Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının Sadece % 15’inin Devletin Elinde Olduğu, Bankanın Gizli Hissedarlarının Bulunduğu, TCMB Hisselerinin % 85’inin Sabetayist Yahudilerin Elinde Olduğu İddiaları Doğru Değil

Yanlış İddia

 

Bugünkü konumuz Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) hissedarları hakkındaki şehir efsanesini konu edineceğiz.

Yeni Akit gazetesi yazarı Şevki Yılmaz’ın katıldığı bir TV programında sarf ettiği yanlış dolu ifadelerle bu şehir efsanesini örnekleyelim:

“Koskoca bir milletin parasını devletin bankası basmıyor. Millet Merkez Bankası Türkiye Devleti’nin zannetti. CHP 1931’de bu bankayı kurdu. Merkez Bankasını şirket olarak kurdu. Devletin hissesi ne kadar. CHP’yi tanıyın. Koskoca milletin cebindeki kağıt paralarının istiklalini Merkez Bankasına veren CHP % 15 hissesi var devletin. % 85’i diğerlerinin. (Kim onlar tüzel kişiler mi?) Sabetayistler Türk ismindeki Abdulhamit’i tahttan indiren aileler. Başta İngiltere’deki malum Rokfellerin Türkiye’deki temsilcileri. Demir paraya bunu yazmamış. Çünkü buna ihtiyacı yok. Demir paralarda ne yazıyor. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası. Türkiye Cumhuriyeti diyor. Şu anda merkez bankasının faizleri düşürememesi, doların önüne geçememesinin sebebi bu. Merkez Bankasının henüz % 100’ü devletin olmadı. Bu kavga veriliyor. Bu kanımıza dokunmuyor mu? Cebimizdeki parayı Yahudi ortaklı bir banka yapıyor. Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Bankasını kurarken % 15’ini Devlete, % 85’ini Yahudi Sabetayistlere teslim etmiştir. Bu ihanet millete anlatılması lazım. Merkez Bankası % 100’ü devletin yönetimine girerse o zaman Türkiye’nin Cumhurbaşkanı millete şikayeti bırakır.”

 

https://twitter.com/malumatfurusorg/status/1331620225532518401

 

TCMB’nin gizli hissedarları olduğu iddiası da birçok isim tarafından dile getirilmişti:

-Dolar yükselince -Enflasyon artınca -Faizler yükselince Hükümeti sorumlu tutacaksınız; hükümet Merkez Bankası’nın başındaki kişiyi görevden alınca, “Merkez Bankası bağımsız” diye feryat edeceksiniz… Merkez bankalarını gizli hissedarlardan kurtarmak lazım…

 

tcmb gizli hissedarları

 

İddiaların üzerinden sırayla gidelim…

 

TCMB’nin İsminde “Cumhuriyeti” Yerine “Cumhuriyet” İfadesinin Yer Alması Bağımsızlık Vurgusu Amaçlı

TCMB’nin ismindeki nüansa değindiğimiz yazımızda Banka’nın yeniliğini ve bağımsız yapısını vurgulamak için adının “Türkiye Cumhuriyetİ Merkez Bankası” yerine “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” olduğunu, TCMB’nin adındaki cumhuriyet kelimesinde iyelik ekinin yer almadığını aktarmıştık.

 

1715 sayılı tcmb kanunu
11 Haziran 1930 tarihli ve 1715 sayılı “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu”nun ilk 3 maddesi

 

TCMB’nin Sermaye Yapısı

Merkez Bankası, 11 Haziran 1930 tarihli ve 1715 sayılı “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu” ile 150.000 hisseden oluşan 15.000.000 TL sermayeli bir anonim şirket olarak kurulmuştur.

Günümüzde ise TCMB A.Ş.’nin sermayesi 25.000 TL olup 250.000 adet hisseye ayrılmıştır.

Merkez Bankası Kanunu ve Banka Esas Mukavelesi uyarınca Banka sermayesi, Genel Kurulda sağlanacak 2/3 çoğunluk ve Bakanlar Kurulunun onayıyla artırılabilmektedir.

Geçmişte yapılan sermaye artışları şu şekildedir:

  • 14 Ocak 1970 tarihli 1211 sayılı TCMB Kanunu ile TCMB’nin sermayesi 10.000.000 TL artırılarak 25.000.000 TL’ye yükseltilmiştir.
  • 28.04.1988 tarihli Olağan Genel Kurul Kararı ve 24.06.1988 tarih, 88/13075 sayılı Banka Esas Mukavelesi’nin Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı ile sermaye 25.000.000.000 TL’ye artırılmıştır.
  • 01 Ocak 2005 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Türk Lirası uygulamasının akabinde Bankanın sermayesi 25.000 TL olmuştur.

