Şibumi, İnfazcı, Hesaplaşma, Kasaba, İnci Sokağı, Yirminci Mil, Kentte Sıcak, Katya’nın Yazı Adlı Kitapların Yazarı Trevanian’ın Kimliğinin Bilinmediği İddiası Doğru Değil

Trevanian, ABD’li Yazar Rodney William Whitaker’ın Takma Adı

Yanlış İddia

 

Şibumi, İnfazcı, Hesaplaşma, Kasaba, İnci Sokağı, Yirminci Mil, Kentte Sıcak, Katya’nın Yazı adlı kitapların yazarı Trevanian’ın gerçek kimliğinin yayıncısı tarafından dahi bilinmediği iddiası gerçeği yansıtmıyor.

Bu iddiayı Sedat Peker, şöyle paylaşmıştı:

1-40 yaşından genç kardeşlerim, “GO” oyununun felsefesini, aikido sporunun ruhunu, Trevanian isimli kim olduğu halen daha bilinmeyen fakat ben cezaevindeyken öldüğünü öğrendiğim yazarın Shibumi kitabını okursanız, benim düşündüğüm akılcılık felsefesinin temelini atmış olursunuz.

 

2-Trevanian kod isimli yazarı, kitaplarını yayınlayan yayınevinin sahipleri bile tanımamaktaydı. Kitaplarını şu sıralamayla okursanız, en enteresan yazarlardan birinin ruhuna sahip olmuş olursunuz: Shibumi, İnfazcı, Hesaplaşma, Yirminci Mil, Katya’nın Yazı, Kasaba, Kentte Sıcak Gece.

 

3-İnci Sokağı isimli kitap, ölmeden önceki son kitabı. Yazarın kendi hayatından betimlemeler yaptığı okunduğunda açıkça anlaşılmakta. Serinin en son kitabı olarak bu okunursa, bütün her şey yerine oturmuş olacaktır.

 

sedat peker trevanian

 

Sanılanın aksine Trevanian kitaplarını yayınlayan yayınevinin dahi tanımadığı bir şahıs değil. Kimliğini başarıyla gizlemeye başaran Trevanian’ın kim olduğu 1998 yılında basına yansımıştı. 1998 yılı öncesinde de kimliği yayınevinin bilgisi dahilindeydi.

Trevanian, ABD’li yazar Rodney William Whitaker’ın (1931-2005) takma adıdır. Rodney Whitaker, yayımlanan eserlerinde Trevanian’ın yanı sıra Nicholas Seare, Beñat Le Cagot ve Edoard Moran gibi mahlaslar da kullanmıştı.

 

Rodney William Whitaker

 

The Times Union adlı yayına verdiği demeçte Rod Whitaker, Trevanian ismini eşinin G. M. Trevelyan adlı tarihçiden esinlenerek bulduğunu açıklamıştı.

Rodney William Whitaker’ın kızı Alexandra Whitaker, babasının Trevanian adını kullanmasına verdiği bir demeçte şöyle değinmişti:

Gülenay Börekçi: “Babanız Türkiye’de çok seviliyor. Okurları ona büyük hayranlık duyuyor ve hakkındaki birçok şeyi merak ediyor. Mesela neden takma isimle yazıyordu? Bu onun için bir oyun muydu yoksa gereklilik mi?”

 

Alexandra Whitaker: “Bu sorunun cevabı çok basit: Babam uzun yıllar üniversitede hocalık yaptı ve akademik yazılarını, kitaplarını gerçek adıyla yayınladı. Bir karışıklık olmaması için de romanlarında başka isimler kullandı.

 

Gülenay Börekçi: “Evet ama Nicholas Sears ve Edouard Morin gibi başka takma isimleri de vardı. Mesela ben Sears’ın Ortaçağ’da geçen alegorik öykülerini okudum.”

 

Alexandra Whitaker: “Babam gerilim, polisiye gibi türlerde Trevanian adını kullandı. Fakat aklında başka türlerde de yazmak fikri hep vardı, çünkü belirli bir türe sıkışıp kalmak ona göre dünyanın en sıkıcı şeyiydi. Yayıncılarıysa başka alanlara el atmasını istemiyordu.”

 

Gülenay Börekçi: “Neden istemiyorlardı?”

