Solitin Maddesinin Süt ve Süt Ürünleri İçeren Yiyeceklere Eklenerek İnsan Sağlığıyla Oynandığı İddiası Doğru Değil

Solitin maddesi, 2011 yılından bu yana sanal dünyada dolaşımda bulunan tamamen yanıltıcı bilgilerle dolu bir şehir efsanesidir. Süt ve süt ürünlerini içeren yiyeceklere katıldığında kıvam artırıcı ve raf ömrü uzatıcı fonksiyon gördüğü iddia edilen “solitin” maddesi hayal ürünüdür. Solitin adlı bir trikalsit bileşik yoktur. Gıdalara solitin katılarak insanların zehirlendiğini iddia eden hurafe metninde yer alan kişi ve kurum isimleri uydurmadır. 

 

2011 yılından bu yana önce e-posta grupları, sonra Facebook paylaşımları, akabinde de WhatsApp mesajları vasıtasıyla sanal alemde paylaşılagelen bir iddiaya göre solitin adlı bir kimyasal süt ve süt içerikli yiyeceklere konularak insanlar zehirlenmektedir. Halbuki solitin asılsız bir sanal zırvadır!

Hayal ürünü olan solitin hakkındaki bu asılsız iddiaya ilişkin paylaşılan metin şu şekilde:

Ankara Hıfsızsıhha Gıda Denetim Bölüm Başkan Yrd.Gönül Özdeğer ve iki asistanı SOLİTİN adlı kimyasal ile ilgili çalışmaları ve yayınları dolayısı ile ölüm tehditleri aldıklarını açıkladılar ve savcılığa suç duyurusunda bulundular.
SOLİTİN aslında gıdalarda hiç bulunmaması gereken tamamen kimyasal bir ajan hatta basit olarak melaminimsi bir plastik, sütlere, yoğurt ve ayranlara ve sütün girdiği her çeşit besine katılıyor çünkü bu molekül su ile inanılmaz şekilde bağlanarak kıvam arttırıyor, bu hem imalat procesleri açısından zaman kazandırıyor, hem gıda doğallığını kaybettiğinden son kullanma tarihini uzatıyor. Firmaların stoklu çalışmasını sağlıyor, hem maliyeti inanılmaz düşürerek  firmaların rekabet gücünü arttırıyor. Çocuklarınıza beş kuruşa, yirmi kuruşa, elli kuruşa gofret, çikolata ve süt ürünleri alabilmemiz, evlerimize çeşit çeşit peynir, yoğurt, hazır sütlü tatlı  girebilmesi hep bu yüzden.
SOLİTİN bir tricalcid  bileşiği yani doğada en bol ve bedava bulabileceğiniz türden, tebeşir gibi, alçı taşı gibi, oysa bu bileşik böbreklerden atılırken renal tubuluslardaki glomerüllerde birikiyor ve filtrasyonu yani böbreklerin kanı süzmesini engelliyor.
Sonuç, böbrek yetmezliğine kadar uzanan böbrek  rahatsızlıkları serum üre ve kraetinin düzeylerinde artış ve bunun  getirdiği devamlı yorgunluk hali, hafıza ve konsantrasyon bozuklukları ve hatta ciddi mental bozukluklar yaratıyor.
Almanya Solingen üniversitesi Psikiyatri bölümünce 2009 da 21.Europe Pscyhatry Society için hazırlanan  bildirgede Şizofreni ve SOLİTİN kullanımı arasında ilişkiler olması muhtemel olduğu, Özellikle Paranoid Şizofreni vakalarında kanda tricalciophospate bileşiklerinin normalden 16 kat yüksek olduğu belirtilmesine rağmen bildirge nedense kongrede sunum için kabul edilmedi.
Üretici firmalar SOLİTİN’i hiç bir şekilde ürün etiketlerinde bildirmiyor, aldığımız ürünlerde SOLİTİN olup olmadığını yine de bir kaç basit deney ile anlayabiliriz.
Eğer bu yönde bir şüphe oluşursa derhal bulunduğunuz il Hıfsızsıhha kuruluşu ile ilişkiye geçerek şüpheli gıdanın test edilmesini talep ediniz.
Bu şekilde binlerce hatta yüzbinlerce insanın sağlığını kurtarabilirsiniz, çevrenize baktığınızda ne kadar çok dializ merkezi ve böbrek  hastası olduğunu siz de görüyorsunuz. Bu artışın sebebi bazı ahlaksız firmaların  aşırı kazanç hırsından başka bir şey değil.
Aldığınız sıvı ürünler (süt,ayran,çikolatalı süt vs) için şu yolu izleyebilirsiniz bir metal’i (çatal,kaşık vs) el yakacak düzeyde ısıtın ve test etmek istediğiniz sıvıya batırarak çalkalama hareketi yapın, metali çıkardığınızda birbirinden ayrılmış öbekler halinde beyaz topaklar görürseniz o üründe SOLİTİN var demektir.
Peynir  türü ürünlerde ise üründen bir parça alarak sirkeli suya koyunuz eğer sirkeli suyun üzerinde kalan beyazımsı bir tabaka görürseniz o üründe SOLİTİN var demektir.
Çikolata, gofret türü ürünlerde ise ürünü elinizle basitçe kırın, eğer kırığın her iki tarafında süt beyazı noktalar varsa o üründe de SOLİTİN vardır.
Sağlığımız için, geleceğimiz için, çocuklarımız ve sevdiklerimiz için bu bilgileri  bütün çevremize yayalım ve toplumsal olarak tepkimizi ortaya koyarak AB Normlarında olmayan bu katkı maddesinin üretici firmalar tarafından daha fazla  kullanılmasını engelleyelim.
Saygılarımla
Yrd.Dç.Dr Gülden Semavi
Hacettepe Tıp Fakültesi Biyokimya Bölümü.

