Sosyal Medyada Paylaşılan Türk Vatandaşı Tanımının Uğur Mumcu’ya Ait Olduğu İddiası Asılsız

“Türk vatandaşı İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemelerine göre yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve sadece İslam hukukuna göre gömülen kişidir” şeklindeki “Türk vatandaşı tanımı”nın Uğur Mumcu’ya ait olduğu iddiası doğru değildir. Bahsi geçen tanım Uğur Mumcu tarafından ismi tespit edilemeyen bir mizah dergisinden alıntılanmıştır. Uğur Mumcu, katıldığı bir panelde yaptığı konuşmasında, “gülmece dergisi”nde bu tanımı gördüğünü belirterek aktarmıştır.

Yanlış İddia

 

İnternette muhtemelen rast gelmişsinizdir, bir “Türk Vatandaşı” tanımına:

“Türk vatandaşı İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalya ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemeleri yasasına göre yargılanan, Fransız idare hukukuna idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir.”

Cumhuriyetin ilk yıllarında, hukuk sistemimizi diğer ülkelerin yasal sistemlerinden kendimize uygun olduğu düşünülen kanunların benimsenmesini eleştirenler genellikle bu tanımı kullanırlar.

Bu tanımın da 24 Ocak 1993 tarihinde Ankara’da evinin önünde arabasına konulan bombanın patlatılması sonucunda suikaste kurban giden ünlü gazeteci Uğur Mumcu tarafından yapıldığı iddia edilir.

Uğur Mumcu bu ifadeleri gerçekten kullanmıştır. Uğur Mumcu, bir panelde yaptığı “Köy Enstitüleri” ile ilgili konuşmasında, bir mizah / gülmece dergisinde bu tanımı gördüğünü belirtir ve geri kalanını şu şekilde aktarır:

Bir gülmece dergisindeki şu tanım olayları yeterince sergiliyor. Türk vatandaşı tanımı. Diyor ki, Türk ne demektir? Türk vatandaşı kimdir? Türk vatandaşı İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalya ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemeleri yasasına göre yargılanan, Fransız idare hukukuna idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir.”

 

 

Bu ifadeleri ya da Türk vatandaşı tanımını okuyan kişi, Uğur Mumcu’nun başka devletlerin hukuk sistemlerinden kanun devşirilmesine karşı çıktığını düşünebilir. Ancak, durum böyle değildir. Uğur Mumcu sözlerine şu şekilde devam eder:

“O dönemde böyle yasaların alınması zorunluydu çünkü toplum bir yol ağzındaydı. Ya batılı laik sistem ya şeri hukuk. Mustafa Kemal ve düşün arkadaşları batılı ve laik sistemi benimsediler. “

Ezcümle, bahse konu ünlü Türk vatandaşı tanımı Uğur Mumcu tarafından yapılmamıştır. İsmi bilinmeyen bir mizah dergisinde rastlanılmış ve Uğur Mumcu tarafından alıntılanmıştır. Böylelikle meşhur olmuştur.

Hayati İnanç, bu tanımı Arnold J. Toynbee’nin 1940-50li yıllarda verdiği bir röportajda yaptığını iddia ediyor.

 

Uğur Mumcu'nun Türk Tanımı
Uğur Mumcu

 

Uğur Mumcu’ya Ait Olduğu Sanılan Türk Vatandaşı Tanımı ve Köşemenler

Ancak bazı köşe yazarları, tanımın Uğur Mumcu’ya ait olduğunu sanıyor:

Örneğin Abdurrahman Dilipak. Dilipak, 27 Şubat 2017 günü Yeni Akit Gazetesinde yayınlanan “Haydi Bismillah!” başlıklı köşe yazısında şöyle aktarmış:

"Uğur Mumcu’ya göre, “Türk milleti, İsviçre medeni kanununa göre evlenen, Alman ceza muhakemeleri usulüne göre  yargılanan, İtalya ceza yasasına göre cezalandırılan,  Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir.” Bu durum Mustafa Kamal, İnönü ve CHP zihniyetinin özetidir."

Bu hatanın ardından Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit Gazetesi’nde “Medeni Kanunun 93. Yılı” başlığıyla 17 Şubat 2019 tarihinde yayınlanan yazısında sitemizin “Uğur Mumcu’nun Türk Tanımı İddiası” hakkındaki bu incelemesine atıf yaparak, sözün doğru mahiyetini ve sahibini aktarmıştı.

Bekir Hazar, 17 Mayıs 2016 tarihinde Takvim Gazetesi’nde yayınlanan “Büyük Kulüp” başlıklı yazısında hem sözü yanlış aktarmıştı hem de tanımı Uğur Mumcu’ya atfetmişti:

"Rahmetli Uğur Mumcu bizi şöyle tarif ediyordu; "Türk vatandaşı; İsviçre Medeni kanununa göre evlenen, İtalyan Ceza Yasası'na göre cezalandırılan, Alman Ceza Muhakemeleri Usul Hukukuna göre cezalandırılan, Fransız İdare Hukukuna göre idare edilen, İslam Hukukuna göre gömülen kişidir." .."

