Melâhat Pars’ın Babası Muallim İsmail Hakkı Bey Değil, Tütün Eksperi İsmail Hakkı Bey’dir

Ünlü kadın bestecilerimizden Melâhat Pars’ın babasının ismi İsmail Hakkı’dır. Ancak isim benzerliği nedeniyle Melâhat Pars’ın tütün eksperi olan Ordulu babası, besteci ve müzik eğitimcisi İsmail Hakkı Bey ile karıştırılmaktadır.

Yanlış İddia

 

İsim benzerliği nedeniyle yaşanan karışıklıklardan dolayı yanlış anlaşılmalar oluşabiliyor. Ünlü kadın bestecilerimizden Melâhat Pars’ın babasının kimliği konusunda da benzer bir durumun yaşandığı gözlemleniyor.

 

Melahat Pars'ın Muallim İsmail Hakkı Bey'in kızı olduğunu öne süren Ekşi Sözlük girdisi
Melahat Pars’ın Muallim İsmail Hakkı Bey’in kızı olduğunu öne süren Ekşi Sözlük girdisi

 

Türk müziği bestekârı ve eğitmeni Melâhat Pars‘ın (1918-2005) babasının bestecisi ve müzik eğitimcisi İsmail Hakkı Bey (1866-1927) olduğu, biyografi siteleri başta olmak üzere birçok kaynakta öne sürülmektedir. Ancak, Melâhat Hanım’ın babası “Muallim” lakabıyla tanınan İsmâil Hakkı Bey değil; Ordulu tütün eksperi İsmail Hakkı Bey’dir.

Melâhat Hanım’ın ailesi şöyle aktarılmaktadır (Fethi Karamahmudoğlu’nun Mızrap Dergisinde yayınlanan “Melâhat Pars” başlıklı yazısı, Taha Toros Arşivi, Dosya No: 256-Melahat Pars, Şehir Üniversitesi E-Arşivi):

“Ünlü bayan bestecilerimizden Melâhat Pars, Ordu’lu bir baba ve Rumelili bir annenin tek çocuğu olarak, 1918 martının 23. perşembe günü İstanbul’un Fatih semtinde dünyaya gelmiştir. Babası Tütün eksperlerinden İsmail Hakkı Bey, annesi Fatma Zehra Hanımdır.”

 

Melâhat Pars'ın özgeçmişinin aktarıldığı küpürde babasının tütün eksperi İsmail Hakkı Bey olduğu aktarılmaktadır.
Melâhat Pars’ın Mızrap Dergisinde özgeçmişinin aktarıldığı küpürde babasının tütün eksperi İsmail Hakkı Bey olduğu aktarılmaktadır.

 

Türk Sanat Müziği’nin az sayıdaki kadın bestecilerinden biri olan Melâhat Pars’ın bahse konu özgeçmişinde müzikle tanışma serüveni aktarılırken -babası sanılan- ünlü bestekâr İsmail Hakkı Bey’in ismi dahi geçmemektedir:

“Müziğe, daha ortaokul yıllarındayken, annesinin teşvikiyle, ünlü bestecilerimizden Selânikli Ahmet Beyin kardeşi Kanûnî Mustafa Beyden ilk nota, solfej ve ses eğitimi dersleri alarak başlamıştır. Daha sonra, lise yıllarında, o devrin ünlü müzik merkezlerinden «Dar-üt Talim-i Musiki» cemiyetine katılmış olan bestecimiz, bu müessesede en çok Udi Fahri Kopuz’dan istifadeler sağlamıştır. Yine aynı kuruluşun üyelerinden olan Cevdet Çağla ve Neyzen İhsan Beyler, yararlandığı diğer isimlerdir.”

 

Mızrap Dergisinin 1984 Eylül sayısının Melâhat Pars resimli kapağı
Mızrap Dergisinin 1984 Eylül sayısının Melâhat Pars resimli kapağı

 

Musiki Lugatı‘nın paylaştığı özgeçmişinde de “bestekâr bir baba”ya dair bir atıf yerine, “tütün eksperi baba” atfı yer almaktadır:

“Annesi Zehra Hanım, babası tütün eksperi İsmâil Hakkı Bey’dir. İstanbul Kız Lisesi’nden mezundur. Musikişinas bir ailede dünyaya gelen Melahat Pars ilk musiki eğitimini on iki yaşında Kanuni Selânikli Ahmet Bey’den almış daha sonra da Dârütta’lîm-i Musiki Heyeti’ne devam etmiş; Fahri Kopuz, Reşat Erer, İhsan Aziz Bey, Cevdet Çağla, İzzettin ökte, Selahattin Pınar gibi usta isimlerle çalışma fırsatı yakalamıştır. Fahri Kopuz’dan ud dersleri de alan sanatçı İstanbul Radyosu’nun ilk yıllarında radyo mikrofonları aracılığıyla dinleyiciyle buluşmuştur.”

 

Melahat Pars:dinleyiciler bizim ne durumda olduğumuzu bilseler
Melahat Pars’ın bir yayına verdiği “dinleyiciler bizim ne durumda olduğumuzu bilseler” demecinin yer aldığı sayfa

 

Özetle, İsim benzerliği nedeniyle Melâhat Pars’ın tütün eksperi olan Ordulu babası, ünlü besteci İsmail Hakkı Bey ile karıştırılmaktadır. İsim benzerliği nedeniyle oluşan yanlış algının biyografik siteler vasıtasıyla yayılmayı sürdürdüğünü görüyoruz.

