28 Şubat Döneminde İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e Yönelik “Seni Kazığa Oturturum” Tehdidinin Emekli Orgeneral Çevik Bir Tarafından Dile Getirildiği İddiası Doğru Değil

Yanlış İddia

 

Bugünkü konumuz, yakın siyasi tarihimize dair hafızalarda yer eden “yağlı kazığa oturtma” tehdidi.

28 Şubat döneminde RefahYol Hükümeti’nde İçişleri Bakanlığı görevini üstlenen Meral Akşener’e iletmesi için İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Teoman Ünüsan’a “Söyleyin o kadına ayağını denk alsın, yoksa İçişleri Bakanlığı önünde yağlı kazığa oturturuz” sözlerini Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 35. Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir’in söylediği iddia edilmişti.

Bu iddiayı sosyal medya paylaşımları ile örnekleyecek olursak:

Devlet Yanlısı & Filizin Düşünceleri:

“28 Şubat’da Orgeneral Çevik Bir’in Meral Akşener’e “Gelirsem seni kazığa oturturum” dediğini ve Erdoğan’ın iktidara geldiğinde Çevik Bir’e bu konuda dava açtığını, Meral Akşener’in mahkemeye gidip “Ben davacı değilim” dediğini biliyor muydunuz?”

 

meral aksener cevik bir davaci

 

cevik bir kazik

 

“Yağlı kazık” tehdidinin arka planının 28 Şubat döneminde bazı sivil polislerin Genelkurmay’daki giriş çıkışları, üst rütbeli subayların hareketlerini izlemekte olduğunun fark edilmesine dayandığı biliniyor.

Sivil polislerin takibatının fark edilmesinin üzerine, dönemin Çevik Bir’in, İç Güvenlikle ilgili olarak yapılan dar kapsamlı bir koordinasyon toplantısında dönemin İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Ünüsan’a Meral Akşener’e aktarması için “O kadına söyle, ayağını denk alsın. Emniyet istihbaratına sahip olsun, hareketlerine konuşmalarına dikkat etsin. Emniyet istihbaratının neler çevirdiğini biliyoruz. Söyle o kadına, gelirsek onu ve avanesini İçişleri Bakanlığı’nın önünde yağlı kazığa oturturuz” dediği, Akşener’in bunun üzerine Köşk’ten randevu alarak görüştüğü Cumhurbaşkanı Demirel’in “Ben olayı tahkik ederim” diyerek, Akşener’in konuyu kamuoyuna aktarmasına engel olduğu iddia edilmişti.

28 Şubat’ın gergin politik ortamında “kazığa oturma tehdidi”nin gelişimi şu şekilde özetlenmişti:

“Tankların Sincan’a yürüyüşünü çok geç öğrenebilen Tansu Çiller, bu tür hareketleri ve olası bir darbe girişimini önceden öğrenebilmek için plan yapmaya başlıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü istihbarat Dairesi’ni kullanarak TSK’daki hareketliliğin izlenmesi talimatını veriyor Meral Akşener’e, Çok geçmeden de Batı Çalışma Grabu’nun bir belgesi Çiller’in önüne geliyor. Çiller müdahalenin yaklaşmakta olduğunu o gün anlıyor. Ancak bu olumsuz durumu lehine çevirmeyi planlıyor. “Erbakan’dan başbakanlığı alabilirsem hem müdahaleyi önlerim hem de siyaseten çok güçlenirim, Mesut Yılmaz’ı silerim” diye düşünüyor ve belgeyi aldığı gibi Erbakan’ın odasına giriyor: “Bu darbe hazırlığıdır. Tek çıkış yolu, başbakanlığı bana devretmenizdir, Ben bu işi önlerim…” Erbakan belgeyi görünce kıpkırmızı oluyor. Çiller’in önerisine net bir yanıt vermiyor ve ondan aldığı bu belgeyi doğruca Çankaya Köşkü’ne Cumhurbaşkanı Demirel’e götürüyor. Demirel, “Bu o manaya gelmez, ben tahkik edip sizi bilgilendiririm” diyerek Erbakan’ı sakinleştiriyor. Sonra da Genelkurmay Başkanı ile yaptığı haftalık görüşmede belgeyi Karadayı’ya veriyor.