 

Orhan Selen'in Anayurt Gazetesindeki "Yoğurda solitin koymuşlar" başlıklı 19 Haziran 2011 tarihli yazısı
Orhan Selen’in Anayurt Gazetesindeki “Yoğurda solitin koymuşlar” başlıklı 19 Haziran 2011 tarihli yazısı

 

Yalansavar, 2012 yılında hazırladığı “Bedava mı sandın, Solitin’e bandım” başlıklı yazıda solitin adlı kimyasal maddeye ilişkin iddiaların doğruluk payının bulunmadığını aktarmıştı. Teyit.org da süt ve süt ürünlerinde solitin isimli ölümcül bir kimyasalın bulunmadığını ortaya koymuştu. Bu iddianın asılsızlığı, Gıda ve Beslenme Derneği, Sözcü Gazetesi ve OdaTV yazarı Soner Yalçın ve Gıdahatti.com tarafından da gündeme getirilmişti.

Bahsi geçen girişim, kuruluş ve şahısların aktardığı hususları özetleyecek olursak, bu iddianın yanlış olduğuna dair gerekçeler şu şekildedir:

  • Katıldığı yiyeceklerin kıvamını arttırdığı ve raf ömrünü uzattığı ve melanimsi plastik yapıda olduğu iddia edilen solitin maddesi hayal ürünüdür. Kimya literatüründe solitin isimli bir trikalsit bileşik yoktur. Dişçilikte diş yüzeyini temizlemeye yarayan “solitine” adlı tiner benzeri bir kimyasal sıvı kullanılmaktadr. Ancak, dişçilikte kullanılan solitine ile gıdalara koyulduğu iddia edilen solitin aynı yapıda değildir. Ayrıca, dişçilikte kullanılan kimyasal solitine’nin gıda içerisinde kullanılması anlamsızdır (Var olmayan / henüz keşfedilmeyen solitini gıdalara koymaları haliyle beklenemez).
  • İddiaya göre bu bilgiyi kamuoyuyla paylaşan şahıs, Ankara Üniversitesi Hacettepe Tıp Fakültesi Biyokimya Bölümü’nden Yrd. Dç. Dr. Gülden Semavi adlı akademisyendir. Ancak, Ankara Üniversitesi Hacettepe Tıp Fakültesi Biyokimya Bölümü’nde Yrd. Doç. Dr. unvanlı Gülden Semavi diye de biri yoktu(r). Hacettepe Üniversitesi bahse konu isimde bir şahsın kurum bünyesinde çalışmadığını açıklamıştır. Bu asılsız iddiaya ilişkin metinler dışında Gülden Semavi’nin ismine sanal dünyada rastlayamıyoruz.
  • Ankara Hıfzıssıhha Gıda Denetim Bölüm Başkan Yrd. Gönül Özdeğer diye biri yoktu(r).
  • Ankara Hıfzıssıhha Gıda Denetim Bölümü diye bir kurum da yoktur. Ankara’da Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkez Başkanlığı Gıda Güvenliği ve Beslenme Araştırma Müdürlüğü bulunmaktadır.
  • Hurafe metninde Almanya’daki Solingen Üniversitesi’ne atıf yapılsa da, gerçekte Almanya’nın Solingen kendinde bu adda bir üniversite bulunmamaktadır.
  • Solingen Üniversitesi’nin tebliğ yayınladığı iddia edilen Avrupa Psikiyatri Topluluğu (European Psychatry Society) adlı bir oluşum yoktur.
  • Hurafeyi uyduran “solitin nasıl tespit edilir” sorusuna yanıt vermeyi de ihmal etmemiş ve solitinin süt içerisindeki varlığının tespiti için yöntem önerisinde bulunmuş. Ancak, süt içerisindeki solitin maddesinin nasıl anlaşılacağına yönelik önerilen metalin ısıtılıp süte batırılması işleminin ardından ardından metal yüzeyinde öbekler halinde görülecek beyaz topakların solitinin emaresi olduğu iddiası doğru değildir. Konusunun uzmanları, ortaya çıkan beyaz topakların asidik ortamda süt proteinlerinin ısı ile çökelmesinden başka bir şey olmadığını belirtmektedir.

