Türk Lirasının Yabancı Para Birimleri Karşısında Değer Kaybı Hesabından Düşülen Esaslı Hata

 

Başta ABD doları olmak üzere döviz kurlarındaki hareketler ve buna bağlı olarak da Türk lirasındaki değer kaybı konusu, en gencinden en yaşlısına halkımızın en önemli gündem maddeleri arasında yer almaya devam ediyor. 2017 yılı başında 3,80 TL civarında olan dolar kuru, 2018 yılı Eylül ayında 6,90 TL’ye kadar yükseldi, 5,20 TL seviyesine kadar düştükten sonra yeniden yükselerek 2020 yılı Mayıs ayında 7,20 TL seviyelerini gördü. Başta enerji olmak üzere birçok ürünün temininde dışa bağımlı olan ülkemiz ekonomisi bu hareketlerden – çoğunlukla olumsuz – etkilenmektedir. Döviz kurundaki artışlar temel tüketim maddelerinin fiyatlarına da yansımakta, dolayısıyla da vatandaşların alım gücünü ve yaşam standartlarını düşürmektedir. Hâl böyle olunca da döviz kurlarındaki en ufak bir hareketlilik endişeyle karşılanmakta ve bu durum bilumum yazar takımının fikir beyan ettiği bir alan haline gelmektedir.

Ekonominin ve istatistik biliminin alanına giren her konuda olduğu gibi bu konuda da gerçekleri farklı yorumlamak ve kafa karıştırmak çok zor olmamaktadır. Döviz kurunun ne kadar arttığı veya TL’deki değer kaybının hangi düzeyde olduğu gibi dört işlemin üçünü kullanarak çok kolaylıkla hesaplanabilecek olgular bile tartışma konusu olabilmektedir.

Özellikle 2018 yılında yaşanan döviz kurundaki hızlı artış sonucunda yapılan tartışmaların ardından ekonomist Erkin Şahinöz TL’deki değer kaybının nasıl hesaplanması gerektiğine dair bir tweet atarak bu konuyu açıklığa kavuşturmaya çalışmıştı:

Hesap nasıl yapılır?

 

Şubat 1$=3,70 TL

1 TL=1/3,70$=0,2703$

 

Eylül 1$=6,40TL

1 TL=1/6,40$=0,1563$

 

$’daki değer kazancı

((6,40-3,70)/3,70)*100=%73

 

TL’deki değer kaybı

((0,1563-0,2703)/0,2703)*100=-%42

 

değer kaybı hesabı
Erkin Şahinöz’ün Türk lirasındaki değer kaybı hesabının nasıl yapılacağını örneklediği paylaşımı

 

Ancak gerek bu tweetin altındaki yorumlar, gerekse de sonrasında başka uzmanların ortaya koyduğu görüşler buradaki açıklamaların yaraya merhem olamadığını göstermektedir.

Bu konudaki yanlış kullanımların vahametini anlamak için bir örnek vermek yeterli olacaktır: Hazine eski Müsteşarı ve ekonomi uzmanı Mahfi Eğilmez.

Evet maalesef ekonomiye dair birçok konuyu kendisinden öğrendiğimiz Mahfi Eğilmez de “TL’nin Değer Kaybı ve Bir Öneri” başlıklı 22 Kasım 2017 tarihli yazısında değer kaybı hesabını yanlış aktarmış:

“Bundan bir ay önce 22 Ekim 2017’de USD / TL Kuru 3,71 idi. Bu yazıyı kaleme aldığım sırada kur 3,95’in üzerinde seyrediyordu. Yani son bir aydaki değer kaybı yüzde 6,5’e ulaşmış bulunuyor. Yılbaşından bu yana oluşan yüzde 12 dolayındaki değer kaybının yarıdan fazlası son bir ayda ortaya çıkmış görünüyor.”

Eğilmez’in yazısını incelediğimizde 2013-2017 yılları arasında TL’nin %83 oranında değer kaybı yaşadığı iddia edildiğini görüyoruz. Mahfi Eğilmez aslında ABD dolarının TL karşısındaki değerini (1 $/TL) göstermiş ve dolardaki değer artışını ifade etmiş.

Peki dolardaki değer artışı ile TL’deki değer kaybı aynı şey değil midir?

 

TL değer kaybı

 

Değer Kaybı Nasıl Hesaplanır?

“Türk lirasındaki değer kaybı nasıl hesaplanır?” sorusuna verilecek en basit yanıt, yabancı para biriminin değer kazancı ile Türk lirasının değer kaybının birbirine eşit olduğu yanlış algısından kurtulmak olacaktır. İki para biriminin birbirine karşı olan değer değişimini hesaplarken düşülen hata değer kazanan paranın “değer kazanma” oranı ile değer kaybeden paranın “değer kaybı” oranının aynı olduğu kabulü yanlıştır.  

Türk lirasının yabancı para birimleri karşısındaki değer kaybı hesabında yapılan hataya daha önce Alaattin Aktaş Dünya Gazetesi’ndeki köşesinde değinmiş ve hesaplamanın nasıl gerçekleştirilmesi gerektiğini açıklığa kavuşturmuştu.

