da belirli frekansta yazılarını paylaşıyor. Kayda değer ölçüde okur kitlesine de sahipler. Yaptıkları hatalar kitlelere, arşivlere ve sanal aleme kalıcı ve önemli ölçüde sirayet edebiliyor. Bu nedenle, köşe yazarlarının yazılarındaki hataları, gafları, yanlışları, hurafeleri, şehir efsanelerini, atlanan gerçekleri, yanlış yönlendirmeleri ortaya koymayı; dolayısıyla dezenformasyon ile mücadeleyi amaçlıyoruz.
  • Yaptığımız şey aslında bizatihi gazetecilik. Bu işi yapmak için herhangi bir formel titre gerek yok. Çoğu gazeteciden daha iyi gazeteci, daha iyi ve dikkatli bir okur ve araştırmacı olduğumuzu bile iddia edebiliriz.

Kaç yılında kuruldunuz? Amaç ve hedefleriniz neler? Kurumda kaç kişi çalışıyor? (Tam zamanlı/yarı zamanlı/gönüllü) Görev dağılımları nasıl? Örgütlenme yapınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

  • İnsanların sunulanı ‘doğru’ kabul etmeden, akıl ve eleştiri süzgecinden geçirme alışkanlığını kazanmalarını hedefliyoruz. Yalan bilgiye ve yayıcısına dair sanal dünyaya bir iz düşmek en temel hedefimiz.
  • 2010 yılında kurulan Muhtesip’te beş kişilik bir ekiptik. Hata tespitinden sonra e-posta grubu aracılığıyla tüm ekibin değerlendirmesi alınıyor ve uygun bulunursa sitede yayınlanıyordu. 2015 yılı Ağustos ayında faaliyete geçen Malumatfuruş’u ise şu an sadece 1 kişi yürütüyor (Çoğul konuşmak kurumsallık katıyor galiba, fiilleri çoğul çekimlediğime bakmayın =))
  • Elden geldiğince irtibatlı olduğumuz diğer doğrulama girişimlerine de içerik desteği sunmaya çalışıyoruz. Teyit.org ile özellikle yakın bir ilişki içindeyiz.

Çalışanlarınızın özlük hakları ve sendikal örgütlenme modelleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

  • Herhangi bir maddi getiri amacı yok şu an Malumatfuruş‘un. Site giderleri de herhangi bir kaynağa başvurmadan karşılanıyor.

Faaliyetlerinizin kapsamı nedir? Daimi ve dönemsel uygulamalarınız var mı? (seçim, güncel/popüler gündem v.b.)

  • Köşe yazarları da diğer medya okuyucuları gibi aslında. Sanıldığı kadar da entelektüel değiller. Onlar da hata yapabiliyor. Ve yaptıkları hataların yoğunlaştığı zamanlar olabiliyor. Genellikle gündem etrafındaki tartışmalar bu hataların yapıldığı alanlara yöneldiğinde mutlaka bir köşe yazarının bu hataya düştüğünü görüyoruz. Örneğin, Mimar Sinan’ın Mihrimah Sultan’a aşık olmadığını, Atatürk’ün Suudi Krala mektup yazmadığını, Lozan’ın 100 yıllık bir anlaşma olmadığını yazsak da gündeme bu hususlar geldiğinde mutlaka yanlışların tekrarlandığını görüyoruz. Ya da yılın belirli dönemlerinde bazı hataların tekrarlandığını görüyoruz. Israrla aynı hatayı tekrarlayanlar var. Mesela, Noel/Christmas/Yılbaşının farklı şeyler olduğunu, Ekim Devriminin Kasım ayında yapıldığını atlayanlar mutlaka çıkar.

Bir gününüz nasıl geçer? Sabahtan akşama çalışma faaliyetinizi kısaca özetler misiniz?

