Schopenhauer’in “Tüm Gerçekler Üç Aşamadan Geçer. Önce Alaya Alınırlar; Sonra Kendilerine Şiddetle Karşı Çıkılır; ve Son Olarak İse Doğruluklarının Çok Açık olduğu İlan Edilir” Sözünün Sahibi Olduğu İddiası Doğru Değil

Tüm gerçekler üç aşamadan geçer. Önce alaya alınırlar; sonra kendilerine şiddetle karşı çıkılır; ve son olarak ise doğruluklarının çok açık olduğu ilan edilir” sözünün Arthur Schopenhauer’e ait olduğu iddiası asılsız. Gerçeğin geçirdiği aşamalara ilişkin kavramsal çerçeve Arthur Schopenhauer tarafından ortaya konulmuş olsa da bahsi geçen vecize kendisine ait değil. Gerçeğin kabulüne ilişkin anılan sözün 1860’lı yıllardan bu yana farklı kişiler tarafından ifade edilen farklı vecizelerin etkisiyle evrilerek günümüze ulaştığı, dolayısıyla bu sözün tek sahibinin olduğunun kabulünün mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.

Yanlış İddia

 

Özellikle, öne sürülen komplo teorilerine karşı çıkan kişilere yönelik kullanılan bir vecize: “Tüm gerçekler üç aşamadan geçer. Önce alaya alınırlar; sonra kendilerine şiddetle karşı çıkılır; ve son olarak ise doğruluklarının çok açık olduğu ilan edilir“.

Kötü bir gelişme karşısında insanların davranışlarının süreç içerisindeki değişimlerini (i) inkar, (ii) öfke, (iii) pazarlık, (iv) depresyon ve (v) kabullenme aşamaları üzerinden ele alan Kübler-Ross Modelinin süreçlerine benzer şekilde öne sürülen iddiaların gerçek olduğunun kabulünün de (i) dalga geçilmesi, (ii) şiddetle reddedilmesi ve (ii) kabul edilmesi  şeklinde 3 aşamadan geçen “Gerçeğin Üş Aşaması” modeli ile gerçekleştiği öne sürülmektedir (Bu hususta sahipliği Mahatma Gandhi’ye atfedilen “Önce seni görmezden gelirler, sonra sana gülerler, sonra seninle kavga ederler ve sonra sen kazanırsın” (“First they ignore you, then they laugh at you, then they fight you, then you win.”​) sözünün de aynı minvale geldiği not düşülebilir).

Kanıksanmamış doğruların “gerçek” olarak addedilmesi için geçmesi gereken üç aşama olduğu, tüm gerçeklerin geçmesi gereken üç aşamanın (i) alaya alınma, (ii) şiddetle karşı çıkılma ve (iii) doğru olduklarının kabul edilmesi şeklinde olduğu hipotezini 1818 yılında Alman filozof Arthur Schopenhauer’in (1788-1860) şu sözle ortaya atığı iddia edilmektedir:

Tüm gerçekler üç aşamadan geçer. Önce alaya alınırlar; sonra kendilerine şiddetle karşı çıkılır; ve son olarak ise doğruluklarının çok açık olduğu ilan edilir

 

"Tüm Gerçekler Üç Aşamadan Geçer" Sözünün Schopenhauer'e Ait Olduğunu İddia Eden Paylaşım
“Tüm Gerçekler Üç Aşamadan Geçer” Sözünün Schopenhauer’e Ait Olduğunu İddia Eden Paylaşım

 

Tüm gerçekler üç aşamadan geçer. Önce alaya alınırlar; sonra kendilerine şiddetle karşı çıkılır; ve son olarak ise doğruluklarının çok açık olduğu ilan edilir” ya da “Her hakikat üç aşamadan geçer. Önce onunla dalga geçilir. Sonra ona şiddetle itiraz edilir. Son olarak da bariz olarak kabul edilir” şeklinde dilimize çevrilen bu sözün sahipliğinin Schopenhauer’e ilaveten Charles Lyell, Louis Agassiz ve J. Marion Sims gibi isimlere de atfedildiği görülmektedir.

Ancak, her ne kadar Schopenhauer gerçeğin kabulüne dair aşamaları ilk dile getiren filozof olsa da bahsi geçen vecize kendisine ait değildir. Gerçeğin kat ettiği farklı aşamalara ilişkin sözün Schopenhauer’in eserleri arasındaki ilk varlığına 1818 yılında kaleme aldığı “Die Welt als Wille und Vorstellung” adlı eserinde rastlanmaktadır (Arthur Schopenhauer. Die Welt als Wille und Vorstellung. 1818. English translation by E. F. J. Payne in The World as Will and Representation, Volume I, Falcon’s Wing Press, Indian Hills, Colorado, 1958):

“Der Wahrheit ist allerzeit nur ein kurzes Siegesfest beschieden, zwischen den beiden langen ZeitrÄaumen, wo sie als Paradox verdammt und als Trivial gering geschÄatzt wird.”

 

tüm gerçekler üç aşamadan geçer

 

Bu satırların Türkçeye ve İngilizceye gayrıresmi çevirileri şu şekildedir (Türkçe çeviri tarafımızca yapılmış olup, İngilizce çeviri QI‘dan alınmıştır):

“Gerçeğe ulaşan kısa zafer kutlamalarına, paradoksal olarak kınandığı veya önemsiz olduğu düşünülen iki uzun süre arasında izin verilir.”