Karadayı bu gelişmeyi Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya ve 2. Başkan Çevik Bir ile paylaşıyor, Erkaya’dan ilginç bir öneri geliyor: “Galiba maksadımıza ulaşıyoruz. Bizim ihtilal yapmak kararımız yok ama hükümet çevrelerinde bu korku ve kanaatin uyanmış olması işimizi kolaylaştıracaktır, Bunların çekip gitmelerini sağlayacak tek yol, bunları korkutmaya devam etmektir… Genelkurmay ve kuvvet komutanlıkları karargahlarında daha çok ışık yakalım ve konuşmalarımızın dozunu arttıralım…” Gülüşüyorlar… Çevik Bir de böylelikle hükümetin bazı zehir hafiye polis şefleri kanalıyla kendi çalışmalarını izlemeye çalıştığını öğreniyor. Önemsiz de olsa Donanma Komutanlığı’ndan bir belgenin sızmış olması Çevik Bir ve ekibinin canını sıkıyor. Belgeyi sızdırdığı iddia edilen Onbaşı Kadir Sarmusak yakalanarak hakkında soruşturma açılıyor.

Bu arada o günlerde yine bazı sivil polislerin genel kurmaydaki giriş çıkışları, üst rütbeli subayların hareketlerim izlemekte olduğu fark ediliyor. İç Güvenlikle ilgili olarak yapılan dar kapsamlı bir koordinasyon toplantısında Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Teoman Ünüsan’a şunları söylüyor: “O kadına (İçişleri Bakanı Meral Akşener) söyle, ayağını denk alsın. Emniyet istihbaratına sahip olsun, hareketlerine konuşmalarına dikkat etsin. Emniyet istihbaratının neler çevirdiğini biliyoruz. Söyle o kadına, gelirsek onu ve avanesini İçişleri Bakanlığı’nın önünde yağlı kazığa oturturuz…”

Teoman Ünüsan, Çevik Bir’in mesajını doğrudan Akşener’e dep ama Devlet Bakanı Bekir Aksoy’a anlatıyor. Aksoy da Tansu Çiller’e ve Meral Akşener’e… Meral Akşener, Çevik Bir’in sözlerini duyar duymaz hemen Cumhurbaşkanı Demirci’den randevu istiyor ve Köşk’e çıkıyor. Gelen mesajı cumhurbaşkanına anlatıyor ve “Efendim ben hemen yarın bir basın toplantısı düzenleyeceğim ve bu olayı kamuoyuna aktaracağım” diyor. “Onu yapma” diyor Demirel: “Ben olayı tahkik ederim, Genelkurmay Başkanı ile görüşürüm. Böyle bir şey olmaz sen merak etme, ben gerekeni yaparım…” Bu olay DYP’li bakan ve milletvekillerindeki paniği biraz daha arttırıyor ve DYP artık çözülme yoluna giriyor…”

 

Kazığa oturtma tehdidinin Çevik Bir, Erol Özkasnak ve Çetin Şanver üçlüsünden biri tarafından dile getirildiğinin ileri sürüldüğü görülüyor.

28 Şubat sürecinde Meral Akşener’e  yönelik “yağlı kazık” tehdidini savuran general sanılanın aksine eski 1. Ordu Komutanı ve dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir ya da eski Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Erol Özkasnak değil, dönemin Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı emekli Korgeneral Çetin Saner’di.

Akşener, kendisine bu çirkin tehdidi savuran generalin Çevik Bir olmadığını belirtmişti.

Soru: “Vatan gazetesi, Çevik Bir’in size müsteşarınız aracılığıyla, “O kadını bakanlığının önünde yağlı kazığa oturturum” diye haber yolladığını yazdı. Böyle bir mesaj getirdi mi size müsteşarınız?”

