Milli Eğitim Bakanlığı Tarafından Binlerce Suriyeli Sığınmacının Kamu Personeli Olarak Kadrolu Şekilde Öğretmen Olarak Çalıştırıldığı İddiası Gerçeği Yansıtmıyor

Yanlış İddia

 

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından kadrolu şekilde Suriyeli öğretmen istihdam edildiği iddiası 2019 yılında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Orhan Sümer tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine getirilmişti. Adana’da 830 Suriyeli öğretmenin okullarda göreve başladığı iddiası Sözcü gibi basın organlarınca haberleştirilmişti.

2022-2023 eğitim öğretim yılının başladığı günün arifesinde, 2011 yılından bu yana yüzlerce Suriyeli sığınmacının  MEB bünyesinde kadrolu öğretmen olarak görev yaptığı iddiası şöyle ileri sürülmüştü:

 

Ümit Özdağ: “Eğitimde yeni dönem başlıyor. AKP, 2011 yılından bu yana yüzlerce Suriyeliyi, Milli Eğitim(!) kadrolarında öğretmen olarak işe başlattı. Çocuğunuzun yeni öğretmeni ile tanışın! Ya da 2023 seçimlerinde Zafer Partisi’ne oy verin, Türkiye’deki tüm sığınmacıları geri gönderelim!”

 

suriyeli ogretmen milli egitim

 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın binlerce Suriyeli sığınmacıyı kamu personeli olarak kadrolu olarak istihdam ettiği iddiasının doğruluk payı bulunmuyor.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan bir yabancı uyruklunun memur statüsünde kamuda kadrolu ya da sözleşmeli şekilde öğretmen olarak görev yapması mevzuat gereği mümkün değil (Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alan Suriyeli sığınmacıların öğretmen ataması için aranan özel ve genel şartları taşıması hâlinde kadrolu ya da sözleşmeli öğretmen olması mümkün. MEB tarafından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alan Suriyeli sığınmacılardan öğretmen ataması yapılıp yapılmadığı hususunda bilgi edinme başvurusunda bulunulacak olup, konuyla ilgili bir yanıt alınması hâlinde işbu yazıya yansıtılacaktır).

Devlet memurluğuna alınacaklarda aranılan genel şartları düzenleyen 14 Temmuz 1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu‘nun 48. maddesi, Devlet memurluğuna alınacaklarda genel şartlar arasında ilk sırada “Türk Vatandaşı olmak” hükmünü saymıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu‘nun kamu personeli adaylarında aranan genel şartlarla ilgili hükmü şu şekildedir:

Genel ve özel şartlar:

Madde 48 – (Değişik: 12/5/1982 – 2670/14 md.)

Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartlar aranır.

A) Genel şartlar:

1. Türk Vatandaşı olmak,(1)

2. Bu Kanunun 40 ncı maddesindeki yaş şartlarını taşımak,

3. Bu Kanunun 41 nci maddesindeki öğrenim şartlarını taşımak,

4. Kamu haklarından mahrum bulunmamak,

5. (Değişik: 23/1/2008 – 5728/317 md.)Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (…)(1) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak. (1)

6. Askerlik durumu itibariyle;

a) Askerlikle ilgisi bulunmamak,

b) Askerlik çağına gelmemiş bulunmak,

c) Askerlik çağına gelmiş ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmış yahut ertelenmiş veya yedek sınıfa geçirilmiş olmak,

7. 53 üncü madde hükümleri saklı kalmak kaydı ile görevini devamlı yapmasına engel olabilecek (…)(2)akıl hastalığı (…)(2)bulunmamak.

8. (Ek: 3/10/2016 – KHK-676/74 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7070/60 md.)(İptal: Anayasa Mahkemesinin 24/7/2019 tarihli ve E.:2018/73; K.:2019/65 sayılı Kararı ile)

 

(1) Bulgaristan’dan Türkiye’ye mecburi göç eden Türk soyundan olanlarda bu şartın aranmıyacağı 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı KHK’nin geçici 5 inci maddesi ile hükme bağlanmıştır.

(1)  Bu alt bentte yer alan “… milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, …”  bölümü, Anayasa Mahkemesinin 25/2/2010 tarihli ve E.: 2008/17, K.: 2010/44 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.