  • Kişisel ve mesleki yoğunluğumuz içinde her gün Malumatfuruş’a vakit ayıramayabiliyoruz. Çünkü, günlük bazda yayımlanabilecek bir hata tespiti için günde 1-3 saatlik emek sarf etmek gerekebiliyor. Zaman ayırdığımızda belirli bir rotasyon ile rassal şekilde köşe yazısı takibi yapıyoruz. Sürekli aynı yazarları ve yayınları incelemek yerine, mevcut yayınlar arasında iktidarı destekleyen, muhalif, ana akım, sağ/sol tandans gibi bir dönüşüm ve sıra prensibi izleyecek şekilde köşe yazarı hedeflemeden okuma ve inceleme yapıyoruz. Ancak tiraj, bilinirlik, yazarın popülerliği, yazının konusu ve içeriği gibi hususlar inceleme önceliği noktasında etkili olabiliyor.
  • Bir grubu, yayını ya da yazarı hedeflemiyoruz. Ancak köşe yazarını okudukça, hangi alanda ne yanlış yapabileceğine âşinâlık kazanıyoruz. Özellikle bazı yazarların yazılarında hata tespiti konusunda öğrenme eğrisinde önemli mesafe katettik. Muhatabın niyeti, kapasitesi ve bizim tarzına âşinâlığımız, hata tespitimizi kolaylaştırıyor. Özellikle bazı yazarların, uzmanı olmadığını bildiğimiz bir konuda lâfügüzaf peşinde olduğunu fark ettiğimizde, yanlış yapması daha muhtemel olduğu için daha fazla ilgi gösterip daha fazla vakit ayırıyoruz.

Gelir kaynaklarınız nelerdir? Finans sorunu nasıl aşılıyor? Ne tür ihtiyaçlarınız var?

  • Daha önceki sorulara verilen yanıtlar bu soru için yeterli olur gibi.

Personeliniz nasıl yetiştiriliyor? Hizmet içi ve dışı eğitimlerden söz eder misiniz?

  • Herhangi bir eğitim programı yok. Kurumsal bir yapıda değil Malumatfuruş.

Yeni bir kişi işe/staja nasıl kabul ediliyor? Yeni istihdam ihtiyacı nasıl belirleniyor?

  • Gönüllülük bazlı katkı sunacak herkese kapısı açık Malumatfuruş‘un. Ancak kurumsal bir yapısı olmadığından iş, staj, istihdam gibi kavramlara şu an uzak.

Teknolojik alt yapınız ve kullandığınız yazılım/donanımlar ve araçlar hakkında bilgi verir misiniz?

  • Yayımlanan köşe yazılarını gazetelerin ve yayın organlarının internet sitelerinden ya da Qoshe gibi uygulamalar üzerinden takip ediyoruz. Okuyacağımız köşe yazarlarını herhangi bir önyargı veya tutum olmaksızın, rassal şekilde belirliyoruz. Nesnel/maddi hatalara, gaflara, atlanan gerçeklere, yanlış yönlendirmelere odaklanıyoruz ve işin içine fazla yorum katmadan hatayı gözler önüne sermeye çalışıyoruz. Lâkin bazı zamanlarda hatanın barizliği, kasıtlı olması ve önemi karşısında kendimizi tutamayıp yoruma ve keskin eleştirilere kaçtığımız da olmuyor değil. Kullandığımız bir teknik donanım yok. Daha çok sezgisel ve deneyimsel şekilde hata tespiti yapıyoruz. Bilmediğimiz konularda ise en büyük başvuru kaynaklarımız; arama motorları, gazete arşivleri, kamu kurumları, istatistik sağlayan ve uluslararası kuruluşlar, doğru bilgiyi paylaştığına inandığımız internet siteleri ve gerekmesi hâlinde basılı kaynaklar.

Ulusal ya da uluslararası akademik çevreler ile, diğer doğrulama siteleri ile ilişkilerinizi nasıl tanımlarsınız? Alana ilişkin literatürü takip ediyor musunuz?

  • Malumatfuruş, kişisel çabaların ürünü olduğu ve kurumsal bir yapısı henüz yok. Diğer bazı doğrulama siteleri ile kişisel irtibatların etkisiyle işbirliği yapabiliyoruz. Diğer doğrulama girişimlerinin bulgularını elden geldiğince takip etmeye ve köşe yazarlarının bu hatayı yapıp yapmadığını incelemeye gayret ediyoruz.
  • Factchecking ile ilgili dünyada ve ülkemizde giderek daha fazla odaklanılan literatürü yakinen takip ediyoruz.