 

Meral Akşener: “Evet getirdi. ‘Bu lafı bir üst düzey general söyledi’ dedi. Bana ilk başta bir isim verilmedi. Ben daha sonra öğrendim, bu lafı söyleyen Çevik Bir değil. Şimdi isimler üzerinde konuşmak istemiyorum ama bana bu çirkin lafı bir başka üst düzey general söyledi. Ama bugün ‘Çevik Bir söyledi’ diye yazılıyor ve kendisinin de herhangi bir tekzibi çıkmıyor. Bu da çok ilginç tabii.”

 

Soru: “Bu tehdidi duyduğunuzda ne hissettiniz?”

 

Meral Akşener: “Çok öfkelendim. Hayatımda böylesine şiddetli öfkelendiğim çok nadir anlardan biri bu. Ben bir kadınım. Bir erkek çocuğu annesiyim. Aileler bu tip konulardan çok yaralanıyor. Beni mesajın ölüm tehdidi kısmı yaralamadı. Ecele inanan biriyim, ecel hoş gele, sefa gele. Mesajın beni yaralayan kısmı, erkek egemen bakışlı olması. Eğer ben kadın değil, erkek olsaydım, ‘Onu ipin ucunda sallandırırız ya da kurşun sıkarız’ diye bana mesaj gönderirlerdi.”

(Radikal. “Kazıklı general Çevik Bir değil“. 15 Eylül 2003. Haber: Neşe Düzel)

 

Siz 28 Şubat’ın en mücadeleci isimlerinden biriydiniz. “Yağlı kazığa oturturum” diyen komutana yönelik cevabınız hala konuşulur. O olay neydi ve o komutan iddia edildiği gibi Çevik Bir miydi?

Meral Akşener: “Çevik Bir değildi. 28 Şubat sürecinde demokrasi dışı taleplere direndiğim için çirkin bir tehdit, üst düzey bir komutan tarafından, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı vasıtasıyla gönderildi. Bu şahsın adını hiç söylemedim. Nedeniyse eşinin ve çocuklarının kamuoyu karşısında mahcup olmalarını istemeyişim.”

(Vatan. “‘Yağlı kazığa oturturum’ sözü hangi paşaya ait?“. 23 Ekim 2010. Haber: Deniz Güçer)

 

Meral Akşener’in Aksiyon Dergisi’nin 15 Eylül 2003 tarihli sayısında yayımlanan röportajda “O kadını yağlı kazığa oturturum” tehdidinde bulunan kişiye dair “Sizi tehdit eden kişi Genelkurmay İstihbarat Başkanı Çetin Saner miydi?” sorusuna “Bana gelen bilgiler bu arkadaşı gösteriyor. Gereken cevabı aldı zaten” karşılığını verdiği görülmüştü.

 

meral aksener tansu ciller

 

Akşener, 28 Kasım 2005 tarihinde Sabah gazetesinde Balçiçek Pamir’le yaptığı röportajda, kendisini tehdit eden generalin dönemin Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı emekli Korgeneral Çetin Saner olduğunu söylemişti.

Pamir’in sorularına Akşener şu yanıtları vermişti:

Balçiçek Pamir: 28 Şubat’tan hafızamızda kalan sizi yağlı kazığa oturtmakla tehdit eden üst düzey bir asker. Çevik bir olduğu yazıldı, siz reddettiniz. Kimdi o?
Meral Akşener: Çevik Bir değildi. Ben zaten o yazıları tekzip ettim. Hakkaniyetli bir insanım ben. İşin garibi o dönem balans ayarı yapmaya kalkan paşaların başında Çevik Bir vardı ve bugünkü haline bakın.
Balçiçek Pamir: AKP’nin İsrail ve Amerika’daki Yahudi lobisiyle iletişimini sağlayan bir danışman modeli olarak karşımızda.
Meral Akşener: Çevik Bir AK Parti’nin danışmanı mı? Bilmiyordum. Aslında bunu ilk sayın Ilıcak yazdı. Bunlar Refah deneyiminden sonra bir takım ısınma turları için yurtdışını gezmeye başladılar. Bu turları Mesut Yılmaz’ın teyze oğlu Kutman organize etti. Kutman Çevik Bir’den rica etmiş, yabancıları ikna etsin diye. Bir de dünyayı dolaşıp ‘Biz darbe yapmayacağız bunlara güvenin’ dedi. Kutman kendi açıkladı zaten.
Balçiçek Pamir: Çevik Bir o dönem emekli değil miydi?
Meral Akşener: Evet ama önemli çevrelerde gücü vardı.
Balçiçek Pamir: Bir, AKP’nin resmi danışmanı mı peki?
Meral Akşener: Resmi, gayri resmi bilemem. Bir taraftan 28 Şubat’ta balans ayarı yapacaksınız, bir taraftan mülteci kovalayacaksanız. Bir iktidar sizin yüzünüzden yıkılacak. Sonra o iktidardaki kişiler başka bir yapılanmayla tekrar iktidar olacak ve siz çıkıp bütün yabancı gazetelere bu iktidarı öven konuşmalar yapacaksınız. Ne demek bu? İrtica korkularınıza ne oldu? İslami rejim paranoyalarınız nerede kaldı? Ne oldu o gün hissettiklerinize. Sadece Çevik Bir değil, Atilla Kıyat için de bu sözlerim. Madem bu kadar demokrattınız beyler niye balans ayarı yaptınız? Niye 28 şubat oldu? Çok şaşırıyorum olup bitenlere. Bu isimler 28 şubatla övünenler değil miydi yani?
Balçiçek Pamir: “Peki dönelim yağlı kazık tehdidine. Kim söyledi? Niye açıklamıyorsunuz?… Korgeneral Çetin Sanver miydi?”
Meral Akşener: “Evet O’ydu. Bana gelen bilgiler bu arkadaşı gösteriyor. Gereken cevabı aldı zaten.”

Akşener’in, kendisine iletilen tehdit mesajına “Söyleyin ona, ben Balkanlıyım. Kazık deyince aklıma Balkanlı olan Kazıklı Voyvoda geldi. Kazıklı Voyvoda’yı da iyi tanırız. Ama unutulmasın ki, Kazıklı Voyvoda da bir homoseksüeldi” yanıtını verdiği ileri sürülmüştü.

28 Şubat davası sürecinde 28 Şubat sürecinin İçişleri Bakanı Meral Akşener de mağdur müşteki sıfatıyla ifade vermişti.

Akşener’in kendisini tehdit eden komutanın ismini savcılığa verdiği iddia edilmişti. Ancak, 28 Şubat soruşturması kapsamında tanık sıfatıyla ifadesini alınan Meral Akşener, adliyeden ayrılırken basın mensuplarının “28 Şubat sürecinde sizi tehdit eden generalin ismini açıkladınız mı?” sorusuna, “Yok, yok, yokcevabını vermişti.

16 Şubat 2015 günü görülen 28 Şubat Davası’nın 73. duruşmasına mağdur sıfatıyla katılan Meral Akşener, mahkeme başkanı tarafından kendisine iletilen “yağlı kazığa oturtma” mesajına dair soruya şöyle yanıt vermişti:

“İçişleri Müsteşarı ismini zikretmekten utandığım bir generalle bir görüşmesi esnasında şahsımla ilgili herkesin bugün çok sıklıkla kullandığı ‘yağlı kazığa oturturum’ dediğini anlattı. Aslında bana doğrudan anlatmadı. Önce Bekir Aksoy’a anlatmış, o Çiller’e, Çiller de bana iletti. Ünüsan’ı çağırdım. Yemin ettiğini ismini söyleyemeyeceğini ama böyle bir tehdit olduğunu açıkladı. Ben buna Rumeli kökenli, İzmitli bir öğretmen olan şahsıma değil, TC İçişleri Bakanlığı’na yapılmış bir tehdit olarak kabul ettiğim için hiyerarşik düzende gereğinin yapılması için Cumhurbaşkanı yani Başkomutana ilettim. Gereği yapılmadığı takdirde de kamuoyuna anlatacağımı söyledim. Sayın Cumhurbaşkanı gereğini yapacağını ama bir kişinin edep dışı davranışının kurumlara mal edilmemesi gerektiğini söyledi. Çiller de ona katıldı. Bu olayı kişisel olarak algılamadım, algılamış olsam aynı şekilde gereğini yapardım. Çok rencide oldum, Türk ordusunun bir generalinin bağrından Atatürk’ü çıkarmış bir ordunun generalinin bula bula Balkanlardan bir komutanı örnek alması… Anlatacağım başka bir şey yok. Sorarsanız cevap veririm.”