 

3 Şubat 2022 tarihli 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu da 657 sayılı Kanun hükümlerine şöyle atıf yapmıştır:

Aday öğretmenlik

MADDE 5 – (1) Özel mevzuatında yer alan hükümler saklı kalmak üzere, aday öğretmenliğe atanabilmek için 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde sayılan şartlara ek olarak, yönetmelikle belirlenen yükseköğretim kurumlarından mezun olma, 7/4/2021 tarihli ve 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanununa göre güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmış olma ve Millî Eğitim Bakanlığınca ve/veya Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı tarafından yapılacak sınavlarda başarılı olma şartları aranır.

 

Sözleşmeli öğretmen ataması için aranan şartlar da 657 sayılı Kanun’un T.C. vatandaşlığı gerekliliğini içeren hükmüne atıf yapmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda sıralanan genel şartlara göre MEB bünyesinde sözleşmeli öğretmen istihdamı 14 Eylül 2011 tarihli ve 28054 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 25 Ağustos 2011 tarihli ve 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamında yapılabilmektedir.

27 Temmuz 2016 tarihli 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (ve bu KHK’yı tadil eden 8 Kasım 2016 tarihli 6755 sayılı KHK) ile 652 sayılı KHK’da yapılan değişiklik ile sözleşmeli öğretmen istihdamı mümkün hâle getirilmişti.

652 sayılı KHK’nın EK 4. maddesi şu şekildedir:

EK MADDE 4- (Ek: 25/7/2016-KHK-668/4 md., Değiştirilerek kabul: 8/11/2016-6755/4 md.)

(1) Öncelikle kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerde olmak üzere Bakanlığın boş öğretmen norm kadrosu bulunan örgün ve yaygın eğitim kurumlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında sözleşmeli öğretmen istihdam edilebilir.

(2) Sözleşmeli öğretmenler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde öngörülen genel şartlar ile öğretmen kadrosuna atanabilmek için aranan özel şartları taşıyanlardan Kamu Personel Seçme Sınavı puan sırasına konulmak kaydıyla alım yapılacak her bir pozisyonun üç katına kadar aday arasından Bakanlık tarafından yapılacak sözlü sınav başarı sırasına göre atanır. Sözleşmeli öğretmenliğe yapılan atama, sözleşmenin imzalanmasıyla geçerlilik kazanır. Sözleşme, imzalanmadan herhangi bir hak doğurmaz.

Bakanlıkça yayımlanan öğretmen atama duyurularında başvuru şartları arasında bahsi geçen mevzuat hükümlerine atıf yapıldığı görülmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından (kadrolu ya da sözleşmeli olarak) Suriyeli öğretmen ataması yapıldığı iddiası Bakanlık tarafından da tekzip edilmiş.

MEB’in maaşı bütçe kaynaklarından finanse edilen kadrolu ya da sözleşmeli Suriyeli öğretmen atadığı algısının, Avrupa Birliği (AB) ya da UNICEF tarafından finansman sağlanan projeler kaynaklı olduğu anlaşılıyor.

Geçici Koruma Altındaki çocukların, Türkiye’deki eğitime erişimlerine katkıda bulunmak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 3 Ekim 2016 tarihinden bu yana yürütülen bir eğitim projesi olan “Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi (PIKTES)” bütçesinin tamamı, Avrupa Birliği tarafından, “Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı (FRIT)” anlaşması çerçevesinde doğrudan hibe yöntemiyle karşılanmaktadır. Ancak, PIKTES kapsamında okullar ve eğitim merkezlerinde görev yapan 3266 öğretmen arasında Suriyeli bir öğretmenin olmadığı MEB tarafından Anadolu Ajansı‘na yapılan açıklamada aktarılmış.

Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ve UNICEF iş birliğinde Suriyeli öğrencilerin eğitim gördükleri Geçici Eğitim Merkezlerinde (GEM) yürütülen eğitim hizmetlerinde MEB’in öğretmen kadrosunda yer almayan Suriyeli gönüllü eğiticiler görev almıştı (Suriyeli öğretmenlerin temel görevi Suriyeli öğrencilerin yer aldığı sınıflarda Türk öğretmenlerin sınıf yönetimine yardımcı olmak olarak tasarlanmış. Böylelikle 2016’da GEM’lerin kapatılma kararının alınması ve burada eğitim gören Suriyeli öğrencilerin MEB’e bağlı okullara dâhil edilmesinin getirdiği uyum zorluklarının giderilmesi amaçlanmış (Mehmet İhsan Özdemir & Wissam Aldien Aloklah (2022). “Suriyeli Öğretmenler: Eğitimdeki Rolleri ve Karşılaştıkları Sorunlar“. Artuklu İnsan ve Toplum Bilim Dergisi. Yıl 2022. Cilt 7. Sayı 1. 18 – 35)).