“To truth only a brief celebration of victory is allowed between the two long periods during which it is condemned as paradoxical, or disparaged as trivial.”

Görülebileceği üzere Schopenhauer, gerçeği kat edeceği aşama olarak 3 değil 2 seviyeden bahsetmiştir. Schopenhauer’e ait eserlerde 3 kademeli bir gerçeğe ulaşma sürecine ilişkin ifadeye rastlanamamaktadır.

Jeffrey Shallit, “Bilim, Sahte Bilim ve Hakikatin Üç Aşaması” (“Science, Pseudoscience, and The Three Stages of Truth“) başlıklı 28 Mart 2005 tarihli makalesinde gerçeği 3 aşamasına ilişkin bahsi geçen sözün geçmişini araştırmış ve Quote Investigator da benzer bir analizle, anılan sözün tarihi arka planını ortaya koymuştur.

Charles P. Krauth’un “A Vocabulary of the Philosophical Sciences” adlı 1878’de yayınlanan kitabında Schopenhauer’in gerçeğin kabulünün evrim sürecine ilişkin vecizesinin 2 kademeli olarak aktarıldığı görülmektedir:

“Hakikat, ilkinde paradoksal olarak kınandığı ve en önemlisi sonunda önemsiz kabul edildiği iki uzun dönem arasında kazandığı zaferin tadını kısa bir süre çıkarır” (“Truth enjoys but a short time of triumph between two long eras — in the first of them it is condemned as paradoxical, in the last is despised as trivial”)

Gerçeği 3 aşamasına ilişkin günümüzde paylaşılan sözün Schopenhauer’e ilk atfının 1913 yılında yapıldığı tespit edilmektedir. L. L. B. Angas adlı yazara ait 1937 yılında yayınlanan “Slump Ahead In Bonds” adlı finans odaklı kitapta günümüzde paylaşılan versiyondaki sözün Schopenhauer’e ilk kez atfedildiği görülmektedir. Schopenhauer’in 1860 yılında vefat ettiği göz önünde bulundurulduğunda, aradan geçen zamanda herhangi bir güvenilir kaynakta bu yönde bir atfın yer almamasının paylaşılan özdeyişin Schopenhauer’e ait olmasını düşük olasılıkla hâle getirmektedir. Netice itibarıyla, günümüzde paylaşılan (i) dalga geçilmesi, (ii) şiddetle reddedilmesi ve (ii) kabul edilmesi  şeklinde 3 aşamalı vecizenin sonradan Schopenhauer’e atfedilir hâle geldiği anlaşılmaktadır.

Charles Lyell 1863 yılında yayınlanan “The Geological Evidences of the Antiquity of Man” adlı kitabında Louis Agassiz’in gerçeği kabulüne ilişkin 3 katmanlı bir sürecin yer aldığı vecizesini alıntılamış olup, 1868 yılında J. Marion Sims ise gerçeği kabulüne ilişkin 4 aşamalı benzer bir vecize derc etmiştir.

Ezcümle, gerçeğin kabulüne ilişkin anılan sözün 1860lı yıllardan bu yana farklı kişiler tarafından ifade edilen farklı vecizelerin etkisiyle evrilerek günümüze ulaştığı görülmekte olup, bu sözün tek sahibinin olduğunun kabulünün mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.

 

“Tüm Gerçekler Üç Aşamadan Geçer” Sözünün Schopenhauer’e Ait Olduğunu İddia Eden Yazarlar

Hürriyet Gazetesindeki “Sadece mutlu olmaya çalışın. Mutsuzluk, daha mutlu olmayı istemekle başlar” başlıklı 6 Haziran 2018 tarihli yazısıyla Aygül Aydın:

 "Tarih boyunca yenilikçi insanlar, yenilik için cüret ettiklerinde hep aynı şeyler başlarına gelmiştir; aşağılanma, küçümsenme, alaya alınma, yuhalanma… “Bütün gerçekler,” diyor Schopenhauer, “üç aşamadan geçer. Birincisi aşağılanma. İkincisi, şiddetle karşı çıkılma. Üçüncüsü, sanki kendi kendine kanıtlanmışçasına kabullenilme!”"

Tarsuz Ekspres’teki “Gerçeğin Gücü” başlıklı 24 Mayıs 2018 tarihli yazısıyla Mehmet Yaşot:

 "Tüm gerçekler üç aşamadan geçermiş. Önce alaya alınırlar. Sonra kendilerine şiddetle karşı çıkılır. Ve son olarak ise doğruluklarının çok açık olduğudile getirilirmiş. Bu sözler Arthur Schopenhauer’e aittir."

Habertürk Gazetesindeki “Tanım(lama)” başlıklı 31 Mart 2015 tarihli yazısıyla Kaan Ark:

 "“Her hakikat üç aşamadan geçer. Önce onunla dalga geçilir. Sonra ona şiddetle itiraz edilir. Son olarak da bariz olarak kabul edilir.” A.Schopenhauer"

Agos Gazetesindeki “Nisan: Hatırlama ve anma ayı… (3)” başlıklı 17 Nisan 2015 tarihli yazısıyla Nazar Büyüm:

"Hakikat üç aşamadan geçer: Önce onunla dalga geçilir; sonra şiddetle inkar edilir; daha sonra ‘Zaten her şey ortada’ denilerek kabul edilir. Arthur Schopenhauer"

 

tüm gerçekler üç aşamadan geçer

 

Yorumunuzu yazınız...