Hilal Kaplan da Sabah Gazetesinde 6 Nisan 2016 günü yayınlanan “Üst akıl kolaycılığıymış” başlıklı köşe yazısında tanımı Uğur Mumcu’ya atfeder ve Mumcu’nun da bu hukuk devşirmesinden rahatsız olduğu imasında bulunma yanlılşına düşer:

"Kendini Atatürkçü olarak tanımlayan Uğur Mumcu, bu yabancılaşmayı Türk vatandaşını tarif ettiği şu sözleriyle bence en berrak biçimde ortaya koymuştu: "Türk vatandaşı, İsviçre Medeni Kanunu'na göre evlenen, İtalyan Ceza Yasası'na göre cezalandırılan, Alman Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre yargılanan, Fransız İdare Hukuku'na göre idare edilen ve İslâm Hukuku'na göre gömülen kişidir."

Şevki Yılmaz ise Yeni Akit’te 17 Şubat 2017 günü yayınlanan “Evet mi? Hayır mı?” başlıklı yazısında ise ne Uğur Mumcu’ya ne bu tanımın sahibi dergiye atıf yapmadan doğrudan tanımı paylaşmış:

"İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemelerine göre yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve sadece İslam hukukuna göre gömülen Müslüman bir milletin her şeyini inancına göre yapacağı özgürlük kapılarının açılmasına, şirk ve küfrün yıkılmasına «Evet»mi? Hayır mı?"

 

12 Yorumlar

    • Ahmet Dönmeztürk Reply

      Uğur Mumcu dememiş diye anlatmak icin bayağı efor sarfettiniz.
      Uğur Mumcu da söylesin ne fark eder.
      Küfrün yasalarını getirip, Müslüman Türk Milletini yönetmişler. Acınılacak bir zillet.

  1. Mizah dergisini, Uykusuz ve Penguen dergileri gibi düşünün. Böyle bir dergiden alıntı yapmış işte, bu kadar kasacak ne var? Biz de Uykusuz ve Penguen gibi dergilerden alıntı yapmıyor muyuz?

  2. Kimin söyledigi ne farkeder gerçek gerçektir biz Yasa olarak Kuranı bırakıp bu uydurma yasaları devletin başına getirdikmi getirmedikmi esas mesele bu

  3. bazı şerefsizler var, her önüne geleni batı uzantısı sanıp ondan bundan en ufak farkınız yok bir de Osmanlıca lügat ile bazı sitelere alternatif olmuş diyor, ulan hangi sahada bir müslümana denk geleceğiz böyle saçmalamayan angutlar? Hayal olarak mı kalacak bu büyük savaş öncesi boyunca.

  4. Hakikatin bizzat kendisi. İslam ile Türk milletinin bütün bağlarını kesmek için bir gecede alelacele Batı’nın batıl kanunları Türk kanunu oluvermiş…

  5. Atomu parçalayan Batı Uygarlığının yasaları uydurmaymış!
    Uygarlığın ne olduğunu, yasalarımızı, mecelle sorunlarını,
    Hamurabi yasalarını, atalarımızın töresini, Batı hukukunun
    temel aldığı Roma Hukuku’nu ve Kitap’ımızı bilmeyen insanlar
    görüş bildiriyor. Roma Hukuku yüzyıllara yayılarak Avrupa ve
    Akdeniz çevresindeki farklı kabilelerin barış içinde yaşamaları
    için geliştirilmiştir. Bizim Kutsal Kitabımızın çoğunluğu (üçte ikisi)
    Mekkenin 10 arap kabilesinde geçen olaylarla ilgilidir ve Medinede
    de “gelişerek” (Bakara 106) 32 yılda tamamlanmıştır.
    Roma hukuku kuzeyden güneye her toplumun gereksinimlerini
    karşılayacak yapıdadır. Bu yüzden Roma temelli batı yasalarının
    alınmasında sorun yoktur, tersine dinsel zorunluluk vardır.
    “Gelişmiş”ini almamak günahtır. Kılıçla makineli tüfeğe saldırırsanız
    ölürsünüz. Kitap’da da anlatılan dünya yasası böyle işler.
    Eğer Müslümanların Rabbi, domuz eti yiyen hristiyan-ataist
    5 milyar insanla, yücesi insan olan 1,4 milyar Hintlinin,
    hatta eski Mayaların, varsa uzaylıların Rab’bi değilse,
    o zaman bütün bu yazdıklarım yanlıştır. Bu durumda her ulus
    ya da kabile, kendi özel yücesine tapar. Biz insanlar da İsa’yı,
    Elahim’i, manitu’yu, ve diğer yüceleri yüceltmek adına
    durmadan savaşıp, birbirimizi öldürmeye devam ederiz.
    Ya da Tanrı’nın yasaları Fiziği, Kimyayı, bilimi öğrenip,
    mühendislikte kullanıp, hristiyan doları da almadan,
    güce erişip, ülkeyi cennete çeviririz.
    Amin.

  6. Verdiğiniz detaylı bilgilerden ötürü çok teşekkür ederim

  7. epeyce faydalı bir makale oldu benim için karşılaştığıma sevindim

  8. verdiğiniz detaylı bilgilerden ötürü çok teşekkür ederim

Yorumunuzu yazınız...