2011 yılından bu yana dolaşımda olduğu görülse de solitin iddiasının fasılalar hâlinde tekrar hortladığına şahit oluyoruz.

 

solitin yalani

 

Solitin Hurafesine Kanan Yazarlar

Şehir efsanesini uydurup ortaya atan, bu iddiaya inananların çokluğunu görünce oldukça eğlenmiş olmalı… Contorium masalındaki gibi birçok kişi bu asılsız iddiaya balıklama atlamış vaziyette.

Anayurt Gazetesindeki “Yoğurda solitin koymuşlar” başlıklı 19 Haziran 2011 tarihli yazısında Orhan Selen’in bu asılsız iddiaya yer verdiği görülüyor:

İnsan hayatına verdiğim değerden dolayı da bu önemli iletinin önemli bölümünü yayınlıyorum. Bakalım beni de ölümle tehdit edecekler mi ?

Ankara Hıfsızsıhha Gıda Denetim Bölüm Başkan Yrd.Gönül Özdeğer ve iki asistanı

SOLİTİN adlı kimyasal ile ilgili çalışmaları ve yayınları dolayısı ile ölüm tehditleri  aldıklarını açıkladılar ve savcılığa suç duyurusunda bulundular.

Orhan Selen’in gerçek sandığı solitin üzerinden “bakalım beni de ölümle tehdit edecekler mi?” sorusu gayet komik kaçmış…

 

Gaziantephaberler.com’daki “Bunları yerseniz İntiharın En Kolay Yolunu Seçmiş Olursunuz” başlıklı 9 Temmuz 2016 tarihli yazısında Fevzi Günenç de büyük resmi görenlerden (!) olmuş:

"Ankara Hıfsızsıhha Gıda Denetim Bölüm Başkan Yrd. Gönül Özdeğer ve iki asistanı SOLİTİN adlı kimyasal ile ilgili çalışmaları ve yayınları dolayısı ile ölüm tehditleri aldıklarını açıkladılar ve savcılığa suç duyurusunda bulundular." (...)

"İşte namuslu bilim adamlarının size açık mektup şeklindeki hayati derecede önemli ifşaatı: [Solitin Uydurması]"

 

Karadeniz Gazetesindeki “Kanuni Kim, Sen Kim, Ey Çakma Profesör!” başlıklı 9 Mart 2018 tarihli yazısında Hasan Suiçmez solitin yalanına inananlardan olduğunu belli etmiş:

 "Hayatında iki koyun gütmemiş, süslü ve pahalı marketlerden, solitin katkı maddesi yüksek, “Nişasta Bazlı Şekerli” gıdalardan başka bir şey almayarak göbeğini şişirmiş insanlar ne yazık ki, profesör unvanı, din adamı yaftası ile tarihi değerlerimiz ve yüce dinimizin hükümlerine hakaret edip duruyorlar!"

 

Datça Haber’daki “Doğala Özdeş (2) (Üzümün İlaçları ve Süt)” başlıklı 13 Mayıs 2019 tarihli yazısında Orhan Keskinsoy solitini gerçek sandığını aşikâr etmiş:

"Bizim evde yap­tı­ğı­mız yo­ğurt­lar 10-15 günde buz­do­la­bın­da bile ek­şir­ken bun­la­ra neden bir şey ol­mu­yor. İçinde so­litin var."

 

Akdenizmanset.com.tr ise “Gıdalardaki Tehlike: Solitin” başlıklı haber metninde Aile Hekimi Doktor Mehmet Ozan Uzkut’tan alıntılayarak bahse konu şehir efsanesiyle halkı korkutmayı seçmiş.

Yeni Mesaj Gazetesi de “Gıdalardaki ajana dikkat!” başlığıyla solitin hurafesini haberleştirmiş.

Stratejik Güvenlik adlı bir blog ise hazırladığı “GDO’lu ürünler dosyası“nda “küresel gıda teröristlerinin ‘solitin’ maddesi üzerinden vatandaşı kanser yapma operasyonları”nı deşifre etmiş…

Milliyet Blog‘da 20 Haziran 2011 tarihinde “Yoğurda solitin koymuşlar” başlığıyla yayınlanan yazısında Sibel Koçarslan’ın bu asılsız iddiayı aktardığı görülüyor.

Solitine ilişkin gerçekleri ortaya koyan Yalansavar’ın ilgili yazısında yer verdiği güzel ve yerinde uyarısıyla kapatalım.

“Hayatta, özellikle de internette, hiç bir zaman şüpheciliği elden bırakmayın. İnternette yazdığınız her şeyin altında imzanız olduğunu unutmayın, iletinin orijinali kimden gelmiş olursa olsun.”

 

solitin maddesi

 

Yorumunuzu yazınız...