Faaliyetleriniz nasıl denetleniyor ve standartlarınızı nasıl koruyorsunuz? Sizin doğruluğunuzu kim denetliyor? Bir doğrulama sitesinin güvenilirliğini ne belirler?

  • Doğrulama inisiyatifleri nesnel, yansız, şeffaf ve dışa açık olmalı. Finansman yapısı, insan kaynağı, metodolojisi, eleştiriye tahammülü, okurların yorumlarına açıklığı, tarafsız bakış açısı ile çalışması gibi unsurlar güvenilirliklerini belirler.

Şu ana kadar düzeltme yaptığınız ortalama kaç haber/kişi/olay var? Sizce en önemlisi hangisiydi?

  • “Gözetçileri kim gözetecek” diye bir deyim var malumunuz. Bu deyim, “teyitçileri kim teyit” edecek şeklinde de kullanılıyor. Soru önemli. Cevabı ise açık. Hatalarımızın tespitini yine okuyucular ve diğer tüm dış paydaşlar yapacak. Dışa açık, şeffaf şekilde çalışmalı doğrulama siteleri. Eleştirilere de açık olmalı. Herkes hata yapabilir ve bizler her alanın uzmanları değiliz. Köşe yazarlarından farkımız, hata yapabileceğimizin farkında olup, uzmanı olmadığımız konularda ahkâm kesmememiz ve hata yaptığımızda kabullenip, doğruyu bir özür ile paylaşabilmemiz.
  • Köşe yazarlarının bariz hatalarına odaklandığımız için, konu edindiğimiz hatanın esasına ilişkin şu ana değin düzeltme yapmadık. Ancak, hataları aktardığımız yazıların metninde bazen sehven hatalar yapabiliyoruz. Site ziyaretçilerinin uyarısıyla bu hataları da düzeltiyoruz. Şu ana değin sitede 900 civarı analiz yayınlandı. Yaklaşık 10 tanesinde de okurlardan gelen bildirimler çerçevesinde hata düzeltmesi yapıldı.
  • Kim olursa olsun, hatamız varsa hatalı olduğumuzu göstermesi halinde yazıyı siteden kaldırma ya da açıklayıcı notla kendi hatamızı kabul etme ve paylaşma yollarına her daim açığız.

Köşe Yazarı Zabıtası

 

İçerik Hakkında Yorumlar

Hangi tür içerikler daha çok doğrulanıyor? Doğrulama yapılacak konular seçilirken kısıtlamalar, kapsam dışında bırakılanlar, öncelikler nelerdir?

  • İncelenecek köşe yazıları herhangi bir önyargı veya tutum olmaksızın, rassal şekilde belirleniyor. Ancak, kamuoyunca daha çok okunan ve paylaşılan yazılar haliyle daha fazla ilgi cezbediyor. Köşe yazılarının daha fazla konu edindiği tarih, politika, ekonomi gibi alanlarda yoğunlaşıyor yanlışlamalar.
  • Nesnel/maddi hatalara, gaflara, atlanan gerçeklere, yanlış yönlendirmelere odaklanılıyor. Malumatfuruş’ta bir yazının yazılması için köşe yazısında açık kaynaklarla teyit edilebilecek bariz bir hatanın olması gerekiyor.
  • Teknik açıdan anlaşılması ya da okurlara aktarılmak üzere kaleme alınması zor olan – bilim ve sağlık gibi- bazı alanlardaki hataları atladığımız olmuyor değil.

En çok ses getiren doğrulama örnekleriniz nelerdi?

  • Sitede ziyaret edilen sayfalar incelendiğinde, “şehir efsaneleri” olarak nitelendirdiğimiz alanların en çok dikkat çektiğini görüyoruz. Sadece birkaç örnek verecek olursak; Lozan’da gizli maddelerin olmadığı, en fazla alkolün Konya’da tüketilmediği, Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye ettiği nasihate dair metnin orijinal olmadığı, Roma yanarken İmparator Neron’un keman çalmasının mümkün olmadığı gibi sayfalar en çok ilgi görenler oluyor.