 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Logosu
TCMB Logosu

 

TCMB’nin Hisse Yapısı ve Türleri

1211 sayılı Merkez Bankası Kanunu uyarınca, Merkez Bankası hisse senetleri (A), (B), (C) ve (D) olmak üzere dört sınıfa ayrılmıştır.

Bu hisse çeşitlerinin tahsisleri şu şekildedir:

  • (A) sınıfı hisse senetleri: münhasıran Hazineye,
  • (B) sınıfı hisse senetleri: Türkiye’de faaliyette bulunan milli bankalara,
  • (C) sınıfı hisse senetleri: 15.000 hisseyi geçmemek üzere milli bankalar dışında kalan diğer bankalarla imtiyazlı şirketlere,
  • (D) sınıfı hisse senetleri: Türk ticaret müesseselerine ve Türk vatandaşlığını haiz tüzel ve gerçek kişilere

TCMB hisse senetlerini almak ve satmak mümkün. Ancak, TCMB hisselerinin devri diğer anonim şirketlerdeki gibi gerçekleşmiyor. TCMB hisselerinin satışı ya da devri, Banka Esas Mukavelesinin 12’inci maddesi uyarınca, hisseleri satan ile satın alan arasında, örneği Banka tarafından hazırlanan beyanname ile yapılacak talep üzerine, Bankaca muvafakat edilmesine bağlı gerçekleşmektedir.

2020 yılı Temmuz ayı sonu itibarıyla, Merkez Bankası sermayesinin yüzde 55,12’si (A) sınıfı, yüzde 23,25’i (B) sınıfı, yüzde 2,51’i (C) sınıfı, yüzde 19,12’si ise (D) sınıfı hisselerden oluşmaktadır.

 

merkez bankası sermaye yapısı

 

TCMB’deki Hazine Payı % 51’den Az Olamaz!

“Merkez Bankasındaki % 15’lik devlet hissesi” algısının 1715 sayılı Kanun‘daki 26. maddede yer alan şu atfa dayandığı düşünülmektedir:

“Madde 26 – (A) sınıfına ait hisse senetlerinin her biri asgarî yüz hisseliktir. Bu nevi hisse senetleri münhasıran Hükümet müesseselerine mahsus olup sermayenin yüzde on beşini geçemez.”

Ancak, zaman içerisinde yapılan değişikliklerle Türkiye Cumhuriyeti Hazinesinin TCMB’deki payına dair sınır % 15’ten önce % 25’e esnetilmiş, akabinde % 51’den düşük olamayacağı yönünde bir alt sınır konulmuştur.

03.07.1932 tarih ve 2062 sayılı “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Tadiline ve Bu Kanun’a Bazı Hükümler İlavesine Dair Kanun” uyarınca, yüzde 15’e kadar sınırlandırılmış olan (A) Sınıfı hisselerinin Banka sermayesinin yüzde 25’ine kadar artırılabileceği hükme bağlanmıştır.

Hâlen yürürlükteki 1211 sayılı 14 Ocak 1970 tarihli “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu” ile TCMB sermayesi 25.000.000 TL’ye artırılırken (A) sınıfı hisse senetlerinin, sermayenin yüzde 51’inden aşağı düşmemek üzere münhasıran Hazineye tahsis edileceği hükme bağlanmış ve 10.000.000 TL sermaye artışına karşılık gelen 100.000 hissenin tümü Hazineye tahsis edilmiştir.

Günümüzde TCMB’nin % 55,12’si Hazine ve Maliye Bakanlığı’na aittir. (A) sınıfı hisse senetlere sahip olan Hazinenin payı Banka sermayesinin yüzde 51’inden aşağı düşemez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, TCMB’nin çoğunluk hissesine sahiptir. TCMB’nin Devlet dışı aktörlerin elinde olduğu iddiası bir şehir efsanesidir. Yürürlükteki ilgili Kanun hükümleri ve hissedarlık yapısı gereği TCMB’nin böyle bir durumun gerçekleşmesi mümkün değildir.

