Süleyman Demirel’in “Verdimse Ben Verdim” Sözünü Ataşehir’deki Bir Arazi ya da 1990’lı Yıllarda OHAL Döneminde Kaybolan Silahlar İçin Kullandığı İddiası Doğru Değil

Cumhurbaşkanı Demirel Bu Sözü Kemal Ilıcak Aracılığıyla İLKSAN’a Satılan Pendik’teki Ömerli Barajı’nın Çevresindeki Sedat Çolak’a Ait Arazi İçin Kullanmıştı

Yanlış İddia

 

Bugünkü konumuz, kamuoyunun hafızasında yer eden “benim memurum işini bilir”, “Anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz”, “ne istediler de vermedik” gibi bir söz: 1993 yılında yaşanan ve Türkiye’nin yolsuzluk tarihine “İLKSAN skandalı” olarak geçen hadise kapsamında 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in (1924-2015) dile getirdiği “verdimse ben verdim” ifadesi…

Tercüman gazetesinin sahibi Kemal Ilıcak’ın finansal sıkıntılarını gidermek için 1993 yılında örtülü bir operasyonla Sedat Çolak’ın sahibi olduğu AY-BA İnşaat tarafından 120 milyar liraya alınan Pendik’teki bir arazi, Kemal Ilıcak aracılığıyla İlkokul Öğretmenleri Yardımlaşma Sandığı’na (İLKSAN) 340 milyar liraya satılmıştı. Bu satışı mümkün kılabilmek adına, İLKSAN’ın bahse konu araziyi alabilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla, Maliye Bakanlığı tarafından 1993 yılı bütçesine koyulan ödenekle destek sağlanmıştı.

Skandalın ortaya çıkmasının ardından Süleyman Demirel’in Başbakanlığı döneminde 13 Nisan 1993 tarihinde yaptığı açıklamada “Arsanın alınması için talimatı ben verdim, parayı da ben ödedim. Bu İLKSAN olayında bir kanunsuzluk varsa, yanlışlık varsa sorumlusu benim. Verdimse verdim, ne olmuş?” dediği basına ve Meclis tutanaklarına yansımıştı (BBC (2015) “Süleyman Demirel: ‘Çoban Sülü’den Çankaya Köşkü’ne“. 17 Haziran 2015).

Süleyman Demirel’in eleştirileri “verdiysem ben verdim, ne olmuş” diyerek kestirip attığı “İLKSAN skandalı” hakkında dönemin Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan’ın (Hasan Yılmaz tarafından kaleme alınan Köksal Toptan adlı kitapta yer alan) aktarımı şu şekildeydi:

“Tercüman Gazetesinin patronu Kemal Ilıcak mali sorunlarla boğuşuyordu. Ilıcak’ın İstanbul’da Ömerli Barajı yakınında büyük bir arsası vardı ve bir türlü müşteri bulamamıştı. Yakın dostu Süleyman Demirel’in Başbakan olması, onun için umut kapısı oldu. İlkokul Öğretmenleri Yardımlaşma Sandığı olarak kurulan İLKSAN arsayı satın alırsa, Kemal Ilıcak büyük ölçüde maddi sıkıntıdan kurtulacaktı, konuyu Demirel’e açtı, o da dönemin Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan’a iletti. Toptan, İLKSAN’ın kendine doğrudan bağlı bir kurum olmaması, talimat verme yetkisi bulunmaması, kurumun bu arsayı alacak parasının da olmaması nedeniyle konunun üzerinde durmak istemedi.

 

İLKSAN yönetimi, Ilıcak’a ait arsayı satın almak için Bakan Toptan’dan para istemeye geldi. Ilıcak bu ziyaret sırasında Toptan’ı arayarak yardımcı olmasını istedi. Toptan, “Rahmetli Kemal Ilıcak’a, bu Fon’un kanununu da göstererek, bundan para aktarmanın imkansız olduğunu söyledim. Konuya Demirel müdahil oldu. Ona da aynı şeyleri söyledim.”

“1992 sonlarında 1993 bütçesi için Plan Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin görüşüldüğü gün, o zamanki Maliye Müsteşarı bana gelerek, ‘Sizin bütçeye İLKSAN’a yardım olarak bir miktar para kayacağız’ dedi. Ben de kesinlikle böyle bir şeye izin vermeyeceğimi, buna muhalefet edeceğimi söyledim. Bütçe Kanunu çıktı. 1993 Ocak ayı sonu veya Şubat ayının başlarıydı, önüme bir yazı geldi. Yazıda bütçede İLKSAN’a ayrılan 50 milyar lira paranın, kullandırılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrıldığı yazıyordu. Şaşırdım. Araştırdım. Maliye Bakanı ile konuştum. Meğer bizim bütçeye konulmayan para, Maliye Bakanlığı’nın bütçesine konulmuş. ‘Ben parayı ödemem’ dedim. Çünkü, bu biçimi doğru bulmadım. İçime sindiremedim. Belki de yolsuzluk kuşkusu vardı.