Görsel öğelerin mi yoksa sözel/metinsel öğelerin mi doğruluğunu kontrol etmek daha kolay?

  • Malumatfuruş köşe yazılarına odaklandığı için genelde metin doğruluğu kontrolü yapıyor. Ancak, köşe yazılarında yayınlanan bazı görsellerin de yanlış çıktığı oluyor. Köşe yazıları özelinde konuşacak olursak, görsel yanlışlaması en kolayı. Görsel doğrulaması Teyit.org gibi diğer doğrulama inisiyatiflerinin daha fazla odağına giriyor. Genel konuşacak olursak, sözel ve metinsel öğelerin doğruluğunun tespitinin kendine özgü zorlukları var. Hangisinin daha kolay olduğuna ilişkin genel bir yanıt vermek güç. Vaka özelinde konuşmak daha faydalı olur. Ancak her 2 öğenin doğrulamasında kolaylık ya da zorluk sağlayan şey kaynağının ne kadar kamusal olduğu ve doğrulama işleminin en nesnel şekilde nasıl sağlanabileceği ile ilgili. Görsel öğeleri teknik enstrümanlarla teyit edebilirsiniz; lâkin, sadece ve sadece o görsel öğenin aslına ya da kaynağına ulaşabilmeniz halinde. Sözel metinlerde de böyle bu durum. Birçok yanlış iddia var ki, ne metnin referans aldığı kaynağa ne de doğrulama yapılabilecek kaynağa erişim sağlanamadığı için doğrulama ya da yanlışlama yapılamıyor.

 

Kullanıcılar & Takipçiler Hakkında Görüşler

Takipçilerinizin kimler olduğuna dair analizler yapıyor musunuz? Kullanıcılarınızın demografik özellikleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?

  • Takipçi sayısı Malumatfuruş’un gayet mütevazi. Zaten -tabiri caizse- takipçi kasmak ya da ilgi çekmek adına değil, hatalara dair sanal dünyaya iz düşmek ve köşe yazarlarına doğrusunu aktarmak adına çaba veriliyor.
  • Takipçiler de doğal olarak “doğrulama” ile ilgilenen ve köşe yazarı okuma alışkanlığı olan kişilerin ortak kümesinden oluşuyor.
  • Demografik yapısı çok değişken takipçilerin. Kestirim yapabileceğimiz bir ana kitle yok maalesef. Ancak, 20-50 yaş aralığının daha yoğun ilgi gösterdiği görülüyor.

Takipçilerinizin tepkileri ve yorumları nasıl? En çok desteklendiğiniz ve eleştirildiğiniz konular neler?

  • Doğrulama ile ilgilenen okuyuculardan verilen çabanın önemi ve samimiyetine dair destek ve tebrik mesajları alıyoruz. Bu kişiler arasında hatalarını aktardığımız köşe yazarları da olabiliyor. Temasa geçtiğinde yapılan işi takdir edenler çoğunlukta. Ancak, sitede hataları yayınlandığı halde yazarların çoğu ne bizimle temasa geçme ne de hatayı kabullenme adına bir açıklama sorumluluğu hissediyor.
  • Bazen Twitter ya da e-posta aracılığıyla temasa geçip meramını anlatmaya çalışanlar, “siz kimsiniz” diye tepki gösterenler, ‘karşı görüşün adamlığı’ ile suçlamaya çalışanlar da yok değil.

Doğrulanacak içeriğin belirlenmesinde kullanıcıların ne derece etkili olduğunu düşünüyorsunuz? Doğrulanacak haberler/konular organizasyonunuz tarafından mı belirlenir, takipçilerin beklentilerine göre mi?