 

“Merkez Bankasının Gizli Hissedarları” Olduğu İddiası Bir Şehir Efsanesi

Merkez Bankası hisse senetlerine ilişkin genel bilgiler ile belirli bir oranın üzerinde hisseye sahip olan bazı hissedarlara, hisselerinin tutarlarına ve toplam sermaye içindeki oranlarına ilişkin bilgiler iddia edildiği gibi gizli mahiyette değildir. TCMB’nin internet sitesindeki  “Yıllık Rapor” ile “Bağımsız Denetim Raporları” bölümlerinden ulaşılabilmektedir.

İnternet sitesindeki “Sermaye ve Hissedarlık Yapısı” başlıklı bölümde TCMB’nin hissedarları hakkındaki sık sorulan sorulara yanıt sunulmuş durumda.

2019 Yıllık Faaliyet Raporu‘nda 2019 ve 2018 yıl sonları itibarıyla TCMB hissedar bilgilerinin dökümü şu şekilde idi:

 

tcmb hissedarları

 

Görülebileceği üzere TCMB’nin genel kurulunun (hisse payı oranında) %55.12’si devlet tüzel kişiliğine, geriye kalan kısmın da %20.33’ü kamu bankalarına aittir. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın % 55,12’lik payının yanı sıra, Ziraat Bankası,  Mervak İç ve Dış Ticaret A.Ş., Garanti Bankası, T. İş Bankası, Halk Bankası, Yapı ve Kredi Bankası, Akbank, Türk Ekonomi Bankası ve ING Bank A.Ş hisselerin 30,88’ine sahiptir. 3500 paylık % 13,99’luk hisse sahipleri ise detaylı şekilde listelenmemektedir.

Sayıştay’ın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2016 Yılı Düzenlilik Denetim Raporu, TCMB hissedar sayısı hakkında daha fazla detay sunmaktadır (Sf: 34):

 

tcmb hissedarları
Sayıştay’ın 2016 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2016 Yılı Düzenlilik Denetim Raporu’ndaki “Banka Hissedarları ve Payları” tablosu

 

Eski Hazine Müsteşarı ve ekonomist Mahfi Eğilmez “şehir efsanesi” olarak tanımladığı bu iddianın gerçek dışılığını aktardığı yazısında, azınlık payına sahip hissedarların kimliğinin açıklanmaması hakkında şu yorumda bulunmuştu:

“Hisselerin büyük çoğunluğuna (yüzde 88) sahip hissedar bilgilerinin dışında kalan hissedarların isimleri temel ilke olarak Anayasanın 20’nci maddesinde güvence altına alınan özel yaşamın gizliliği kapsamında değerlendiriliyor ve o nedenle üçüncü kişilere açıklanmıyor.”

Merkez Bankasının azınlık hissesine sahip kişilerin isimlerinin tamamının kamuya açıklanmaması nedeniyle “gizli hissedar” hurafesinin oluşmuş olabileceği söylenebilir.

Bu hissedarların tam listesi TCMB ve Sayıştay kayıtlarında mevcuttur.

 

tl simgesi

 

Merkez Bankasında Görev Alan İsimler De Bu İddianın Doğru Olmadığını Aktarmıştı

Eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Doç. Dr. İbrahim Turhan da bu iddianın doğruluk payının bulunmadığını şu sözlerle dile getirmişti:

“Sosyal medyadaki her zırva ile, komplo teorisi ile uğraşacak değiliz ama Cumhuriyet kurumlarına cahilce karalamalar yapılmasına da izin vermemek, doğruyu anlatmak yurtseverliğin gereğidir. Sürekli gündeme getirilen bu şehir efsanesine cevap vermek borç oldu. Bakın gerçek ne?

 

1) Doğru; madeni parada “Türkiye Cumhuriyeti” yazar, çünkü madeni parayı Merkezi Yönetimin bir parçası olan Hazine (Darphane) basar. Banknotlar ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından basılır. TCMB tartışmasız bir devlet kurumudur ama Merkezi Yönetimde değildir.

 

2) Doğru; ilk kuruluğunda TCMB’de Hazinenin ortaklık payı %15’tir. Ama bu aslında Cumhuriyetin büyük bir başarısıdır. Zira Osmanlı devletinde bir İngiliz-Fransız ortaklığı olan Osmanlı Bankası’na 1863 yılında banknot ihraç imtiyazı, 1875’te de devletin hazinedarlığı verilmişti. Cumhuriyet kurulunca bu yetkinin alınması kolay olmadı. Yani %15, yüzde yüzden verilmiş bir pay değil sıfırdan kazanılmış bir paydır. Bu arada Rockefeller (aslında kast ettikleri Rothschild) ailesi ya da bezeri sermayedar hiçbir zaman TCMB’de çoğunluk pay sahibi olmadı.