“Bir gece vakti Meclis’den Cavit Çağlar ile çıkıyoruz. ‘ANAP’lılar fıs fıs bir şey konuşuyorlar. Arsa mı almışsınız, bir şey yapmışsınız. Onu Meclis’e getireceklermiş’ dedi. Bakanlığa geldim. Arkadaşlara soruyorum, onlar da bilmiyor. Aklıma İLKSAN hiç gelmiyor. Ertesi gün Hürriyet Gazetesi’nde ‘İLKSAN Skandalı’ diye boydan boya haber yayınlandı. Olayın ne olduğunu öğrendim. Sanırım Sayın Demirel açısından o olaydan sonra aramızda soğukluk ortaya çıktı. Demirel’in ‘Verdiysem ben verdim’ sözünün yorumu, ‘Kimseye hesap vermeye mecbur değilim’ gibi yapıldı. Oysa tüm sorumluluğu kendi üzerine alma düşüncesi vardı.”

 

İddialar üzerine Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı Bilal Büyükkaya, İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanvekili Ahmet Özgür, İLKSAN Denetleme Kurulu Üyesi Cemil Bacak, İLKSAN Genel Müdür Yardımcısı Talat Haşimoğlu ve İLKSAN Denetleme Kurulu Üyesi Ahmet Şükrü Cömert tutuklanarak cezaevine konulmuş, Tercüman Gazetesi sahibi Sedat Çolak ile 11 sanık hakkında ise gıyabi tutuklama kararı çıkarılmıştı. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen İLKSAN davası kapsamında Sedat Çolak’a Büyükaya 2 yıl, Bilal Büyükkaya ve İhale Komisyonu üyesi İrfan Oğuz’a 9 yıl 9’ar, Ahmet Özgür’ 8 yıl 3 ay, Durmuş Temel Sakoğlu ve Mustafa Zor’a 4 yıl 6’şar ay, diğer 10 sanığa da 3 ila 5 yıl 3 ay arasında değişen hapis cezaları verilmişti.

 

Süleyman Demirel ve İlham Aliyev
Süleyman Demirel ve İlham Aliyev

 

İSKİ, kayıp trilyon, Mavi Akım, Deniz Feneri gibi toplum belleğinde yerini alan “İLKSAN skandalı” kapsamında dile getirilen bu sözün ilişkili olduğu arazi hakkında farklı iddialar ileri sürülmüştü.

Bazı örnekler sunacak olursak:

Haluk Levent, Medyascope’taki Ağır Ekonomi adlı programın 102. bölümünde 90’lı yıllardaki süreçleri özetlemek için Egebank için Demirel’in “verdimse ben verdim” dediğini öne sürmüştü. Öner Günçaydı ise Demirel’in söylemine ilişkin Ataşehir’deki yolcu terminali yapılması beklenirken kulelerle doldurulan arazi için bu sözü söylediğini iddia etmişti.

 

 

Nesrin Nas ise Cumhurbaşkanı Demirel’in 90’lı yıllarda kaybolan kayıp silahlar için bu sözü dile getirdiğini öne sürmüştü:

“Bir ülke geriye koşar mı? Koşarmış. Bunu da gördük. Hatırlar mısınız, 90’lı yıllarda OHAL döneminde milyonlarca liralık silah kaybolmuştu. Dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, “verdiysem ben verdim, kime ne?” demişti. Dönemin OHAL Valisi de sonra DYP’den milletvekili olmuştu.”

nesrin nas demirel

 

Koç Üniversitesi’nin Rumeli Feneri’nde yer alan kampüsünün arazisi için yapılan eleştirilere karşılık olarak söylendiği de öne sürülmüştü.

Yukarıda aktarıldığı üzere Cumhurbaşkanı Demirel “verdimse ben verdim” sözünü Kemal Ilıcak aracılığıyla İLKSAN’a satılan Pendik’teki Ömerli Barajı’nın çevresindeki Sedat Çolak’a ait arazi için kullanmıştı.

 

Yorumunuzu yazınız...