Kendisini tehdit eden komutan için “ismini zikretmekten utandığım bir general” tanımını kullanan Akşener, emekli Orgeneral Çetin Saner’den “yağlı kazık” sözleri nedeniyle şikayetçi olmamıştı.

28 Şubat soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’ye ifade vermeye gitmeden 2 gün önce Akşener’in makam arabasında oturduğu sağ arka bölüme bir kurşun sıkıldığı anlaşılmıştı.

Dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanı emekli Korgeneral Çetin Saner, 28 Şubat Soruşturması’nın dördüncü dalgası kapsamında 9 Mayıs 2012 günü gözaltına alınmış ve 28 Şubat Davası olarak bilinen davada yargılanmıştı. Soruşturma ve kovuşturma sürecinde Çetin Saner, dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener’e “yağlı kazığa oturtma” tehdidinde bulunduğunu kabul etmişti.

Savcı Mustafa Bilgili’nin “Eski bakanlardan Meral Akşener’e ‘Kazığa oturturum’ sözünü sarfettiniz mi?” sorusuna Saner’in şu cevabı sunduğu basına yansımıştı:

“O günlerde radar üssünün etrafında şüpheli bir araç tespit ettik. Bu aracın askeri birlikte dinleme yaptığını saptadık. Araştırma yaptık. Bu arabanın plakasından emniyet otosu olduğunu öğrendik. O an yanımda bulunan dönemin İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Teoman Ünüsan’a sinirlendim. ‘Söyle o kadına adamı yağlı kazığa oturturlar’ diye kızgınlıkla ağzımdan çıktı.

Çetin Saner, Meral Akşener’e ayıp ettiğini, “Söyleyin o kadına yağlı kazığa oturturuz” sözünün kendisine yakışmadığını, bu durumdan dolayı hicap duyduğunu ve özür dilediğini belirtmişti.

Teoman Ünüsan, ilgili “yağlı kazık” hadisesinin nasıl geliştiğini şöyle aktarmıştı:

“Bakan hanımın bilgisi dahilinde Genelkurmay’a gittim. Çevik Bir’in odasının karşısındaki odada ya da ayakta 5 paşa ile sohbet ettik. Bizden istedikleri İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu’nun görevden alınmasıydı. Ayrıca, Polisin ordu içerisinde istihbarat yapmasının da kabul edilecek bir şey olmadığını söylediler. İşte o konuşma sırasında paşalardan birisi, ‘ordu içinde istihbarat yapmaya bundan sonra devam edilirse, o emri veren kadın da yağlı kazığa oturtulur’ dedi. Bu sözleri duyunca elim-ayağım dolaştı. ‘Kadını yağlı kazığa oturtmak’ nedir? Önemli olan o lafın generallerden birisi tarafından söylenmiş olmasıdır.”

 

“Gördüğüm generaller arasından bir tek Çevik Bir’i simaen tanıyordum. O da, Bülent Orakoğlu’nun görevden alınmasını, başka hangi göreve verilirse verilsin kendilerini ilgilendirmeyeceğini söyledi. Bizden, başka bir talepte de bulunmadı. Bakan hanım için de herhangi olumsuz bir ifade kullanmadı. Bakanlığa döndüğümde, Bakanımız Meral Akşener’e askerlerin isteğinin Bülent Orakoğlu’nun İstihbarat Dairesi Başkan Vekilliğinden alınması olduğunu söyledim. O gün ismini “Çetin Paşa” olarak not ettiğim komutanın ‘yağlı kazık’ sözlerini ise bayan olduğu için bakanımıza anlatmadım. Ancak, paşanın o sözlerini başka bir bakanımıza anlattım. Bugün konuştuğum o komutanları tanımam bile mümkün değil.”

 

Yorumunuzu yazınız...