Aktaş’ın Dünya’daki 3 Eylül 2013 tarihli “Bir paranın değer kaybı nasıl hesaplanır?” başlıklı yazısından ilgili bölüm şu şekildeydi:

“Ama, hesaplamada genellikle hata yapıyoruz. Bir paranın, başka bir paraya karşı, örneğin dolara karşı değer kaybını hesaplarken hataya düşüyoruz. “Bu hesaplama öylesine basit ki, nerede hata yapılıyor olabilir” diye düşünebilirsiniz. Hesaplamanın çok basit olduğu doğru, ama bu hesaplamanın hemen hemen her seferinde hatalı yapıldığı da bir gerçek.

 

Hatanın nedeni

İki paranın birbirine karşı olan değer değişimini hesaplarken, genellikle değer kazanan paranın “değer kazanma” oranını, değer kaybeden paranın “değer kaybı” olarak ifade ediyoruz.

Herhangi bir paranın, örneğin dolar karşısındaki değer değişimi başkadır, doların o para karşısındaki değer değişimi başkadır.

TL ve dolardan örnek verelim.

Varsayalım 1 dolar 1 TL’ye eşitti. Dolar değer kazandı, yani TL değer kaybetti ve artık 1 dolarla 1 TL değil, 2 TL alınabiliyor.

Bu değerlere bakarak “TL, dolara karşı yüzde 100 değer yitirdi” diyebilir miyiz? Diyemeyiz tabii ki. Ortada bir yüzde 100’lük oran var ama, bu TL’nin değer kaybı değil, doların değer artışı oranıdır.

Başlangıçta 1 TL, 1 dolara eşitti. Şimdi ise 2 TL 1 dolara eşit olduğuna göre, 1 TL de 0.5 dolara eşit demektir. Yani 1 TL ile alınabilecek dolar, 1’den 0.5’e inmiştir. Bu da TL’nin dolar karşısında yüzde 50 değer yitirdiğini gösterir.”

“22 Mayıs’ta 1.8475 TL olan dolar, 29 Ağustos’ta 2.0557 TL’ye çıktı. Yani bu dönemde dolar TL’ye karşı (2.0557/1.8475-1) yüzde 11.3 arttı. Bu değerlere göre TL’nin değer kaybı ise (1.8475/2.0557-1) yüzde 10.1 oldu.”

Bu noktada “dolaylı” ve “dolaysız” kotasyon kavramlarına değinmemizde fayda var. Doğrudan kotasyon, 1 birim yabancı paranın ne kadar yerel paraya karşılık geldiğini; dolaylı kotasyon ise bunun tam tersi 1 birim yerel paranın ne kadar yabancı paraya karşılık geldiğini belirler. Döviz kurunun bir birim ulusal para karşılığı yabancı para miktarı biçiminde ifade edilmesine “dolaylı kotasyon” adı verilir. Günümüzde ABD doları / Türk lirası kurunun 1 dolar 6,86 şeklinde ifade edilmesi bir doğrudan kotasyon örneğidir. Döviz kurunun bir birim yabancı para karşılığı yerel para birimi miktarı biçiminde ifade edilmesine “dolaylı kotasyon” denir. Dolaylı kotasyın, 1/doğrudan kotasyon formülüyle bulunabilir. Yani dolaysız kotasyondan 1 dolar=X TL şeklinde ifade edilirken; dolaylı kotasyonda 1 TL=X dolar olarak ifade edilir.

Değer kaybı hesabına dönecek olursak…

Öncelikle, bir para biriminin değerindeki artışı veya azalışı hesaplamak istiyorsak, işe o para biriminin değeri ile başlamamız gerekir. Yani 1 dolar 5 TL dediğimizde bu bize doların TL cinsinden değerini verir. Bu durumda TL’nin dolar cinsinden değeri nedir diye soracak olursak bu da 1/5 = 0,20 olarak hesaplanır. Yani $/TL = 5 ise TL/$ = 0,20 olur ve 1 TL’nin dolar cinsinden değeri 0,20 dolardır deriz.

Bu konudaki kavram karışıklığını giderdikten sonrası çok daha kolay. TL’nin değerindeki oransal değişimi hesaplamak için; son değer ile başlangıç değeri arasındaki fark hesaplanır ve bu fark başlangıç değerine bölünür. TL’nin değerindeki yüzdesel değişimi hesaplamak içinse, az önce bulduğumuz oransal değişimi 100 ile çarparız.

Konuyu açıklığa kavuşturmak için bir örnek verelim. 1 Kasım 2013 tarihinde 1 ABD dolarının TL cinsinden değeri 2 TL, yani $/TL kuru 2 idi. 20 Ağustos 2018 tarihinde ise $/TL kurunun 6’ya yükseldiğini görüyoruz, yani 1 ABD dolarının TL cinsinden değeri 6 TL. Bu durumda 2013 Kasım ile 2018 Ağustos tarihleri arasında ABD dolarının değerindeki artışı şu şekilde hesaplayabiliriz: [(6 – 2) / 2] x 100 = %200.