  • Doğrulama işini kimse kendi zevki için yapmıyordur. Bu işin sırrı hedef kitlede. Elbette hedef kitle olan kullanıcıların ilgisini cezbedecek konulara odaklanmak gerekiyor. Sonuçta hatalı bir bilgi varsa ve bu bilgi kamuoyuna sirayet ettiyse, bu yanlışı gidermek gerekir.
  • Doğrulanacak ya da yanlışlanacak konuların tespitinde bir metodoloji geliştirilmesi elzem. Önemli, aciliyet gerektiren, genele yayılmadan doğrusu paylaşılması gereken konularda beklentiler ve zevkler ikinci planda kalır.
  • Malumatfuruş özelinde konuşacak olursak, doğrulanacak konu seçiminde öncelik hata yapılan köşe yazısının tarihi. Aynı gün içinde hatayı doğru şekilde aktarıp yazarı ve kamuoyuyla paylaşmak en temel hedef. Ancak böylelikle doğru bilginin tesisi ve yalan haberin giderilmesi gerçekleştirilebilir. Lâkin, günlük ivedi şekilde bu çaba yapılamadığından genellikle, internete ve sosyal medyaya iz düşmek, okurlara kaynak oluşturmak için yazı tarihinin üzerinden zaman geçse de yine de inceleme yazılıyor siteye.

Takipçileri motive etmek için başvurduğunuz yöntemler var mı? Takipçilerin katılım düzeyi ya da kullanıcı ilgisi sizce yeterli düzeyde mi?

  • Takipçilere, tarafımıza gönderdikleri, hangi yazara ait olursa olsun, tespit ettikleri somut hatayı yayınlama sözü veriyoruz. İhbar için ayrı bir sayfamız var. Sosyal medya hesapları, e-posta ve site üzerinden temasa geçme çağrısında bulunuyoruz. Tüm bu çağrılara rağmen, arzu edilen ilginin olduğunu söylemek güç.

Takipçilerin geri bildirimleri takip ediliyor mu? Paylaşabileceğiniz çarpıcı örnekler var mı?

  • İnternet sitesi, sosyal medya hesapları ya da e-posta aracılığıyla tarafımıza ulaşan ve asgari nezaketi sergileyen herkese mutlaka yanıt veriyoruz.
  • Paylaşılabilecek bir örnek olarak alınan e-postalara verdiğimiz yanıtlar var; ancak, bunları paylaşmak pek doğru olmayabilir. Siteye gelen yorumlar kamuya açık. Örnek olarak şu sayfaya göz atılabilir.

İçerik (haber/sosyal medya içeriği) tüketenlerin doğru ve gerçek algıları hakkındaki araştırmalar yapıyor musunuz?

  • Her ne kadar çok istenilse de, bu yönde bir çaba için ayırabileceğimiz kaynak bulunmamakta.

Okurlara yalan enformasyonla mücadele için neler önerirsiniz?

  • İnsanların kendilerine sunulanı ‘doğru’ kabul etmeden, akıl ve eleştiri süzgecinden geçirme alışkanlığını ve medya okuryazarlığı kazanmaları gerekli. Kutuplaşan toplumumuzda, haberlere önyargısız yaklaşmayı ve sorgulamayı bilmeliyiz. Kasıtlı ya da kasıtsız şekilde oluşturulan ve paylaşılan o kadar fazla yalan bilgi ve belge var ki. Bunların varlığını gören herhangi bir kişide otomatik olarak bu refleksin gelişmesi gerekli.
  • Yalan haber, bilgi ve belge ile mücadele sadece bir kişinin, grubun, kuruluşun yapacağı bir mücadele değil. Bu konuda küçük ya da büyük farketmez, her kesimin her şekilde desteğine ihtiyaç var. Maddi ya da manevi desteğin paydaşlara sunulması gerekli.
  • Okurlar, doğrulama inisiyatiflerini takip etmeli. Sadece okuyucu olarak değil; denetleyici ve inceleyici olarak. Kullandıkları yöntem, kaynak ve enstrümanlara aşinalık kazanmalılar ve gerektiğinde bunları yalan enformasyonla mücadele için kullanabilmeliler.

 

Malumatfuruş Söyleşisi
Malumatfuruş’un Journo Söyleşisi

 

İçerik Sağlayıcılar, Medya Kuruluşları ve Aktörler Hakkında Görüşler

Düzeltme yapılan konulara ilişkin, bu haberlerin/söylemlerin üreticileri ne tepki veriyor? Düzeltme için teşekkür eden, tekzip yayınlayan oldu mu? Düzeltmenizi yalanlayan, tehdit eden oldu mu?

