Suudi Arabistan Maliye Bakanı Davos’ta Yaptığı Açıklamada “Vulnerable” (“Kırılgan”) Atfını, Türkiye İçin Değil, Borç Sorunu Yaşayan Düşük Gelirli Ülkeler İçin Kullanmış

 

Suudi Arabistan Finans Bakanı Muhammed Al-Jadaan’ın Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum – WEF) marjında yaptığı açıklamada Suudi Arabistan’ın finansal destek sunduğu Türkiye, Pakistan, Mısır gibi ülkeler için “savunmasız” tanımını kullandığı iddiası basına ve sosyal medyaya yansıdı.

 

Bloomberg’e atıf yapan içeriklerde bu iddia şu ifadelerle aktarılmış:

Suudi Arabistan Finans Bakanı Muhammed Al Jadaan Davos’ta yaptığı açıklamada, Türkiye, Pakistan, Mısır gibi, “savunmasız” ülkeleri desteklemeye devam edeceklerini belirtti.

Türkiye, Pakistan, Mısır gibi, “savunmasız” ülkeleri desteklemeye devam edeceklerini belirterek, “Bu ülkelere ciddi yatırımlar yapıyoruz ve yatırımlara devam etmek için fırsat kolluyoruz” diyen Al Jadaan, “istikrar getirmek çok önemli” ifadesini kullandı.

Suudi Arabistan Maliye Bakanlığı, 22 Kasım’da Türkiye Merkez Bankası’na 5 milyar dolar yatırmak için görüşmelerde sona yaklaştıklarını açıklamıştı. Açıklamadan birkaç gün sonra Körfez ülkesinin Ticaret Bakanı, Türkiye’ye gelmişti.

 

Özgür Demirtaş gibi sosyal medya kullanıcıları da orijinal röportajı dinlemeden basının aktarımıyla etkileşime geçmiş:

“Ülkem bu duruma düştüğü için ÇOK üzgünüm. Adam: Türkiye gibi SAVUNMASIZ ülkeleri diyor!! Bu IMF’den 1000 kat kötüdür. Kimse karşılıksız para vermez. IMF IMF diye yıllarca dalga geçtiniz, şimdi Türkiye’nin böyle küçük düşürülmesine sözünüz var mı? 😔”

 

İddianın kaynağı, Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed Al-Jadaan, 17 Ocak 2023 günü Davos’ta Bloomberg’e verdiği röportaja dayanıyor.

 

suudi maliye bakani
Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed Al-Jadaan Davos’ta Bloomberg’e demeç verirken

 

Bloomberg, Suudi Bakan’ın röportajının ardından şu ifadeleri içeren bir haber yayımlamış:

“Saudi Arabia is also working with multilateral institutions to provide support to Pakistan, Turkey and Egypt, as part of the kingdom’s largesse to nations it deems “vulnerable,” Al-Jadaan said.”

“Al-Jadaan, Suudi Arabistan’ın ayrıca, krallığın “kırılgan” olarak gördüğü ülkelere verdiği cömertliğin bir parçası olarak Pakistan, Türkiye ve Mısır’a destek sağlamak için çok taraflı kurumlarla birlikte çalıştığını söyledi.”

 

Yahoo Finance gibi kaynaklar da, Bloomberg’deki röportaja atıf yaparak Suudi maliye bakanının Suudi Arabistan’ın kırılgan olarak gördüğü Pakistan, Türkiye ve Mısır’a uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde destek sunduğunu söylediğini aktarmış.

 

Bloomberg HT ise “Suudi Arabistan Maliye Bakanı: Türkiye gibi ‘kırılgan’ ülkelere destek veriyoruz” başlıklı haberinde, bir çok ülkenin resesyon riskiyle karşı karşıya olduğunu ve dünya ekonomisinin desteklenmeye ihtiyacı olduğunu ifade eden Al-Jaddan’ın “Bazı ülkeler borçlarını çeviremeyerek temerrüde düştü, daha fazla ülkenin temerrüde düşebilme olasılığı var. En kırılgan ülkelere yardım etmeliyiz” dediğini, Suudi Arabistan tarafından Pakistan’a verilen desteğe dair soruya ise “Sadece Pakistan’a değil Mısır ve Türkiye’ye de ekonomik destek veriyoruz. Vermeye de devam edeceğiz. Bu konuda çok taraflı uluslararası ve bölgesel kurumlarla çalışıyoruz. Yalnızca hibe veya mevduat aktarımı değil aynı zamanda bu ülkelere büyük yatırımlar da yapıyoruz. Yatırım fırsatlarına bakmaya da devam ediyoruz.” şeklinde cevap verdiğini aktarmış.

 

Ancak bu aktarımların hatalı olduğu, ilgili haberlerin Suudi Maliye Bakanı’nın Davos’ta verdiği demeç bizzat dinlenmeden, borç sorunu yaşayan düşük gelirli ülkelere yönelik atfın bölgesel işbirliğine dair sözlerle karıştırılmasına dayandığı anlaşılıyor (Ayrıca, Suudi bakanın kullandığı “vulnerable” sözcüğü (ekonomik jargonda tercih edilmesi beklenen) “kırılgan / zayıf” yerine “savunmasız” olarak Türkçemize çevrilmiş. Doğru çeviri, Bloomberg HT’nin yaptığı gibi “kırılgan” şeklinde olmalıydı).

