Yüzyıllar önce Çinli komutan Sun Tzu, “aldatma”nın savaşın temeli olduğunu söylemişti. Birinci Dünya Savaşı sırasında sistemleşmeye başlayan dezenformasyon ve aldatma teknikleri, İkinci Dünya Savaşı’nda savaşın gidişatını etkileyici bir özellik kazandı. Zaman içerisinde, beşinci kol faaliyetleri yoluyla kasıtlı yanlış bilgi yayımı, nizamî ve gayri nizamî harp süreçlerinin olmazsa olmazı hâlini aldı. İnternet basınının ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla propaganda faaliyetleri bu mecralarda da kendine yer buldu. Günümüzde de kasıtlı yanlış bilgi yayımı, çatışma süreçlerinde taraflarca “silah” olarak kullanılıyor. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan askerî harekât ve çatışma süreçlerinde bu durumun örnekleri yaygın şekilde gözlemlenmişti. Koronavirüs salgınının patlak verdiği ilk dönemin ardından Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte yanlış bilgi akışının sıklığının ve boyutunun anormal seviyelere çıktığına şahit olduk. Basın ve sosyal medya eski tarihli görüntülerle, gerçek dışı iddialarla adeta doldu taştı. Bu durum da anlamlı bir vecizeyi akıllara getirdi:

 

“Savaşta önce gerçekler ölür”

 

Yanlış bilgilerin savaş makinesinin dişlilerini işletmesine atıfla bu sözün aşağıdaki gibi farklı şekillerde kullanıldığına şahit oluyoruz:

  • “Savaşta önce gerçekler ölür”
  • “Savaşta ilk gerçekler ölür”
  • “Savaş zamanı ilk ölen gerçekler olur”
  • “Savaşta önce gerçekler can çekişir”
  • ”Savaşın ilk zayiatı gerçeklerdir”
  • “Savaş başlayınca ilk gerçekler ölür”
  • “Savaşta, belki de insanlardan önce, gerçekler ölür.”

 

Mezkûr söz geçmişte, Eshilos, Hiram Warren Johnson, Philip Snowden, Ethel Annakin, Samuel Johnson, Anne MacVicar Grant, E. D. Morel, W. T. Foster, Agnes Maude Royden, Hiram Johnson, Arthur Ponsonby, George Smith Patton gibi isimlere ait olduğu iddiasıyla ve “anonim” olduğu belirtilerek paylaşılmış. Ancak, mevcut bulgular çerçevesinde “savaşta önce gerçekler ölür” sözünün anonim nitelikte olduğu anlaşılıyor.

Quote Investigator, “savaşta önce gerçekler ölür” (“The first casualty of war is truth“) vecizesinin sahibine dair yayımladığı kapsamlı incelemede şu hususları tespit etmiş:

  • Savaşla birlikte hakikatin zarar gören ilk olgu olduğuna dair tespit edilebilen en eski kullanım, 1915 yılı Ağustos ayında Ethel Annakin’e (Snowden) ait. Annakin, kimliği belirsiz bir kişiye atıfla bu sözü şu şekilde kullanmış:
    • Someone has finely said that “truth is the first casualty in war”; and never was a greater untruth spoken than that war is waged for the protection of women and homes.” / “Birisi, “savaşta ilk zayiat hakikattir” diye çok güzel bir söz söylemiş; ve hiçbir zaman kadınların ve evlerin korunması için yürütülen savaştan daha büyük bir yalan söylenmemiştir.
  • Ethel Annakin’in eşi İngiliz sosyalist siyasetçi Philip Snowden 1916 yılında, E. D. Morel’in “Hakikat ve Savaş” (“The Truth and the War”) adlı kitabı için kaleme aldığı giriş bölümünde bu sözü anonim nitelikte kullanmıştı:
    • “Truth,” it has been said, “is the first casualty of war.”  / “Gerçeğin, savaşın ilk zayiatı olduğu söylenmiştir.”
  • ABD’li Senatör Hiram Warren Johnson’ın bu sözü 1929 yılında kullandığı belgelenebilse de, 1918 yılında kullandığına yönelik bazı kaynaklarda yer alan aktarımın kaynağının doğru olduğuna dair bir teyide erişilebilmiş değil.
  • Sözün antik Yunan oyun yazarı “Eshilos” (“Aeschylus”) (M.Ö. 456 – 525/524) tarafından kullanıldığına dair atıf, delille desteklenmemektedir.

Sözün ABD’li General George Smith Patton’a (1885-1945) ait olduğu da ileri sürülse de bu yönde teyit edici bir bulguya erişemedik.

 

Yorumunuzu yazınız...