  • Malumatfuruş’un direkt muhatabı köşe yazarları. Yayınlanan hata için teşekkür edenler çok oldu. Ancak, tekzip yayınlayanına daha rast gelmedik.
  • Tehdit eden olmadı. Ancak,temasa geçip hataya dair meramını anlatmaya çalışanlar, “siz kimsiniz” diye tepki gösterenler, ‘karşı görüşün adamlığı’ ile suçlamaya çalışanlar oldu.
  • Köşe yazarları ile etkileşimimiz istenilen seviyede değil ne yazık ki. Sosyal medya ya da internette kendilerini takip edenlerin, yakaladığımız hataları fark etmemeleri pek mümkün değil kanaatimizce. Büyük olasılıkla, yakalanan yanlışların farkına varıyorlar. Ancak çoğu yazar, ne bizimle temasa geçme ne de hatayı kabullenme adına bir açıklama sorumluluğu hissediyor.
  • Yanlış bilgi paylaşmanın ya da manipülasyon yapmanın köşe yazarlarının vicdanında ve toplumun kanaatinde pek bir yükümlülüğü kalmadı sanki. Belki de bu yüzden aleni şekilde intihal yapan da, yanlış bilgiyi kasıtlı ya da kasıtsız şekilde yayan da, Malumatfuruş’un ya da diğer doğrulama girişimlerinin doğruyu ve gerçeği gözlerinin içine sokması ya da kamuoyuna göstermesine ‘kayıtsız’ kalıyor veya ‘ilgilenmiyor’ taklidi yapıyorlar.

Bu oluşumlar içeriklerinin tarafınızdan doğrulanması sonrasında kendi yapılanmalarında değişiklikler uygulamaya koyuyorlar mı? Örneğin popüler bir medya kuruluşunun içeriği tarafınızdan yalanlanırsa, o kuruluş nasıl önlemler alıyor? Ya da bir siyasinin demeci yalanlanırsa, aynı duruma düşmemek için ne tür tedbirler alıyor?

  • Köşe yazarlarının küçük bir kısmı ancak yaptığı hata kamuoyunda çok ses getirdiyse köşesinde düzeltme yayınlıyor.

Sıradan kullanıcıların yaydığı yalan içeriklerin mi yoksa medya ve tanınmış aktörlerin yalan ifadelerinin mi doğrulanması daha çok ses getiriyor?

  • Kamuoyunca daha fazla okunan yazarların hatalarının paylaşılması daha etkili oluyor.

Doğrulanacak içerikler en çok ana damar medya tarafından mı, alternatif medya aracılığıyla mı, ünlüler/siyasiler tarafından mı yoksa sıradan kullanıcılar tarafından mı yayılıyor?

  • Köşe yazarı doğrulaması özelinde düşünecek olursak bu soruya verilebilecek somut bir yanıt yok diye düşünüyorum.

İçerik sağlayıcıların doğru ve gerçek içerik sağlama konusunda politikaları, ilkeleri ve uygulamaları hakkında bilginiz var mı?

  • Hürriyet ve Cumhuriyet Gazetelerinin Okur Temsilcisi uygulaması var. Kendileri için gazetecilik ilkeleri belirleyen gazeteler de mevcut. Bu gibi iyi uygulamaların tüm Türk basınına sirayet etmesi ve etkinliklerinin artırılması gerekiyor.

 

Doğrulama Sitelerinin Geleceği Hakkında Görüşler

Doğrulama süreçlerinin otomatikleşmesi hakkında görüşleriniz nelerdir? Bu siteler otomatik doğrulama araçları ile varlık alanlarını kaybeder mi?