MEB çatısı altında görev alan ve yıllık sözleşmeye tabi olan Suriyeli öğretmenler, Alman Kalkınma Bankası (KFW) ve AB mali desteğiyle Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) himayesinde çalışmaktadır (Suriyeli sığınmacılara yönelik Türkiye’de yürütülen eğitim öğretim faaliyetinde gönüllü olarak görev alan Suriyeli öğretmenlerin maaşları, MEB kontrolünde ve denetiminde yürütülen proje kapsamında adı geçen kuruluşlar tarafından finanse edilmişti).

Bu kapsamda görevlendirilen gönüllü Suriyeli eğitmenlere dair ileri sürülen iddiaya dair MEB’in açıklama metni şu şekildeydi:

“Basında ve sosyal medyada yer alan “Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 830 Suriyeli öğretmen atandı” yönündeki iddialara ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Bakanlığımıza bağlı eğitim öğretim kurumlarında öğretmen istihdamına ilişkin koşullar ilgili mevzuat çerçevesinde belirlenmiştir. Söz konusu haberler gerçeği yansıtmamaktadır.
Okullara öğretmen olarak atandığı ileri sürülen kişiler daha önce Geçici Eğitim Merkezlerinde görev yapmakta olan Suriyeli gönüllü eğiticilerdir. Söz konusu kişiler eğitici eğitimi sürecinin ardından sınava girerek sertifika almaya hak kazanan kişiler arasından belirlenmiştir. Bu kişiler “Suriyeli Gönüllü Eğitici Taahhütnamesi” kapsamında Suriyeli çocukların okula uyum sürecine destek olmak üzere sınıf dışı etkinlikler, saha çalışmaları, tercümanlık, aile bilgilendirme faaliyetleri gibi belirlenen alanlarda geçici süreyle görev almaktadırlar.
Suriyeli gönüllü eğiticilerin öğretmen kadrosunda yer alması mümkün değildir. Söz konusu gönüllü eğiticilerin teşvik ücreti ödemeleri anlaşmalar kapsamında UNICEF tarafından yapılmaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

 

MEB’in Suriyeli öğretmen ataması yaptığı iddiasına dair Mülteciler Derneği tarafından da şu açıklama sunulmuş:

6 Kasım 2018 tarihinde atılan bir twitte 900 Suriyeli öğretmenin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullara atandığı ve bu öğretmenlerin Türk öğrencilerin olduğu sınıflarda göreve başladığı iddia edildi. 8 Ağustos 2016 yılından bu yana Suriye’deyken öğretmen olarak görev yapan olan kişilere Suriyeli öğrencilerin yoğun olarak eğitim gördüğü okullarda tercümanlık ve kolaylaştırıcı olma amacıyla eğitimler verilmektedir. Eğitimler Suriyeli eğitmenlerin Türk eğitim sistemini anlamaları ve dil problemi yaşayan Suriyeli çocukları buna göre yönlendirmeleri içindir. Projenin finansörü UNICEF’tir. Bu kişiler okullarda memur ya da öğretmen sıfatıyla çalışmamaktadır.

 

Amaç Okullarda Yaşanan Problemleri Azaltmak
MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen ve giderleri UNICEF tarafından karşılanan proje kapsamında; 21 ilde 20 bin 500 Suriyeli öğretmene eğitim verilmesi planlanmıştır. Eğitimler 8 Ağustos 2016 yılından bu yana verilmektedir. Geçici Eğitim Merkezlerinde görev yapan Suriyeli eğitmenlere, MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen ve finansmanı UNICEF tarafından sağlanan proje kapsamında eğitim verilmektedir. Projenin amacı eğitim kalitesinin artırılması ve yaşanan dil probleminin çözülmesidir. Kursa yalnızca Suriye’de öğretmenlik yapan kişiler seçilmektedir. Bu kişiler görev aldıkları okullarda öğretmenlik değil, öğrenci ve ailenin okul ile iletişimini sağlamak için tercümanlık yapmaktadır.

 

Özetle, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan Suriyeli sığınmacılardan hem kadrolu hem de sözleşmeli öğretmen ataması yapılması mümkün değil.

 

* Kapak görseli: Anadolu Ajansı

 

Yorumunuzu yazınız...