Ancak bu hesabı TL’deki değer kaybı için kullanırsak, TL’nin %200 değer kaybettiğini söylemiş oluruz ki bu hiçbir anlam ifade etmez. Bir para birimi %100’den daha fazla değer kaybedemez. %100’lük değer kaybı da sadece para tedavülden kalkar ve hiçbir değeri kalmaz ise mümkün olur. Yukarıdaki örnekte TL’nin değer kaybını hesaplayabilmemiz için öncelikle TL’nin dolar cinsinden değerini bulmamız gerekir. 1 Kasım 2013 tarihinde 1 TL’nin dolar cinsinden değeri 1/2 yani 0,5 dolar. 20 Ağustos 2018 tarihinde ise 1 TL 1/6 yani yaklaşık 0,16667 dolar. Bu durumda 2013 Kasım ile 2018 Ağustos tarihleri arasında TL’nin değerindeki değişikliği şu şekilde hesaplayabiliriz: [(0.16667 – 0,5) / 0.5] x 100 = – %66.66.

Yani bu dönemde ABD dolarının TL karşısındaki değeri %200 oranında artarken, TL’nin ABD doları karşısındaki değer kaybı %66,66 oranında gerçekleşmiştir.

 

Değer Kaybı Hesabı Konusunda Hataya Düşen Yazarlar

Murat Bardakçı, Habertürk’teki “Paramız yüzde 30 değer kaybetti ama 2001’deki yüzde 300 felâketinin yanında bu nedir ki?” başlıklı 25 Mayıs 2018 tarihli yazısında bir para biriminin yüzde 300 değer yitirebileceğini aktararak skandal bir hataya imza atmıştı.

“2001 felâketini hatırlatmamın sebebi, Türk parasının dolar karşısında birkaç günde yüzde 300 değer kaybettiği o günleri unutup şimdi beş ay içerisinde yaşanan yüzde otuzluk düşüşü bir kıyamet senaryosu hâline getirmemizdir…”

eksi değer kaybı

 

Tekrar edelim, bir para birimi % 100 değer kaybedemez. % 300 değer kaybetmesi demek para biriminin değerinin eksiye inmesi demek ki, bir para birimi için bu mümkün değildir.

 

Yenişafak Gazetesi’nde 19.08.2015 tarihinde yayımlanan “Piyasası, Kurun Yükselmesi Değil Belirsizliği Yoruyor” başlıklı köşe yazısında Kerem Alkin, paritedeki değer kaybını yanlış hesaplamış:

“Nitekim, Türk Lirası 2013 yılı başından, dün, yani 18 Ağustos 215 tarihine kadar yüzde 38,51 değer kaybetti.”

Ailesindeki iktisatçıların iyimser kısmını temsil ettiğini belirttiği yazısında Kerem Alkin, değer kaybı tutarını yanlış aktarmış.

2013 yılının ilk iş günü olan 2 Ocak 2013 günü saat 15:30’da TCMB tarafından açıklanan ABD doları / Türk lirası döviz kuru “1.7793”tür. Yazının yazıldığı gün için açıklanan resmi kur ise 2,8782 seviyesindedir. Aradaki fark 1,0989’dur. Buradan hareketle hesaplanan değer kaybı oranı ise % 61 seviyesindedir.  Kerem Bey’in yaptığı hata büyük ihtimalle aradaki kur farkını bugünkü kura bölmek (1,0989/2,8792=0,381801). Ancak, değer kaybında önemli olan referans tarihindeki kurdur.

Bu hesaplamadan hareketle yazısında yaptığı diğer tüm yorumlar da “sakat” bir hal alıyor haliyle.

Örneğin: “2 Ocak 2013’den, 18 Ağustos 2015’e kadar ki dönemde, Güney Afrika Randı yüzde 34,75; Türk Lirası yüzde 38,51; Brezilya Reali yüzde 41,15 ve Rus Rublesi yüzde 53,61 değer kaybetmiş. Biz, Real ile Ruble kadar paramız değer kaybetmemiş diye avunur isek, kendimizi kandırmış oluruz.”

Halbuki, verilen örnekler arasında en yüksek değer kaybına uğrayan para birimi Türk lirası.

İktisatçılık zor zanaat tabiki.

Not: İşbu yazıda, Kerem Bey’in hangi saatte geçerli piyasa kurunu referans aldığı bilinmediği için TCMB kurları kullanılmıştır.

 

İLAVE: Bir varlığın değeri % 200 düşemez. Devrim Akyıl‘ın dediği gibi % 200 devalüasyon olamaz. Yabancı para birimleri Türk lirası karşısında 2 kat değerlenebilir.

İLAVE 2: Türk lirası ABD doları karşısında eridi, ancak İbrahim Haskoloğlu‘nun aktardığı şekilde TL USD karşısında % 442 değer kaybetmedi. Yanlış ifade devam ediyor…

 

turk-lirasi-abd-dolari-karsisinda-eridi

 

* Kapak görseli: Rawpixel

Yorumunuzu yazınız...