 

Alexandra Whitaker: “Sanırım polisiye ve gerilim türlerini ticari açıdan çok daha avantajlı buluyorlardı. Babam içinde gerilim bulunmayan romanlarını, öykülerini Trevanian adıyla bastırmakta güçlük çekeceğini anlayınca kendine yeni isimler seçti. Siz de okumuşsunuz, Nicholas Sears’ın kitapları, içerik ve anlatımları bakımından Trevanian romanlarına hiç benzemiyor. Eduard Morin ise bütünüyle ayrı hikâye… Babam, Kasaba adlı romanını Morin imzasıyla yayınlamaya karar vermişti. Fakat yayıncısı buna bile izin vermedi. Babam da kitabını isimsiz yayınladı. Müthişti. İsmi ve yüzü olmayan bir yazarın kitabının satış rekorları kırabildiğini herkes gördü. Kitap, bu çarpıcı başarı üzerine yeniden, bu kez Trevanian imzasıyla basıldı.”

 

Gülenay Börekçi: “Hakkında sayısız efsane üretilen bir yazarı konuşuyoruz. Bir ara onun aslında Robert Ludlum olduğu söylendi. Bazıları buna karşı çıkarak Trevanian’ın bir grup yazarın ortak adı olduğunu iddia etti. Başka söylentiler de yayılmıştı. Güya babanız bir CIA ajanıymış. Ne diyordu bunları duyunca?”

 

Alexandra Whitaker: “Bu rivayetler genellikle bizi eğlendiriyordu. Ama tabii babam kendinden daha kötü bir yazarın Trevanian olduğunu iddia ettiklerinde öfkelenirdi. Siz Ludlum rivayetlerini duymuşsunuz, biz daha kimleri duyduk, bilseniz…”

 

Trevanian’ın Türkçemize çevrilen kitaplarını basan Kidega Yayınları, Trevanian adının Rod Whitaker’ın mahlası olduğunu şöyle aktarmıştı:

“Trevanian mahlası ile tanınan Amerikalı romancı Rodney Whitaker 12 Haziran 1931 yılında dünyaya geldi. Yazar vasiyetine uygun olarak vefatından sonra mezarının yeri açıklanmadı. Trevanian takma adı ile yazdığı casusluk ve macera romanları ile ünlenmiştir. Yayıncısının anlattığına göre ölümünden sonra yayınlanacak bir sürü çalışma bıraktı gerisinde.

 

Trevanian Türkçe’ye çevrilen kitapları arasında en bilinenleri Şibumi ve Katya’nın Yazı kitaplarıdır. Diğerleri Hesaplaşma, Yirminci Mil diğer bilinen kitaplarıdır. Kitapları dünyada milyonlarca basılan Trevanian kendisini ortaya çıkmayarak gizlemiştir. “

 

Gerçek kimliği kamuoyu tarafından bilinmesine rağmen Trevanian ismiyle kitaplarını yayımlamayı sürdüren Rod Whitaker, ününe rağmen kamuya açık bir profil sergilememe tutumunu sürdürmüştü.

Kitapları hakkında ketum tutum sergileyen, kamuoyunun dikkatini şahsına çekmemek için azami gayret sarf eden Trevanian, ölümünden önce yazdığı son kitabı İnci Sokağı (The Crazyladies of Pearl Street) için The Wall Street Journal’la yayınevi aracılığıyla e-posta üzerinden söyleşi gerçekleştirmişti.

1979 yılında verdiği The New York Times’a verdiği röportajda teoloji, hukuk, estetik, film gibi birçok farklı konuda 5 farklı isimle yazılarını yayımladığını belirten Whitaker, okuyucu kitlesini birbirinden ayrı tutmayı arzuladığını belirtmişti. Ayrıca, Trevanian’ın aslında Robert Ludlum olduğu iddiasına ilişkin “bahse konu kişinin kim olduğunu dahi bilmiyorum. Proust dışında 20. yüzyıldan pek kimseyi okumuyorumyanıtını vermişti.

Şibumi adlı romanının bir baskısında yazarın kimliğinin yayıncısı tarafından dahi bilinmediğinin belirtilmesinin ardından şahsiyeti hakkındaki bu efsanenin daha da yaygınlık kazandığı bilinmektedir.

 

Yorumunuzu yazınız...