RNA Virüslerine Karşı Aşı Geliştiril(e)mediği, RNA Virüslerine Karşı Aşının Etkisiz Olduğu İddiası Doğru Değil

Yanlış İddia

 

Pandeminin başından bu yana COVID-19 enfeksiyonuna dair pek çok dezenformasyona şahit olmaktayız. Bu yazımızda da bunlardan biri olan “RNA virüslerinin aşılarının bulunmadığı” iddiasını inceleyeceğiz.

İddianın sosyal medya platformlarında karşımıza çıkan birkaç örneğine göz atalım:

 

 

 

Genetik materyal olarak RNA molekülüne sahip olan kızamık ve hepatit (A, C, D, E) virüslerini, DNA virüsü sanan bir paylaşım:

 

 

Doğada enfeksiyona yol açan en küçük etken olan virüsler, genetik materyallerden DNA (deoksiribonükleik asit) ve RNA’dan (ribonükleik asit) birine sahiptir ve sahip oldukları genetik materyale göre DNA ya da RNA virüsleri olarak adlandırılırlar. Virüsler, bu genetik materyallerini konak hücre içerisine çeşitli yollar ile aktararak enfeksiyon yaparlar; konak hücreyi kullanarak kendi yapı taşlarını sentezleyip çoğalırlar.

DNA virüslerine Human simplex virus (uçuk etkeni), Variola virus (çiçek hastalığı etkeni) ve Hepatitis B virus (hepatit etkeni); RNA virüslerine ise diğer hepatit etkenleri olan Hepatitis A, C, D, E virüsleri, Rabies lyssavirus (kuduz etkeni), Measles morbillivirus (kızamık etkeni) örnek olarak gösterilebilir.

RNA virüslerine karşı aşı geliştirilemeyeceği iddialarının doğruluk payı bulunmamaktadır. İddia edilenin aksine RNA virüslerinin yol açtığı hastalıklara karşı pek çok aşı geliştirilmiştir ve bunlar hâlihazırda kullanımdadır. Bu RNA virüslerinden bazılarını kısaca inceleyelim:

 

Sarıhumma Virüsü (Flavivirus febricis)

Sarıhumma virüsü, özellikle Afrika ve Güney Amerika gibi coğrafyalarda sivrisinek ısırması sonucu insanlara bulaşan bir RNA virüsüdür. Virüs, aynı isim ile anılan ve ağrı, ateş, titreme gibi belirtiler ile seyreden sarıhumma hastalığına yol açar. Sarıhummaya karşı etkili aşılar, 80 yıldan beri kullanılmaktadır. İçeriğinde virüsün zayıflatılmış formu bulunan ve tek doz halinde uygulanan aşı, kişiye hayat boyu bağışıklık kazandırmaktadır.

 

Çocuk Felci Virüsü (Poliovirus)

Poliovirus çeşitleri, genellikle 15 yaşından küçük çocukların sinir hücrelerinde harabiyete yol açarak felç ve yürüme bozuklukları gibi sonuçlar doğurabilmektedir. Enfekte kişilerin dışkılarında yer alan virüs, genellikle sanitasyon ve hijyen koşullarının yetersiz olduğu durumlarda oral yol ile bulaşmaktadır. Günümüzde iki çocuk felci aşısı mevcuttur; bunlardan ilki oral yol ile verilen ve %90-95 oranında koruyuculuğu bulunan canlı aşı, diğeri ise intramüsküler olarak enjekte edilen ve %95 koruyuculuğa sahip inaktif bir aşıdır. Çocuk felci, aşıların üretilmesi ve sağlık hizmetlerinin gelişmesi ile günümüzde çoğu ülkede eradike edilmiştir; ancak Afrika ve Asya’nın bazı bölgelerinde hâlâ endemik olarak görülmeye devam etmektedir.

 

Kuduz Virüsü (Rabies lyssavirus)

Kuduz hayvanların vücut sıvıları ile temas, etlerinin tüketilmesi, hayvanın ısırması ya da tırmalaması gibi yollar ile bulaşan kuduz virüsü, insanlarda ölümcül olabilen ensefalomiyelite yol açmaktadır. Dünya çapında her yıl yaklaşık olarak 59.000 kişi kuduz nedeni ile hayatını kaybetmektedir ve kuduz vakalarının %99’u köpek ısırması sonucu gelişmektedir. Kuduz hastalığı geliştikten sonra bir tedavisi yoktur; ancak kuduz riski olan hayvanlar ile temasta bulunan kişilere aşılama yapılarak hastalığın gelişmesi önlenebilmektedir. Uygulanan bu aşı serisi, dört dozdan oluşmaktadır.

 

Kızamık Virüsü (Measles Morbillivirus)

Solunum yolu ile bulaşmakta ve genellikle çocukları enfekte etmektedir. Yüksek ateş, öksürük, konjonktivit, Koplik lekeleri gibi belirtiler gözlenen kızamık enfeksiyonu, sinir sisteminde kalıcı hasarlar bırakabilmekte; hatta kimi durumlarda ölümlere dahi yol açmaktadır. Dünya genelinde aşıya erişimin olmadığı bölgelerde günde 380 çocuk kızamıktan hayatını kaybetmektedir. Aşının kullanılmaya başlanmadığı dönemlerde, kızamık enfeksiyonunun yıllık 2.5 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açtığı bilinmektedir.

Kızamık aşısı olarak kullanılan aşı, yine RNA virüslerinin yol açtığı hastalıklar olan kızamıkçık ve kabakulağa karşı da kullanılan KKK/MMR (Kızamık-Kabakulak-Kızılcık/Measles/Mumps-Rubella) aşısıdır. KKK aşısı zayıflatılmış canlı bir aşı olup iki doz halinde uygulanmaktadır.

 

Sığır Vebası Virüsü (Rinderpest morbillivirus)

Geçmişte oldukça geniş coğrafyalara yayılarak büyükbaş hayvanların telef olmasına sebep olan bu virüs, insanlara bulaşmaz. Sığır vebası hastalığı, ağız içi eroziv lezyonlar, ateş, profuz diyare, burun ve göz akıntıları gibi semptomlar ile seyretmektedir. Hastalığa karşı aşı geliştirildikten sonra dünya genelinde geniş çaplı aşılamalar yapılmıştır. Birleşmiş Milletler, 2011 senesinde hastalığın tüm dünyada eradike edildiğini duyurmuştur.

 

koronavirüsün yapısı
Koronavirüsün Yapısı (Kaynak: Bilim ve Teknik Dergisi Mart 2020)

 

Özetle, yukarıda açıklayıp örneklendirdiğimiz RNA virüslerini ve bunlara karşı geliştirilen aşıları göz önünde bulundurarak iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyleyebiliriz. RNA virüslerinin neden olduğu kızamık, kızamıkçık, kabakulak, çocuk felci, sarıhumma, kuduz ve sığır vebası gibi enfeksiyonları önlemek amacı ile kullanılan çok sayıda aşı mevcuttur. Bu aşılar sayesinde, bahsettiğimiz hastalıklar oldukça seyrek görülmeye başlanmış, hatta bir tanesi dünyadan, birçoğu da belirli coğrafyalardan tamamen silinmiştir.

 

Yorumunuzu yazınız...