 

3) Neden “Türkiye Cumhuriyeti” değil? TCMB’nin bağımsızlığının göstergesi olarak adında, diğer devlet kurumlarındaki gibi “Türkiye Cumhuriyeti” ifadesi değil, yürütmeden bağımsız olan diğer kurum olan yargıda “Cumhuriyet Savcılığı” olduğu gibi “Cumhuriyet Merkez Bankası” geçer.

 

Uluslararası işlemlerde hangi cumhuriyetin merkez bankası olduğu belli olsun diye başına “Türkiye” ibaresi eklendi. 1930’da kurulduğundan beri adı, TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI’dır ve bu isimde bir kurumda çalışmış olmak büyük onurdur.

 

4) Başka ortaklar var mı?

Hisselerinin bir kısmı o dönemde egemenliğin simgesi para basma gücünün yabancı ortaklı bir kuruluştan millî devlet bankasına geçirilmesi için büyük vatanseverlik örneği sergileyen ticaret odalarına ve sermayeye katılan gerçek şahıslara verilmiştir.

Yukarıda anlattığım gibi Osmanlı Devletinin vermiş olduğu kapitülasyonlardan kaynaklanan sebeplerle kuruluşta yabancı bankaların ortaklık payları vardı.“İmtiyazlı şirketler” denilen bu tüzel kişilerin payları zamanla azaltıldı

TCMB’nin yönetimi her zaman devletteydi.

 

50 yıldan fazla süredir TCMB’nin paylarının çoğunluğu Hazineye aittir. Yönetimi yasa ile belirlenir. Dolayısıyla adında T.C. ibaresi olmaması veya “gizli” ortakları olduğuna dair komplo teorileri uydurmadır. TCMB sermayesinin %51’inden aşağı düşmemek koşuluyla Hazineye aittir.

 

“Diğer” ortaklar, yukarıda bahsettiğim kuruluşta bu milli davaya omuz veren ve hepsi T.C. vatandaşı olan kurucuların varisleri ile çeşitli ticaret odaları vardır. Bu paylar bugün de D Grubu pay sahipleri tarafından temsil edilmektedir. Kar payı dağıtımı da yasayla belirlenmiştir.

 

TCMB, kârının sembolik bir kısmı (3 bin TL) dışında tamamını bilançosunda ihtiyat akçesi olarak saklar ya da Hazineye aktarır. Geçen yıl, yıllardır biriken ihtiyat akçesi bütçe harcamalarının finansmanında kullanıldı.

TCMB, Cumhuriyetimizin bize armağanı bir Cumhuriyet kurumudur.

 

5) Bağımsızlık gereklidir: Enflasyon bir Hükümetin topluma karşı işleyebileceği en ağır ekonomi günahıdır. Enflasyon kanunsuz vergidir. Merkez bankası bağımsızlığı küreselci bir komplo ya da elitist bir fantezi değil halkın çıkarını koruyan demokratik bir kontrol mekanizmasıdır.

 

Bundan sonrası biraz teknik: Merkez bankası tek elden para basma, satın alma gücü yaratma imtiyazına sahip. Merkez bankası siyasetten fiyat istikrarını sağlama ve kalıcı kılma hedefi dışında bir talimat alırsa karşılıksız para basacak demektir.

 

Ekonomideki reel büyüme ile, dolayısıyla da para talebi ile orantılı olmayan parasal genişleme karşılıksız para basmak anlamına gelir. Bu aynı zamanda yasal dayanağı olmayan ve bütçede yer almayan bir vergidir. Meclisin onaylamadığı, yasaya dayanmayan vergi demokrasiye ihanettir.

 

Hükümetin yasal dayanağı olmayan ve bütçede öngörülmeyen vergi toplama, harcamaları bu şekilde finanse etme hakkı demokratik siyaset ile bağdaşır mı? Cevap; tabii ki hayır. Öyleyse merkez bankası bağımsızlığı demokratik siyaset açısından bir çelişki teşkil etmez.”

 

 

1 Yorum

  1. Merkez bankasi devletinmiste niye faiz odemeden para alamıyor devlet

Yorumunuzu yazınız...