 

Röportajın ilgili bölümü dinlendiğinde, Suudi Arabistan Maliye Bakanı’nın Davos’ta yaptığı açıklamada “vulnerable” (“kırılgan”) atfını, Türkiye için değil, borç sorunu yaşayan düşük gelirli ülkeler için kullandığı duyuluyor.

 

 

Suudi Bakan’ın “vulnerable” sıfatını düşük gelirli ülkeler için kullandığı bölümdeki sözleri ve Türkçemize çevirisi şöyle:

Q: “What are you most worried about global economy?”

 

A: “I’m really worried about the most vulnerable nations, most vulnerable countries, low-income countries, their debt vulnerabilities is really really serious. We are seeing defaults and we are likely to see even more defaults. And we need to work with multilateral institutions to make sure we find solutions. Saudi during the G20 Presidency put forward the DSSI and common framework to help restructure the low-income countries’s debt.”

 

Soru: “Küresel ekonomi hakkında en çok endişelendiğiniz şey nedir?”

 

Cevap: “En kırılgan ülkeler, düşük gelirli ülkeler için gerçekten endişeliyim, borç kırılganlıkları gerçekten çok ciddi. Temerrütler görüyoruz ve muhtemelen daha da fazla temerrüt göreceğiz. Ve çalışmamız gerekiyor. çözüm bulmamızı sağlamak için çok taraflı kurumlarla. Suudi Arabistan, G20 Dönem Başkanlığı sırasında düşük gelirli ülkelerin borçlarının yeniden yapılandırılmasına yardımcı olmak için Borç Servisi Tehir Girişimi ve ortak çerçeveyi ortaya koydu.”

 

Görülebileceği üzere “kırılgan” tanımı, düşük gelirli ülkeler için kullanılmış.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası uluslararası kuruluşların düşük gelirli ülkeler tasnifi içerisinde Türkiye yer almıyor.

Suudi Bakanın atıf yaptığı G20’nin “Borç Servisi Tehir Girişimi” (“Debt Service Suspension Initiative (DSSI)“) de Türkiye’nin yararlandığı ya da yararlanabileceği bir imkân değildi.

G20 üyesi olan Türkiye, en fakir ülkeler için Covid-19 salgını esnasında borç servis hafifletmesi sağlayan bu girişime destek vermeyi kabul eden ülkeler arasındaydı.

 

dusuk-gelirli-ulkeler-icin-borc-ertelenmesi

 

Röportajın devamında, Pakistan’a yönelik Suudi Arabistan’ın finansal desteğine ilişkin soru yöneltildiğinde bölgesel işbirliği kapsamında Suudi Arabistan’ın Türkiye’ye finansal desteğine değinilmiş. Ancak, Türkiye hakkında doğrudan “kırılgan” sıfatı kullanılmamış.

 

İlgili bölümün dökümü ve Türkçemize çevirisi şu şekilde:

Q: “With that comes regional policy, with Pakistan, Turkey and Egypt. I wanna drill into Pakistan. Huge outreach to deliver stability too some of those vulnerable countries on debt side. Where are we on Pakistan?In terms of delivering more funds to central bank to shore up. You put in 3, will you raise that?”

 

A: “I think if you talk about region you need to talk wider than Pakistan. There is Pakistan there is other countries in the region that will need support. Saudi Arabia have been in the first place to provide that support to the region. It is very important to bring stability, it is important to bring really more focus on reform, economic reform that will help these nations. We are working with multilateral institutions, with regional institutions to provide that support. Pakistan, Turkey, Egypt. We have been providing a lot of support to Egypt, and we will continue to, not directly through just grants and deposits, but mostly through investments. We are investing heavily in these countries and we will look forward to opportunities to invest.

 

Soru: “Bununla birlikte bölgesel politika geliyor, Pakistan, Türkiye ve Mısır ile. Pakistan’ı derinlemesine incelemek istiyorum. Borç açısından kırılgan ülkelerden bazılarına istikrar sağlamak için büyük bir açılım sergilediniz. Pakistan konusunda neredeyiz? Merkez bankası kaynaklarının desteklenmesi açısından. 3 yatırmıştınız, bu tutarı yükseltecek misiniz?

 

Cevap: “Bölgeden bahsediyorsan Pakistan’dan daha geniş konuşmalısın bence. Pakistan var bölgede desteğe ihtiyacı olacak başka ülkeler de var. Suudi Arabistan bu bölgeye destek veren öncü ülke oldu. İstikrar getirmek çok önemli, bu uluslara yardım edecek ekonomik reforma gerçekten daha fazla odaklanmak önemli. Bu desteği sağlamak için çok taraflı kurumlarla, bölgesel kurumlarla çalışıyoruz. Pakistan, Türkiye, Mısır. Mısır’a çok fazla destek sağlıyoruz ve doğrudan hibe ve mevduat yoluyla değil, çoğunlukla yatırımlar yoluyla da devam edeceğiz. Bu ülkelere yoğun bir şekilde yatırım yapıyoruz ve yatırım fırsatlarını sabırsızlıkla bekleyeceğiz.”

 

Suudi Arabistan Maliye Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) 5 milyar dolarlık yatırım mevduatı yatırma kararı aldığını 22 Kasım 2022 tarihinde açıklamıştı.

 

Yorumunuzu yazınız...