Soner Yalçın ve Musul Konsolosluğu

Soner Yalçın, Sözcü Gazetesinde 10 Ocak 2017 günü yayınlanan “Olan ülkemize olacak, demedi demeyin” başlıklı yazısında aktardığı konsolosluğun ismiyle ilgili bir hata yapmış:

"Halep konsolosluğunu boşalttırmayarak yanıldınız…"

Soner Yalçın da iddia ettiği şekilde yanılmış.

Boşaltılmayan konsolosluk Halep’teki değil, Musul’dakiydi.

 

Bekir Hazar ve Monşerler

Takvim Gazetesi yazarlarından Bekir Hazar, 24 Aralık 2015 günkü “Monşerler” başlıklı yazısında, diplomatları konu edinmiş:

"Musul'da Büyükelçi'ydi. DAEŞ tarafından rehin alındı. Terör örgütü tüm rehineleri KAFALARINI keserek öldürüyordu. Türk istihbaratı başarılı operasyonla onu çekti aldı. Türkiye'ye ayak bastığında Devletimizin büyüklüğünden ve GÜCÜNDEN bahsediyordu. Sonra gitti CHP'den aday oldu, milletvekili seçildi. Şimdi Meclis kürsüsünden "Ne işimiz var Musul'da" diye bağırıyor."
"Bugün Musul'da elçilik yaptıktan sonra Meclis'te kürsüye çıkıp "Ne işimiz var Musul'da" diyen milletvekillerimizin varlığı bunu gösteriyor. İnsanın "O zaman senin ne işin vardı Musul'da elçilikte" diyesi geliyor."

Musul’da Başkonsolosluğumuz var, elçiliğimiz yok. Haliyle Öztürk Yılmaz, Büyükelçi değil, Türkiye’nin Musul Başkonsolosuydu.

"Murat Özçelik vardı bir de... AK Parti döneminde Dışişleri Bakanlığı sözcülüğü yapmış, Irak'ta büyükelçiliğe atanmış bir isimdi."

Murat Özçelik 2005-2006 yılları arasında Enformasyon Dairesi’nde Daire Başkanı olarak görev almıştır. Yani, sözcü yardımcısıydı, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü değildi.

 

Aslı Aydıntaşbaş ve Musul ve Telafer’deki Gelişmeler Hakkında Ufak Tefek Yanlışlar

Aslı Aydıntaşbaş, Cumhuriyet Gazetesi’nde 5 Ekim 2016 günü yayınlanan “Musul’a girmemizi neden istemiyorlar?” başlıklı yazısında Musul ve Telafer’deki yaşanan gelişmeler hakkında bir dizi hatalı bilgi paylaşmış:

"Telafer’de büyük katliamlar yaşandı ve sonunda kent, İranlılar, Kürtler ve Şii milisler sayesinde IŞİD’den kurtarıldı. Ankara şimdi yüksek perdeden “Aman Telafer’deki Sünniler zarar görmesin” deyince, doğrudan IŞİD’e destek verenleri savunuyor gibi algılanıyor."

Telafer hâlâ IŞİD’in elinde.

"Kendi dönemi bitmeden, hatta tercihen kasım ayı içinde, Musul operasyonunu başlatıp kenti IŞİD’den geri almak istiyor."

Musul Operasyonu Ekim ayında başladı çoktan.

"NOT: Ufak bir soru: Putin haftaya Ankara’ya geldiğinde, “El Bab’a sakın girmeyin. Halep’ten de elinizi eteğinizi çekin artık” derse, Ankara’nın cevabı ne olacak?"

Putin Ankara’yı değil İstanbul’a ziyaret etti.

 

ışid

 

Necati Doğru ve IŞİD’in Finansal Gücü

Necati Doğru, Sözcü Gazetesi’nde 11 Aralık 2015 tarihinde yayınlanan “Kabe mi? IŞİD’in petrolü mü?” başlıklı yazısında terör örgütü IŞİD’in finansal kaynaklarını konu edinmiş:

Suudi Arabistan’ı ele geçirdiğinde “Kabe’yi yıkacağını” ilan eden IŞİD’ in Suriye ve Irak’ da el koyduğu petrol sahaları çalıntı, hırsızlık, haydutluk… Kabe ile petrol yatağının kıyaslaması bile yapılmaz. Böyle soru olmaz. Biliyorum. Konuyu deşmek için soruyorum. IŞİD, bütün parasal gücünü silah zoruyla ele geçirdiği petrol yataklarından alıyor. Enerji uzmanları ile Rus ve ABD istihbarat örgütleri raporlarına göre “IŞİD’ in çalıntı petrolden günde 1 ile 1.5 milyon dolar geliri” var. IŞİD için “intihar bombacısı” çok önemli diye yazılır, çizilir, söylenir.

Necati Doğru’nun, IŞİD’in bütün parasal gücünü petrol satışından elde ettiği iddiası gerçeği yansıtmıyor. Çünkü, IŞİD’in finansal gücünün tamamı sadece petrol satışından gelmiyor.

IŞİD’in halihazırda sahip olduğu 2 milyar dolarlık mali gücün kaynağı tam olarak bir bilmece. Ancak uzmanlar, bu mali gücün şu unsurlardan oluştuğunu vurgulamaktadır: (i) IŞİD’in Musul’a girdiğinde buradaki merkez bankasında bulunan 500 milyar Irak dinarı, yani yaklaşık 420 milyon dolara el koyması, (ii) Körfez ülkelerinin IŞİD’e yaptığı mali destek, (iii) petrol satışı ve  (iv) haraç şebekeleri aracılığıyla edindiği kaynak.

Petrol satışından elde edilen gelir, IŞİD’in ikinci büyük para kaynağı olarak nitelenmektedir.

Kaynaklar:

 

 

Yorumunuzu yazınız...