 

 

Melahat Pars Kimdir?

“Ünlü bayan bestecilerimizden Melâhat Pars, Ordu’lu bir baba ve Rumelili bir annenin tek çocuğu olarak, 1918 martının 23. perşembe günü İstanbul’un Fatih semtinde dünyaya gelmiştir. Babası Tütün eksperlerinden İsmail Hakkı Bey, annesi Fatma Zehra Hanımdır.

İlk eğitimini Fatih’deki «Taş Okul»da gördükten sonra girdiği Vefa Kız Lisesini bitirmiştir.

Müziğe, daha ortaokul yıllarmdayken, annesinin teşvikiyle, ünlü bestecilerimizden Selânikli Ahmet Beyin kardeşi Kanûnî Mustafa Beyden ilk nota, solfej ve ses eğitipıi dersleri alarak başlamıştır.

Daha sonra, lise yıllarında, o devrin ünlü müzik merkezlerinden «Dar-üt Talim-i Musiki» cemiyetine katılmış olan bestecimiz, bu müessesede en çok Udi Fahri Kopuz’dan istifadeler sağlamıştır. Yine aynı kuruluşun üyelerinden olan Cevdet Çağla ve Neyzen İhsan Beyler, yararlandığı diğer isimlerdir. Dar-üt Talim-i Musıki’deki eğitimi yedi yıl kadar süren Melâhat Pars 1938’de nişanlandığı doktor Hazım Pars’la 1939’da evlenmiştir. Bu evliliğinden üç oğlu olmuştur (1941, 1944 ve 1955 doğ.)

Melâhat Pars radyoya ilk kez 1944 de açılan ses sanatçısı imtihanım, sesi yanında uduyla da kazanarak girmiştir. Bu imtihana onu teşvik eden, en çok saygı duyduğu hocası olan Fahri Kopuz’dur. Ankara radyosunda tanıdığı Ruşen Ferit Kam, Cevdet Kozanoğlu ve Vecihe Daryal onun müzik kişiliğinin gelişmesinde katkısı olan ikinci dönem hocalarıdır. 1952’de İstanbul Radyosuna atanan bestecimize katkıları olan son kişi Mesud Cemil Tel’- dir.

Bir müddet sonra İstanbul Belediye Konservatuarına girmiştir. Bu kuruluşta, zevcini kaybettiği tarih olan 1965’e kadar bilfiil vazife görmüş ve bu tarihte ayrılarak sadece İstanbul Radyosundaki görevini sürdürmüştür.

1971’de emekli olan Melâhat Pars bu gün, yine sözleşmeli olarak radyo kadınlar korosunu yönetmekte, ayrıca verdiği özel derslerle Türk Müziğine yeni yeni yetenekler kazandırmaktadır.

Melâhat Pars herşeyden önce usta bir fasıl tertipçisidir. Onun düzenlediği ve yönettiği fasılları dinlemek bir zevktir. Bilindiği gibi geleneksel müziğimizin bir icra biçimi olan fasılda eserlere, beğenilecek ve etkileyecek bir bütünlük kazandırabilmek, gerçekten bir maharet ve zevkiselim işidir.

Melâhat Pars beste çalışmalarına zamanının ünlü bestecilerinden Nuri Halil Poyraz’m teşvikiyle başlamıştır. «Âvâre gönül yine sensiz hicrâna daldı» adlı eseri ilk eseri olup zamanın otoritelerince takdir görerek radyo repertuarına alınmış bir eserdir. Mütevazi bir hanımefendi olan Melâhat Pars, eserleri için «Denemelerim» demesine rağmen, bu elli küsur yapıt arasında özellikle «Gümüş tellerle örsem saçının her telini» adlı kürdilihicazkâr ve «Ah yine hicran ile gün bitti, güneş battı gönül» adlı segâh olanların, günümüzden çok çok ötelere uzanabilecek kalıcı birer niteliğe sahip oldukları kanaatindeyiz. Gerçekten bestecimiz, neoklâsik türün son halkasında yer alabilecek tarz ve anlayışta verdiği eserlerle sevilmektedir. Eserlerinde tam olarak hüzün hakimdir. Ritm dokusu ve prozodi, yer yer ayrıcalıklar gösterse de geleneksel klişeler dairesinde ve Şevki Bey, Lem’i Atlı, Fehmi Tokay, Şerif İçli ve Nuri Halil Poyraz da revaç bulduğu biçimdedir. Ezgi dokusu süsten uzak yalın ve direkt anlatımıyla akılda kolay kalıcı bir nitelik taşır. Aruzlu prozodi uygulamalarına rağmen çoğu kez ezgi ritme hâkimdir.

«Eşi yoktur bana bir sevgili vermiş ki felek» adlı muhayyer, «Gönlümü başka emellerle avutsaydım» adlı nihâvend ve «Ben gamlı hazan sense bahar, dinle de vazgeç» adlı hicaz şarkıları, onun geniş halk kitlelerinin ilgi ve beğenilerine mazhar olmuş kaliteli ve albenili eserleridir.”

(Fethi Karamahmudoğlu’nun Mızrap Dergisinde yayınlanan “Melâhat Pars” başlıklı yazısı, Taha Toros Arşivi, Dosya No: 256-Melahat Pars, Şehir Üniversitesi E-Arşivi)

 

* Tespiti için Hamdi Akyol‘a teşekkürlerimizle…

 

Yorumunuzu yazınız...