  • Doğrulama yapan girişimlerin hiçbirinin kendi varlıklarını zaruri ve daimi gördüğüne inanmıyorum. Yalan haberin, bilginin topluma ne gibi zararlar verdiği ortamda. Doğrulamayı otomatikleştirecek her yenilik için azami destek verileceğine inancım tam. Özellikle görsel doğrulamada sağlanacak ilerlemelere çok ihtiyaç var. Ancak, sözel öğelerin doğrulanması için mutlaka elle müdahaleye ihtiyaç duyulacağı için otomatikleşme ile kısmen etkisi azalsa bile doğrulama girişimleri farklı formatlarda olsa bile varlığını sürdürür. Toplumda değişimi arzulayan bu gibi girişimlerin değişime kapalı olmasını düşünmek bile zor.

Fact-checking kurumlarının geleceğini nasıl görüyorsunuz? Gelecekte bu kurumlarda çalışmak isteyenler kendilerini nasıl eğitmeli? 

  • Ateş örneğini vermeyi seviyorum. Ateş, doğru kullanıldığında mükemmel faydalar sağlayan, medeniyetimizin ilk ateşleyicisi bir unsur. Yanlış, bilinçsiz ya da dikkatsiz kullanıldığında ise canlar yakan bir varlık. Ateşin kullanım alanı genişledi. Hayatın her alanında fayda sağlıyor. Ancak, canlar yaktığı ve aldığı da olmuyor değil. Bilgi ve kitlesel iletişim araçları da aynı özellikte. Doğru ve bilinçli kullanıldığında insan hayatına harika anlamlar ve faydalar katıyor. Aksi söz konusu olduğunda ise dramatik etkilere yol açabiliyor. Ateşin yol açacağı bir yangın için kaynağa yahut yayıcıya müdahale edilmesi ya da daha önemlisi önleyici tedbirlerin alınması gerekli. Benzer şekilde, bilgi ve belgelerin olumsuz etkilerinin giderilmesi için ya önleyici tedbirlerin alınması ya da kaynağa yahut aracıya müdahale edilmesi gerek. Yanlış bilgiyi oluşturacak kaynağa ya da bunun daha yaygın hale gelmesine yol açacak aracıya proaktif ya da retroaktif müdahale gerek.
  • Doğrulama inisiyatiflerinin geleceğini hep beraber şekillendireceğiz. Toplumun bu girişimleri madden manen sahiplenmesi önemli. İlerde bu yapıların sivil toplumda daha fazla dikkat çekeceğini düşünüyorum. Gelecekte de esnek, sivil, şeffaf, açık, nesnel şekilde faaliyetlerini sürdürecek olanlar varlığını devam ettirebilir. Ancak, finansman kaynağı belirsiz olan, tamamen politik amaçlara matuf yayın yapan, önyargılı doğrulama girişimlerinin orta vadede bile faaliyetlerini durdurabileceklerini düşünüyorum.
  • Gelecekte gerek bu tip girişimlerde gerek diğer basın kuruluşlarında çalışacak kişilerin sahip olması gereken yetenek seti belli. Bilişim giderek daha iyi uygulamalar ortaya koyuyor ve bu uygulamalar gerek basın hayatında gerekse doğrulama çalışmalarında yerini alıyor. Bu kişiler, bu tip enstrümanları kullanmayı bilmeli ve değişime açık olmalı. Son 10 yılda yaşanan değişimin hızını düşündüğümüzde bundan sonraki 10 yılda mevcut durumun ne hale evrileceğini tahayyül etmek dahi zorlaşıyor. Şu anki yetenek seti 10 yıl sonra çöplük olarak addedilebilir. Bu nedenle, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir felsefesine uyum sağlamak gerekli.
  • Sözel öğelerin doğrulanmasında ise kişi, doğrulama yapacağı alanı iyi kestirmeli ve o alanda uzmanlığını sağlamalı. Daha geniş bir yelpazede doğrulama yapmak arzusunda ise yukarıda bahse konu niteliğin yanı sıra olabildiğince farklı alanlarda uzmanlığın, hiç olmadı kulak dolgunluğunun sağlanması gerekli.
  • İlaveten, sivil topluma ilaveten, daha önce bahsettiğim kamunun sahiplenmesi ya da desteği de bu çabaların geleceği üzerinde etkili olacaktır.

 

Yorumunuzu yazınız...